Aydan Erdoğan
Köşe Yazarı
Aydan Erdoğan
 

Kin: 6.Bölüm - Koma

Yıktığın hayat senin olsun, bu daha onurlu… William Shakespeare "Rasputin oğlum… Neyin var? … Lanet herif ne yaptın çocuğuma?" "İkinizde ayağınızı denk alın… Beni O pisliğe şikayet etmekle başınıza çok büyük bela aldınız. Artık daha kötü şeyler yapacağım, bundan sonra ikinize de yemek yok. Dışarıda, bahçede yatacaksınız. Şimdi şunu gözümün önünden kaldır ve daha çok yemek hazırla, akşama arkadaşlarım gelecek. Bu gece de dans edeceksin." Maria, oğlunu kucaklayıp Doktor Prez'in muayenesine götürmek için koşarak evden çıktı. Yolda eski kocasının arkadaşı Harry'i gördü, Maria'nın zorlukla koştuğunu görünce Rasputin'i kendi kucağına aldı, çocuk hala baygındı. "Ne oldu Maria, düştü mü?" "Maxwell dövdü. Lütfen acele et Harry, doktora götürelim. Ona bir şey olursa, ben yaşayamam." Maria hıçkırıklara boğulmuştu. "Sakin ol Maria, Prez çok iyi bir doktordur, ne gerekiyorsa yapar, merak etme." Hastanenin kapısından telaşla girdiklerini gören Hemşire Jolly, koşarak bir sedye getirdi. "Ne oldu, nesi var?" Çocuğu sedyeye yatıran Harry, Maria'ya baktı, Onun konuşacak halde olmadığını görünce… "Maxwell dövmüş, bayılmış, uyanmıyor." "Hemen Bay Prez'e haber vereyim." Prez muayeneye başladığında çocuğun başındaki ezikleri gördü, bunun daha önce de olduğunu fark etti ama bu sefer ki çok şiddetli olmalıydı çünkü çocuk uyanmıyordu. Bu beni aşar… Diye düşündü. Çocuğun derhal şehre büyük hastaneye gitmesi gerekiyordu. Dışarı çıkıp, telefon etti, bir ambulans çağırdı, hastaneden arkadaşı Bayan Zola ile konuştu. Çocuğun durumunun iyi olmadığını acilen müdahale edilmesi gerektiğini, kendi durumlarının buna uygun olmadığını, hastane ortamında daha iyi şartlarda bakılması gerektiğini söyledi. Muayene odasından çıktı, Maria ve Harry kapıda bekliyordu. "Maria, önce sakin ol, gerekli müdahaleyi yaptım, ama durum biraz ciddi, şehre gitmesi gerekiyor, ambulans yarın sabah burada olacak, bugün yanında kalabilirsin. Neye ihtiyacın varsa söyle olur mu?" "Benim hiçbir şeye ihtiyacım yok, oğluma iyi bakın lütfen…" "Harry sen Maria'nın yanından ayrılma, O'na yiyecek bir şeyler getir. Bu haliyle çok sarsıldığı belli… Maria kızım güçlü olmalısın." Ertesi sabah gelen ambulans ile Maria ve oğlu, büyük hastaneye gitti. Durumun ciddiyeti ile Zola sabah erkenden gelmişti, arkadaşı Prez gece geç saatlerde tekrar aramıştı. Rasputin zor bir süreçteydi, belki de uzun yıllar komada kalabilirdi. Tüm müdahalelere rağmen Rasputin komada kaldı. Bu arada Maxwell hastaneye hiç gelmedi, Maria şikayetçi olmasına rağmen polisler O'nu bulamadı. Rasputin üç yıl komada kaldı, Maria sabırla oğlunun yanından hiç ayrılmadı, her gün oğluyla sohbet etti, iyileşince okula başlayacağını, kendisininse hemen iş bulup, daha büyük ve temiz bir eve taşınacaklarını anlatıyordu. Arkadaşlarının da O'nu çok özlediğini söyleyip duruyordu. Sanki Rasputin O'nu duyuyormuş gibi üzgün görünmemeye çalışıyordu, aslında sinirleri bozuktu, ruh gibiydi, hemşireler uyarmasa yemek bile yemiyordu. Zaten zayıf bir bünyesi vardı, sıkılgan, içine kapanıktı. Yalnızca oğluyla konuşuyordu. Harry, fırsat oldukça hastaneye geliyordu, Maria, Harry gelince seviniyordu. Rasputin'e anlatmak için durmadan sorular soruyordu. Kimlerin kendilerini merak ettiğini, kasabanın nasıl olduğunu defalarca soruyordu. Maxwell'den hiç bahsetmiyordu, sanki böyle biri hiç yoktu, Harry, Maria'nın bunu özellikle mi yoksa gerçekten unuttuğumu için mi sormadığını hiç anlamıyordu. Harry gidince hemen oğlunun odasına gidiyor, her duyduğunu oğluna anlatıyordu. "Bugün doğum günün oğlum 14 yaşına giriyorsun, bir bilsen seni ne kadar özledim. Şimdi uyansan, boynuma sarılsan, dünyalar benim olurdu. Harry amcan geldi, bütün kasaba, herkes seni çok özlemiş, çok merak ediyorlar. Büyük küçük herkes keşke Rasputin burada olsa diyormuş…" Rasputin'nin tuttuğu elinin kıpırdadığını hissetti, irkildi, yoksa uyanıyor muydu? Herkes umudunu yitirmişken… Ve gerçekten Rasputin uyanmıştı, gözlerini açtı, kısık bir sesle… "Anne, biz nerdeyiz?" "Oğlum… Korkma sadece bir kaza oldu, geçti şimdi." Oğluna sıkıca sarılıp dakikalarca öptükten sonra koşup Zola'yı çağırdı. Birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilip, kasabaya döndüler. Onları kötü bir sürpriz bekliyordu, Maxwell evi satıp gitmişti. Rasputin'i Harry'nin evine yerleştirip Rahip Thomas'ın yanına gitti. Olanları öğrenmek istiyordu. Aydan Erdoğan Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35
Ekleme Tarihi: 05 Nisan 2024 - Cuma

Kin: 6.Bölüm - Koma

Yıktığın hayat senin olsun, bu daha onurlu…

William Shakespeare

"Rasputin oğlum… Neyin var? … Lanet herif ne yaptın çocuğuma?"

"İkinizde ayağınızı denk alın… Beni O pisliğe şikayet etmekle başınıza çok büyük bela aldınız. Artık daha kötü şeyler yapacağım, bundan sonra ikinize de yemek yok. Dışarıda, bahçede yatacaksınız. Şimdi şunu gözümün önünden kaldır ve daha çok yemek hazırla, akşama arkadaşlarım gelecek. Bu gece de dans edeceksin."

Maria, oğlunu kucaklayıp Doktor Prez'in muayenesine götürmek için koşarak evden çıktı. Yolda eski kocasının arkadaşı Harry'i gördü, Maria'nın zorlukla koştuğunu görünce Rasputin'i kendi kucağına aldı, çocuk hala baygındı.

"Ne oldu Maria, düştü mü?"

"Maxwell dövdü. Lütfen acele et Harry, doktora götürelim. Ona bir şey olursa, ben yaşayamam."

Maria hıçkırıklara boğulmuştu.

"Sakin ol Maria, Prez çok iyi bir doktordur, ne gerekiyorsa yapar, merak etme."

Hastanenin kapısından telaşla girdiklerini gören Hemşire Jolly, koşarak bir sedye getirdi.

"Ne oldu, nesi var?"

Çocuğu sedyeye yatıran Harry, Maria'ya baktı, Onun konuşacak halde olmadığını görünce…

"Maxwell dövmüş, bayılmış, uyanmıyor."

"Hemen Bay Prez'e haber vereyim."

Prez muayeneye başladığında çocuğun başındaki ezikleri gördü, bunun daha önce de olduğunu fark etti ama bu sefer ki çok şiddetli olmalıydı çünkü çocuk uyanmıyordu.

Bu beni aşar… Diye düşündü. Çocuğun derhal şehre büyük hastaneye gitmesi gerekiyordu. Dışarı çıkıp, telefon etti, bir ambulans çağırdı, hastaneden arkadaşı Bayan Zola ile konuştu. Çocuğun durumunun iyi olmadığını acilen müdahale edilmesi gerektiğini, kendi durumlarının buna uygun olmadığını, hastane ortamında daha iyi şartlarda bakılması gerektiğini söyledi.

Muayene odasından çıktı, Maria ve Harry kapıda bekliyordu.

"Maria, önce sakin ol, gerekli müdahaleyi yaptım, ama durum biraz ciddi, şehre gitmesi gerekiyor, ambulans yarın sabah burada olacak, bugün yanında kalabilirsin. Neye ihtiyacın varsa söyle olur mu?"

"Benim hiçbir şeye ihtiyacım yok, oğluma iyi bakın lütfen…"

"Harry sen Maria'nın yanından ayrılma, O'na yiyecek bir şeyler getir. Bu haliyle çok sarsıldığı belli… Maria kızım güçlü olmalısın."

Ertesi sabah gelen ambulans ile Maria ve oğlu, büyük hastaneye gitti. Durumun ciddiyeti ile Zola sabah erkenden gelmişti, arkadaşı Prez gece geç saatlerde tekrar aramıştı. Rasputin zor bir süreçteydi, belki de uzun yıllar komada kalabilirdi.

Tüm müdahalelere rağmen Rasputin komada kaldı.

Bu arada Maxwell hastaneye hiç gelmedi, Maria şikayetçi olmasına rağmen polisler O'nu bulamadı.

Rasputin üç yıl komada kaldı, Maria sabırla oğlunun yanından hiç ayrılmadı, her gün oğluyla sohbet etti, iyileşince okula başlayacağını, kendisininse hemen iş bulup, daha büyük ve temiz bir eve taşınacaklarını anlatıyordu. Arkadaşlarının da O'nu çok özlediğini söyleyip duruyordu. Sanki Rasputin O'nu duyuyormuş gibi üzgün görünmemeye çalışıyordu, aslında sinirleri bozuktu, ruh gibiydi, hemşireler uyarmasa yemek bile yemiyordu. Zaten zayıf bir bünyesi vardı, sıkılgan, içine kapanıktı. Yalnızca oğluyla konuşuyordu. Harry, fırsat oldukça hastaneye geliyordu, Maria, Harry gelince seviniyordu. Rasputin'e anlatmak için durmadan sorular soruyordu.

Kimlerin kendilerini merak ettiğini, kasabanın nasıl olduğunu defalarca soruyordu. Maxwell'den hiç bahsetmiyordu, sanki böyle biri hiç yoktu, Harry, Maria'nın bunu özellikle mi yoksa gerçekten unuttuğumu için mi sormadığını hiç anlamıyordu.

Harry gidince hemen oğlunun odasına gidiyor, her duyduğunu oğluna anlatıyordu.

"Bugün doğum günün oğlum 14 yaşına giriyorsun, bir bilsen seni ne kadar özledim. Şimdi uyansan, boynuma sarılsan, dünyalar benim olurdu. Harry amcan geldi, bütün kasaba, herkes seni çok özlemiş, çok merak ediyorlar. Büyük küçük herkes keşke Rasputin burada olsa diyormuş…"

Rasputin'nin tuttuğu elinin kıpırdadığını hissetti, irkildi, yoksa uyanıyor muydu? Herkes umudunu yitirmişken…

Ve gerçekten Rasputin uyanmıştı, gözlerini açtı, kısık bir sesle…

"Anne, biz nerdeyiz?"

"Oğlum… Korkma sadece bir kaza oldu, geçti şimdi."

Oğluna sıkıca sarılıp dakikalarca öptükten sonra koşup Zola'yı çağırdı. Birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilip, kasabaya döndüler. Onları kötü bir sürpriz bekliyordu, Maxwell evi satıp gitmişti. Rasputin'i Harry'nin evine yerleştirip Rahip Thomas'ın yanına gitti. Olanları öğrenmek istiyordu.

Aydan Erdoğan

Kin Roman'ımının tamamını her hafta cuma günleri https://habergalerisi.com/yazar/aydan-erdogan/ait-tum-kose-yazilari-138 bu adresten okuyabileceksiniz. Bana destek için yazar köşemi takip edebilirsiniz. Ayrıca Twitter'den takip etmek isteyenler: https://twitter.com/ploutos35

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi sınavı