İnsanların farklılıkları gibi çalışma şekilleri de farklıdır. Siz bir yönünü ele alırsınız başkası başka bir açıdan görür. “Her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır.” derler ya o hesap. Herkesi kendine göre bir yol izler. Aynı tornadan çıksaydık belki bakış açılarımız da çözümlemelerimiz de bir olurdu. İnsan dediğimiz zaten farklı renklerde ve farklı düşüncelerdedir. Parmak izi gibi herkesin benliği de başkadır.
İnsanları farklı düşündükleri için de yargılayamayız zaten ki bu farklılıklardır toplumu renkli yapan. Sonuçta belli kurallarımız olsa da sınırlarımızı kendimiz belirleriz.
Biri siyahı sevebilirken birinin beyazı seviyor olması garipsenecek bir durum değil.
Toplum kurallarını ihlal etmediği sürece de kimseye müdahale etmemek gerekli, özellikle de zevkler ve renkler konusunda.
İnsanoğlu işte kimseye benzetilmediği gibi de anı bile birbirinin aynı değildir. İnsanların kendi içinde bile istikrar yokken hepsinin aynı olmasını bekleyemeyiz de.
Bir bakmışsınız küskün bir bakmışsınız barışık haldeyiz. Bazen de karışık durumdayız. Nihayetinde insanız, diyebiliyorsak zaten yaşamsal amacı da bir nebze çözmüş oluruz.
Bu farklılıklar nedeniyle empati yapıyor olsak da kimseyi kendimiz gibi olsun beklentisiyle değerlendiremeyiz. Biliriz ki kendimizin bile değişimleri var ve istikrarı yok.
Aslında insanoğlundan beklentiye girmek bile bir yerde anlamsız. Sonucunu da enini sonunu da kestiremediğimiz bir durum.
Sonucunu bilmeden ya da kestiremeden sadece kendi halimizle karşılamak gerekli o yüzden insanları. Olunmasını istenildiği şekilde değil. Çünkü herkes sonuç olarak kendini yansıtacaktır hayata. Hayatta varlığını da bu şeklide koruyacaktır.
Önemli olan insanların farklılığı değil zaten azami oranda aynı noktada buluşabilmek.
Yoksa dört dörtlük anlaşma diye bir şey olmadığını biliyoruzdur zaten. Bırakın anlaşmayı kimsenin başlangıç çizgisi bile birbirini tutmaz.
O yüzden ne kadar farklı olduğunuz değil duruma dair adaptasyonunuz önemlidir. Adaptasyonunuz ne kadar iyiyse o kadar yer edinirsiniz. Farklılıklar rol üstlenmenize engel değil.
Kabul edilebilirlik dereceniz iyi olsa yeter.
Betül Fırat