İstanbul’un Tarihi Apartmanlarının Dili Oldu

İstanbul’un Tarihi Apartmanlarının Dili Oldu

Ayşegül Acar “Apartman deyip geçme” isimli sosyal medya hesabından başlattığı girişimiyle, 2019 yılından beri İstanbul’un tarihi apartmanlarının hikayelerini araştırıp anlatıyor. 

Ayşegül Acar aslında ekonomi gazetecisi. Sosyal medya hesabı instagramda “Apartman deyip geçme” isimli bir sayfa açarak, İstanbul’un tarihi apartmanlarının hikayelerini araştırıp anlatmaya başlamış. ‘Bilirsek koruruz.Korursak özel kalırız’ mottosuyla yola çıkan Ayşegül Acar sayfasında İstanbul’un kültürel miras kapsamında yer alan  ve kaderine terk edilen apartmanların ve yapıların farkına varılmasını ve korunması na katkı sağlamayı amaçlamış. 

Ben de kendisiyle bir röportaj gerçekleştirip,sayfası ve çalışmalarına dair detayları kendisinden öğrenmek istedim. 

Apartmanlara ve binalara ilginiz nasıl ve ne zaman başladı? 

Aslında çocukluğumdan beri var olan bir ilgiymiş bu.Fakat ben bir türlü anlamlandıramamışım ya da ismini koyamamışım yıllarca. Daha ilkokul yıllarımdayken  teyzem Şişli’de ikamet ediyordu.beni yaz tatillerinde İstanbul’a çağırırdı.Çünkü İstanbul’a müthiş bir sevgim vardı ve bu çok bariz bir şekilde belli oluyordu. Dolayısıyla annem de bu sevgimi sezmiş olmalı ki tatillerde mutlaka teyzemein yanına gönderirdi. 

İlk gittiğim sene 10 yaşımdaydım. Tabi İstanbul’u hiç bilmiyorum. O sene teyzem bana İstanbul’u çok güzel gezdirdi. O gezide hep dikkatimi çeken ve en çok ilgi gösterdiğim yer eski binalar, yalılar köşkler olmuştu. 

Daha sonra 12 yaşımda İstanbul’a tekrar geldim. Sonra da bu devam etti. Önceleri teyzemle sonra ise kendi kendime şehri gezmeye başladım. O zamanlar metrobüs, metro henüz yoktu. Sadece otobüs ve minübüsler vardı. Otobüse atladığım gibi soluğu Yeniköy’ün, Tarabya’nın yalıları, köşkleri arasında alıyordum. Zaten Baltalimanı’nda da akrabamız vardı. O yapıları göreyim diye sık sık akrabalarımıza gidiyordum. 

Binalara ilginiz olduğunu anladığınız halde mimarlık seçmemişsiniz ve ekonomi eğitimi almışsınız? Neden mimarlık değil de ekonomi? 

Ben işin teknik tarafında olmak istemedim. Çizimlerden, hesaplardan ziyade olayın edebi, sanatsal ve estetik yönleri ilgimi çekiyordu. O yıllarda bile yalıları gözlemlerken çocuk aklımla acaba bu yalılarda daha önce kimler yaşadı? sorusunu düşündüğümü hatırlıyorum. Yani duygu tarafı beni ilgilendiren kısım galiba. 

Ekonomiyi seçmeme gelince lise yıllarımda ekonomiye ilgim olduğunu anladım. Türkiye’nin geçmişten günümüze değişmeyen  gerçeklerinden birisi de ekonomik tablosuydu. Benim çocukluğum 1980’li yıllara tekabül ediyor. O yıllarda bile ekonomi her zaman ilk gündem konusuydu. Ve belki de benim bilinçaltım bu şekilde şartlandı bilemiyorum ama ekonomiyi hep sevdim. Lakin orada da mesela makro ekonomi daha çok ilgimi çekti. Üniversite yıllarımda da mikro ekonomiden çok makroya ilgim daha fazla oldu. Bu anlamda  Davranışsal İktisat’la ilgilenmeyi daha çok seviyorum mesela. Yani ilgi duyduğum her şeyde insan ve duygular hep ön planda oldu. 

Frej Apartmanı

İstanbul’da tarihi apartmanlara olan ilginizin kaynağı nedir? Bu apartmanlarda sizi cezbeden nedir? 

Aslında bu soruya  kaynağı şudur diye cevap veremiyorum. Çünkü ilgi alanımın kaynağı çok çeşitli olduğunu görüyorum. Tarihe sanat tarihine, mimarlık tarihine ilgim olduğu kadar arkeolojiye, sanata, yöresel mimariye, bize özgü, yöresel özelliklerimize de ilgim var. Bu nedenle genel anlamda soyut ve somut olmayan kültürel mirası temel sebep olarak gösterebilirim. Tarihi bir apartmanda ilk etapta mimarisi ilgimi çekiyor daha sonrasında ise içerisindeki yaşanmışlıkları, öğrenmek istiyorum. Çünkü yapıya ruh kazandıran içerisindeki yaşanmışlıklar. Aksi taktirde sadece taşa bakmış oluyorsunuz. 

Apartman Deyip Geçme isimli sayfayı açma fikriniz nasıl ortaya çıktı? 

İstanbul’a yerleşmek amacıyla geldiğim yıl İstiklal Caddesi’nde dolaşırken Botter Apartmanı’nı gördüğümde adeta donup kaldığımı hatırlıyorum. Bir yandan uzun uzun binayı seyretmiş bir yandan da gözlerimden yaşlar akmıştı. Bina o zaman restorasyona girmemişti. O mükemmel cephesindeki yalnızlığı, çaresizliği beni çok etkiledi. Kapısı karalanmış, dış cephedeki o iki adet kadın başları kararmış. Bina çok metruk bir haldeydi ve adeta beni görün diye çığlık atıyordu. O günden sonra bir hafta ne yapabilirim diye düşündüm. Daha sonra o haftanın sonunda bir gece apartman deyip geçme sayfasını açma fikrinin beynime hücum ettiğini dün gibi hatırlıyorum. Hatta çok ilginçtir sayfanın ismi de o gece aklıma geldi. Ertesi gün de sayfayı açtım. 

Sayfanızı açma amacınız neydi?  

En önemli neden son yıllarda hızla betonlaşan Türkiye’de kültürel miras kapsamında yer alan tarihi apartmanların farkındalığını artırmak ve kaderine terk edilmesine ses çıkarılması anlamında bir ses olmaktı. Çünkü her zaman söylüyorum bana göre İstanbul başınız yukarıda gezilmesi gereken bir şehir. Tarihi mimari ve külürel miras kapsamında adeta bir açık hava müzesi. Her birinin bir hikayesi var. Geçmişten gelen bir öğreticiliği var. Fakat şimdiye kadar buna dikkat çekilmemiş. Sahipsizlik ve yapıları hor kullanma çok yaygın. Bu sahipsizliğe dikkat çekmeyi amaçladım. Bunu yaparken de hedef kitlem özellikle gençler oldu.   

Neden gençler? 

Baktığımızda genç kitlenin bu yaoılara ilgisinin olamadığı düşünülüyor fakat ben böyle düşünmüyorum. Sadece şimdiye kadar bu yapılar gençlere tam anlamıyla anlatılamamış. Gayri ihtiyari bir apartnman havası sürdürülmüş. Oysa bu yapıların içerisindeki hikayeler genç kitle tarafından farkedilince korunmaları gerektiği bilinci de gençler tarafından hemen ortaya çıkıyor. Bana sayfamda dm den en çok mesaj yazan kitle gençler ve kadınlar. Bu yapıların kent hafızası için korunması gerektiğini şehrin ruhunu oluşturduğunu anlıyorlar ve lütfen korunsun diye mesaj atıyorlar. Hatta artık İstanbul dışından dahi kaderine terk edilen tarihi yapıyı görüntüleyip bana gönderen gençler oluyor. Buna çok memnun oluyorum. 

Takipçilerinizle nasıl bir etkileşim kuruyorsunuz? Sayfanızın ilgi görmesinde bu etkileşim nasıl rol oynadı? 

En kısa ifadeyle kendim oluyorum. Sosyal medya maskeli insanların yoğun olduğu güvensizlik duygusunun çok fazla görüldüü bir platform. Ben hiçbir zaman maskeli olmayı seçmedim. Özel hayatımda nasılsam bu platformda da aynı şekilde devam ediyorum. Samimi ve güven veren ve asla yalana başvurmayan bir kişi olmaya dikkat ediyorum. Çümkü normal hayatımda da beni en çok rahatsız eden iki konu haksızlık ve yalandır. Samimi,içten ve olduğum gibiyim. Sanırım bunu da karşı tarafa geçiriyorum. 

Botter Apartmanı (Casa Botter)

Roportajın başında sizi Botter Apartmanı’nın etkilediğini ifade etmiştiniz. Bunun dışında sizi etkileyen apartmanlar nelerdir diye sorsam ne cevap veirirsiniz? 

Ahh evet. Botter ilk göz ağrım dersem yeridir. Bunun dışında Sıraselviler’deki Rizzo Apartmanı, Şişhane’deki Frej, İstiklal Caddesi’ndeki Saint Antuan apartmanları, Glata’daki Kamondo Evi, Teşvikiye’deki Taş Konak, ilk etapta aklıma gelenler. 

Saint Antuan Apartmanları

Bu apartmanların özelliği nedir? Sizi neden etkiledi? 

Apartmanların beni etkileyen yönleri kiminin nmimarisi kiminse hikayesi oluyor. Mimari yönden çok fazla özelliği olmayan bir yapının çok etkileyici hikayesi olabildiği gibi tam tersi de olabiliyor. Yani hikayesi bilinmeyen ya da tarihe damga vuracak hikayesi olmadığı halde mimari açıdan mükemmel olan apartmanlar da var. 

Yukarıda saydığım apartmanlarda bu şekilde sıralanabilir. 

Son olarak takipçilerinize ve tarihi apartmanlarla ilgilenenlere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? 

Ben aslında bir gazeteciyim lakin bu sayfadan dolayı çoğu kişi beni  sosyal medyacı gibi düşünüyor. Fakat aslında bu sayfada yaptığımda gazetecilik. Gazetecinin özelliği olaylara eleştirel gözle bakmak ve farkındalık yaratmaktır. Ben de bu yapıları anlatırken sadece iyi yapıları yada iyi taraflarını değil, kente ihanet kapsamında değerlendirilecek yada hor görülen yapıları da anlatıyorum. Eleştirel yönden bakıyorum yani. Onun dışında en önemlisi merak ediyorum. Araştırıyorum, okuyorum, kişilerle görüşüyorum. Lakin bu yapıların sesi olmakta bir tek benimle bir yerlere varmamız imkansız. İstiyorum ki takipçilerimde sayfama katılsın. Çünkü bu yapılarla ilgili haikayelere ulaşmada en etkili kaynak halkın kendisi. Binalarda bir zamanlar yaşayanlar ve onların kuşakları. Asıl bilgiler literatürden çok bu kişilerde saklı. Çok katılımcılık daha hızlı yol almamıza ve sesimizin daha gür çıkmasını sağlar diye düşünüyorum. Bu nedenle tarihi apartmanlarda geçmişi olan insanların ya da o insanların komşusu olanların sayfama yazmaları ve katılımcılığı bu anlamda en çok istediğim şey. 

Diğer Röportajlar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, ingiltere aile birleşimi sınavı