Şiir Dünyası
Şiir Dünyası
Şiir Dünyası ÇARESİZLİK En karanlık gününde, en çaresiz anında Kendini ortaya atıyorsan eğer En umutsuz anında Kendin için değil
Şiir Dünyası ÇARESİZLİK En karanlık gününde, en çaresiz anında Kendini ortaya atıyorsan eğer En umutsuz anında Kendin için değil, çocukların için Kendini çare diye sunuyorsan eğer Yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan hiç kimse Çaresiz değildir Tüm kapılar üstüne kitlenmiş de olsa Birinin kalbinde yer tutan hiç kimse Tutsak değildir kendi kafesine Çaresizlik; aradığın çarenin belki de tam önünde olması Ama onu bulacak vaktinin olmaması çaresizlik. Çaresizlik cevapsız kurak bir ıssızlık değildir Dışarda devam edecek hayattır asıl engel Asıl engel sana geçit vermeyen Seni umursamayan Seni yutan hayattır asıl engel Asıl çaresizlik derdin devasız olması değil Birini iyi edecek şeyin Diğerinin kadehine zehir olmasıdır
Şiir Dünyası
Her seçim bir çaredir aslında Asıl çaresizlik verdiğin seçimin zehirli meyvesidir Elinden bir şey gelmeyince kabullenmek kolaydır Asıl çaresizlik kendine "Elimden geleni yaptım mı?" diye sormaktır Çünkü asıl çaresizlik Çareyi geçirmişken eline Avuçlarının içinden kaçırmaktır
FARK ETMELİ İNSAN / CAN YÜCEL
Farkında Olmalı İnsan... Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı. Farkı Farketmeli, Farkettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen... Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını Farketmeli. Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını Farketmeli. Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu Farketmeli. Henüz Bebekken 'Dünya Benim!' Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!' Dercesine Apaçık Kaldığını Farketmeli. Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Farketmeli. Baskın Yeteneğini Farketmeli Sonra. Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini, Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini Farketmeli İnsan. Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli. Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte, Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini Farketmeli. Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu Farketmeli. Ve Ona Göre Yaşamalı. Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanıbaşındaki Gülü Fark Etmeli. Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını Farketmeli. Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü Farketmeli. Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama Arka Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu Farketmeli. Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini Farketmeli. FARKETMELİ. Ömür Dediğin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür, O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür. CAN YÜCEL
HAYAT
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir. Güven, mutluluk, şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat; Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir. İşte hayat bu seçimden ibarettir. İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir. Charles Eguone
HEPİMİZE DAİR
Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın, Gölgesi yeryüzünde avare insan? Taşta istemezdi yosun tuttuğunu; Solmakta her çiçek kokusu uçunca. Tasadır ağaca rüzgarda yaprağı; Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna; Sivrisinek de halinden memnun değil; Vızıltısı şikayet makamındadır. Cahit Sıtkı TARANCI
İSTANBUL
Bir kadın gibi İstanbul Zarif ve alımlı Mavi gözleri, yosun kokulu saçlarıyla bir deniz kızı Bu gece farklı ışıldıyor gözleri Bir şey anlatmak ister gibi Haykırmak isterken nefretini Susmuş yıllarca, kaybetmiş ruhunu Unutmuş eski İstanbul’u Fulya ÜSTBAŞ Hilmi Fırat Anadolu Lisesi Söke/AYDIN
KÜÇÜK MUTLULUKLAR
Küçük derelerdir büyük nehirleri oluşturan Küçük mutluluklar, küçük, küçücük derelerdir Büyük nehri ararken üzerinden atladığın Arkana dönüp de bakmadığın Küçük mutluluklar; Çıtır çıtır Kızılay simididir, çayın yanında Aniden radyoda karşına çıkan şarkı Kar yağınca tatil olan okul Başarılı bir rejimin birinci günü Sokakta sevebildiğin kedi Yürüyen güvercinin kafası Tenekedeki fesleğen Kurumuş çamaşırlar, bir kış ikindisi Geri gelen elektrik Hamdi'nin hikayeleri Annenin yemeği Tamir ettiğin alet Yeşil t-shirtün, yatarken giydiğin Bir dostun başarısı, neler çektiğini bildiğin Elini sımsıkı tutan minik el Dudağında ıslık yürüdüğün yol Birden çıktığın yolculuk Sana açılan kapılar Sana kapıyı açanlar Hoş gelenler Hoş buldukların Yalnız kalabilmek - dilediğinde Kavuşabilmek - özlediğinde * * * * (Gerisini ve milyonlarca satırı boş bırakıyorum kendi küçük mutluluklarını yazman bundan da küçücük bir mutluluk duyman dileğiyle) Yalçın ERGİR
Şiir Dünyası - Şiirle Dolu Dünya
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.