Yazar Kalem
Köşe Yazarı
Yazar Kalem
 

Yarım Yamalak Yaşıyoruz!

Merhaba dostlar, Başlığın garip geldiğinin farkındayım, bende çok düşündüm en uygun bu geldi bana. Neden yarım yaşıyoruz, dilerseniz artık bunu düşünelim. Uzun yıllardır kısır bir döngünün içinde yaşıyoruz! Yeni bir yıla girdik, dilerim 2024 yılı bu döngüyü fark ettiğimiz ve kırdığımız bir yıl olur.  Yaşamamız gereken güzellikleri yarım yaşamakla birlikte hayatımızda ki olumsuzlukları da yarım yaşıyoruz. Olumsuzluklar yarımsa ne güzel dediğinizi duyar gibiyim. Ama güzel değil sevgili okurlar, bastırılmış, arkaya atılan her duygu adeta devleşerek hayatımıza bizim aleyhimize dahil oluyor hem de olmaması gereken anlarda. Ülkenin ekonomisi malum, çarşıya pazara çıkıyoruz fiyatları görünce afallıyor böyle gitmez olmaz, artık geçinemiyoruz demeye başlıyoruz. Tam tepki koyacağız bu duruma aa maaşlara zam yapılacağı haberi gündem oluyor, haydi bir umut onu beklemeye başlıyoruz. Çarşı pazar öfkesini askıya alıyoruz, zam alacağız ya (!) derken açıklanıyor o zam haberi. Tabii biz algılamaya çalışana kadar yani cebimize girmeden eridiğini fark ediyoruz. Tam tepki verecekken Avrupa yanıyor bitti mahvoldu (!) diye açıklamalar duyuyoruz, sonra her şey yolunda da ben mi abartıyorum diyoruz kendi kendimize! Aklımızla dalga geçiliyor ve bu aleni yapılıyor! Malum kötü bir pandemi yaşadık ve artçılarını hala yaşıyoruz. Doktora gideceğiz randevu alamıyoruz, doktor sıkıntısı var gibi! Tabii yöneticimiz giderlerse gitsinler demişti! Birçoğu da gitti! Randevuyu zoraki alıyoruz ama bunu konuşmamız lazım diyoruz kendi kendimize. Doktora gidiyoruz reçete yazılıyor eczaneye gidiyoruz ilaç bulamıyoruz. Eczaneden söylenerek çıkıp ilacı ararken bu böyle gitmez tepki koymalıyız diyoruz. Sonra sokakta sebepsiz yere, keyfi eziyet gören bir can dostumuzu (kedi, köpek, kuş) görüyoruz sinirleniyoruz. Olmaz onlar masum bu yapılanlara susmamam lazım diyoruz. Tam bunu düşünürken bir haber görüyoruz eski eşi tarafından çocuğunun gözü önünde öldürülen bir kadın haberi canımızı acıtıyor! Bu olaylar çok artmaya başladı tepki koyulması lazım diyoruz, tam bunu düşünürken, çocuk istismarı ile ilgili haberler duyuyoruz! Öfkeyle birlikte artık insanlığımızdan utanıyoruz! Sonra olay ülkemizin kurucu değerleriyle bizim kırmızı çizgilerimizle sabrımızın denendiği yerlere geliyor! Bu kadarı çok fazla bu ne cüret derken,  mahkeme kararıyla içeri giren ve halkın oylarıyla milletvekili seçilen Sayın Can Atalay’ ın Anayasa Mahkemesinin almış olduğu karara rağmen, özgürlüğüne kavuşamadığına şahit oluyoruz hayır bu olamaz bu kabul edilemez diyoruz! Bu hepimiz için ciddi bir tehlike diye düşünmeye başlıyoruz! Sonra savaş tamtamları duymaya başlıyoruz, her boyutuyla düşünüp olamaz olmamalı diyoruz! Biz bizi yönetenlerden yüreklerimize su serpecek bir açıklama beklerken her zaman olduğu gibi çıkıp sadece muhalefete ver yansın ediyorlar! Yıllardır yöneten onlar ama sorumluluk kabul etme gibi bir huyları yok maalesef! İyi olan her şey onlardan, olumsuz olan her şey muhalefetten diye göstermek ciddi bir alışkanlık oldu onlarda! Şimdi bu kadar şeyi yaşayıp, sağlıklı olmamız ne mümkün? Başlıyoruz sağlık problemleri yaşamaya ve randevu alamamaya! Hayırlı olsun döngünün başladığımız yerindeyiz! Sonrası mı? Yukarıyı tekrar okuyun! Belli başlı konulara değindim elbette gündem çok hızlı değişiyor, farklılaşıyor ve her yeni gündem bir öncekini sıradanlaştırıyor. Burada asıl dikkat etmemiz gereken konu, sürekli bir şeyler yaşıyoruz ve ne sorgulamaya ne de tepki vermeye zamanımız olmuyor! Tepki koyulmayan her olay her söz bir kabulleniştir. Bizde yaratılan her kafa karışıklığı bizim bile farkında olmadığımız kabullenişe dönüşüyor! Oysaki biz oradan oraya savruluyoruz, her konuda yarım kaldık, duyguyu yaşayamadan yenisiyle yüz yüze geldik! Bu durumu sadece ben yaşamıyorum dostlar, yıllardır hepimiz yaşıyoruz! Farkında mısınız çok tahammülsüz, şiddete meyilli, anlamak istemeyen, empati kuramayan çok ama çok mutsuz bir toplum haline geldik. Duyguları tam anlamıyla yaşayıp atlatamadığımız için hepimiz iyice belirsizliğe doğru evriliyoruz. O halde bir soruyla bitireyim yazımı, sizce bu bahsettiklerimizin etkisi var mıdır? En kısa zaman da çok daha güzel günlerde tekrar görüşmek umuduyla, Kendine çok iyi bak yurdum insanı…
Ekleme Tarihi: 05 Ocak 2024 - Cuma

Yarım Yamalak Yaşıyoruz!

Merhaba dostlar,

Başlığın garip geldiğinin farkındayım, bende çok düşündüm en uygun bu geldi bana. Neden yarım yaşıyoruz, dilerseniz artık bunu düşünelim. Uzun yıllardır kısır bir döngünün içinde yaşıyoruz! Yeni bir yıla girdik, dilerim 2024 yılı bu döngüyü fark ettiğimiz ve kırdığımız bir yıl olur. 

Yaşamamız gereken güzellikleri yarım yaşamakla birlikte hayatımızda ki olumsuzlukları da yarım yaşıyoruz. Olumsuzluklar yarımsa ne güzel dediğinizi duyar gibiyim. Ama güzel değil sevgili okurlar, bastırılmış, arkaya atılan her duygu adeta devleşerek hayatımıza bizim aleyhimize dahil oluyor hem de olmaması gereken anlarda.

Ülkenin ekonomisi malum, çarşıya pazara çıkıyoruz fiyatları görünce afallıyor böyle gitmez olmaz, artık geçinemiyoruz demeye başlıyoruz. Tam tepki koyacağız bu duruma aa maaşlara zam yapılacağı haberi gündem oluyor, haydi bir umut onu beklemeye başlıyoruz. Çarşı pazar öfkesini askıya alıyoruz, zam alacağız ya (!) derken açıklanıyor o zam haberi. Tabii biz algılamaya çalışana kadar yani cebimize girmeden eridiğini fark ediyoruz. Tam tepki verecekken Avrupa yanıyor bitti mahvoldu (!) diye açıklamalar duyuyoruz, sonra her şey yolunda da ben mi abartıyorum diyoruz kendi kendimize! Aklımızla dalga geçiliyor ve bu aleni yapılıyor!

Malum kötü bir pandemi yaşadık ve artçılarını hala yaşıyoruz. Doktora gideceğiz randevu alamıyoruz, doktor sıkıntısı var gibi! Tabii yöneticimiz giderlerse gitsinler demişti! Birçoğu da gitti! Randevuyu zoraki alıyoruz ama bunu konuşmamız lazım diyoruz kendi kendimize. Doktora gidiyoruz reçete yazılıyor eczaneye gidiyoruz ilaç bulamıyoruz. Eczaneden söylenerek çıkıp ilacı ararken bu böyle gitmez tepki koymalıyız diyoruz. Sonra sokakta sebepsiz yere, keyfi eziyet gören bir can dostumuzu (kedi, köpek, kuş) görüyoruz sinirleniyoruz. Olmaz onlar masum bu yapılanlara susmamam lazım diyoruz. Tam bunu düşünürken bir haber görüyoruz eski eşi tarafından çocuğunun gözü önünde öldürülen bir kadın haberi canımızı acıtıyor! Bu olaylar çok artmaya başladı tepki koyulması lazım diyoruz, tam bunu düşünürken, çocuk istismarı ile ilgili haberler duyuyoruz! Öfkeyle birlikte artık insanlığımızdan utanıyoruz! Sonra olay ülkemizin kurucu değerleriyle bizim kırmızı çizgilerimizle sabrımızın denendiği yerlere geliyor! Bu kadarı çok fazla bu ne cüret derken,  mahkeme kararıyla içeri giren ve halkın oylarıyla milletvekili seçilen Sayın Can Atalay’ ın Anayasa Mahkemesinin almış olduğu karara rağmen, özgürlüğüne kavuşamadığına şahit oluyoruz hayır bu olamaz bu kabul edilemez diyoruz! Bu hepimiz için ciddi bir tehlike diye düşünmeye başlıyoruz!

Sonra savaş tamtamları duymaya başlıyoruz, her boyutuyla düşünüp olamaz olmamalı diyoruz! Biz bizi yönetenlerden yüreklerimize su serpecek bir açıklama beklerken her zaman olduğu gibi çıkıp sadece muhalefete ver yansın ediyorlar! Yıllardır yöneten onlar ama sorumluluk kabul etme gibi bir huyları yok maalesef! İyi olan her şey onlardan, olumsuz olan her şey muhalefetten diye göstermek ciddi bir alışkanlık oldu onlarda!

Şimdi bu kadar şeyi yaşayıp, sağlıklı olmamız ne mümkün? Başlıyoruz sağlık problemleri yaşamaya ve randevu alamamaya! Hayırlı olsun döngünün başladığımız yerindeyiz! Sonrası mı? Yukarıyı tekrar okuyun!

Belli başlı konulara değindim elbette gündem çok hızlı değişiyor, farklılaşıyor ve her yeni gündem bir öncekini sıradanlaştırıyor. Burada asıl dikkat etmemiz gereken konu, sürekli bir şeyler yaşıyoruz ve ne sorgulamaya ne de tepki vermeye zamanımız olmuyor! Tepki koyulmayan her olay her söz bir kabulleniştir. Bizde yaratılan her kafa karışıklığı bizim bile farkında olmadığımız kabullenişe dönüşüyor! Oysaki biz oradan oraya savruluyoruz, her konuda yarım kaldık, duyguyu yaşayamadan yenisiyle yüz yüze geldik!

Bu durumu sadece ben yaşamıyorum dostlar, yıllardır hepimiz yaşıyoruz! Farkında mısınız çok tahammülsüz, şiddete meyilli, anlamak istemeyen, empati kuramayan çok ama çok mutsuz bir toplum haline geldik. Duyguları tam anlamıyla yaşayıp atlatamadığımız için hepimiz iyice belirsizliğe doğru evriliyoruz. O halde bir soruyla bitireyim yazımı, sizce bu bahsettiklerimizin etkisi var mıdır?

En kısa zaman da çok daha güzel günlerde tekrar görüşmek umuduyla,
Kendine çok iyi bak yurdum insanı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
dilek yiğit
(05.01.2024 13:12 - #262)
kısaca yürkiyeyi anlatmışsın ve yaşalıları hepsi hemen hemen hepimiz yaşıyoruz düzelmesi umudu ile yeni yazılarınızıda merakla bekliyorum yüreğine sağlık mutluluk huzur dolu bir türkiye için el ele olmak lazım
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, ingiltere aile birleşimi sınavı