Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler

Yazarlar 29.09.2020 - 22:47, Güncelleme: 20.11.2022 - 20:30 9163+ kez okundu.
 

Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler

Ebru Oğuzhan Yeter köşe yazısı
Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler Amerikalı Siyasetçi, Henry Kissinger şöyle diyor; ‘’Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin’’ Ve dediği gibi de oluyor. Milli bir Tarım Politikasının eksikliğini her geçen gün daha çok hissediyoruz. Ülkemiz tarımı, 24 Ocak 1980 kararları ile AB-ABD talimatlarıyla küresel şirketlerin tekeline girmeye başladı. Tarımsal alanda çok ciddi yıkımlar başladı. İlk sıralarda, Tarımsal KİT’ler özelleştirildi. Tarım Satış Kooperatiflerine destekler kesilirken, küçük üreticinin örgütlenmesine engeller konuldu. Dışarıdan alınan tarım ürünlerinin kısıtlamaları kaldırılarak dolaşımı kolaylaştırıldı. Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler Apaçık şirket tarımcılığı ön plana çıkarılarak, köyler ve köylü etkisizleştirilmeye başlandı. Zamanla, Köyler mahalle olmaya, dolayısıyla köyden kentlere göçler hızlanmaya başladı. Hem hayvansal üretimde ki damızlık girdisi, hem de tarımsal üretimde ki tohumluk girdileri küresel şirketlerin kontrolüne geçti. 2006 yılında AB uyum paketi kapsamında, 5553 sayılı tohumculuk yasası çıkarıldı. Bu yasa kapsamında, yerel tohumların satışının ve bu tohumlardan üretilen fidelerin satışının yasaklanmasının ardından, 2013 yılında, İzmir Torbalı’da tohum takası etkinlikleri başladı. Çok kısa zamanda ülkemizin pek çok yerinde benzeri etkinlikler yapılmaya, Tohum Dernekleri kurulmaya başladı. Binlerce yıldır, atalarından öğrendiği gibi kendi tohumunu eken, üreten, yine kendi tohumunu saklayan, satan, çoğaltan, gerektiğinde komşusuyla değiştiren köylü bu hakkından mahrum bırakıldı.  Yerel tohum ve fidelerini satamaz durumuna getirildi. Üstelik tarım destekleri kaldırıldı. Tohumlarına sertifika çıkarılma zorunluluğu getirildi. Hiçbir mantıklı açıklaması olmayan bu durum, tamamen AB uyum yasaları çerçevesinde küresel sermayenin bize dayatmış olduğu kurallardır. Şirketlerin tek tip tohum çeşitleriyle, hızla topraklarımız kirlenmeye, tohum çeşitlerimiz, biyolojik çeşitliliğimiz yok olmaya ve bu hazır tohumlarla çok çeşitli tarım ilaçlarına maruz kalan topraklarımız zehirlenmeye başladı. Bu yasa ile birlikte, köylünün tohum ihtiyacı, büyük ölçüde yabancı şirketlerin eline geçmiş oldu. Yerli tohumların patentlenme işlemleri de yine büyük şirketlere havale edildi. Hibrit tohumlar, hem kısır tohum olup hem de, tarım zararlılarına karşı dayanıksız tohumlardır. Başta kanser olmak üzere birçok hastalığa sebep olmaktadır. Dünya da tohum tekelleri, küresel şirketler bu tohumları satarken, hem tarım ilaçlarını hem de insanlarda oluşan hastalıklarının ilaçlarını da birlikte satmaktadır. Yani para tek bir cebe girmektedir. Tarımda dünyaya yetecek topraklara ve üretime sahip bir ülke iken, yediğimiz her şeyi, tohumu, gübreyi, ilacı, samanı bile ithal eder duruma geldik. Sertifikalı tohum kullanmayan çiftçilere destek vermemek yerli tarımı, yerli tohumu bitirmeye zorlamaktır. Atalarından kalan tohumları ve ürettikleri ürünleri, fideleri geçimlerini sağlamak için satan üreticilerin suçlu olarak görülmesi kabul edilemezdi.  Yerel Tohum etkinlikleri Yerel Tohum etkinlikleri yurdun dört bir yanından ses getirmeye, küçük üreticinin sorunları net olarak görülmeye başladı. Halkın bu etkinliklere ilgisi çoğaldıkça, küçük üretici de kendine güvendi ve yerel tohumlarına daha sıkı sarılmaya başladı. Güvenli gıda ihtiyacı, her geçen gün artan hastalıklar insanları yerel pazarlara, yerel ürünlere yönlendirdi. Bu etkinliklerde, çok değerli akademisyenler, Ziraat mühendisleri, yazarlar, bilim insanları her fırsatta yerel tohumun önemini anlattılar. Yerel-atalık tohumlar, hastalık ve zararlılara dayanıklıdır, bizim toprağımızın bizim insanımızın damak tadına, sağlığına, alışkanlıklarına en uygun en sağlıklı ve en bereketli tohumlardır. Yerel tohumların satışını yasaklamak, onların üretilmesini, çoğaltılmasını, paylaşılmasını yasaklamak İsrail tohumuna meydanı bırakmak demektir. Yanlış Tarım Politikaları ile, yerel tohumlarımızın paketlenerek dışarıya ihraç edilmesinin önü de açıldı. Bunun nasıl kontrol edildiği, şartlarının ve ölçüsünün ne olduğunu bilmiyoruz. Yapılması gereken ilk şey Milli ve Bağımsız bir Tarım Politikasının acil olarak uygulamaya konmasıdır. Bunun için yapılması gerekenler şunlardır: Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler *Ekilmeyen topraklarımız tarıma açılsın, *Küçük üreticiye tarımda üretim desteği verilsin, *Yerli malı üretmenin ve kullanmanın önemi okullarda ders olarak okutulsun, *Her okulda, başta gönüllü öğretmenler olmak üzere, tarım ve çiftçilik konusunda özel eğitimler verilsin, çiftçilik yapan köylülere yerel tarımla ve yerel tohumla ilgili bulundukları köylerde bilgilendirme toplantıları yapılsın. *Okul öncesi, ilk ve Ortaokul öğrencilerine uygulamalı tarım eğitimleri verilsin *Zehirsiz tarım okulları ülkemizin her bölgesinde açılsın. *Meralar eski işlevine dönsün. *Her bölgenin özelliğine göre en iyi ürünü ve en iyi hayvancılığı yapması konusunda pilot uygulamalar başlatılsın. *Çocuklarımıza, gençlerimize tarımın neden bağımsız olması gerektiği öğretilsin. *Özellikle çiftçi çocukları topraklarından kopmadan, tarım alanında eğitim almalarına imkan verilsin, her köyde orada doğan büyüyen en az üç-beş genç Ziraat eğitimi alması konusunda desteklenip yetiştirilsin, ata toprakları onlara emanet edilsin. *Yerel Tohumları yaşatmak için mücadele eden, kurumlar, dernekler desteklensin, onlarla ülke çapında bir çalıştay oluşturulsun, *Kooperatifleşme yolunda ciddi adımlar atılsın, *Yerel Yönetimler küçük üreticilere alım garantili üretim imkanı versin. *Örnek projelere yerel destekler verilsin *ABD-AB fonlarına, hibelerine, projelerine bulaşmadan, tamamen yerli ve milli çabalarla Türk Tarımı hak ettiği yere ulaştırılsın. Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler *Yerli tohumları koruyan, ekip çoğalmasını sağlayan, kendi tohumunu üretip, ürünlerini satan üreticilere ayrıcalık sağlansın. *Üreticilerin kendi atalık- yerli tohumlarından fideler üretilip her bölgede çiftçilere ücretsiz fide desteği verilsin. *Tarım alanlarına yapılaşma yasağı getirilsin, özellikle ormanlarımız korunsun *Ülkemizin güneyinden, Doğuda ki hayvancılığın kışlık yem ihtiyacının karşılanması için özel yem ekimleri yapılsın. *Her yörenin kendine özgü yerli-atalık tohumlarının korunması yaşatılması için var olan örgütlenmelere destek verilsin, olmayan yerlerde yeni oluşumlar kurulsun. *Her bölge de o bölgenin genetik yapısını, özelliklerini taşıyan tohumları yaşatacak, koruyacak tohum bankaları-tohum odaları kurulsun. Bu oluşumlar hiçbir şekilde yabancı ortaklıklara açılmasın. *Yerel-Atalık tohum demek, kendi toprağını seven, bire-bin veren sağlıklı, devamlılığı olan tohum demektir. *Yerel tohum üretip eken, çoğaltan küçük üreticiye Sertifikalı tohum dayatması yapılmasın. * Amaç, Yerel tohumları korumak ve yaşatmak ise, o zaman ithal tohumların yurda girmesi, ekilmesi, satılması yasaklansın. *Yerel tohumlarımızın ihraç edilmesi durdurulsun, korumaya alınsın. *Başta topraklarımız tarım zehirlerinden arındırılsın, *Yıllardır dışa bağımlılığımızdan kurtulmanın ilk şartı yerli-atalık tohumlara özgürlüktür. *Hayvancılıkta yerel ırkların korunması ve çoğaltılması için projeler geliştirilsin, teşvikler verilsin. Türk köylüsü, çiftçisi var oldukça yerel tohumlar tükenmez !! Türk köylüsü, imkan verildiğinde hayvancılıkta çığır açacak yeteneğe sahiptir. Yerel-Atalık tohumları, yerel ırkları kısıtlamak, yasaklamak, yok etmek kendi geleceğini yok etmektir. Üreten Köylünün, her bir tohumuna, bir avuç toprağına canı pahasına sahip çıkacağına olan inancımızla, Güçlü olmanın yolunun örgütlü olmaktan geçtiğini unutmayacağız. Çözüm; toprağımıza, tohumumuza, çiftçimize sahip çıkmaktır. Çözüm; Milli tarımdır, Çözüm; Milli üretimdir, Çözüm; yerli malı üretip, yerli malı tüketmektir... Bir Avuç Tohum, Bir Ömür Bağımsızlıktır… Ebru Oğuzhan Yeter
Ebru Oğuzhan Yeter köşe yazısı

Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler Amerikalı Siyasetçi, Henry Kissinger şöyle diyor; ‘’Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin’’ Ve dediği gibi de oluyor. Milli bir Tarım Politikasının eksikliğini her geçen gün daha çok hissediyoruz. Ülkemiz tarımı, 24 Ocak 1980 kararları ile AB-ABD talimatlarıyla küresel şirketlerin tekeline girmeye başladı. Tarımsal alanda çok ciddi yıkımlar başladı. İlk sıralarda, Tarımsal KİT’ler özelleştirildi. Tarım Satış Kooperatiflerine destekler kesilirken, küçük üreticinin örgütlenmesine engeller konuldu. Dışarıdan alınan tarım ürünlerinin kısıtlamaları kaldırılarak dolaşımı kolaylaştırıldı.

Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler

Apaçık şirket tarımcılığı ön plana çıkarılarak, köyler ve köylü etkisizleştirilmeye başlandı. Zamanla, Köyler mahalle olmaya, dolayısıyla köyden kentlere göçler hızlanmaya başladı. Hem hayvansal üretimde ki damızlık girdisi, hem de tarımsal üretimde ki tohumluk girdileri küresel şirketlerin kontrolüne geçti. 2006 yılında AB uyum paketi kapsamında, 5553 sayılı tohumculuk yasası çıkarıldı. Bu yasa kapsamında, yerel tohumların satışının ve bu tohumlardan üretilen fidelerin satışının yasaklanmasının ardından, 2013 yılında, İzmir Torbalı’da tohum takası etkinlikleri başladı. Çok kısa zamanda ülkemizin pek çok yerinde benzeri etkinlikler yapılmaya, Tohum Dernekleri kurulmaya başladı. Binlerce yıldır, atalarından öğrendiği gibi kendi tohumunu eken, üreten, yine kendi tohumunu saklayan, satan, çoğaltan, gerektiğinde komşusuyla değiştiren köylü bu hakkından mahrum bırakıldı. 

Yerel tohum ve fidelerini satamaz durumuna getirildi.

Üstelik tarım destekleri kaldırıldı. Tohumlarına sertifika çıkarılma zorunluluğu getirildi. Hiçbir mantıklı açıklaması olmayan bu durum, tamamen AB uyum yasaları çerçevesinde küresel sermayenin bize dayatmış olduğu kurallardır. Şirketlerin tek tip tohum çeşitleriyle, hızla topraklarımız kirlenmeye, tohum çeşitlerimiz, biyolojik çeşitliliğimiz yok olmaya ve bu hazır tohumlarla çok çeşitli tarım ilaçlarına maruz kalan topraklarımız zehirlenmeye başladı. Bu yasa ile birlikte, köylünün tohum ihtiyacı, büyük ölçüde yabancı şirketlerin eline geçmiş oldu. Yerli tohumların patentlenme işlemleri de yine büyük şirketlere havale edildi. Hibrit tohumlar, hem kısır tohum olup hem de, tarım zararlılarına karşı dayanıksız tohumlardır. Başta kanser olmak üzere birçok hastalığa sebep olmaktadır. Dünya da tohum tekelleri, küresel şirketler bu tohumları satarken, hem tarım ilaçlarını hem de insanlarda oluşan hastalıklarının ilaçlarını da birlikte satmaktadır.

Yani para tek bir cebe girmektedir.

Tarımda dünyaya yetecek topraklara ve üretime sahip bir ülke iken, yediğimiz her şeyi, tohumu, gübreyi, ilacı, samanı bile ithal eder duruma geldik. Sertifikalı tohum kullanmayan çiftçilere destek vermemek yerli tarımı, yerli tohumu bitirmeye zorlamaktır. Atalarından kalan tohumları ve ürettikleri ürünleri, fideleri geçimlerini sağlamak için satan üreticilerin suçlu olarak görülmesi kabul edilemezdi. 

Yerel Tohum etkinlikleri

Yerel Tohum etkinlikleri yurdun dört bir yanından ses getirmeye, küçük üreticinin sorunları net olarak görülmeye başladı. Halkın bu etkinliklere ilgisi çoğaldıkça, küçük üretici de kendine güvendi ve yerel tohumlarına daha sıkı sarılmaya başladı. Güvenli gıda ihtiyacı, her geçen gün artan hastalıklar insanları yerel pazarlara, yerel ürünlere yönlendirdi. Bu etkinliklerde, çok değerli akademisyenler, Ziraat mühendisleri, yazarlar, bilim insanları her fırsatta yerel tohumun önemini anlattılar. Yerel-atalık tohumlar, hastalık ve zararlılara dayanıklıdır, bizim toprağımızın bizim insanımızın damak tadına, sağlığına, alışkanlıklarına en uygun en sağlıklı ve en bereketli tohumlardır. Yerel tohumların satışını yasaklamak, onların üretilmesini, çoğaltılmasını, paylaşılmasını yasaklamak İsrail tohumuna meydanı bırakmak demektir. Yanlış Tarım Politikaları ile, yerel tohumlarımızın paketlenerek dışarıya ihraç edilmesinin önü de açıldı. Bunun nasıl kontrol edildiği, şartlarının ve ölçüsünün ne olduğunu bilmiyoruz. Yapılması gereken ilk şey Milli ve Bağımsız bir Tarım Politikasının acil olarak uygulamaya konmasıdır. Bunun için yapılması gerekenler şunlardır:

Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler

*Ekilmeyen topraklarımız tarıma açılsın, *Küçük üreticiye tarımda üretim desteği verilsin, *Yerli malı üretmenin ve kullanmanın önemi okullarda ders olarak okutulsun, *Her okulda, başta gönüllü öğretmenler olmak üzere, tarım ve çiftçilik konusunda özel eğitimler verilsin, çiftçilik yapan köylülere yerel tarımla ve yerel tohumla ilgili bulundukları köylerde bilgilendirme toplantıları yapılsın. *Okul öncesi, ilk ve Ortaokul öğrencilerine uygulamalı tarım eğitimleri verilsin *Zehirsiz tarım okulları ülkemizin her bölgesinde açılsın.

*Meralar eski işlevine dönsün.

*Her bölgenin özelliğine göre en iyi ürünü ve en iyi hayvancılığı yapması konusunda pilot uygulamalar başlatılsın. *Çocuklarımıza, gençlerimize tarımın neden bağımsız olması gerektiği öğretilsin. *Özellikle çiftçi çocukları topraklarından kopmadan, tarım alanında eğitim almalarına imkan verilsin, her köyde orada doğan büyüyen en az üç-beş genç Ziraat eğitimi alması konusunda desteklenip yetiştirilsin, ata toprakları onlara emanet edilsin. *Yerel Tohumları yaşatmak için mücadele eden, kurumlar, dernekler desteklensin, onlarla ülke çapında bir çalıştay oluşturulsun, *Kooperatifleşme yolunda ciddi adımlar atılsın, *Yerel Yönetimler küçük üreticilere alım garantili üretim imkanı versin. *Örnek projelere yerel destekler verilsin *ABD-AB fonlarına, hibelerine, projelerine bulaşmadan, tamamen yerli ve milli çabalarla Türk Tarımı hak ettiği yere ulaştırılsın.

Yerel Tohum Çalışmaları ve Yapılması Gerekenler

*Yerli tohumları koruyan, ekip çoğalmasını sağlayan, kendi tohumunu üretip, ürünlerini satan üreticilere ayrıcalık sağlansın. *Üreticilerin kendi atalık- yerli tohumlarından fideler üretilip her bölgede çiftçilere ücretsiz fide desteği verilsin. *Tarım alanlarına yapılaşma yasağı getirilsin, özellikle ormanlarımız korunsun *Ülkemizin güneyinden, Doğuda ki hayvancılığın kışlık yem ihtiyacının karşılanması için özel yem ekimleri yapılsın. *Her yörenin kendine özgü yerli-atalık tohumlarının korunması yaşatılması için var olan örgütlenmelere destek verilsin, olmayan yerlerde yeni oluşumlar kurulsun. *Her bölge de o bölgenin genetik yapısını, özelliklerini taşıyan tohumları yaşatacak, koruyacak tohum bankaları-tohum odaları kurulsun. Bu oluşumlar hiçbir şekilde yabancı ortaklıklara açılmasın. *Yerel-Atalık tohum demek, kendi toprağını seven, bire-bin veren sağlıklı, devamlılığı olan tohum demektir. * Yerel tohum üretip eken, çoğaltan küçük üreticiye Sertifikalı tohum dayatması yapılmasın. * Amaç, Yerel tohumları korumak ve yaşatmak ise, o zaman ithal tohumların yurda girmesi, ekilmesi, satılması yasaklansın. *Yerel tohumlarımızın ihraç edilmesi durdurulsun, korumaya alınsın.

*Başta topraklarımız tarım zehirlerinden arındırılsın,

*Yıllardır dışa bağımlılığımızdan kurtulmanın ilk şartı yerli-atalık tohumlara özgürlüktür. *Hayvancılıkta yerel ırkların korunması ve çoğaltılması için projeler geliştirilsin, teşvikler verilsin. Türk köylüsü, çiftçisi var oldukça yerel tohumlar tükenmez !! Türk köylüsü, imkan verildiğinde hayvancılıkta çığır açacak yeteneğe sahiptir. Yerel-Atalık tohumları, yerel ırkları kısıtlamak, yasaklamak, yok etmek kendi geleceğini yok etmektir. Üreten Köylünün, her bir tohumuna, bir avuç toprağına canı pahasına sahip çıkacağına olan inancımızla, Güçlü olmanın yolunun örgütlü olmaktan geçtiğini unutmayacağız. Çözüm; toprağımıza, tohumumuza, çiftçimize sahip çıkmaktır. Çözüm; Milli tarımdır, Çözüm; Milli üretimdir, Çözüm; yerli malı üretip, yerli malı tüketmektir... Bir Avuç Tohum, Bir Ömür Bağımsızlıktır…

Ebru Oğuzhan Yeter

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, boşanma avukatı, istanbul evden eve nakliyat, https://www.metkimbocekilaclama.com/, kasko teklifi, malatya araç kiralama, en iyi evden eve nakliyat, evden eve nakliyat, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat