Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi

Yazarlar 06.06.2019 - 21:31, Güncelleme: 27.02.2024 - 23:44 19634+ kez okundu.
 

Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi

Atalık- yerel bir tohum, içinde hem geçmişi yaşatır, hem bugüne hizmet eder, hem de geleceğe ulaşmak için mücadele eder.
Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi - Atalık- yerel bir tohum, içinde hem geçmişi yaşatır, hem bugüne hizmet eder, hem de geleceğe ulaşmak için mücadele eder. Tohumların varlığı, doğada ki diğer canlıların varlığı ile anlamlıdır. Arılar ve kelebekler ise bunların başında gelir. Gerçekten atalık-yerel tohumun değerini bilen, üreten, çoğaltan, paylaşan ve gelecek nesillere aktaran üreticilere ihtiyacımız var. Gerçek üretici tohumlarını gelişi güzel vermez, değerini bilen, ekip çoğaltacağına inandığı kişilerle paylaşır, değiş tokuş yapar. Bu paylaşımla alınıp verilen sadece bir avuç tohum değildir, kültürdür, fikirlerdir, deneyimlerdir, dostluklardır. Köylü pazarımız da yerel tohumlardan lahana üreten bir pazarcıdan söz ettiler. Ancak yanında ki komşusu dahil kimseye tohumlarını vermediğini öğrendik. Kendisiyle tanışıp çalışmalarımızı anlattık ve elinde ki yerel lahana tohumlardan istediğimizi onları ekip çoğaltacağımızı söyledik. Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi Bir süre sohbet ettik, bize güvenmiş olacak ki haftaya getirebileceğini söyledi. Bir hafta sonra bize söz verdiği gibi bir avuç lahana tohumu getirdi. Ağustos sonu, Eylül başı gibi, üreticimiz bu lahana tohumlarını toprakla buluşturacak ve elbette ilk yapacağı şey gelecek yılın tohumunu almak olacak. Böylece bir tohumun elden ele nasıl ulaşıp, toprakla nasıl buluştuğuna, yeni tohumların nasıl alınıp korunacağına bir kez daha izleyerek tanık olacağız. Tohum, dünyanın neresinde olursa olsun her üretici için aynı anlamı taşır. Üretici için her bir tohum tanesi ekmektir, emektir, gelecektir en önemlisi de bağımsızlıktır. Hindistan’da köylüler, korunması gereken tohumları yemenin en büyük günah olduğuna inanırlarmış. Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi Tohuma verilen değerin ne güzel bir örneği bu. Yanlış tarım politikaları sadece bizim ülkemizin sorunu değil. Ne yazık ki kapitalist sistem dünyanın her yerinde küçük üreticiye kancayı takmış durumda. Çünkü küresel şirketler için tek geçerli şey vardır para. Tohum, yaşam var olduğu sürece varlığını korumaya çalışan, her türlü engele rağmen var olma mücadelesi veren en kıymetli canlıdır. Hiç birimiz bilmeyiz domatesin, mısırın, patatesin binlerce çeşit olarak yüzyıllardır canlıları doyurduğunu. Ama artık hepimiz biliyoruz ki küresel şirketlerin para hırsları, siyasi hesapları, tohum çeşitlerini azaltarak, küçük üreticiler arasında değiş tokuş yapılmasına dahi engel olma çabası içindedir. Çünkü genetiği ile oynadıkları, türlerini azalttıkları, yapılarını bozdukları tohumları süslü paketler içinde yanlarında zehirli ambalajlarıyla satmaktadırlar. İşte bunlara karşı verilen tohum takas mücadelesi, sadece tohumları korumakla kalmıyor, tohuma emek veren gerçek çiftçilerin haklarını da korumaya çalışıyor. Bizler, ‘’Üreten köylü milletin efendisidir’’ diyen Mustafa Kemal ATATÜRÜK’ün çizdiği yoldan yürüyoruz. Bizler dünyaya örnek olan Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş ilkelerinden güç topluyoruz. Bizler atalarımızdan kalan, sağlıklı yerel tohumlara gözü gibi bakan çiftçimizden ilham alıyoruz. Bu mücadele daha güçlü şekilde devam edecektir. Ebru Oğuzhan Yeter
Atalık- yerel bir tohum, içinde hem geçmişi yaşatır, hem bugüne hizmet eder, hem de geleceğe ulaşmak için mücadele eder.

Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi - Atalık- yerel bir tohum, içinde hem geçmişi yaşatır, hem bugüne hizmet eder, hem de geleceğe ulaşmak için mücadele eder. Tohumların varlığı, doğada ki diğer canlıların varlığı ile anlamlıdır. Arılar ve kelebekler ise bunların başında gelir. Gerçekten atalık-yerel tohumun değerini bilen, üreten, çoğaltan, paylaşan ve gelecek nesillere aktaran üreticilere ihtiyacımız var. Gerçek üretici tohumlarını gelişi güzel vermez, değerini bilen, ekip çoğaltacağına inandığı kişilerle paylaşır, değiş tokuş yapar. Bu paylaşımla alınıp verilen sadece bir avuç tohum değildir, kültürdür, fikirlerdir, deneyimlerdir, dostluklardır. Köylü pazarımız da yerel tohumlardan lahana üreten bir pazarcıdan söz ettiler. Ancak yanında ki komşusu dahil kimseye tohumlarını vermediğini öğrendik. Kendisiyle tanışıp çalışmalarımızı anlattık ve elinde ki yerel lahana tohumlardan istediğimizi onları ekip çoğaltacağımızı söyledik.

Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi

Bir süre sohbet ettik, bize güvenmiş olacak ki haftaya getirebileceğini söyledi. Bir hafta sonra bize söz verdiği gibi bir avuç lahana tohumu getirdi. Ağustos sonu, Eylül başı gibi, üreticimiz bu lahana tohumlarını toprakla buluşturacak ve elbette ilk yapacağı şey gelecek yılın tohumunu almak olacak. Böylece bir tohumun elden ele nasıl ulaşıp, toprakla nasıl buluştuğuna, yeni tohumların nasıl alınıp korunacağına bir kez daha izleyerek tanık olacağız. Tohum, dünyanın neresinde olursa olsun her üretici için aynı anlamı taşır. Üretici için her bir tohum tanesi ekmektir, emektir, gelecektir en önemlisi de bağımsızlıktır. Hindistan’da köylüler, korunması gereken tohumları yemenin en büyük günah olduğuna inanırlarmış.

Yerel Tohumu Yaşatma Mücadelesi

Tohuma verilen değerin ne güzel bir örneği bu. Yanlış tarım politikaları sadece bizim ülkemizin sorunu değil. Ne yazık ki kapitalist sistem dünyanın her yerinde küçük üreticiye kancayı takmış durumda. Çünkü küresel şirketler için tek geçerli şey vardır para. Tohum, yaşam var olduğu sürece varlığını korumaya çalışan, her türlü engele rağmen var olma mücadelesi veren en kıymetli canlıdır. Hiç birimiz bilmeyiz domatesin, mısırın, patatesin binlerce çeşit olarak yüzyıllardır canlıları doyurduğunu. Ama artık hepimiz biliyoruz ki küresel şirketlerin para hırsları, siyasi hesapları, tohum çeşitlerini azaltarak, küçük üreticiler arasında değiş tokuş yapılmasına dahi engel olma çabası içindedir. Çünkü genetiği ile oynadıkları, türlerini azalttıkları, yapılarını bozdukları tohumları süslü paketler içinde yanlarında zehirli ambalajlarıyla satmaktadırlar. İşte bunlara karşı verilen tohum takas mücadelesi, sadece tohumları korumakla kalmıyor, tohuma emek veren gerçek çiftçilerin haklarını da korumaya çalışıyor. Bizler, ‘’Üreten köylü milletin efendisidir’’ diyen Mustafa Kemal ATATÜRÜK’ün çizdiği yoldan yürüyoruz. Bizler dünyaya örnek olan Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş ilkelerinden güç topluyoruz. Bizler atalarımızdan kalan, sağlıklı yerel tohumlara gözü gibi bakan çiftçimizden ilham alıyoruz. Bu mücadele daha güçlü şekilde devam edecektir.

Ebru Oğuzhan Yeter

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, boşanma avukatı, istanbul evden eve nakliyat, https://www.metkimbocekilaclama.com/, kasko teklifi, malatya araç kiralama, en iyi evden eve nakliyat, evden eve nakliyat, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat