ABD'nin Irak'ı işgali ile birlikte bölgede değişen dengelerde Türkiye İran ilişkilerinin seyrini değiştirmiş ve birbirine karşı tutumlarını etkilemiştir. Türkiye'de Şİİ tandanslı terör örgütü Hizbullah etkisiz hale getirilirken İran'da PKK'ya yönelik desteğini sınırlamıştır.
Fakat temelde Türkiye ve İran arasındaki rekabet değişen dinamikler ve koşullar zaman zaman bu iki bölgesel gücü pragmatist bir işbirliği zemininde buluşturabilse de,çatışma eksenlerinde farklı konumlar almaya devam edilmiştir.
Irak'ın kuzeyinde kurulacak olan İsrail ve ABD destekli bir Kürt devletine İran ve Türkiye'nin bakışının ortak olması gösterilebilerken,
Suriye iç savaşı ise en çarpıcı fay hatlarından biri olarak göze çarpar.
Ticari ilişkilerde en önemli pay ise enerji sektöründedir.
İran, Türkiye'nin doğalgaz tedarikçisi konumunda pazarda Rusya gazına önemli bir alternatif olmasıyla zaman zaman tedarik problemleri çıkartmıştı.
PKK'nın İran kolu PJAK ile ortak mücadele konusunda anlaşma sağlayan Türkiye ile İsrail ilişkilerin kötüleşmesiyle iki ülkenin yakınlaşması dikkat çeker.
Filistin meselesinde HAMAS ve FKÖ ile diplomatik görüşmelerini arttıran Türkiye'nin yaklaşımı TAHRAN cephesinde olumlu karşılık almıştır.
Öte yandan Türkiye her ne kadar ne kadar bölgesel bir rakip olarak gördüğü İran'ı NÜKLÜER silah üretmesine karşı olsa da,diğer devletler gibi enerji amaçlı teknoloji geliştirebileceği savını,ABD'nin aksine desteklemiştir.
Türkiye batı dünyasıyla İran arasında nüklüer geliştirme tartışmalarında ara bulucu olmuştur.
Türkiye Brezilya ve İran arasında nükleer takas Antlaşması imzalanmıştır ve TAHRAN deklerasyonu yayınlamıştır.
Birleşmiş milletler Güvenlik Konseyi,9 haziran 2010'da İran'ın nükleer enerji geliştirmesi ve uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile yeterli düzeyde işbirliği yapmaması gerekçesiyle bu ülkeye yönelik yaptırımlar içeren 1929 sayılı kararı almış sadece Türkiye ve Brezilya bu kararı "hayır" oyu verirken İran'ın bölgedeki en önemli müttefiki Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti ile birlikte olumlu oy kullanmıştır.
İran yönelik ekonomik yaptırımlar Türkiye'nin İran ile ticari ilişkilerini engellememiş Türkiye bu dönemde İran'dan doğalgaz ve Petrol alımına devam etmiş, yaptırımlar nedeniyle ödemelerini "Türk Lirası" ile yapmıştır.
Ödemeleri TL kurundan kabul eden İran söz konusu ödemeleri Türkiye'nin devlet Bankası "Halkbank'ta" altın karşılığında takas etmiştir.
Bu sistem ABD tarafından hoş karşılanmamış ve kırılmıştır.
2011 yılında NATO tarafından "Malatya Kürecik" bölgesine yerleştirilen Balistik füze savunma sistemleri dahilinde erken uyarı radar mekanizması İran cephesinde rahatsızlık yaratmıştır.
NATO o projeyi esasında İran'ın nükleer enerji geliştirme çabalarına caydırıcı bir önlem olarak hayata geçirmiş,
Türkiye her ne kadar projenin herhangi bir ülkeye yönelik olmadığını savunsada İran, cephesi sınırlarını NATO tarafından olası bir saldırıya karşılık olarak Türkiye'deki bu hedefleri kuracağını açıklamıştır.
Bu arada Suriye iç savaşında zıt kutuplarda yer alan iki ülke arasındaki ilişkiler gerilmiş İran cephesi için "Esad rejimin ayakta kalması" hayati bir önlem taşırken,Türkiye söz konusu rejiöin yıkılması için muhalif birimlere açık destek vermişti...
Türkiye neden Esad rejimine karşı çıkmıştır?
Esad gerçekten haklı mıdır?
Suriye'nin Pkk ya desteği ve Öcalan'ı barındırması ve su sorunlarına derinden bakmalı, Fırat ve Dicle ile birlikte değerlendirimelidir...
@Kayberen__