Hangi konuda olursa olsun ve ne bilirsek bilelim insanlar arasında bir haklılık mücadelesi olduğu da kanıksanamaz bir gerçek. Bireyler haklılıklarını kanıtlamak için de ellerinden geleni artlarına koymazlar pek. Haklı çıkmanın zaferi bir başkadır çünkü.
Öyle bir haklılık savaşı ki şahit olduklarımız bazen konuyu bile unutturacak hale gelinmekte; asıl konudan da amaçtan da uzaklaşılmakta. Bireylerin fikirlerinin çatışması kaçınılmaz bir son ama her zaman haklılık savaşına mı dönmeli diye düşünmeden edemiyor insan.
İçten içe karşıdakinin haklı olduğu bilinse de bünyeler bunu kabul etmeye izin vermiyor; kaybetme duygusunu tatmış olmamak için.
Enine boyuna da kimse ile fikir alışverişi ya da beyin fırtınası yapılamayan ortamlar oluşması da muhtemel sonuçlar arasında. Sonuçta da yeni fikirlerin çıkmadığı, yozlaşmaların yaşandığı ve birkaç fikir arasında yaşanan tiyatral durumlar yaşamak söz konusu.
Her birey kendine özgüdür ve herkesin bakış açısı başkadır. Herkes başka da olsa ortak değerlerde ve ortak amaçlarda birleşebilmek gerekir ki önemlisi de budur zaten.
Belki de bir yerde en mantıklı seçeneğe hak vermek gerek. En nihayetinde değişen bir dünyada olmanın ve arada yenilmenin kötü olmadığının farkına varmak gerek.
Bizim yenilgi saydığımız aslına bize öğretide bulunan başka bir yol olmakta. Her beyin fırtınasından işe yarar bir fikir doğabilir ama bu fikrin doğması için de halılık savaşlarının bırakılması ve her fikrin her yönden değerlendirilmesi gerekmektedir.
İnsanların bu savaşı sürdürmelerinin kendilerine de diğer insanlara da faydasının olmadığının anlaşılması gerek bir yerden sonra ki asıl mesele de bunu anlayabilmekte. O yüzden her ne olursa olsun arada hak vermenin kimseye zararı olmaz.
Yazar ve Şair Betül FIRAT
@paradoks.okur.yazar