İbrahim Uysal
Köşe Yazarı
İbrahim Uysal
 

Türkiye Siyasetini Anlamak-2

Konu "siyaset" olunca, profesyonel bir yaklaşım gösterip ona göre tanımlamalar ve analizler yapmak gerekir. Bu yüzden de ortak bir payda da buluşmak için, kullanılan kavramların anlamında da bir ortak noktanın olunması gerekir. Bizim, ülke olarak da, toplum olarak da en önemli sorunlarımızdan birisi de budur.         Siyaset denilince, devlet, hükümet, partiler, dernek vb sosyal yapılar, sağ, sol, liberal, emperyalizm gibi onlarca kavram gündeme gelir. Bunların tarihi kökenleri ve ülkemize yansımalarına da bir göz atmak gerekmektedir.        O halde siyaset/politikaya neden gereksinim duyuldu!..       Artık bazı sözcükleri kullanır, tarihi olaylardan da söz ederken içime senmesede tebessümle yazıyorum. Bilinen tarihe göre, insanın tarım yerleşik toplumuna geçmesinden sonra, Batı Dünyasında küçük kabalar derken ŞEHİR DEVLETLERİ ortaya çıkmaya başladı.        Asya'da Türk toplulukları ise, göçebe olarak OBALAR halinde yaşamlarını sürdürürlerken, zamanla BOYLAR halinde yerleşik düzene geçmeye başladılar TOY/ KENGEŞ'LERDE,  devlet işleri görüşülüp ve tartışıldığı, kararların alındığı yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclisler oluşturulmuştur.         Her iki uygulamada da ortaya bir yönetim şekli çıkmıştır.      Konumuz siyaset/politika olduğuna göre, doğuda ve batıda kurulan Devletlerin yapısına bakmak gerekmektedir.       Teoman Han tarafından M.Ö 220 yılında ÖTÜKEN'DE kurulan ASYA HUN DEVLETİ, Orta Asya'da kurulan ilk Türk devleti olma özelliği taşımaktadır. Asya Hun imparatorluğu, tarihte ilk olarak TÜRK BOYLARINI tek  bir bayrak altında toplamıştır; ancak, yerleşik hayata geçmeyip, TOY meclislerini oluşturmuşlarına karşın, törelere uyarak göçebe yaşam tarzından vaz geçmemişlerdir.        Dolayısı ile bu boylarda yazılı kurallar olmayıp (Hitit ve Sümerlerin Taş Duvar ya da Sütunlara yazılanları genel), kararları meclislerde alan, Devlet otoritesini görememekteyiz.         Bugünden bakılınca, modern devletin kurumsal ve ideolojik olarak kökenlerini Atina Demokrasisinde ve Roma Cumhuriyetinde görmekteyiz; ancak bu uygulamalar günümüzde bildiğimiz uygulamlardan biraz farklı olmakla birlikte, günümüz uygulamalarını etkilemiştir. Antik Yunan'da demokrasi, her yurttaş tarafından kanun yapım sürecine katılmak için eşit ve anlamlı bir şansa sahip olmayı ifade ediyordu.         Antik Yunan'ın ünlü filozofları Platon ve Aristoteles, demokrasiyi kötü yönetim olarak eleştirmektedirler, çünkü o günkü demokrasi soyluların seçme ve seçilme hakkına sahip oldukları, seçimle işbaşına gelen TİRANLIK yönetimi idi.         Her ne kadar seçme ve seçilme konusunda bir ayrıcalık olsa da, Antik Yunan demokrasisi ve Roma Cumhuriyetinde, yurttaşlar yasalar önünde demokrasinin "EŞİTLİK" ilkesi gereğince, yurttaşlar arasında efendi- köle ilişkisine benzer bir ilişkisinin bulunmamasından dolayı da, siyasal toplumun en iyi örnek uygulaması sayılmaktadır.       Antik Çağdan bu güne demokrasi çok yol almıştır, ilkesel olarak ortak bir payda olsa da, uygulamalarda çok farklılıklar görünmektedir.      Gelişmiş sanayi ülkeleri ile burjuva devrimini tamamlamış ülkelerde ki demokrasi uygulamaları ile dönem dönem ülkemizde uygulanan demokrasiyi bu gözle ele alacağız.   (Devam Edecek)
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2025 - Pazartesi

Türkiye Siyasetini Anlamak-2

Konu "siyaset" olunca, profesyonel bir yaklaşım gösterip ona göre tanımlamalar ve analizler yapmak gerekir. Bu yüzden de ortak bir payda da buluşmak için, kullanılan kavramların anlamında da bir ortak noktanın olunması gerekir. Bizim, ülke olarak da, toplum olarak da en önemli sorunlarımızdan birisi de budur. 
 
     Siyaset denilince, devlet, hükümet, partiler, dernek vb sosyal yapılar, sağ, sol, liberal, emperyalizm gibi onlarca kavram gündeme gelir. Bunların tarihi kökenleri ve ülkemize yansımalarına da bir göz atmak gerekmektedir.
 
     O halde siyaset/politikaya neden gereksinim duyuldu!.. 
     Artık bazı sözcükleri kullanır, tarihi olaylardan da söz ederken içime senmesede tebessümle yazıyorum. Bilinen tarihe göre, insanın tarım yerleşik toplumuna geçmesinden sonra, Batı Dünyasında küçük kabalar derken ŞEHİR DEVLETLERİ ortaya çıkmaya başladı.
 
     Asya'da Türk toplulukları ise, göçebe olarak OBALAR halinde yaşamlarını sürdürürlerken, zamanla BOYLAR halinde yerleşik düzene geçmeye başladılar TOY/ KENGEŞ'LERDE,  devlet işleri görüşülüp ve tartışıldığı, kararların alındığı yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclisler oluşturulmuştur. 
 
     Her iki uygulamada da ortaya bir yönetim şekli çıkmıştır.
     Konumuz siyaset/politika olduğuna göre, doğuda ve batıda kurulan Devletlerin yapısına bakmak gerekmektedir.
 
    Teoman Han tarafından M.Ö 220 yılında ÖTÜKEN'DE kurulan ASYA HUN DEVLETİ, Orta Asya'da kurulan ilk Türk devleti olma özelliği taşımaktadır. Asya Hun imparatorluğu, tarihte ilk olarak TÜRK BOYLARINI tek  bir bayrak altında toplamıştır; ancak, yerleşik hayata geçmeyip, TOY meclislerini oluşturmuşlarına karşın, törelere uyarak göçebe yaşam tarzından vaz geçmemişlerdir.
 
     Dolayısı ile bu boylarda yazılı kurallar olmayıp (Hitit ve Sümerlerin Taş Duvar ya da Sütunlara yazılanları genel), kararları meclislerde alan, Devlet otoritesini görememekteyiz. 
       Bugünden bakılınca, modern devletin kurumsal ve ideolojik olarak kökenlerini Atina Demokrasisinde ve Roma Cumhuriyetinde görmekteyiz; ancak bu uygulamalar günümüzde bildiğimiz uygulamlardan biraz farklı olmakla birlikte, günümüz uygulamalarını etkilemiştir. Antik Yunan'da demokrasi, her yurttaş tarafından kanun yapım sürecine katılmak için eşit ve anlamlı bir şansa sahip olmayı ifade ediyordu. 
 
     Antik Yunan'ın ünlü filozofları Platon ve Aristoteles, demokrasiyi kötü yönetim olarak eleştirmektedirler, çünkü o günkü demokrasi soyluların seçme ve seçilme hakkına sahip oldukları, seçimle işbaşına gelen TİRANLIK yönetimi idi. 
 
     Her ne kadar seçme ve seçilme konusunda bir ayrıcalık olsa da, Antik Yunan demokrasisi ve Roma Cumhuriyetinde, yurttaşlar yasalar önünde demokrasinin "EŞİTLİK" ilkesi gereğince, yurttaşlar arasında efendi- köle ilişkisine benzer bir ilişkisinin bulunmamasından dolayı da, siyasal toplumun en iyi örnek uygulaması sayılmaktadır.
 
    Antik Çağdan bu güne demokrasi çok yol almıştır, ilkesel olarak ortak bir payda olsa da, uygulamalarda çok farklılıklar görünmektedir.
     Gelişmiş sanayi ülkeleri ile burjuva devrimini tamamlamış ülkelerde ki demokrasi uygulamaları ile dönem dönem ülkemizde uygulanan demokrasiyi bu gözle ele alacağız.
 
(Devam Edecek)
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu