Asgari ücret, ülkemizde kayıt altında çalışan tüm işçilere ödenmek zorunda olunan en düşük ücrettir. Daha açık bir anlatımla, işçilere çalışmaları karşılığında ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. temel gereksinimlerinin en az düzeyde karşılanmasına yetecek kadar olan ücrettir.
Anayasamızın 55. maddesi ile çalışanların emeklerinin karşılığını alabilmesi adına, ücrette adalet sağlanması konusu anayasal teminat altına alınıştır. Böylelikle devlet ülke içerisinde çalışan vatandaşlarının adaletli ücret alabilmelerini gözetmek zorundadır.
Çalışanın emeği karşılığı alacağı ücretler her zaman aylık olarak belirlenmeyebilir. Saatlik, günlük, haftalık olarak da ücret belirlenebilir. Ücret zaman aralıkları farklıda olsa asgari tutarlar her çalışma için geçerlidir. Bu nedenle saatlik çalışanların ücreti de asgari ücretin saatlik tutarından az belirlenemez. Günlük ücretler de asgari ücretin günlük tutarından daha az belirlenemez.
Ülkemizde her yılın başında belirlenen asgari ücret tüm ülke genelinde çalışan kayıtlı işçiler için yasalar gereği uygulanmak zorundadır. Devletin çeşitli kamu kurum temsilcileri ve belirlenen sendika temsilciler ile bir araya gelerek belirlediği asgari ücret ülkedeki tüm iş kollarında çalışan işçilerin emekleri karşılığı alabileceği en düşük ücreti temsil eder.
İşveren tarafından çalışan işçilerine belirlenen asgari ücret altında ücret teklif edilmesi ve işçi çalıştırılması suçtur. Dolayısıyla bu suçu işleyenlere yasalar gereği cezai yaptırımlar uygulanır.
2023 Yılının ortasına geldiğimiz şu günlerde TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre Tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yıllık yüzde 39,59, mayıs ayında ise yüzde 0,04 olduğunu açıkladı. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 19,49 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 68,98 ile lokanta ve oteller oldu. Enflasyon oranı artışı en çok gıda ve kirada oldu.
Devletin resmi kurumunun dahi açıklamış olduğu resmi enflasyon rakamı dahi ülkemizdeki işçilerin asgari gelirlerine göre çok yüksektir. Bir de bu enflasyonun gerçek hayat dediğimiz market, pazar ve temel ihtiyaçlardaki artışlarına bakar isek ülke genelinde yaşanan enflasyon bunun daha da çok üzerindedir.
İşçilerin asgari ücret ile geçimleri her geçen yıl gittikçe zorlaşır iken bir de bu sene tüm dünyayı ve ülkemizi tehdit eden korona virüs salgınından dolayı daha da zorlaşmıştır.
Bilhassa virüs salgınından dolayı uzaktan ve kısa çalışma yöntemi ile çalışan işçilerin almış oldukları asgari ücretler yarı yarıya düşmüştür. Bu nedenlerden dolayı ülke genelinde tüm çalışanların evinde ay sonunu getirememe sıkıntı ve paniği yaşanmaktadır.
Salgın nedeniyle yüz binlerce kişi işsiz kaldığı gibi, almış olduğu kredileri geri ödeyemeyen 33 milyon kişide borç batağına batmıştır. Bu borç batağından kurtulmak için yeni çalışma ve kazanç sağlama yöntemleri aramaktadırlar.
Asgari ücret tespit komisyonunca 2023 yılı için belirlenen net asgari ücret 8.506 TL olup, bu belirlenen rakam maalesef işçilerin kira, gıda, yol ve faturalarına bile ucu ucuna yetmektedir. Bunun dışında kalan sağlık, eğitim ve sosyal giderlere çalışanların bir ücret ayırması söz konusu bile olmamaktadır.
Eğitim seviyemizin yükselmesi ve ülke olarak bilimde/teknolojide ön plana çıkmak istiyor isek asgari ücret belirlenirken eğitim harcamaları da düşünülmelidir. Hatta spor, tiyatro ve müzik gibi sosyal faaliyetlerde düşünülerek ülkemizin tüm alanlarda temsil edilmesini sağlamalıyız.
Her geçen yıllarda asgari ücretle çalışan ve geçimini sağlayan ailelerimiz yetersiz olan bu gelirden dolayı şimdilerde eğitim ve gıda harcamalarından da büyük ölçüde kısmaya başlamışlardır. Bunun önüne geçmek için ülke yöneticilerimiz bir an önce harekete geçmelidir.
Yılın başında 8 bin 506 lira olan asgari ücretin alım gücü günden güne düşüyor, milyonlarca çalışan Temmuz ayında yapılacak asgari ücret zammı için bekliyor. Seçimden önce eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin asgari ücretin 500 dolar seviyesinde olacağını açıklamıştı ancak dönemin kur hesabına göre 10 bin lira olan 500 dolar bu hafta 11 bin 500 lirayı geçti.
Türk-İş verilerine göre, mayıs ayında açlık sınırının 10 bin 362 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 33 bin 752 TL’ye çıktığını anımsatan Çerkezoğlu, “Bir ailede iki kişi çalıştığı zaman o eve en az yoksulluk sınırı kadar para girebilmeli” diye konuştu. Bu da asgari ücretin 16 bin TL olmasına yönelik bir talebe işaret ediyor.
Yukarıda beyan edilen bilgiler ve her kesimce de bilinen bu gerçekler ışığında bu günlerde toplantılarına başlayan asgari ücret ara zam tespit komisyonu alacak oldukları ortak kararlar ile en üst seviyede insana yakışır asgari yaşam ücreti belirlemelidir.
Şevket GÖLÜK