Yeni Zellanda
Gündem
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
26.03.2019 - 22:06, Güncelleme:
26.03.2019 - 22:06 3244+ kez okundu.
Yeni Zellanda
Yeni Zellanda - Cumhurbaşkanı 18 Mart 2019’da şu konuşmayı yapıyor: "Çanakkale'den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki, mesajınızı aldık. Hislerinizi de niyetinizi de anladık. Kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık.
Bir teröristin ortaya çıkarak 50 Müslümanı öldürmesinin ne olduğunu anladık. Aldığımız nefesi bize çok gördüğünüzü anladık. Biz buradayız, biz Çanakkale'deyiz. 1000 yıldır buradayız, kıyamete kadar da burada olacağız.
İstanbul'u Konstantinapol yapamayacaksınız. Dedeleriniz geldiler, burada olduğumuzu gördüler, kimi ayakta kimi tabutta geri döndüler. Aynı niyetle gelecekseniz sizi de bekleriz. Sizleri de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın."
Avustralya Başbakanı Scott Morrison şu yanıtı verdi: "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri Avustralyalılar için çok rencide edicidir. Böylesine hassas bir ortamda sarf edilmesi pervasızlıktır. Atatürk, ülkesini modern ve kucaklayıcı bir ulusa dönüştürmek istiyordu, bu sözler bu ruhla bağdaşmamaktadır.”
****
Barış karşıtı ve uluslararası ilişkileri zedeleyen bu durumu Atatürkçe yorumlamaya çalışacağım:
Ömrünü cephelerde geçirmiş biri olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tüm dünyaya şöyle seslenir; “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”
Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek kişilere verilmiş en büyük mirastır.
Uzak ve yakın tüm dünya devletler ile kurulan karşılıklı güven ilişkilerini zedeleyecek söylem ve politikalar ülkemize büyük zararlar verecektir.
Yeni Zellanda’da yaşanan olay sadece müslümanlara yönelik bir saldırı değil, emperyalizmin yeni düşmanı olan Türkiye’yedir. Bunu yıllardır Hollywood filmleri aracılığı ile bildiriyorlar. Son olayda ise açıkça hedef olarak gösteriliyoruz.
Türkleri Avrupa’dan atma istekleri asırlardır devam ediyor, Türk’süz bir dünya hayaline asla son vermeyecekler…
Yeni Dünya Düzeni ve Dinler Arası Diyalog, bu iki söylemi sürekli duyuyoruz.
Birileri din adına sürekli cinayet işliyor. Biz tetiği çekene değil çektirene bakmalıyız. Bizi sürekli tokatlayan, daima düşman gören emperyalist ülkelere, elbette öteki yanağımızı çevirmeyeceğiz.
Atatürk diyor ki; ‘’tarih 13 Ağustos 1923, Meclis kürsüsündeyim : Arkadaşlar, bugün ulaştığımız barışın, ebedî barış olacağına inanmak, elbette saflık olur.
Ondan bir an bile gaflet milletin bütün hayatını tehlikeye sokar. Kuşkusuz, haklarımıza, onurumuza saygı gösterildikçe, karşı saygıda kusur etmeyeceğiz. Fakat ne çare ki, zayıf olanların saygı gösterilmediğini çok acı deneylerle öğrendik. Onun içindir ki, her olasılığın gerektireceği hazırlıkları yapmakta asla gecikemeyiz.’’
Atatürk bir diğer konuşmada da, “Barış ulusları refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur. Memleketimizi hergün daha çok kuvvetlendirmek, her türlü ihtimallere karşı koyacak bir halde bulundurmak ve dünya olaylarının bütün safhalarını büyük bir uyanıklık içinde izlemek, barışsever siyasetimizin dayanacağı esasların başlangıcıdır” demiştir.
*****
Sürekli barıştan ve zorunlu kalmadıkça zaferi cinayet diye tanımlayan bir önderin genç mirasçıları bugünün devlet kadrolarında Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayacak sözler söylüyorlar.
Aklıma Atatürk’ün büyük ülküsü geliyor.
Bu ülkü; ‘’Türkiye’yi kalkındırmak. Dünyaca saygı duyulan güçlü bir ülke olarak varlığını sonsuza kadar sürdürmektir.’’
Atatürk’e göre; ‘’uygarlık affetmedir, hoşgörüdür. Ancak ilkel kavimler kan davası güder.
Ulusal davalarda, sonuçları milleti etkileyen işlerimizde hoşgörünün yeri yoktur. Hoşgörüyü, aldırmazlığı kayıtsızlık derecesine kadar götürmemek gerekir.’’ Ulusal ve uluslararası ilişkilerde daima ölçülü olmalıyız. Haklı davalarda haksız duruma düşmemeliyiz.
Bir devlet adamı; kendi insani duygularının tutsağı olarak devlet sorunlarını halledemez, o yetkiye sahip de değildir. Ülke ve millet işlerinde, hakiki işlerde duygu olmaz; hizmette hatıra, dostluğa bakılmaz, millet macera aracı yapılamaz.
Meltem Karakoyun
26 Mart 2019
Yeni Zellanda - Cumhurbaşkanı 18 Mart 2019’da şu konuşmayı yapıyor: "Çanakkale'den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki, mesajınızı aldık. Hislerinizi de niyetinizi de anladık. Kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık.
Bir teröristin ortaya çıkarak 50 Müslümanı öldürmesinin ne olduğunu anladık. Aldığımız nefesi bize çok gördüğünüzü anladık. Biz buradayız, biz Çanakkale'deyiz. 1000 yıldır buradayız, kıyamete kadar da burada olacağız.
İstanbul'u Konstantinapol yapamayacaksınız. Dedeleriniz geldiler, burada olduğumuzu gördüler, kimi ayakta kimi tabutta geri döndüler. Aynı niyetle gelecekseniz sizi de bekleriz. Sizleri de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın."
Avustralya Başbakanı Scott Morrison şu yanıtı verdi: "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri Avustralyalılar için çok rencide edicidir. Böylesine hassas bir ortamda sarf edilmesi pervasızlıktır. Atatürk, ülkesini modern ve kucaklayıcı bir ulusa dönüştürmek istiyordu, bu sözler bu ruhla bağdaşmamaktadır.”
****
Barış karşıtı ve uluslararası ilişkileri zedeleyen bu durumu Atatürkçe yorumlamaya çalışacağım:
Ömrünü cephelerde geçirmiş biri olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tüm dünyaya şöyle seslenir; “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”
Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek kişilere verilmiş en büyük mirastır.
Uzak ve yakın tüm dünya devletler ile kurulan karşılıklı güven ilişkilerini zedeleyecek söylem ve politikalar ülkemize büyük zararlar verecektir.
Yeni Zellanda’da yaşanan olay sadece müslümanlara yönelik bir saldırı değil, emperyalizmin yeni düşmanı olan Türkiye’yedir. Bunu yıllardır Hollywood filmleri aracılığı ile bildiriyorlar. Son olayda ise açıkça hedef olarak gösteriliyoruz.
Türkleri Avrupa’dan atma istekleri asırlardır devam ediyor, Türk’süz bir dünya hayaline asla son vermeyecekler…
Yeni Dünya Düzeni ve Dinler Arası Diyalog, bu iki söylemi sürekli duyuyoruz.
Birileri din adına sürekli cinayet işliyor. Biz tetiği çekene değil çektirene bakmalıyız. Bizi sürekli tokatlayan, daima düşman gören emperyalist ülkelere, elbette öteki yanağımızı çevirmeyeceğiz. Atatürk diyor ki; ‘’tarih 13 Ağustos 1923, Meclis kürsüsündeyim : Arkadaşlar, bugün ulaştığımız barışın, ebedî barış olacağına inanmak, elbette saflık olur. Ondan bir an bile gaflet milletin bütün hayatını tehlikeye sokar. Kuşkusuz, haklarımıza, onurumuza saygı gösterildikçe, karşı saygıda kusur etmeyeceğiz. Fakat ne çare ki, zayıf olanların saygı gösterilmediğini çok acı deneylerle öğrendik. Onun içindir ki, her olasılığın gerektireceği hazırlıkları yapmakta asla gecikemeyiz.’’ Atatürk bir diğer konuşmada da, “Barış ulusları refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur. Memleketimizi hergün daha çok kuvvetlendirmek, her türlü ihtimallere karşı koyacak bir halde bulundurmak ve dünya olaylarının bütün safhalarını büyük bir uyanıklık içinde izlemek, barışsever siyasetimizin dayanacağı esasların başlangıcıdır” demiştir. ***** Sürekli barıştan ve zorunlu kalmadıkça zaferi cinayet diye tanımlayan bir önderin genç mirasçıları bugünün devlet kadrolarında Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayacak sözler söylüyorlar.Aklıma Atatürk’ün büyük ülküsü geliyor.
Bu ülkü; ‘’Türkiye’yi kalkındırmak. Dünyaca saygı duyulan güçlü bir ülke olarak varlığını sonsuza kadar sürdürmektir.’’ Atatürk’e göre; ‘’uygarlık affetmedir, hoşgörüdür. Ancak ilkel kavimler kan davası güder. Ulusal davalarda, sonuçları milleti etkileyen işlerimizde hoşgörünün yeri yoktur. Hoşgörüyü, aldırmazlığı kayıtsızlık derecesine kadar götürmemek gerekir.’’ Ulusal ve uluslararası ilişkilerde daima ölçülü olmalıyız. Haklı davalarda haksız duruma düşmemeliyiz. Bir devlet adamı; kendi insani duygularının tutsağı olarak devlet sorunlarını halledemez, o yetkiye sahip de değildir. Ülke ve millet işlerinde, hakiki işlerde duygu olmaz; hizmette hatıra, dostluğa bakılmaz, millet macera aracı yapılamaz. Meltem Karakoyun 26 Mart 2019
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.