Ebru Oğuzhan Yeter
Köşe Yazarı
Ebru Oğuzhan Yeter
 

Yerel Tohuma Özgürlük!!

Tohumlarımıza sahip çıkmak için başlattığımız bağımsız mücadelede, hiçbir dış desteğe ya da fona el açmadık, açmayacağız. Kapitalizmin bize biçtiklerine karşıyız.            Küresel şirketlerin dayattığı tohum, gübre ve kimyasallar hem toprağımız hem de sağlığımız için zehirdir. Ülkemiz, yaklaşık 18 bin buğday çeşidine sahip, adeta dünyanın tahıl ambarı durumundaydı. Bugün ele muhtaç durumda. Yüzyıllardır ekilerek, korunarak günümüze kadar gelen “yerel tohumlar” atalarımızın mirası değil, gelecek nesillerin bize emanetidir.         Yerel tohumun satışının yasak olduğunu, yerel tohum mücadelesini, tohum takas etkinliklerini defalarca yazdık. Standartlara uymadığı gerekçesiyle 2006 yılında çıkan yasa ile, üreten Türk köylüsünün kendi ürettiği, yıllardır ekerek koruyup çoğalttığı ve sahip olduğu tohumları satması yasaklandı.            Çiftçi bir çok yasaklarla hem üretimden uzaklaştı,  hem de desteklerden yararlanmak için hibrit tohum almaya mecbur bırakıldı. Cezalar ağır olunca, çiftçiler de mecbur kalıp  hem toprağını ekmek, hem de devlet desteğini alabilmek için sertifikalı hibrit  tohumlara yöneldi. Üstelik tek kullanımlık bu tohumları da yasaya göre, tarım kredi kooperatifleri ve özel şirketler satıyor..            Sadece tohumu almak yetmiyor, yanında kimyasal destekleri de almak zorunda kalıyor. Bu şekilde hem çiftçi kaybediyor, hem toprak kaybediyor hem de ülkemiz kaybediyor. Biz hala bunun farkında değiliz. Yurt dışından tohum getirerek bizim çiftçimize satan şirketlerin hepsi yabancı ortaklı. Bu yüzden de yerel tohumlara sahip çıkan, herhangi bir dış destek almadan mücadele eden, yerel tohumları koruyan, ekerek çoğaltan, paylaşan  kuruluşlara tahammülleri yok.           Oysa, insanlık hızla açlığa ve kıtlığa doğru giderken bunun en büyük temel nedeninin “endüstriyel tarım” olduğunu açıklayan çok değerli bilim insanları var.  Üstelik "hibrit" tohumların varlığı için bile yerel tohumlara ihtiyacımız var.      Bir Avuç tohum için, bir avuç insan bağımsız olarak mücadele ederken tohum bankalarımızın durumuna da bir bakalım;  Independent Türkiye ‘de Saime Toktaş’ın haberinde yer alan bazı bölümler şöyle; ***Dünyayı, tohumu ve ilaç sektörünü elinde tutanlar mı yönetiyor?     "Türkiye’de hala 3 binin üzerinde tohum çeşidi var. Ayrıca Ankara ve Manisa Horozköy’de tohum gen bankaları bulunuyor. Ama onların da denetimi, “Uluslararası Tarımsal Araştırma İçin Dayanışma Grubu” CGIAR’da.  CGIAR’ın kurucusu ise dünyanın en güçlü ve zengin ailelerinden Rockefeller ailesi.  Rockefellerlar, 1960’larda Meksika ve Hindistan gibi ülkelere açlık sorununu çözecekleri iddiasıyla, “Yeşil Devrim” adı altında, ıslah edilmiş, yani hibrit tohum tohumu sokmuştu.  Hibrit tohumdan elde edilen ürünlerden tohum oluşmadığı için, çiftçilerin her sene tohum alması gerekiyordu. Hibrit tohum patentleri de Pioneer Hi-Bred ve Monssanto gibi dev tohum şirketlerinin elinde toplandı. Bu tohumlar bazı kimyasal gübrelere, ot ve böcek ilaçlarına ihtiyaç duyuyordu. Bunlar da Rockefeller'ın petrol şirketlerinin ürünüydü.  Gelişmekte olan ülkeler için bu miktarlardaki gübre ve ilaç girdisini finanse etmek neredeyse imkansız olduğu için önce dünya bankasından kredi notu, sonra da yine Rockefeller ailesine ait Amerikan bankalarından borç aldılar. Bankalara borçlarını ödeyemeyen çiftçiler sonunda topraklarını kaybetti. Aslında, Monsanto’nun politikalarına karşı çıkanlar tüm dünyada azımsanamayacak kadar fazla. Dünyanın birçok ülkesinde bu nedenle GDO’lu ürünler ve onların sonuçları ile bu ürünlerin tekeli olan Monsanto şirketi protesto edildi. Çünkü insanlar üzerinde bir araştırma yapılmadığı söylense de GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların kanser ve böbrek yetmezliği gibi birçok hastalığa yakalandığı ortaya çıktı."           Artık hiçbir şey gizli saklı değil. Yarım asırdan fazladır elimizi verip kolumuzu kaptırmış olsak da var olan yerel tohumlarımıza, geleceğimiz için, insanlık için sahip çıkmak, yerel tohumlar özgür olana kadar mücadele etmek  zorundayız.. Ebru Oğuzhan Yeter
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2024 - Çarşamba

Yerel Tohuma Özgürlük!!

Tohumlarımıza sahip çıkmak için başlattığımız bağımsız mücadelede, hiçbir dış desteğe ya da fona el açmadık, açmayacağız. Kapitalizmin bize biçtiklerine karşıyız. 

          Küresel şirketlerin dayattığı tohum, gübre ve kimyasallar hem toprağımız hem de sağlığımız için zehirdir. Ülkemiz, yaklaşık 18 bin buğday çeşidine sahip, adeta dünyanın tahıl ambarı durumundaydı. Bugün ele muhtaç durumda. Yüzyıllardır ekilerek, korunarak günümüze kadar gelen “yerel tohumlar” atalarımızın mirası değil, gelecek nesillerin bize emanetidir.

        Yerel tohumun satışının yasak olduğunu, yerel tohum mücadelesini, tohum takas etkinliklerini defalarca yazdık. Standartlara uymadığı gerekçesiyle 2006 yılında çıkan yasa ile, üreten Türk köylüsünün kendi ürettiği, yıllardır ekerek koruyup çoğalttığı ve sahip olduğu tohumları satması yasaklandı. 

          Çiftçi bir çok yasaklarla hem üretimden uzaklaştı,  hem de desteklerden yararlanmak için hibrit tohum almaya mecbur bırakıldı. Cezalar ağır olunca, çiftçiler de mecbur kalıp  hem toprağını ekmek, hem de devlet desteğini alabilmek için sertifikalı hibrit  tohumlara yöneldi. Üstelik tek kullanımlık bu tohumları da yasaya göre, tarım kredi kooperatifleri ve özel şirketler satıyor..

           Sadece tohumu almak yetmiyor, yanında kimyasal destekleri de almak zorunda kalıyor. Bu şekilde hem çiftçi kaybediyor, hem toprak kaybediyor hem de ülkemiz kaybediyor. Biz hala bunun farkında değiliz. Yurt dışından tohum getirerek bizim çiftçimize satan şirketlerin hepsi yabancı ortaklı. Bu yüzden de yerel tohumlara sahip çıkan, herhangi bir dış destek almadan mücadele eden, yerel tohumları koruyan, ekerek çoğaltan, paylaşan  kuruluşlara tahammülleri yok.  

        Oysa, insanlık hızla açlığa ve kıtlığa doğru giderken bunun en büyük temel nedeninin “endüstriyel tarım” olduğunu açıklayan çok değerli bilim insanları var.  Üstelik "hibrit" tohumların varlığı için bile yerel tohumlara ihtiyacımız var.

Yerel Tohuma Özgürlük!!


     Bir Avuç tohum için, bir avuç insan bağımsız olarak mücadele ederken tohum bankalarımızın durumuna da bir bakalım; 

Independent Türkiye ‘de Saime Toktaş’ın haberinde yer alan bazı bölümler şöyle;

***Dünyayı, tohumu ve ilaç sektörünü elinde tutanlar mı yönetiyor?

    "Türkiye’de hala 3 binin üzerinde tohum çeşidi var. Ayrıca Ankara ve Manisa Horozköy’de tohum gen bankaları bulunuyor. Ama onların da denetimi, “Uluslararası Tarımsal Araştırma İçin Dayanışma Grubu” CGIAR’da. 

CGIAR’ın kurucusu ise dünyanın en güçlü ve zengin ailelerinden Rockefeller ailesi. 

Rockefellerlar, 1960’larda Meksika ve Hindistan gibi ülkelere açlık sorununu çözecekleri iddiasıyla, “Yeşil Devrim” adı altında, ıslah edilmiş, yani hibrit tohum tohumu sokmuştu. 

Hibrit tohumdan elde edilen ürünlerden tohum oluşmadığı için, çiftçilerin her sene tohum alması gerekiyordu. Hibrit tohum patentleri de Pioneer Hi-Bred ve Monssanto gibi dev tohum şirketlerinin elinde toplandı. Bu tohumlar bazı kimyasal gübrelere, ot ve böcek ilaçlarına ihtiyaç duyuyordu. Bunlar da Rockefeller'ın petrol şirketlerinin ürünüydü. 

Gelişmekte olan ülkeler için bu miktarlardaki gübre ve ilaç girdisini finanse etmek neredeyse imkansız olduğu için önce dünya bankasından kredi notu, sonra da yine Rockefeller ailesine ait Amerikan bankalarından borç aldılar. Bankalara borçlarını ödeyemeyen çiftçiler sonunda topraklarını kaybetti.

Aslında, Monsanto’nun politikalarına karşı çıkanlar tüm dünyada azımsanamayacak kadar fazla. Dünyanın birçok ülkesinde bu nedenle GDO’lu ürünler ve onların sonuçları ile bu ürünlerin tekeli olan Monsanto şirketi protesto edildi. Çünkü insanlar üzerinde bir araştırma yapılmadığı söylense de GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların kanser ve böbrek yetmezliği gibi birçok hastalığa yakalandığı ortaya çıktı."

          Artık hiçbir şey gizli saklı değil. Yarım asırdan fazladır elimizi verip kolumuzu kaptırmış olsak da var olan yerel tohumlarımıza, geleceğimiz için, insanlık için sahip çıkmak, yerel tohumlar özgür olana kadar mücadele etmek  zorundayız..

Ebru Oğuzhan Yeter

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, ingiltere aile birleşimi sınavı