Şevket Gölük
Köşe Yazarı
Şevket Gölük
 

Sosyal Medyada Özgürlük

Günümüzde sosyal medya veya yeni internet medyası olarak adlandırılan eskisine göre oldukça farklı iletişim ortamları her geçen gün daha da artmakta ve kullanıcı sayıları tahmin edilemez düzeyde artış göstermektedir. Yeni medya kavramı 1970'lerde, bilgi ve iletişim tabanlı araştırmalarda, sosyal, ekonomik ve kültürel çalışmalar yapan araştırmacılar tarafından ortaya atılmış bir kavramdı. 1990'lı yıllarda müthiş bir ivme kazanan bilgisayar ve internet teknolojisi ile birlikte genişlemiş ve çok farklı boyutlara ulaşmıştır. Kısa bir tanımla sosyal medya; internet teknolojilerini kullanarak iletişim kurmayı, bilgi paylaşmayı ve içerik üretmeyi sağlayan bir platformdur. Türk Dil Kurumuna göre sosyal medya “iletişim ortamı” ve “iletişim araçları” demektir. Sosyal Medya, bireylerin internette yazdıkları yazılardan, müziklerden, videolardan, fotoğraflardan ve diğer materyallerden oluşur. Kısacası sosyal medya; içeriğini kullanıcıların oluşturduğu bir platformdur. Sosyal medya, adında medya olmasına rağmen geleneksel medyadan farklılık göstermektedir. Özgünlüğünü yaratan en önemli farklılığı, herhangi bir bireyin sosyal medyanın içeriğini yaratabilmesi, yorumda bulunabilmesi ve katkı sağlayabilmesidir. Sosyal medya metin, ses, video, resim paylaşımına olanak sağlamakta, bu özelliği ile de kullanıcılara geniş bir kullanım olanağı sunmaktadır. Sosyal medya platformları ile artık bireyler sadece izleyici veya okuyucu değil doğrudan bilgi yayan aktörlere dönüşmüşlerdir. Sosyal medya araçlarını kullanarak insanlar, düşüncelerini, fikirlerini, deneyimlerini dünya çapında paylaşma imkânı bulmaktadırlar. Geleneksel medya hükümetlerin ve reklam verenlerin baskısı altındadır ve özgürce yayın yapamaz. Sosyal medya ise kolay erişilebilir, herkes tarafından eşit düzeyde müdahale edilebilir, küresel bir platform olduğundan çok daha özgürdür. Dünya üzerinde 2.5 milyar insan internet kullanıyor. Bu kullanıcıların 1.8 milyarının sosyal medya ağlarında hesabı var. Sosyal medya aktif kullanıcı sayıları her geçen yıl artıyor. Türkiye'de internet kullanım oranı, tüm nüfusa oranla yaklaşık %50'ye yakın olup Türkiye'de 36 milyonun üzerinde internet kullanıcısı, 38 milyon aktif sosyal medya hesabı vardır. Hükümetin sosyal medya içerisindeki suçları engellemek amacıyla dediği kamuoyunca sosyal medyaya sansür olarak dile getirilen mevcut internet kanuna kamuoyunca büyük tepki verildi. Sivil toplum grupları, hükümetin sosyal medyaya yönelik daha kapsamlı bir düzenleme getirme planı ve değişikliklerle ilgili sivil topluma danışılmaması konusundaki kaygılarını ifade etti; ancak buna rağmen, yasal düzenleme 21 Temmuz'da meclise sunuldu. İnternet Yasası olarak da bilinen 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, 29 Temmuz 2021'de T.B.M.M.’nde kabul edildi. Kanunlaşan yasa ile Türkiye'de günde bir milyondan fazla kez erişilen sosyal medya platformlarına Türkiye'de yasal temsilci bulundurma zorunluluğu getirildi. Sosyal medya şirketleri, belirlenen zaman aralığında bu gerekliliği yerine getirememeleri halinde, 40 milyon liraya kadar idari para cezasına çarptırılacak, platformlarına reklam yasağı getirilecek ve internet bant erişimi %90'a kadar engellenebilecek. Bu yaptırımlar, sosyal medya platformlarının ileriki yıllarda kullanılamaz hale getirebilir. Türkiye'de yargı sisteminin, saygı gösterilmesi ve korunması gereken meşru eleştiri ve muhalif görüşler ile engellenmesi gereken karalama ve nefret savunuculuğunu ayırt etmekte yetersiz kaldığını Uluslararası Af Örgütü belgeleri ile birlikte kamuoyuna duyurdu. Ülkemizde muhalif seslerin hakaret ve suç unsuru bulunmayan sosyal ağ paylaşımlarında dahi Sulh Ceza Mahkemeleri yaygın bir şekilde yetkililerin içerik kaldırma veya engelleme taleplerini otomatik olarak onayladı. Mahkemeler, yalnızca görüşlerini veya fikirlerini internet ortamında ifade eden kişilere yönelik tutuklama kararları veriyor, bu kişileri yargılıyor ve hapis cezası dâhil olmak üzere çeşitli cezalara mahkûm ediyor. Anayasa Mahkemesi ise ifade özgürlüğü hakkına yönelik ihlallerle ilgili karar almayarak veya kararları çok geç çıkartarak, etkili bir hukuk yolu sunmuyor. İfade ve düşünce özgürlüğü insanlığın en temel haklarından biridir. İfade özgürlüğünün bilime, eğitime ve sanata katkısı büyüktür. Bilim, sinema, tiyatro, müzik ve edebiyat, ifade özgürlüğünden beslenerek dünya üzerindeki uygarlığın gelişimini hızlandırmıştır. Farklı fikirlerin özgürce paylaşımı, tabu kabul edilen konuların eleştiriye açılması, gelenekselcilikten çok yeniliğe merak duyan bir toplum anlayışının ortaya çıkması, insanların kendilerini özgürce dışa vurabilmeleriyle mümkün olmuştur. İçerisinde bulunduğumuz son yüzyıl boyunca farklı kitle iletişim araçlarının ortaya çıkması modern toplumda bilgi alışverişine yeni bir boyut getirmiştir. Gazeteler, dergiler, radyo ve TV kanalları düşünce ve ilgi yayılımına büyük katkılar sağladı. Yaşamakta olduğumuz dünyada, insanlığın elindeki bilgi ve birikim havuzu giderek büyümektedir. Sosyal medyanın sihirli kelimesi haline gelen “paylaş” özelliği kullanıldıkça insanlar birbirine daha da yaklaşacak, fikir çeşitliliği artacak, pek çok konuda uzlaşma sağlanması mümkün olacaktır. Elbette sosyal medya ve internet özgürlüğü de sınırsız ve kuralsız olmamalıdır. Özgürlüklerin hakaret, tehdit, topluma kin ve nefret gibi eylem ve paylaşımlarda engellenmesi gereklidir. Hatta bağımsız mahkemelerce yargılanabilir olması da gereklidir. Yeter ki bu uygulamalar süreklilik gösterip sansüre ve ifade özgürlüğüne engelleme aşamasına gelmesin. Sadece ifade ve paylaşım özgürlüğünü sınırlandırmak ve genel yasaklara bağlı kalmak, ayrımcılıkla mücadelede yetersiz kalan uygulamalardır. Ülke yöneticileri, yeni internet yasakları koymak yerine mevcut yasaları internette şiddete ve istismara maruz kalan kişileri korumak için etkili bir biçimde uygulamalıdır. Tüm dünya ülkelerinde ve ülkemizde yetkililerin internetteki ifadeleri izleme ve sansürleme yetkisini artırmak yerine bu gibi adımların atılması, ifade özgürlüğü hakkını korunmak ve çevrim içi şiddet ve istismarla mücadele etmek konusunda önemli bir ilerleme kaydedilmesini mümkün kılacaktır. Şevket Gölük
Ekleme Tarihi: 03 Aralık 2023 - Pazar

Sosyal Medyada Özgürlük

Günümüzde sosyal medya veya yeni internet medyası olarak adlandırılan eskisine göre oldukça farklı iletişim ortamları her geçen gün daha da artmakta ve kullanıcı sayıları tahmin edilemez düzeyde artış göstermektedir. Yeni medya kavramı 1970'lerde, bilgi ve iletişim tabanlı araştırmalarda, sosyal, ekonomik ve kültürel çalışmalar yapan araştırmacılar tarafından ortaya atılmış bir kavramdı. 1990'lı yıllarda müthiş bir ivme kazanan bilgisayar ve internet teknolojisi ile birlikte genişlemiş ve çok farklı boyutlara ulaşmıştır.


Kısa bir tanımla sosyal medya; internet teknolojilerini kullanarak iletişim kurmayı, bilgi paylaşmayı ve içerik üretmeyi sağlayan bir platformdur. Türk Dil Kurumuna göre sosyal medya “iletişim ortamı” ve “iletişim araçları” demektir.


Sosyal Medya, bireylerin internette yazdıkları yazılardan, müziklerden, videolardan, fotoğraflardan ve diğer materyallerden oluşur. Kısacası sosyal medya; içeriğini kullanıcıların oluşturduğu bir platformdur. Sosyal medya, adında medya olmasına rağmen geleneksel medyadan farklılık göstermektedir. Özgünlüğünü yaratan en önemli farklılığı, herhangi bir bireyin sosyal medyanın içeriğini yaratabilmesi, yorumda bulunabilmesi ve katkı sağlayabilmesidir. Sosyal medya metin, ses, video, resim paylaşımına olanak sağlamakta, bu özelliği ile de kullanıcılara geniş bir kullanım olanağı sunmaktadır.


Sosyal medya platformları ile artık bireyler sadece izleyici veya okuyucu değil doğrudan bilgi yayan aktörlere dönüşmüşlerdir. Sosyal medya araçlarını kullanarak insanlar, düşüncelerini, fikirlerini, deneyimlerini dünya çapında paylaşma imkânı bulmaktadırlar.


Geleneksel medya hükümetlerin ve reklam verenlerin baskısı altındadır ve özgürce yayın yapamaz. Sosyal medya ise kolay erişilebilir, herkes tarafından eşit düzeyde müdahale edilebilir, küresel bir platform olduğundan çok daha özgürdür.


Dünya üzerinde 2.5 milyar insan internet kullanıyor. Bu kullanıcıların 1.8 milyarının sosyal medya ağlarında hesabı var. Sosyal medya aktif kullanıcı sayıları her geçen yıl artıyor. Türkiye'de internet kullanım oranı, tüm nüfusa oranla yaklaşık %50'ye yakın olup Türkiye'de 36 milyonun üzerinde internet kullanıcısı, 38 milyon aktif sosyal medya hesabı vardır.


Hükümetin sosyal medya içerisindeki suçları engellemek amacıyla dediği kamuoyunca sosyal medyaya sansür olarak dile getirilen mevcut internet kanuna kamuoyunca büyük tepki verildi. Sivil toplum grupları, hükümetin sosyal medyaya yönelik daha kapsamlı bir düzenleme getirme planı ve değişikliklerle ilgili sivil topluma danışılmaması konusundaki kaygılarını ifade etti; ancak buna rağmen, yasal düzenleme 21 Temmuz'da meclise sunuldu. İnternet Yasası olarak da bilinen 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, 29 Temmuz 2021'de T.B.M.M.’nde kabul edildi.


Kanunlaşan yasa ile Türkiye'de günde bir milyondan fazla kez erişilen sosyal medya platformlarına Türkiye'de yasal temsilci bulundurma zorunluluğu getirildi. Sosyal medya şirketleri, belirlenen zaman aralığında bu gerekliliği yerine getirememeleri halinde, 40 milyon liraya kadar idari para cezasına çarptırılacak, platformlarına reklam yasağı getirilecek ve internet bant erişimi %90'a kadar engellenebilecek. Bu yaptırımlar, sosyal medya platformlarının ileriki yıllarda kullanılamaz hale getirebilir.
Türkiye'de yargı sisteminin, saygı gösterilmesi ve korunması gereken meşru eleştiri ve muhalif görüşler ile engellenmesi gereken karalama ve nefret savunuculuğunu ayırt etmekte yetersiz kaldığını Uluslararası Af Örgütü belgeleri ile birlikte kamuoyuna duyurdu.


Ülkemizde muhalif seslerin hakaret ve suç unsuru bulunmayan sosyal ağ paylaşımlarında dahi Sulh Ceza Mahkemeleri yaygın bir şekilde yetkililerin içerik kaldırma veya engelleme taleplerini otomatik olarak onayladı. Mahkemeler, yalnızca görüşlerini veya fikirlerini internet ortamında ifade eden kişilere yönelik tutuklama kararları veriyor, bu kişileri yargılıyor ve hapis cezası dâhil olmak üzere çeşitli cezalara mahkûm ediyor. Anayasa Mahkemesi ise ifade özgürlüğü hakkına yönelik ihlallerle ilgili karar almayarak veya kararları çok geç çıkartarak, etkili bir hukuk yolu sunmuyor.


İfade ve düşünce özgürlüğü insanlığın en temel haklarından biridir. İfade özgürlüğünün bilime, eğitime ve sanata katkısı büyüktür. Bilim, sinema, tiyatro, müzik ve edebiyat, ifade özgürlüğünden beslenerek dünya üzerindeki uygarlığın gelişimini hızlandırmıştır. Farklı fikirlerin özgürce paylaşımı, tabu kabul edilen konuların eleştiriye açılması, gelenekselcilikten çok yeniliğe merak duyan bir toplum anlayışının ortaya çıkması, insanların kendilerini özgürce dışa vurabilmeleriyle mümkün olmuştur.


İçerisinde bulunduğumuz son yüzyıl boyunca farklı kitle iletişim araçlarının ortaya çıkması modern toplumda bilgi alışverişine yeni bir boyut getirmiştir. Gazeteler, dergiler, radyo ve TV kanalları düşünce ve ilgi yayılımına büyük katkılar sağladı.


Yaşamakta olduğumuz dünyada, insanlığın elindeki bilgi ve birikim havuzu giderek büyümektedir. Sosyal medyanın sihirli kelimesi haline gelen “paylaş” özelliği kullanıldıkça insanlar birbirine daha da yaklaşacak, fikir çeşitliliği artacak, pek çok konuda uzlaşma sağlanması mümkün olacaktır.


Elbette sosyal medya ve internet özgürlüğü de sınırsız ve kuralsız olmamalıdır. Özgürlüklerin hakaret, tehdit, topluma kin ve nefret gibi eylem ve paylaşımlarda engellenmesi gereklidir. Hatta bağımsız mahkemelerce yargılanabilir olması da gereklidir. Yeter ki bu uygulamalar süreklilik gösterip sansüre ve ifade özgürlüğüne engelleme aşamasına gelmesin.


Sadece ifade ve paylaşım özgürlüğünü sınırlandırmak ve genel yasaklara bağlı kalmak, ayrımcılıkla mücadelede yetersiz kalan uygulamalardır.
Ülke yöneticileri, yeni internet yasakları koymak yerine mevcut yasaları internette şiddete ve istismara maruz kalan kişileri korumak için etkili bir biçimde uygulamalıdır.


Tüm dünya ülkelerinde ve ülkemizde yetkililerin internetteki ifadeleri izleme ve sansürleme yetkisini artırmak yerine bu gibi adımların atılması, ifade özgürlüğü hakkını korunmak ve çevrim içi şiddet ve istismarla mücadele etmek konusunda önemli bir ilerleme kaydedilmesini mümkün kılacaktır.


Şevket Gölük

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi sınavı