Tarım alanlarında hiçbir yapılanmaya ve ranta izin verilmemelidir
Tarım alanlarında hiçbir yapılanmaya ve ranta izin verilmemelidir
Tarım alanlarında hiçbir yapılanmaya ve ranta izin verilmemelidir Aylardır, salgınla mücadele ediyoruz.
Ülkemiz’de ve Dünya da, alınacak önlemler kadar hatta daha fazla konuşulan tek şey gıda oldu. Yapılacak çok iş var, hepimize düşen görevler var, çocuklarımızın sağlıklı yetişmesi, ülkemizin tarımda ki bağımsızlığı ve geleceğimiz için endişe duymak çözüm degil. Güvenli gıdaya ulaşmak, tüketmekten daha çok üretmek için bir araya gelmekten başka da çaremiz yok. Bir yerinden başlamak zorundayız. Tarımı en birinci mesele olarak ele alıp çözmek zorundayız, yoksa bizim üzerimizden tarım yapan ülkelerin arasında eriyip gideriz. Elbette doğru tarım politikalarına ihtiyacımız var, daha çok üretmeye, daha çok toprağı tohumla buluşturmaya ihtiyacımız var. Çok değerli bilim insanları tarım sorunlarımızı, her şekilde ele alıp, bizi yönetenlere seslerini duyurabilmek için emek veriyorlar. Ülkemizde Solucan Gübresi Üreticileri de bu konuda, İstişare/Bilim Kurulu Platformu oluşturdular. Her bölgeden, Yerel Tohum Dernekleri, Kooperatifler, Oda’lar ve Birliklerin temsilcilerinden oluşan platform da çok değerli tarım uzmanları ve bilim insanları da var. Fethiye Yerel Tohumlar Derneği olarak bizi de bu platforma davet ettikleri için sorumluluğumuz bir kat daha artmıştır. Yapılacak işlerin en başında, Ülkemizin tarım arazileri yeniden planlanmalıdır. Tarım ve hayvancılıkta uzmanlarca düzenli saha çalışmaları ve uygulamalı eğitimler verilmelidir.
Tarım alanlarında hiçbir yapılanmaya ve ranta izin verilmemelidir.
Yerel tohum üretimi yaygınlaştırılmalı, hazır tohumun yurda girişi engellenmelidir. Kimyasal kullanımı yasaklanmalı, tarımda ve hayvancılıkta çeşitlilik dengesi kurulmalıdır. Köyler korunmalı, çiftçiler desteklenmeli, köylüler üretime teşvik edilmelidir. Tarımın en önemli unsuru toprak, toprağın ihtiyacı su, yaşamın vazgeçilmezi ise yerel tohumdur. Hayvansal üretim arttırılmalı, hayvan desteği sağlanmalıdır. Hayvan yemi ihtiyacı yine bizim topraklarımızda yetiştirilmelidir. Tarımsal destekler çiftçiye kolayca ulaştırılmalıdır. Üretici birlikleri kurulmalı, alım garantili üretimler desteklenmelidir. Tarım sigortası ile çiftçiye her türlü güvence verilmelidir. Destekler özellikle yerel üretim yapanlara verilmeli ve ürettiklerine alım garantisi sağlanmalıdır. Topraklarımızı her türlü kimyasaldan temizlemek zorundayız, ancak temiz topraklarda sağlıklı ürün yetiştirebiliriz.
Topraklarımızın, sularımızın çeşitli yollarla zehirlenmesine engel olmalıyız. Zararlı olduğu tespit edilen, ancak stoklar bitene kadar kullanımına izin verilen her türlü zehir imha edilmelidir. Tarımsal üretim, hayvancılık, arıcılık, orman ürünleri, süt ürünleri, hayvan yemi, seracılık gibi her bölge, üretim miktarı ve çeşitliliğine göre ayrı ayrı değerlendirilmeli ve desteklenmelidir. Tarım konusunda sürekli yasaların, yönetmeliklerin çıkarılması güvenli gıda üretiminde insanlık için zaman kaybıdır. Tarımda en önemli çalışma sahada, toprakta, ekimde, hasatta, pazarlamada çiftçinin yanında bulunarak verilmelidir. Dışarıdan aldığımız her üründe, başka ülkelerin çiftçilerine para kazandırırken, kendi çiftçimizi üretimden uzaklaştırıp, kentlere ve yoksulluğa sürüklüyoruz. Yerel tohumdan fideye, sulama alanlarından, toprakların işlenmesine, hasat döneminden pazara sunulmasına kadar akılla, bilimle ve tecrübeyle ilerleyen bir tarım politikasına ihtiyacımız var. Tarımı ve hayvancılığı, çiftçiliği, köylülüğü yoksulluktan çıkarıp, üretime, dayanışmaya, zenginliğe ulaştırmak ortak hedefimiz olmalıdır. Haydi hep birlikte başaralım…
Ebru Oğuzhan Yeter
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.