Ebru Oğuzhan Yeter
Köşe Yazarı
Ebru Oğuzhan Yeter
 

Bir Avuç Tohum Bir Ömür Bağımsızlıktır

Yerel tohum satışı konusunda yaptığımız paylaşımdan rahatsız olanların profiline baktığımızda mutlaka ya,  ilaç -tohum bayi, ya da yabancı firmaların ortağı olan şirketlerde yönetici ya da çalışan.   Elbette sattıkları ürünü ve beğenmeseler de mevcut tarım sistemini savunacaklar. Ancak savundukları şeye aslında kendileri de inanmıyor. Eminim bu insanlar kendi çocukları ve sevdikleri için Yerel tohum ekiyor ve zehir kullanmıyor . 2013 yılında bu çalışmalara başladığımızda köylerde de durum böyleydi. Pazara gelen ürünler hibrit tohum ilaç ve gübre ile üretiliyor evin yakınında küçük bir alanda  ise kendileri için yerel tohum ve doğal gübre kullanılıyordu.   Sistemin dayattığı hibrit tohumlar, melez tohum ya da kısır tohum olarak biliniyor.  Hibrit tohumun varlığı için bile Yerel tohuma ihtiyaç vardır. Hibrit tohum kullanmaya başlayan çiftçi firmalara bağımlı hale gelmektedir. Çiftçi her yıl yeniden tohum almak bunun yanında ilaç gübre vb. İhtiyaçları da satın almak zorundadır. Üstelik bu üretim aşamasında uyguladığı ilaçlama (zehir) toprağa ve sayısız canlıya da kalıcı hasarlar vermektedir.   Hem tohumu hem ilacı hem de hastalıkların tedavisini satan yine aynı küresel şirketlere hizmet ediyoruz. İsrail tohumunu topraklarımıza ektiğimizde onun verdiği zararlardan kurtulmanın mümkün olmadığını da biliyoruz.   Geleneksel tarımda  çiftçilerimiz hala yerel tohuma  güvenmektedir. Bu yüzden üreten köylünün yanındayız ve Yerel Tohumları ekerek, üreterek ve paylaşarak yaşatma mücadelesi veriyoruz.   Yerel tohumlarla ilgili bir çalışma yapılacaksa Yerel tohumun gerçek sahibi olan üreten köylü ile yapılmalıdır.  Yerel tohum mücadelesini küçümsemek doğru değil, çoğu yabancı ortaklı şirketlere bağlı olanların yerel tohuma yerel üretime bu kadar yabancı bakmalarına şaşırmamak gerekiyor.   Yerel Tohumun kendine özgü doğal yapısını bozmak doğanın dengesini bozmaktır. Bu yüzden "Yerel tohum patentlenemez" dediğimizde rahatsız olanlar yine bu şirketlere ve sisteme hizmet edenlerdir.   Hibelere, fonlara, yabancı desteklere karşı olduğumuz gibi hibrit tohuma, Gdo'ya, Nbş 'ye ve yabancı şirketlere de karşıyız. Hem doğanın,  toprağın, hem de insanın ilacını satan zihniyetin aynı küresele hizmet etmesine de karşıyız.   Marshall yardımlarıyla başlayan bağımlılık İngiltere'den madalya alan bakanla, tarımda uygulanan kotalarla, satılan fabrikalarla,  yok edilen meralar, mahalle olan köyler derken üreticisine satışı yasak edilen Yerel tohuma kadar ulaştı. Sonumuz hayrola... Ebru Oğuzhan Yeter
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2023 - Perşembe

Bir Avuç Tohum Bir Ömür Bağımsızlıktır

Yerel tohum satışı konusunda yaptığımız paylaşımdan rahatsız olanların profiline baktığımızda mutlaka ya,  ilaç -tohum bayi, ya da yabancı firmaların ortağı olan şirketlerde yönetici ya da çalışan.

 

Elbette sattıkları ürünü ve beğenmeseler de mevcut tarım sistemini savunacaklar. Ancak savundukları şeye aslında kendileri de inanmıyor. Eminim bu insanlar kendi çocukları ve sevdikleri için Yerel tohum ekiyor ve zehir kullanmıyor . 2013 yılında bu çalışmalara başladığımızda köylerde de durum böyleydi. Pazara gelen ürünler hibrit tohum ilaç ve gübre ile üretiliyor evin yakınında küçük bir alanda  ise kendileri için yerel tohum ve doğal gübre kullanılıyordu.

 

Sistemin dayattığı hibrit tohumlar, melez tohum ya da kısır tohum olarak biliniyor.  Hibrit tohumun varlığı için bile Yerel tohuma ihtiyaç vardır. Hibrit tohum kullanmaya başlayan çiftçi firmalara bağımlı hale gelmektedir. Çiftçi her yıl yeniden tohum almak bunun yanında ilaç gübre vb. İhtiyaçları da satın almak zorundadır. Üstelik bu üretim aşamasında uyguladığı ilaçlama (zehir) toprağa ve sayısız canlıya da kalıcı hasarlar vermektedir.

 

Hem tohumu hem ilacı hem de hastalıkların tedavisini satan yine aynı küresel şirketlere hizmet ediyoruz. İsrail tohumunu topraklarımıza ektiğimizde onun verdiği zararlardan kurtulmanın mümkün olmadığını da biliyoruz.

 

Geleneksel tarımda  çiftçilerimiz hala yerel tohuma  güvenmektedir. Bu yüzden üreten köylünün yanındayız ve Yerel Tohumları ekerek, üreterek ve paylaşarak yaşatma mücadelesi veriyoruz.

 

Yerel tohumlarla ilgili bir çalışma yapılacaksa Yerel tohumun gerçek sahibi olan üreten köylü ile yapılmalıdır.  Yerel tohum mücadelesini küçümsemek doğru değil, çoğu yabancı ortaklı şirketlere bağlı olanların yerel tohuma yerel üretime bu kadar yabancı bakmalarına şaşırmamak gerekiyor.

 

Yerel Tohumun kendine özgü doğal yapısını bozmak doğanın dengesini bozmaktır. Bu yüzden "Yerel tohum patentlenemez" dediğimizde rahatsız olanlar yine bu şirketlere ve sisteme hizmet edenlerdir.

 

Hibelere, fonlara, yabancı desteklere karşı olduğumuz gibi hibrit tohuma, Gdo'ya, Nbş 'ye ve yabancı şirketlere de karşıyız. Hem doğanın,  toprağın, hem de insanın ilacını satan zihniyetin aynı küresele hizmet etmesine de karşıyız.

 

Marshall yardımlarıyla başlayan bağımlılık İngiltere'den madalya alan bakanla, tarımda uygulanan kotalarla, satılan fabrikalarla,  yok edilen meralar, mahalle olan köyler derken üreticisine satışı yasak edilen Yerel tohuma kadar ulaştı.

Sonumuz hayrola...

Ebru Oğuzhan Yeter

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, ingiltere aile birleşimi sınavı