Ebru Oğuzhan Yeter
Köşe Yazarı
Ebru Oğuzhan Yeter
 

Üreten Köylü Çaresiz !!

        Yerel tohum üreticilerini destekliyoruz, ancak sadece birkaç kişinin desteği yetmiyor. Küçük üretici tarlada çalışacak insan bulamıyor. Köyde yaşayanlar ne yazık ki tarlada çalışmak, üretmek yerine turizmde çalışmayı tercih ediyorlar. Kadınlar, gençler  otellerde, villalarda çalışırken, emekliler köy kahvesinde zaman öldürüyor.   Köylerde çok iş var.  Şehirde onlarca lira verip aldığımız meyveler yerlerde dallarda çürüyor. Yerel yönetimlerin, Demokratik Kitle Örgütlerinin destek vermesi gerekiyor. Tonlarca elma toplanıp doğal sirke yapılabilir, kurutulabilir, okullarda öğrencilere ulaştırılabilir, bizim bunları yapmaya  gücümüz yetmiyor,  henüz bir satış yerimiz bile yokken zor şartlarda ancak birkaç yerel tohum üreticisine kendi imkanlarımızla destek olmaya çalışıyoruz. Ekili alanlar bakım istiyor, ekilecek alan çok ancak topraklarımız kaderine terk edilmiş. Köylünün ekecek, ekse de bakacak imkanı ve gücü yok. Belki de tonlarca hayvan yemi olacak bitki örtüsüne sahibiz ama işleme imkanı yok. Hayvan üreticileri bu temiz bitki örtüsünü hayvan yemi yapmak yerine hazır gdo'lu yemleri almayı tercih ediyorlar. Tarım ve hayvancılığın birlikte oluşturduğu dengenin sağlanması gerekiyor. Ziraat Fakülteleri, tarım okulları yaz döneminde özellikle gençlerin köylerde çalışmalarına olanak sağlamalıdır. Yaz tarım okulları, zehirsiz tarım okulları açılmalıdır. Zehirsiz tarımın mümkün olduğunu biliyoruz. Bugün Nif köyünde hem staj çalışması hem de derneğimizin yerel üreticiye destek programı kapsamında görev aldık. Domateslerin, karpuzların yabancı otlarını temizledik. Toprak zehirsiz, toprak yumuşak, toprak temiz,  ürün bereketli ancak emek istiyor. Köylerde genç yok, toprağına bağlı yaşlı üreticiler ise gücü ölçüsünde üretiyor, imkanı dahilinde pazara çıkabiliyor. Daha çok insana ihtiyaç var. Bunun bilinçli ve disiplinli bir şekilde belli bir düzen içinde yapılması gerekiyor. Pazara gelinceye kadar geçen sürede üreticinin hasatta yaptığı harcama, verdiği emek ürünün fiyatına yansıtmaktadır. Fethiye gibi bereketli ve temiz topraklara, binlerce çeşit ürüne sahip olan bir bölgede pazar fiyatlarının büyük şehirlerdeki fiyatlarla aynı olması, hatta bazı ürünlerde market fiyatlarından daha yüksek olması  çok üzücü.     Buna acilen bir çözüm bulunmalıdır. Kooperatifler desteklenmeli,  yerel tohum üreticisine, küçük üreticiye, iyi tarım yapan üreticilere destek verilmelidir. Halkın daha ucuz ve zehirsiz gıdaya ulaşması için acil çözüm bulunmalı  bir adım atılmalıdır. Yıllardır hiçbir dış destek/hibe/fon almadan verdiğimiz mücadelede hep küçük üreticinin, yerel tohum üreticisinin yanında olduk ve imece kültürümüzü yaşatmak adına da adımlar attık. Karınca misali olsa da, bu destekleri vermeye devam edeceğiz. Ancak korkarım ki yakın gelecekte bu ekili alanlarda binalar yükselecek, havuzlar yapılacak, asfalt yollardan geçerken uzaktan sadece kavak ağaçlarının gölgelerini göreceğiz. Orman içlerinde yapılan sadece bizim gördüğümüz işletmeler, villalar, evler ve daha birçok 'kaçak yapı' cezasını ödeyerek alanlarını daha da genişletecekler. Ve çocuklarımız köyleri, köylüleri, imeceyi, meraları, dereleri, inekleri, uğur böceklerini, domatesi, karpuzu sadece kitaplarda görecekler; tabii onlara kitap bırakabilirsek... Ebru Oğuzhan Yeter
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2024 - Salı

Üreten Köylü Çaresiz !!

        Yerel tohum üreticilerini destekliyoruz, ancak sadece birkaç kişinin desteği yetmiyor. Küçük üretici tarlada çalışacak insan bulamıyor. Köyde yaşayanlar ne yazık ki tarlada çalışmak, üretmek yerine turizmde çalışmayı tercih ediyorlar. Kadınlar, gençler  otellerde, villalarda çalışırken, emekliler köy kahvesinde zaman öldürüyor.   Köylerde çok iş var.  Şehirde onlarca lira verip aldığımız meyveler yerlerde dallarda çürüyor.

Yerel yönetimlerin, Demokratik Kitle Örgütlerinin destek vermesi gerekiyor. Tonlarca elma toplanıp doğal sirke yapılabilir, kurutulabilir, okullarda öğrencilere ulaştırılabilir, bizim bunları yapmaya  gücümüz yetmiyor,  henüz bir satış yerimiz bile yokken zor şartlarda ancak birkaç yerel tohum üreticisine kendi imkanlarımızla destek olmaya çalışıyoruz.

Ekili alanlar bakım istiyor, ekilecek alan çok ancak topraklarımız kaderine terk edilmiş. Köylünün ekecek, ekse de bakacak imkanı ve gücü yok.

Belki de tonlarca hayvan yemi olacak bitki örtüsüne sahibiz ama işleme imkanı yok. Hayvan üreticileri bu temiz bitki örtüsünü hayvan yemi yapmak yerine hazır gdo'lu yemleri almayı tercih ediyorlar.

Tarım ve hayvancılığın birlikte oluşturduğu dengenin sağlanması gerekiyor. Ziraat Fakülteleri, tarım okulları yaz döneminde özellikle gençlerin köylerde çalışmalarına olanak sağlamalıdır. Yaz tarım okulları, zehirsiz tarım okulları açılmalıdır.

Zehirsiz tarımın mümkün olduğunu biliyoruz. Bugün Nif köyünde hem staj çalışması hem de derneğimizin yerel üreticiye destek programı kapsamında görev aldık. Domateslerin, karpuzların yabancı otlarını temizledik. Toprak zehirsiz, toprak yumuşak, toprak temiz,  ürün bereketli ancak emek istiyor. Köylerde genç yok, toprağına bağlı yaşlı üreticiler ise gücü ölçüsünde üretiyor, imkanı dahilinde pazara çıkabiliyor.

Daha çok insana ihtiyaç var. Bunun bilinçli ve disiplinli bir şekilde belli bir düzen içinde yapılması gerekiyor. Pazara gelinceye kadar geçen sürede üreticinin hasatta yaptığı harcama, verdiği emek ürünün fiyatına yansıtmaktadır. Fethiye gibi bereketli ve temiz topraklara, binlerce çeşit ürüne sahip olan bir bölgede pazar fiyatlarının büyük şehirlerdeki fiyatlarla aynı olması, hatta bazı ürünlerde market fiyatlarından daha yüksek olması  çok üzücü.

    Buna acilen bir çözüm bulunmalıdır. Kooperatifler desteklenmeli,  yerel tohum üreticisine, küçük üreticiye, iyi tarım yapan üreticilere destek verilmelidir. Halkın daha ucuz ve zehirsiz gıdaya ulaşması için acil çözüm bulunmalı  bir adım atılmalıdır.

Yıllardır hiçbir dış destek/hibe/fon almadan verdiğimiz mücadelede hep küçük üreticinin, yerel tohum üreticisinin yanında olduk ve imece kültürümüzü yaşatmak adına da adımlar attık. Karınca misali olsa da, bu destekleri vermeye devam edeceğiz.

Ancak korkarım ki yakın gelecekte bu ekili alanlarda binalar yükselecek, havuzlar yapılacak, asfalt yollardan geçerken uzaktan sadece kavak ağaçlarının gölgelerini göreceğiz.

Orman içlerinde yapılan sadece bizim gördüğümüz işletmeler, villalar, evler ve daha birçok 'kaçak yapı' cezasını ödeyerek alanlarını daha da genişletecekler.

Ve çocuklarımız köyleri, köylüleri, imeceyi, meraları, dereleri, inekleri, uğur böceklerini, domatesi, karpuzu sadece kitaplarda görecekler; tabii onlara kitap bırakabilirsek...

Ebru Oğuzhan Yeter

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, ingiltere aile birleşimi sınavı