Çoğu zaman yaşamın farkına varmadan geçiyor hayatımız. Yaşıyoruz evet ama ne için sorusuna net yanıt veremiyoruz.
İnsanlar paylaşmak için yaşamalı. Güzel duygular yaşatmak için ve biraz da huzur içinde yaşanmalı.
Ne büyük mutluluktur yardım edebilmek, bir şeyler paylaşabilmek. Alan el ile veren elin birleşmesi ne büyük mutluluktur; önce bunu tatmak gerek.
Hayatta her şeyin geçici olduğunun bilincinde olarak sadece iyiliklerin kalıcılığının farkında olmak ne huzur verir insana.
Özellikle de karşılıksız yapılan iyiliklerin değeri paha biçilmez. “Kul bilmezse hak bilir.” Diyerek yola devam edebilmek gerekir.
Evet, yola devam edebilmek de önemli. Yaşam çizgimizi takip edebilmek ve kendimize yeni yollar açmak da bizi olduğumuz değerden daha yükseğe taşır.
Yaşamımıza anlam katacak amaçlar ve değerler edinmeli belki de. Geçtiğimiz yolları öylesine tepmemeliyiz mesela ki yaşadığımız her an kıymetli.
Yaşam bazen de meşakkatli ama engeller aşılarak hayatı daha yaşanılır bir şey haline getirmek de mümkün.
Daha da önemlisi birliktelik olunca hayatın daha anlamlı ve daha güvenilir olduğunu hissedebilmemiz önemli.
Aynı yolda yürünebilecek dostlarla çevrili olmak ve her tökezlediğinizde kolunuzdan birinin tutuyor olduğunun rahatlığı olmalı içinizde. İyi gün dostları kadar kötü gün dostları biriktirmek de hayati öneme haizdir.
Öylesine, vakit dolsun diye değil de hayatı dolu dolu yaşamalı; deli dolu yaşamak isteyenlerin de haklarına saygı göstererek tabi ki. Hayatın ve içindekilerin her daim hatırını sayarak yani.
Yaşama bir defa geldiğimizin ve yaşadığımız anların bir daha gelmeyeceğinin farkına varmak da lazım.
Hayatta ve mutluysak yaşamın farkına varmışızdır artık.
Yazar ve Şair Betül FIRAT
@paradoks.okur.yazar