Aydan Erdoğan
Köşe Yazarı
Aydan Erdoğan
 

Kin: 15.Bölüm - Yaşamak

Kötülüğü yazmak daha kolay. Benjamin'in suratı kıpkırmızıydı. Rasputin'i görünce birden bire üstüne atladı. Dövmeye başladı, bir eli ile kollarını tutmuş hiç durmadan tokat atıyordu. Birkaç dakika buna katlanamayan Sam müdahale etti. "Efendim, durun öldüreceksiniz çocuğu." Benjamin durdu, iğrenerek çocuğu fırlattı. "Nankör pislik, sen benim kızıma nasıl dokunursun." "…" "Benim evime sığındın, karnını doyurdum senin, senin için Thomas'a tonlarca para verdim." "…" "Çık dışarı, bundan sonra ahırın yanındaki kulübede kalacaksın. Defol…" Rasputin ağlayarak çıktı. Sam ile birlikte odasını topladılar. Artık yeni odası bir kulübeydi, pis bir yerdi. Dört bacaklı tahta bir masanın üzerine bir battaniye konulup yatak yapılmıştı. Bir dolap bile yoktu. Sadece sandıklı bir koltuk vardı. Eski atılmış gibiydi. Üzeri kirliydi. Böcekler ve farelerle bir hayat O'nu bekliyordu. Simon da görünürlerde yoktu. Ağlayarak uyuya kaldı. Ertesi sabah Sam O'na bir tepsi dolusu yemek getirdi. "Bunları ye, sana her zaman yemek getireceğim. Sadece güçlü ol. Tamam mı çocuğum." "Peki, efendim. Çok teşekkür ederim." Böylece aylar geçti, sonra bir gün çok güzel bir şey oldu. Akşam büyük bir davet vardı. Benjamin tüm ülkenin bürokratlarını çağırmıştı. Göstermelik olarak Rasputin'de davete gelecekti. Siyasete atılacak olan Benjamin her şeyi incelikle düşünmüştü. Rahip Thomas'ta davetliydi. Sam, Rasputin'i banyoya sokup iyice temizledikten sonra smokin giydirdi. Uygun ayakkabılar, güzel kokular sürdü. Davette uyması gereken kuralları söyledi. "Çok konuşma, sana bir şey söyleyen olursa sadece teşekkür ederim efendim dersin anladın mı?" "Anladım efendim." Davete katıldığında kalabalıktan başı dönmüştü. Öylece kalakalmıştı. Benjamin O'na doğru yürüyordu, yanına gelince kolundan tuttu kalabalığın içine soktu. "Sevgili dostlarım, evlatlığım Fid ile tanıştırmak istiyorum sizleri. O'nu bulduğumda bakımsız, çelimsiz hasta bir çocuktu. Üvey babası O'nu dövüp komaya sokmuştu, annesi de adamı öldürüp, hapse girdi. Hapisten kaçmış zavallı kadın, duyduğuma göre kötü yola düşmüş." Rasputin irkildi, annesi dışarıdaydı ama yanında değildi. Bu nasıl olurdu, etrafına şaşkınlıkla bakarken birden Rahip Thomas'ı gördü Benjamin'nin elinden kurtulup rahibin yanına koştu. "Rahip Thomas, annem nerde? Beni O'na götürün, lütfen Rahip Thomas lütfen efendim." Thomas sıkılmış bir halde mendiliyle terini silerek ellerine yapışan çocuktan kurtulup, "Sen ne diyorsun çocuk, artık evin burası." "Ben burada kalmak istemiyorum, bu giysileri sevmiyorum, bu adamı sevmiyorum." Kalabalık da konuşmalar başlamıştı, Benjamin yaptığına pişman olmuştu, bu olay geleceğini etkileyebilirdi. Müzik ve yemek başlasın diye Sam'i uyardı. Bu insanlar karnı doyunca biraz müzik ve çokça içkiyle her şeyi unuturlardı. Davet bitip de evlerine gittiklerinde gördükleri şımarık bir çocuğun kötü bir gösterisi olarak akıllarında kalacaktı. Thomas çocuğu dışarı çıkardı. Nankörlük etmemesini susup burada kalmasını oldukça sert bir dille birkaç kez söyledi. Davete dönmek zorunda kalmıştı. Şimdi yemek masasında kıpkırmızı bir suratla kafasını kaldırmadan yemek yiyordu. Yemek bitip içki içmeye dağıldıklarında masada tek kalmıştı. Artık kimsenin umurunda değildi. Gerektiği için masada duran vazo çiçeğiydi tıpkı Simon'nun dediği gibi. Keşke burada olsa diye düşünürken Simon yanında ki sandalyeye oturdu. "Ne işin burada? Kaybol hemen gören olacak." "Beni kimse fark etmez dostum. Korkma." "Gördün mü olanları. Bunların hepsi yalancı." "Biliyorum dostum." O sırada Benjamin'nin kızı yanına geldi. Rasputin O'nu görünce ayağa kalkıp dışarı çıktı. Kız koşarak yanına geldi. "Dur. Seninle arkadaş olmak istiyorum. Her şeyi unutalım. Benim adım Madison." "Git yanımdan seni istemiyorum." "Lütfen, benim burada hiç arkadaşım yok." "Benim var bir sürü arkadaşım, sana ihtiyacım yok." "Kim varmış ki? Hem nerdeler?" "Sana ne." Madison kafasını eğdi, Rasputin O'na daha dikkatli baktı, uzun sarı kirpikleri ıslaktı. Belli ki üzülmüştü. İpek sarı saçları bu kez örülmüş, renkli kelebek tokalarla süslenmişti. Kırmızı ipek elbisesi, kırmızı rugan ayakkabıları ile ne kadar güzel bir kızdı. "Şaka yaptım, benim de arkadaşım yok." Kız başını kaldırdı, sevinçle hopladı. "Artık arkadaşımsın, yaşasın." Birlikte Rasputin'nin odasına gittiler, Madison odaya girmek istemedi, ortalık çok pis kokuyordu. Rasputin'e, eğer isterse bunun için, babasıyla konuşabileceğini söyledi. Rasputin yeniden eski odasına gideceğini düşünüp sevinçle kabul etti bunu. Birkaç gün sonra Benjamin Rasputin'i affettiğini söyleyip eski odasına aldırdı. Simon ile birlikte yeniden yerleştiler. Madison geldiğinde Simon saklanıyordu. Birlikte kitap okuyup, oyunlar oynuyorlardı.   Aydan Erdoğan Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35  
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2024 - Cuma

Kin: 15.Bölüm - Yaşamak

Kötülüğü yazmak daha kolay.

Benjamin'in suratı kıpkırmızıydı. Rasputin'i görünce birden bire üstüne atladı. Dövmeye başladı, bir eli ile kollarını tutmuş hiç durmadan tokat atıyordu. Birkaç dakika buna katlanamayan Sam müdahale etti.

"Efendim, durun öldüreceksiniz çocuğu." Benjamin durdu, iğrenerek çocuğu fırlattı.

"Nankör pislik, sen benim kızıma nasıl dokunursun."

"…"

"Benim evime sığındın, karnını doyurdum senin, senin için Thomas'a tonlarca para verdim."

"…"

"Çık dışarı, bundan sonra ahırın yanındaki kulübede kalacaksın. Defol…"

Rasputin ağlayarak çıktı. Sam ile birlikte odasını topladılar. Artık yeni odası bir kulübeydi, pis bir yerdi. Dört bacaklı tahta bir masanın üzerine bir battaniye konulup yatak yapılmıştı. Bir dolap bile yoktu.

Sadece sandıklı bir koltuk vardı. Eski atılmış gibiydi. Üzeri kirliydi. Böcekler ve farelerle bir hayat O'nu bekliyordu.

Simon da görünürlerde yoktu. Ağlayarak uyuya kaldı.

Ertesi sabah Sam O'na bir tepsi dolusu yemek getirdi.

"Bunları ye, sana her zaman yemek getireceğim. Sadece güçlü ol. Tamam mı çocuğum."

"Peki, efendim. Çok teşekkür ederim."

Böylece aylar geçti, sonra bir gün çok güzel bir şey oldu. Akşam büyük bir davet vardı. Benjamin tüm ülkenin bürokratlarını çağırmıştı. Göstermelik olarak Rasputin'de davete gelecekti. Siyasete atılacak olan Benjamin her şeyi incelikle düşünmüştü. Rahip Thomas'ta davetliydi.

Sam, Rasputin'i banyoya sokup iyice temizledikten sonra smokin giydirdi. Uygun ayakkabılar, güzel kokular sürdü.

Davette uyması gereken kuralları söyledi.

"Çok konuşma, sana bir şey söyleyen olursa sadece teşekkür ederim efendim dersin anladın mı?"

"Anladım efendim."

Davete katıldığında kalabalıktan başı dönmüştü. Öylece kalakalmıştı. Benjamin O'na doğru yürüyordu, yanına gelince kolundan tuttu kalabalığın içine soktu.

"Sevgili dostlarım, evlatlığım Fid ile tanıştırmak istiyorum sizleri. O'nu bulduğumda bakımsız, çelimsiz hasta bir çocuktu. Üvey babası O'nu dövüp komaya sokmuştu, annesi de adamı öldürüp, hapse girdi. Hapisten kaçmış zavallı kadın, duyduğuma göre kötü yola düşmüş."

Rasputin irkildi, annesi dışarıdaydı ama yanında değildi. Bu nasıl olurdu, etrafına şaşkınlıkla bakarken birden Rahip Thomas'ı gördü Benjamin'nin elinden kurtulup rahibin yanına koştu.

"Rahip Thomas, annem nerde? Beni O'na götürün, lütfen Rahip Thomas lütfen efendim."

Thomas sıkılmış bir halde mendiliyle terini silerek ellerine yapışan çocuktan kurtulup,

"Sen ne diyorsun çocuk, artık evin burası."

"Ben burada kalmak istemiyorum, bu giysileri sevmiyorum, bu adamı sevmiyorum."

Kalabalık da konuşmalar başlamıştı, Benjamin yaptığına pişman olmuştu, bu olay geleceğini etkileyebilirdi. Müzik ve yemek başlasın diye Sam'i uyardı.

Bu insanlar karnı doyunca biraz müzik ve çokça içkiyle her şeyi unuturlardı. Davet bitip de evlerine gittiklerinde gördükleri şımarık bir çocuğun kötü bir gösterisi olarak akıllarında kalacaktı. Thomas çocuğu dışarı çıkardı. Nankörlük etmemesini susup burada kalmasını oldukça sert bir dille birkaç kez söyledi. Davete dönmek zorunda kalmıştı. Şimdi yemek masasında kıpkırmızı bir suratla kafasını kaldırmadan yemek yiyordu. Yemek bitip içki içmeye dağıldıklarında masada tek kalmıştı. Artık kimsenin umurunda değildi. Gerektiği için masada duran vazo çiçeğiydi tıpkı Simon'nun dediği gibi. Keşke burada olsa diye düşünürken Simon yanında ki sandalyeye oturdu.

"Ne işin burada? Kaybol hemen gören olacak."

"Beni kimse fark etmez dostum. Korkma."

"Gördün mü olanları. Bunların hepsi yalancı."

"Biliyorum dostum."

O sırada Benjamin'nin kızı yanına geldi. Rasputin O'nu görünce ayağa kalkıp dışarı çıktı. Kız koşarak yanına geldi.

"Dur. Seninle arkadaş olmak istiyorum. Her şeyi unutalım. Benim adım Madison."

"Git yanımdan seni istemiyorum."

"Lütfen, benim burada hiç arkadaşım yok."

"Benim var bir sürü arkadaşım, sana ihtiyacım yok."

"Kim varmış ki? Hem nerdeler?"

"Sana ne."

Madison kafasını eğdi, Rasputin O'na daha dikkatli baktı, uzun sarı kirpikleri ıslaktı. Belli ki üzülmüştü. İpek sarı saçları bu kez örülmüş, renkli kelebek tokalarla süslenmişti. Kırmızı ipek elbisesi, kırmızı rugan ayakkabıları ile ne kadar güzel bir kızdı.

"Şaka yaptım, benim de arkadaşım yok."

Kız başını kaldırdı, sevinçle hopladı.

"Artık arkadaşımsın, yaşasın."

Birlikte Rasputin'nin odasına gittiler, Madison odaya girmek istemedi, ortalık çok pis kokuyordu. Rasputin'e, eğer isterse bunun için, babasıyla konuşabileceğini söyledi.

Rasputin yeniden eski odasına gideceğini düşünüp sevinçle kabul etti bunu.

Birkaç gün sonra Benjamin Rasputin'i affettiğini söyleyip eski odasına aldırdı. Simon ile birlikte yeniden yerleştiler. Madison geldiğinde Simon saklanıyordu. Birlikte kitap okuyup, oyunlar oynuyorlardı.

 

Aydan Erdoğan

Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi sınavı