Kanuni Muhibbi mahlasıyla Hürrem Sultan’a aşkını yazmıştır. Divan Edebiyatında aşk ve sevgili övülmekte sevgilinin aşığı kahrettiği görülmektedir. Hürrem Sultan tarihi açıdan önemli bir figür olmakla beraber tartışılagelen bir konudur. Kanuni’nin eşi olan Hürrem Sultan’a padişah şiir yazmıştır. Bu konu hakkında çeşitli çalışmalar vardır. Şiirlere bakıldığında Kanuni Hürrem Sultan’a aşkını sunmaktadır. Tarihi bir vesika olan şiirler bize Hürrem Sultan’ın aşkını itiraf etmektedir. O şiirlerden birisi şöyledir:
Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım
(Tenha arkadaşım, varlığım, sevgilim, parlak ayım. Dostum, gizlediğim, varlığım, güzellerin padişahı sultanım)
Aşık sevgilisine nida sanatı ile seslenmektedir. Hürrem Sultan’a seslenmektedir. Sevgilinin yüzü aya benzetilmektedir. Sevgilisine tensikü’s sanat ile seslenmektedir. Güzellik padişahı demiştir. Karısı olduğundan mahrem ve halvet kelimeleri kullanılmıştır. Tenasüp sanatı ve leff ü neşr sanatı vardır.
Hayatım hasılım,ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
Baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım
(Hayatım, meydana çıkanım, ömrümi kevser şarabım, cennetim. Baharım, güzelliğim, günüm, sevgilim, gülen gülüm)
Hayatının bir parçası olarak nitelemektedir. Sevgiliye ömrünü vermiştir. Sevgilinin güzelliği sarhoşluk vermiştir. Şarap kevsere benzetilmektedir. Cennet gibidir. Sevgilinin gelişi ilk bahar gibidir. Verd-i handan ile tevriye sanatı söz konusudur. Gülen gül kast edilmiştir. Nigar kelimesiyle hem sevgilinin resmi hem de sevgili kast edilmektedir. Tenasüp ve teşbih-i beliğ söz konusudur.
Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şemim
Turuncu u nar u narencim, benim şem-i şebistanım
(Sevincim, içkim, meclisim, mumum, parlağım, mumum. Kızılım, nar ve portakalım, benim gece ülkesinin mumum.)
Neşat kelimesiyle sevinç kast edilmektedir. Sevgili aşk sarhoşluğu veren içkiye benzetilmiştir. Aşık sarhoştur. Şem ü Pervane mesnevisine telmihte bulunurken sevgili sineğin etrafında uçtuğu muma benzetilmiştir. Hürrem Sultan’ın saçı kızıldır. Bu nedenle turuncu nar ve narenci kullanılmıştır. Tensikü’s sıfat söz konusudur. Ateş de kızıldır. Sevgilinin saçına benzetilmiştir. Şebistan ile gece ülkesi kast edilmiştir. Sevgili gece ülkesini aydınlatan mum gibidir.
Nebatım, sükkerim, gencim, cihan içinde bi-rencim
Azizim, Yusufum varım, gönül Mısrındaki hanım
(Bitkim, şekerim, zenginim, dünya içinde incinmeyenim. Azizim, Hz. Yusuf’um, gönül ülkesindeki padişahım.)
Nebat kelimesiyle çiçek kast edilmiştir. Sevgili şeker gibi tatlıdır. Şairin zenginliğidir. Dünya felek içinde fakir olan Kanuni’dir. Aziz kelimesiyle Hz. Yusuf kast edilmiştir. Hz. Yusuf kıssasına telmih vardır. Mısır kelimesiyle hem ülke demek hem de Mısır azizi Hz. Yusuf’tan bahsedilmiştir. Tevriyeli kullanım söz konusudur. Hanım kelimesiyle hem hükümdar hem de kadın anlamından söz edilmektedir.
Stanbulum, Karamanım, diyar-ı milket-i Rumum
Bedahşanım ve Kıpçağım ve Bağdadım, Horasanım
(İstanbul’um, Karaman’ım, Rum memleketlerim, Bedahşan’ımi Kıpçak’ımi Bağdad’ım, Horasan’ım)
Kanuni’nin hükmettiği şehirler söz edilmektedir. İstanbul, Karaman isimleri sevgiliye benzetilmektedir. Rum diyarının padişahı olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda Bedahşan, Kıpçak, Bağdad ve Horasan’ın hepsi Osmanlı toprağıdır. Tensikü’s sıfat söz konusudur.
Saçı marım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bimarım
Ölürsem boynuna kanım, meded he na-müsülmanım
( Saçı yılanım, kaşı yay şeklinde olanım, gözü fitne dolu, hasta olanım. Ölürsem boynuna kanım kalır, yardımına razı olayım Müslüman olmayanım.)
Sevgilinin saçı yılana benzetilmiştir. Kaşı yaya benzetilmiştir. Burada teşbih-i beliğ söz konusudur. Sevgilinin gözü fitnedir. Hasta gibi baygın bakışlıdır. Kanuni ölürsem kanım senin boynuna demektir. Hürrrem Sultan Müslüman değildir. Ondan yardım istemektedir. Meded kelimesiyle nida sanatı söz konusudur.
Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim
Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbiyim hoş halim!
(Kapında meddah olduğum için seni daima överim, Yürek gam dolu, gözüm nem dolu, Ben Muhibbi’yim güzel halim.)
Meddah ile medh kelimesinde cinas söz konusudur. Tekrir vardır. Meddah mazmunu söz konusudur. Meddah Osmanlı döneminde tek kişilik stand-up gibi bir meslektir. Aynı zamanda övmek demektir. Sevgilinin kapında hikaye anlatıcısıyım diyor. Aşığın gönlü gam doludur. Gözleri nemlidir. Tecrit sanatıyla Muhibbi kelimesinden kendini soyutlamaktadır. Hoş halim diyerek kendini mutlu hissettiğini anlatmaktadır. Aynı zamanda leff ü neşr ve tenasüp sanatları kullanılmıştır. Hüsn-i talil sanatıyla kendisi meddah olduğu ve her daim övdüğü için yüreği gamlı, gözleri nemli ve hali hoştur.
Dilara Pınar ARIÇ