Yeni günlere uyanabildik mi? Hala gerçeklere gözümüz ve ruhumuz kapalı mı acaba?
İnsanlar bazen kaçar gerçeklerden. Canını yakacağından mı işine gelmediğinden mi bilmeyiz ama ölümüne kaçarlar.
Gerçekler can sıkıcıdır çoğu zaman. Yine de görmezden gelerek gerçekleri diskalifiye edemeyiz ne yazık ki.
“Eğri oturup doğru konuşalım!” neslinden üç maymun nesline hızlı geçiş yapmış olsak sonsuza kadar sürmeyecektir bu durum.
Ne zamana kadar içinizde tutabilirsiniz ki zaten. Bir gün bir yerde hiç beklemediğiniz bir gaf olarak meydana çıkar doğrular.
Bilinçaltı bu ya hiç beklemediğiniz bir zamanda size itiraf ettirir, olanı-olmayanı. Hazırlıksız yakalanırsınız işin kötüsü. Bunun için ayrı bir replik ezberlenmemiştir.
En iyisi mi biraz doğrulara başlayıp dersimize çalışmak olurdu.
Gerçekler ne kadar kötü olursa olsun gün yüzüne çıkmak için sabırsızlıkla beklerler. Ani olarak ortaya çıkarlarsa da can yakarlar.
Doğrular ister kişiden ister toplumdan gizlenmiş olsun, yankısı her zaman aynı olur.
İnsanlardan çok bir şey beklemiyorsunuz aslında. Sadece ve sadece doğru olsunlar, sizi kandırmasınlar istersiniz.
Size gerçek olamayacak kadar güzel ve sanal bir dünya sınmalarına bakmayın. Hayal dünyası bir gün elbet yok olur.
Şimdiden en kötüsüne alışmak lazım belki de. Bir gün hayal dünyası yokken kendimizi avutabilmemiz için yavaştan öğrenmek gerekli.
Hem insanın geleceği için hem de toplumun sağlığı için yalanlarla oyalanmamak lazım.
Gerçekler için uyanma vakti artık, o zaman günaydın!