Aydan Erdoğan
Köşe Yazarı
Aydan Erdoğan
 

Kin: 8.Bölüm - Ölümüne Dostluk

İyileşmek için bir dosta ihtiyacın mı var? Bu oda kesinlikle Rahip Thomas'ın odası olmalıydı, eğer öyle değilse bu değirmenin suyu nerden geliyordu? Harry, Rasputin'nin sevincini görünce, düşünmekten vazgeçti. Maria için oğlunu, oğlu gibi koruyup, gözetmeye karar verdi. Onu daima izleyecekti. Rasputin'i odada bırakıp, Rahiple ayrıldılar. "Sakın merak etme, çocuk bana emanet, gerekli eğitimi almasını sağlayacağım." "Umarım…" "…" Rasputin, sevinçle odasına yerleşti. Yatakta bir süre zıplayıp, yarın annesine gidince anlatacaklarını düşünüp uykuya daldı. Sabah uyandığında odasında kahvaltısını görünce çok şaşırdı. Rahip Thomas onu seviyordu. Kalkıp, kıyafetini değiştirdi, eski püskü kirli elbiselerdi, belki Rahip ona yeni giysiler alırdı. Hazırlanmak için odasından çıktığında kendi yaşlarında bir çocukla karşılaştı. Çocuk saygıyla durdu, başıyla selam verip, "Günaydın, sevgili arkadaşım." Dedi. Rasputin hem şaşırmış, hem de sevinmişti. "Günaydın… Arkadaşım…" "Benim adım Simon, buraya dün geldim, ailem beni buraya eğitim için gönderdi." "Benim adım Rasputin, ben de dün geldim, annem beni buraya bıraktı… Çünkü o…" "Şimdi istersen, şurada banyo var, temizlenip, odalarımızda kahvaltı yapalım, daha sonra konuşuruz, bunun için çok vaktimiz var… Öyle değil mi sevgili arkadaşım?" "… Evet…" Rasputin, Simon'u incelemeye başladı. Simon dik duruşlu, düzgün yürüyen, tertemiz yepyeni kıyafetleri olan bir çocuktu. Aynı yaşlarda olmalıydılar ama Simon'nun daha iyi şartlarda büyüdüğü belliydi. Tombul pembe yanakları, gür siyah mis gibi kokan saçları, tertemiz üstelik yepyeni yamasız giysileriyle çok zengin bir ailenin çocuğu olduğu belliydi, üstelik konuşması da çok düzgündü. Banyoda işi bitip, odasına dönünce, kahvaltısını yaptı, kitaplıktaki çocuk kitaplarını incelemeye başladı. Okumak zordu, heceleyerek okumaya çalıştı. Sıkıldı, pencereden dışarıyı izledi. İlk defa yukardan kilise bahçesini görüyordu. Ne kadar aydınlık, yemyeşil, bakımlı bir bahçeydi. Artık hep buradan bakacaktı, şanslı bir çocuktu. Annesi onunla gurur duyacaktı. Kapının açıldığını duydu, arkasına dönüp baktı, gelen Rahip Thomas'tı. Arkasında Simon vardı, komik hareketler yapıyordu, zıplıyor, dil çıkarıyordu, kırmızı pantolon askısını çekip bırakıyordu. Rasputin kendini tutarak gülümsedi. Simon, piti kareli lacivert bir şort, lacivert bir gömlek, kırmızı kasketi, lacivert rugan ayakkabıları, dizine kadar çekili lacivert çoraplarıyla çok şık görünüyordu. "Kahvaltını yaptıysan, aşağı in Rasputin, çok işimiz var." "Peki efendim…" Rahip odadan çıkınca, Simon odaya daldı. Yatağa çıkıp, zıpladı. "Rasputinnn Rasputinnn hadi oyna benimleee." "Yapma şimdi Rahip gelecek, ikimizde ceza yeriz." "Peki dostum. Sen git ben burada seni beklerim." Rasputin aşağı indi, Rahibin odasına girdi. Thomas masasında oturmuş, bekliyordu. "Otur Rasputin." Rasputin söyleneni yaptı, korkuyordu. "Annen, üvey baban Maxwell'i öldürdü. Uzun bir süre hapishanede kalabilir ya da idam edilebilir. İdam edilme durumunda seni yasalar gereği burada tutamayız. Bir aileye evlat verilmen gerekir… Ki… Senin gibi bir çocuğa ihtiyacı olan çok zengin bir aile var… Ben senin orada çok mutlu olacağını ve beni hiç unutmayacağını biliyorum. Bay Benjamin'de seni çok sevecek." Rasputin şaşkındı, annesi idam edilecekti, burada kalamayacaktı, oysa annesi gelene kadar burada kalacaktı. Başı dönüyordu, üzülmüştü, ağlamaya başladı. Thomas, ayağa kalktı. Rasputin'nin omzuna dokunup… "Ağlama bu senin için büyük bir şans." "Anneme gitmek istiyorum. Harry amca gelsin." "Akşam yemeğinden sonra gidebilirsin. Şimdi buralarda ol… Birazdan ayin var." Rasputin odadan çıktı. Merdivenlerde Simon'u gördü, başını eğip yanından geçerken Simon onun elini tuttu. Birlikte Rasputin'nin odasına girdiler. Simon bu kez daha sakindi. "Dostum, her şey çok güzel olacak, ben hep yanında olacağım." "Annem ölecekmiş. Bende hiç tanımadığım insanların yanına gitmek zorundaymışım." "İstersen ben de gelirim." "Bunu çok isterim, yalnız kalmaktan korkuyorum." "Korkma dostum." Aydan Erdoğan Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2024 - Cuma

Kin: 8.Bölüm - Ölümüne Dostluk

İyileşmek için bir dosta ihtiyacın mı var?

Bu oda kesinlikle Rahip Thomas'ın odası olmalıydı, eğer öyle değilse bu değirmenin suyu nerden geliyordu? Harry, Rasputin'nin sevincini görünce, düşünmekten vazgeçti. Maria için oğlunu, oğlu gibi koruyup, gözetmeye karar verdi. Onu daima izleyecekti.

Rasputin'i odada bırakıp, Rahiple ayrıldılar.

"Sakın merak etme, çocuk bana emanet, gerekli eğitimi almasını sağlayacağım."

"Umarım…"

"…"

Rasputin, sevinçle odasına yerleşti. Yatakta bir süre zıplayıp, yarın annesine gidince anlatacaklarını düşünüp uykuya daldı.

Sabah uyandığında odasında kahvaltısını görünce çok şaşırdı. Rahip Thomas onu seviyordu. Kalkıp, kıyafetini değiştirdi, eski püskü kirli elbiselerdi, belki Rahip ona yeni giysiler alırdı. Hazırlanmak için odasından çıktığında kendi yaşlarında bir çocukla karşılaştı. Çocuk saygıyla durdu, başıyla selam verip,

"Günaydın, sevgili arkadaşım." Dedi.

Rasputin hem şaşırmış, hem de sevinmişti.

"Günaydın… Arkadaşım…"

"Benim adım Simon, buraya dün geldim, ailem beni buraya eğitim için gönderdi."

"Benim adım Rasputin, ben de dün geldim, annem beni buraya bıraktı… Çünkü o…"

"Şimdi istersen, şurada banyo var, temizlenip, odalarımızda kahvaltı yapalım, daha sonra konuşuruz, bunun için çok vaktimiz var… Öyle değil mi sevgili arkadaşım?"

"… Evet…"

Rasputin, Simon'u incelemeye başladı. Simon dik duruşlu, düzgün yürüyen, tertemiz yepyeni kıyafetleri olan bir çocuktu. Aynı yaşlarda olmalıydılar ama Simon'nun daha iyi şartlarda büyüdüğü belliydi. Tombul pembe yanakları, gür siyah mis gibi kokan saçları, tertemiz üstelik yepyeni yamasız giysileriyle çok zengin bir ailenin çocuğu olduğu belliydi, üstelik konuşması da çok düzgündü.

Banyoda işi bitip, odasına dönünce, kahvaltısını yaptı, kitaplıktaki çocuk kitaplarını incelemeye başladı. Okumak zordu, heceleyerek okumaya çalıştı. Sıkıldı, pencereden dışarıyı izledi. İlk defa yukardan kilise bahçesini görüyordu. Ne kadar aydınlık, yemyeşil, bakımlı bir bahçeydi. Artık hep buradan bakacaktı, şanslı bir çocuktu. Annesi onunla gurur duyacaktı.

Kapının açıldığını duydu, arkasına dönüp baktı, gelen Rahip Thomas'tı. Arkasında Simon vardı, komik hareketler yapıyordu, zıplıyor, dil çıkarıyordu, kırmızı pantolon askısını çekip bırakıyordu. Rasputin kendini tutarak gülümsedi. Simon, piti kareli lacivert bir şort, lacivert bir gömlek, kırmızı kasketi, lacivert rugan ayakkabıları, dizine kadar çekili lacivert çoraplarıyla çok şık görünüyordu.

"Kahvaltını yaptıysan, aşağı in Rasputin, çok işimiz var."

"Peki efendim…"

Rahip odadan çıkınca, Simon odaya daldı. Yatağa çıkıp, zıpladı.

"Rasputinnn Rasputinnn hadi oyna benimleee."

"Yapma şimdi Rahip gelecek, ikimizde ceza yeriz."

"Peki dostum. Sen git ben burada seni beklerim."

Rasputin aşağı indi, Rahibin odasına girdi. Thomas masasında oturmuş, bekliyordu.

"Otur Rasputin."

Rasputin söyleneni yaptı, korkuyordu.

"Annen, üvey baban Maxwell'i öldürdü. Uzun bir süre hapishanede kalabilir ya da idam edilebilir. İdam edilme durumunda seni yasalar gereği burada tutamayız. Bir aileye evlat verilmen gerekir… Ki… Senin gibi bir çocuğa ihtiyacı olan çok zengin bir aile var… Ben senin orada çok mutlu olacağını ve beni hiç unutmayacağını biliyorum. Bay Benjamin'de seni çok sevecek."

Rasputin şaşkındı, annesi idam edilecekti, burada kalamayacaktı, oysa annesi gelene kadar burada kalacaktı. Başı dönüyordu, üzülmüştü, ağlamaya başladı. Thomas, ayağa kalktı.

Rasputin'nin omzuna dokunup…

"Ağlama bu senin için büyük bir şans."

"Anneme gitmek istiyorum. Harry amca gelsin."

"Akşam yemeğinden sonra gidebilirsin. Şimdi buralarda ol… Birazdan ayin var."

Rasputin odadan çıktı. Merdivenlerde Simon'u gördü, başını eğip yanından geçerken Simon onun elini tuttu. Birlikte Rasputin'nin odasına girdiler. Simon bu kez daha sakindi.

"Dostum, her şey çok güzel olacak, ben hep yanında olacağım."

"Annem ölecekmiş. Bende hiç tanımadığım insanların yanına gitmek zorundaymışım."

"İstersen ben de gelirim."

"Bunu çok isterim, yalnız kalmaktan korkuyorum."

"Korkma dostum."

Aydan Erdoğan

Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi sınavı