Kimilerine göre sanattır yaşamak. Bir ahenk olmalı içinde. Doğa ile uyumlu, canlılarla özdeş olmalı yaşanırken de.
Kimilerine göre de bir savaştır yaşamak. Var olma savaşı verir diğerlerinin aksine. Tutunmak ister hayata sadece, geriye kalan her şey daha sonraya bırakılır. Önce zaruri ihtiyaçlar ne de olsa.
Ayrımız gayrımız yok tabi yaşamı sanat olarak ya da savaş olarak görenlerle. Sonuçta herkes kendi penceresinin önünde.
Hayat denilince belki de yüzlerce tanımlama gelir. İçinde bulunduğunuz durum da etkili tabi. Hasta döşeğinde rahat nefes almaktır yaşamak. Neresinde olursanız olun dünyanın keyfe kederdir.
Herkesin düşü farklıdır. Kimi daha iyi bir ev ister kimi lüks yerde tatil. Kimi ise elindekini korumak ister. Kim ne isterse istesin amaç aslında aynıdır. Elde olanla elde edilecekler arasında bir hayat.
Çoğu zaman telaşla geçer yaşam. Bir durup nefes almadan geçip gitmiş ömür. Kimisi bunun farkında olarak dolu dolu yaşar kimi de telaşlarda kaybolur.
Herkese aynı şeyi ifade etme de zaten hayat. Kimi kendi cehennemini bulur dünyada kimi de bir daha göremeyeceği cenneti.
Herkes bir anlam arar en nihayetinde. Herhangi bir cevap bulamayınca da yaşamak işte denilip geçilir sonunda.
Herkesin yaşamı, şartları ve karşılaştıkları başka olduğu için de bu konuda genel geçer konuşulamıyor ne yazık ki. Kimisi keyfine varırken kimisi de kendinde kaybolabiliyor.
Sadece nefes almak değil bazen yaşamak. İnsan gibi yaşamayı da istiyor insan. Herkesle aynı şartlarda yaşamak da her insanın hakkı gibi dursa da kimileri yenik başlıyor hayata.
Hangi koşulda olunursa olunsun yaşamak ayrı bir özen gerektiriyor. Hem doğa hem diğer canlılarla beraber yaşandığı için de ayrı bir sanat olarak adlandırabiliriz.
Yani yaşamak bir sanat ama iyi ama kötü…
Diğer yazılarım: https://habergalerisi.com/yazar/betul-firat/ait-tum-kose-yazilari-144