Dilara Pınar Arıç
Köşe Yazarı
Dilara Pınar Arıç
 

Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir

Ankara’da Alberto Manguel, “Şehirler mecazi kimlikler edinirler: Oyunbaz ve çocuk gibi olan şehirler vardır (Sidney, Salzburg, San Fransisco), bir babalık (Hamburg, Torino, Madrid) ya da annelik hissi yaratanlar (Venedik, Lima, Krakow)… Kimileri ise hiçbir aşina imaj uyandırmaz (Taipei, Los Angeles, Tokyo). Ankara baba gibi bir şehirdir, ama belli bir otoriter mesafe koyar. Babamın, benim aksime kendini Ankara’da rahat hissedeceğini hayal ediyorum.” demektedir. İstanbul’da, “Tanpınar diyor ki: ‘Bu tesadüflerin en şaşırtıcısını isimler yapar; dil dediğimiz asıl manevi insanı vücuda getiren büyük kaynaktan geldikleri için mi nedir, onlar bize etrafımızı alan tılsımın bütün sırrıyla zengindirler’ O isimler, Bizans, Konstantinopolis, İstanbul, bunu mu yapıyorlar? Bu daima değişen şehre, daima değişen isimleri vasıtasıyla kimliklerden bir palimpsest mi yaratıyorlar?” denmektedir. “Çok gerçek bir anlamda her birimiz başkalarının ellerindeyiz. İstanbul’da (başka pek çok şehirde olduğu gibi) bu bütün diğerleri anlamına gelir, hem canlılar hem ölüler. Zamana ilişkin dar görüşlü fikirlerimiz sadece şimdimizde olanların mevcut olduğunu, ölülerin ise arkamızda kalan yolda tozdan ibaret kaldığını kabul eder.” Erzurum’la ilgili olarak, “Erzurum’da yürüdüğünüzde, iki eşzaman akıp gider. Biri, başınızı her kaldırdığınızda manzara değişiklikleri ile işaretlenen zamandır cephelerin farklı bir görünüşü, berideki dağın bir başka açısı, bulutların değişmiş bir deseni. Bu zaman çabuktur ve size sabahın bitmek üzere olduğunu, yemek için nerede durmak gerektiğini düşüneceğinizi söyler. İkincisi, siz yürürken, çamurlu sokaklar ya da yollarda belli belirsiz hareket eden ayaklarınızın ritmine göre açılan zamandır, karıncalar tozda faşist imparatorluklar inşa eder, bütün bunlar dünyanın yuvarlak oluşunun kanıtı olan inatçı bir devamlılıkla belli olmayan bir şeye doğru ilerler.” belirtilmektedir. Konya’da,” ‘Hayat sadece gözlerimizle gördüklerimiz değildir’ diye yazmıştı Tanpınar. Zamanımıza daha yakın, İtalyan yazar Dino Buzzati ise fantastik belirmelerin sandığımız kadar az bulunmadığını, meselenin onların meydana gelmeyişi değil, bizim onları görme konusundaki aczimiz olduğunu belirtti. Doğal dünya bu yaratıkları tanır ama insanlar onları görmezden gelir, diyor Buzzati. Buzzati, Tanpınar’ın sözlerini farkında olmadan tekrar ederek, ‘Hayatımız böyle göz önüne serilir’ sonucuna varıyor. ‘Kaderimiz, devasa bir yılan gibi iki adım ötemizdedir. Çevremizdeki her şeyi cesaretimiz kırılmış halde gözleriz ve hiçbir şey görmeyiz.’ “ “ ‘Bursa Türk ruhunun en halis ölçülerine kendiliğinden sahiptir, denebilir.’ diye yazmıştı Tanpınar. Tabii bu ifade, ister istemez şöyle bir soruyu da beraberinde getiriyor: Türk ruhu nedir? Türkiye’yi bir insanı tanımlayan o manevi, maddi, entelektüel ya da siyasi şey nedir? Görünüşe göre Tanpınar için bu, kendine has bir zaman duygusuyla alakalıydı. Bursa da Tanpınar’a göre o tarifsiz zamansal niteliği çok iyi özetliyor.” Söz konusu çalışma, edebi zevki aşılayacak ve okunulacak türde bir kitap. Dilara Pınar Arıç
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2025 - Pazartesi

Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir

Ankara’da Alberto Manguel, “Şehirler mecazi kimlikler edinirler: Oyunbaz ve çocuk gibi olan şehirler vardır (Sidney, Salzburg, San Fransisco), bir babalık (Hamburg, Torino, Madrid) ya da annelik hissi yaratanlar (Venedik, Lima, Krakow)… Kimileri ise hiçbir aşina imaj uyandırmaz (Taipei, Los Angeles, Tokyo). Ankara baba gibi bir şehirdir, ama belli bir otoriter mesafe koyar. Babamın, benim aksime kendini Ankara’da rahat hissedeceğini hayal ediyorum.” demektedir.

İstanbul’da, “Tanpınar diyor ki: ‘Bu tesadüflerin en şaşırtıcısını isimler yapar; dil dediğimiz asıl manevi insanı vücuda getiren büyük kaynaktan geldikleri için mi nedir, onlar bize etrafımızı alan tılsımın bütün sırrıyla zengindirler’ O isimler, Bizans, Konstantinopolis, İstanbul, bunu mu yapıyorlar? Bu daima değişen şehre, daima değişen isimleri vasıtasıyla kimliklerden bir palimpsest mi yaratıyorlar?” denmektedir.


“Çok gerçek bir anlamda her birimiz başkalarının ellerindeyiz. İstanbul’da (başka pek çok şehirde olduğu gibi) bu bütün diğerleri anlamına gelir, hem canlılar hem ölüler. Zamana ilişkin dar görüşlü fikirlerimiz sadece şimdimizde olanların mevcut olduğunu, ölülerin ise arkamızda kalan yolda tozdan ibaret kaldığını kabul eder.”


Erzurum’la ilgili olarak, “Erzurum’da yürüdüğünüzde, iki eşzaman akıp gider. Biri, başınızı her kaldırdığınızda manzara değişiklikleri ile işaretlenen zamandır cephelerin farklı bir görünüşü, berideki dağın bir başka açısı, bulutların değişmiş bir deseni. Bu zaman çabuktur ve size sabahın bitmek üzere olduğunu, yemek için nerede durmak gerektiğini düşüneceğinizi söyler. İkincisi, siz yürürken, çamurlu sokaklar ya da yollarda belli belirsiz hareket eden ayaklarınızın ritmine göre açılan zamandır, karıncalar tozda faşist imparatorluklar inşa eder, bütün bunlar dünyanın yuvarlak oluşunun kanıtı olan inatçı bir devamlılıkla belli olmayan bir şeye doğru ilerler.” belirtilmektedir.


Konya’da,” ‘Hayat sadece gözlerimizle gördüklerimiz değildir’ diye yazmıştı Tanpınar. Zamanımıza daha yakın, İtalyan yazar Dino Buzzati ise fantastik belirmelerin sandığımız kadar az bulunmadığını, meselenin onların meydana gelmeyişi değil, bizim onları görme konusundaki aczimiz olduğunu belirtti. Doğal dünya bu yaratıkları tanır ama insanlar onları görmezden gelir, diyor Buzzati. Buzzati, Tanpınar’ın sözlerini farkında olmadan tekrar ederek, ‘Hayatımız böyle göz önüne serilir’ sonucuna varıyor. ‘Kaderimiz, devasa bir yılan gibi iki adım ötemizdedir. Çevremizdeki her şeyi cesaretimiz kırılmış halde gözleriz ve hiçbir şey görmeyiz.’ “ “ ‘Bursa Türk ruhunun en halis ölçülerine kendiliğinden sahiptir, denebilir.’ diye yazmıştı Tanpınar.

Tabii bu ifade, ister istemez şöyle bir soruyu da beraberinde getiriyor: Türk ruhu nedir? Türkiye’yi bir insanı tanımlayan o manevi, maddi, entelektüel ya da siyasi şey nedir? Görünüşe göre Tanpınar için bu, kendine has bir zaman duygusuyla alakalıydı. Bursa da Tanpınar’a göre o tarifsiz zamansal niteliği çok iyi özetliyor.”


Söz konusu çalışma, edebi zevki aşılayacak ve okunulacak türde bir kitap.

Dilara Pınar Arıç

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, ilaçlama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, sunucu