İnsanoğlu her zaman akıl ile doğruyu bulabilecek kabiliyettedir. Hz. İbrahim kıssasına göre önce güneş ve aya ilahlık vasfı verip sonra da inkar etmek söz konusudur. Yunan kaynaklı bir eser olan Hay bin Yakzan hikayesine göre Robinson Cruse benzeri bir anlatı söz konusudur. Salaman u Absal mesnevisi de Hay bin Yakzan hikayesinde geçmektedir. İbni Sina’nın kaleme aldığı eser Tevrat’ta Hz. İsmail vefat edince yerine Hz. Davud geçer. Hz. Davud’a oğlu Absalum isyan eder.
Emmun’u öldüren Absalum’u sürgüne gönderir. Üç yıl sonra affedildi. Yoab aracılığıyla affedildi. Hz. Davud onu tahtın yeni varisi kabul eder. Grekleştiği söylenmektedir. Yunanca metnin son Salaman yedi altın levhaya başından geçenleri anlatıp babasının mezarına koyar. Eflatun yazının esaslarını çözer ve bunları Aristo’ya öğretir.
Salaman u Absal’ı felsefi olarak ifade eden versiyonu İbn Tufeyl’in Hay bin Yakzan’ıdır. “İnsan kendi başına hiçbir eğitim ve öğretim görmeksizin doğayı inceleyerek düşünme yoluyla insan-ı kamil aşamasına ulaşabilir, başka bir deyişle insanı nefs faal akılla birleşebilir.”Eser Rousseau’nun Emil’i, Thomas Morus’un Ütopya’sı, Bacon’un Yeni Atlantis’i, ayrıca Daniel de Foe’nun Robinson Crusoe adlı eserlerine benzerliği ile kaynak olmaktadır.
Hay bin Yakzan bir felsefi bir yolculuk olarak göz doldurmaktadır. Salaman u Absal da Yunan menşeli olarak felsefi bir birikimin ürünü olarak göze çarpmaktadır.
AVŞAR, Ziya, Evrensel Bir Hikaye: Salaman u Absal ve Kökeni, Turkish Studies Volume 2/4 Fall 2007