Türkiye'de Gelir Eşitsizliği: Bölgesel ve Sosyal Farklılıklar
Türkiye'de Gelir Eşitsizliği: Bölgesel ve Sosyal Farklılıklar
Tüik: En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay %48,1 oldu Gelir dağılımı eşitsizliği nedir? En düşük gelir düzeyi hangi ilde!
Gelir ve yaşam koşulları araştırması 2024 sonuçlarına göre gelir dağılımı eşitsizliği ve ortalama gelir seviyelerinde dikkat çekici değişiklikler yaşandı. Gini katsayısı 0,413 olarak hesaplanarak önceki yıla göre 0,007 puan azaldı. Bu düşüş, sosyal transferlerin gelir dağılımına etkisini ölçmek amacıyla yapılan alternatif hesaplamalarda da kendini gösterdi.
Türkiye genelinde yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri %106,9 artışla 374.899 TL’ye yükseldi. Bunun yanında, yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı fert geliri 187.728 TL olarak hesaplandı. Eğitim durumuna göre gelir dağılımında, yükseköğretim mezunlarının ortalama yıllık esas iş gelirleri 309.721 TL ile ilk sırada yer aldı.
Bölgesel bazda incelendiğinde, İstanbul (TR10) bölgesi 257.891 TL ile en yüksek gelire sahipken, Van, Muş, Bitlis ve Hakkâri’nin oluşturduğu TRB2 bölgesi 91.818 TL ile en düşük gelir düzeyine sahip oldu. Gelir eşitsizliğinin en fazla olduğu bölge ise P80/P20 oranının 7,7 olarak hesaplandığı İstanbul oldu.
Sektörel gelirlerde, inşaat sektörü %115,4’lük artışla gelirini en fazla artıran sektör oldu. Bununla birlikte işverenler, 804.882 TL ile en yüksek yıllık ortalama esas iş gelirine sahip grup olarak öne çıktı. Gelir türleri arasında ise maaş ve ücret gelirleri %48,8 ile toplam gelirden en büyük payı aldı.
Elde edilen bu veriler, gelir artışlarının hanehalkı tipleri, eğitim düzeyleri ve sektörlere göre farklılık gösterdiğini, bölgesel gelir eşitsizliklerinin ise hâlâ büyük bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye'de gelir dağılımına ilişkin son veriler, gelir eşitsizliği ve ekonomik göstergeler hakkında önemli detaylar sunuyor. 2024 yılı sonuçlarına göre, gelir eşitsizliğinin ölçütlerinden biri olan Gini katsayısında bir iyileşme gözlenmiş olsa da, farklı bölgeler ve hanehalkı türleri arasındaki gelir farklılıkları dikkat çekiyor.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda eğitim ve meslek durumlarına göre de belirginleşiyor. Örneğin, yükseköğretim mezunlarının yıllık ortalama esas iş gelirinin 309 bin 721 TL olduğu görülürken, bu rakam bir okul bitirmeyenler için 106 bin 478 TL’de kaldı. Benzer şekilde, işverenlerin yıllık ortalama esas iş gelirinin 804 bin 882 TL olduğu dikkat çekerken, yevmiyeli çalışanların gelirinin bu rakamın neredeyse sekizde biri olması gelir farklılıklarını gözler önüne seriyor.
Bölgesel gelir eşitsizliklerinde İstanbul’un (TR10) en yüksek gelire sahip olması, bunun yanı sıra en büyük gelir eşitsizliğini de barındırması, kentsel dinamiklerin etkisini ortaya koyuyor. Öte yandan, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’yi kapsayan TRB2 bölgesindeki düşük gelir seviyeleri, ekonomik kalkınma ve fırsat eşitliği konularındaki eksiklikleri yansıtıyor. Gelir grupları arasında hareketliliğin kısıtlı olması, düşük gelir gruplarındaki fertlerin ekonomik pozisyonlarını iyileştirme olasılığının sınırlı olduğuna işaret ediyor.
Maaş ve ücret gelirlerinin toplam gelir içindeki en büyük payı alması, ücretli çalışanların ekonomik büyümedeki rollerini vurgularken, sosyal transferlerin gelir dağılımındaki etkisi, özellikle emekli maaşlarının bu transferler içerisindeki ağırlığı, sosyal güvenlik politikalarının önemini ortaya koyuyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.