Tanrıya sordum, sen bilirsin dedi.
“Kesinlikle eminim hepsi yalancı, sezgilerim beni yanıltmaz.”
Doktor Lange, koridorun sonundaki odasında Müfettiş Dacres’e öğrendiği bilgileri anlatıyordu.
“Rasputin’i hem herkes görüyor hem hiç kimse görmüyordu. Onunla ilgili uzun bir rapor hazırladım, isterseniz şöyle buyurun Müfettiş.”
Dacres kendisine gösterilen masanın önündeki koltuğa oturdu. Doktor da masanın diğer tarafında bulunan koltuğuna oturdu, çekmecesinden kalın bir dosya çıkarttı.
“İzninizle en baştan okuyacağım.”
“Lütfen.”
“Hasta, gerçek babasının savaşa katıldığını ve geri dönmediğini hatırlamıyor, bu normal çünkü yaşı küçüktü. Annesinin yeniden evlendiği adamı kendisini dövüp komaya sokmasına rağmen sevdiğini söylüyor, meslektaşlarımın ve benim teşhisim kafasına aldığı darbe yüzünden yaşadığı zihinsel bozukluk yani paranoyak şizofren.
Kendisinin sürekli dini konularda konuşması bizi kendini dindar biri olarak gösterme çabası, diğer taraftan arkadaşı olarak sürekli yanında olan Simon ise aşırı derecede seks düşkünü biri.
Hangisi hayal hangisi gerçek bilmiyoruz.
Tam olarak kontrolünü kaybettiği zamanlarda ortaya çıkıyor Simon.
Simon olduğu zamanlarda aşırı derecede saldırgan, sürekli tetikte, tüm insanlara karşı güvensiz, kindar bir ruh halinde.
En baştan başlayacak olursak Richard, üvey kız kardeşiyle ilgilenince, onu dışarı çıkarıp bahçede öldürene kadar dövüp ağaca asan aslında Rasputin’di.
Üvey kız kardeşi Madison’ı o gece yada birkaç gün sonra odasında öldürüp, ahırda ki sandığın içine saklamış, o yüzden bulunamadı. Zaten çıkan yangında hizmetçi Arlena’nın cesediyle birlikte yok oldular. Annesi Maria’nın dikkati olmasaydı asla yakalanamazdı biliyorsunuz.”
“Evet, kesinlikle… Eğer Bella’yı takip edip Rasputin’nin gözetlediğini anlamasaydı, tüm cinayetler, kayıplar faili meçhul kalacaktı. Bize yardımcı olduğu zaman aslında Rasputin’nin oğlu olduğunu öğrenmişti.”
“Bir anne için ne kadar zor aslında, yıllar sonra bulduğu oğlunun korkunç bir katil olması üstelik paranoyak şizofren… Ve sayılı günleri.”
“Kanser tüm vücudunu sarmış değil mi?”
“Maalesef, artık yapacak bir şey yok.”
“İngiltere 1965 yılında cinayet suçları idam cezası uygulamasını kaldırdı. Sadece vatan hainleri, savaş suçluları için uygulanıyor. Hoş uygulama devam etseydi Rasputin için sadece bir kurtuluş olurdu.”
“Tanrı bilir, çok acı çekiyor. Annesi de idam edilsin istemiyorum kararı Tanrı ve Meryem annemizin merhameti versin demişti. Thomas ölmeden birkaç ay önce günah çıkarırken Harry de yanımda olsun demeseydi belki Maria’da öğrenemeyecekti oğlunu ”
“Thomas bu olayda en büyük suçlu zaten.”
“Kesinlikle…”
Kapının açılmasıyla konuşma yarıda kesildi, gelen hemşireydi.
“Doktor Lange, hasta ağırlaştı, acil müdahale lazım.”
Aydan Erdoğan
Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35