Nihat Gençin Ezel Dizisi iddiaları Üzerine
Genel
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
05.12.2018 - 19:59, Güncelleme:
05.12.2018 - 19:59 2081+ kez okundu.
Nihat Gençin Ezel Dizisi iddiaları Üzerine
Nihat Gençin Ezel Dizisi iddiaları Üzerine
Nihat Genç, geçenlerde 2009 Eylü-2011 Haziran’ı arasında yayımlanan televizyon dizisi Ezel ile ilgili bir şeyler yazdı. Diziden müthiş bir komplo senaryosu çıkardı.
Sosyal medya çalkalandı, pek çok kişi Nihat Genç’in olayı çok zorladığını, istense her diziden böyle senaryolar çıkacağını ve dolayısı ile saçmaladığını yazdı. Dizideki dayı (Önce Dev Sol, sonra da DHKP-C adlı örgütün ölmüş lideri Dursun Karataş’ın lakabı) ki meşhur Hayata Dönüş operasyonlarına atıf yapıldığı üzere açıkça solcu bir karakterdi, Fettullah Gülen; Kenan Birkan adlı karakterde, Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Ramiz dayının rakıya alışkınlığı, dizideki bol bol solculuk göndermeleri bir yana, o yıllarda Fetö-AKP’nin can ciğer kuzu sarması olmaları ve gel, bitsin bu hasret söylemlerinin bol olmasından dolayı Nihat Genç, sosyal medyada bolca alay konusu oldu. Ben de alay edecektim….
Konu Fetö olunca hiçbir komplo teorisinin komik olmayacağını hatırlamasaydım eğer. Ayrıca Nihat Genç, 2010-11 yıllarında, bu dön de bitsin bu hasret döneminde, Fetö-AKP ayrılığından ilk bahseden kişiydi de.
Mesela doksanlı yılların Yeni Yüzyıl, Radikal ve benzeri bazı gazetelerini hatırlayın.
Onlar Ateist, liberal ve türban dâhil her türlü özgürlükten yana masum yazarlardı. Kim derdi ki bu masum ateist özgürlükçüler, 17-25 Aralık sonrasında hoca efendinin gülleri çıkacak?
Peki, anlı şanlı Ergenekon davasının tamamen kumpas olduğu, zerre doğruluğu olmadığının çıkacağına kim inanabilirdi? Oysa o günlerde nasıl da deliller yağdırıyordu o malum basın?
Fetö, propagandanın gereğine, televizyon ve internetin gereğine çok erken varmıştı. İnternetin ilk yıllarında MIRC denen chat programlarında sohbet odalarına dalıp, lafa durup dururken;
-Fettullah Gülen’i sevmem ama, diye başlayan cümleler kurar, siz Fetö aleyhine konuşunca da size küfrederlerdi.
Diziye gelince, dizi ile ilgili bir komplo teorisi üretmek, Fetö ile ilgili olsa bile saçma olabilirdi. Kenan Birkan’ın vurulma sahnesine kadar öyle düşündüm. Kenan Birkan vurulmadan evvel Atatürk’ün papyonlu, soldan ışık verilip, sağdan gölgelenmiş resmine birazcık benziyor. Hatta ekşicilerin dediği gibi, daha çok Fatih Terim’in papyonlu haline benziyor.
Ancak asıl ilgimi çeken Kenan Birkan’ın ölmeden evvel Ezel’i sorgularken Atatürk’e benzemesi.
Kenan, Ezel’e sürekli çocuk deyip diyor. (Atatürk’te etrafındakilere sürekli çocuk (daha doğrusu Rumeli aksanı ile çucuk) dermiş.
Kenan Birkan rolündeki Haluk Bilginer daha önce hem Atatürk’ü (Bir reklam filminde), hem de Fethullah Gülen’i (New York’da beş minare) oynamıştır. Yani burada ne yaptığını biliyor.
Diğer bir olay da Temmuz adlı karakterin, başında asker şapkası ile, yarı çıplak ve boğazda bir rıhtım üzerinde öldürülmesidir. (Rıhtımı, köprü yapın.) Sekiz karakteri zaten askerdi, Temmuz’u da askerler yetiştiriyor.
Hikayenin asıl karmaşıklaştığı yer, Ramiz dayının erken ölümü (bunu yapımcılar Tuncel Kurtiz’in yaşlılığı ve yoğun iş temposuna dayanamayıp, erken ayrılmak istemesi ile açıklıyorlar) ile işi Kenan’ı Ezel’in öldürmesi; buna rağmen Ezel’in Eyşan’ına kavuşamaması ve oğlunun yıllar sonra babasını bulması gibi sahneler var.
Sanki şu günlerde seksenlerinde olan Fethullah’ın, kendi ölümünü, dizi yayımdayken çok sıkı fıkı olduğu Erdoğan ile kavgasına, toplumu ve kitleyi hazırlamak istemesi gibi algılanabilir.
Türkiye’de diziler, halkı yönlendirmek için çok kullanıldı.
Özellikle Ezel ile aynı yıllarda yayımlanan Kurtlar Vadisi, resmen öldürülecek ve tutuklanacak insanların listesi gibiydi.
Ayrıca Kurtlar Vadisi yapımcısı Pana filmin, Kurtlar Vadisi Darbe’nin yayım haklarını darbeden aylar evvel satın alması, son bölümlerinden birinde Polar Alemdar’ın kocaman harflerle ERDOĞAN yazılı bir mezar taşı üzerinde durması gibi olgularda var.
Fetö’nün siyasi kanadına henüz dokunulmadığı gibi (hem iktidar, hem muhalefette uzantıları vardı bence bu organizasyonun), diğer tarikatların içindeki uzantılarına da dokunulmamıştır. Organizasyon fazlası ile sabırlıdır.
Son olarak ben bunun Deli Yürek dizisine kadar gitmesine taraftarım. O dizi bir yıla yakın bir süre pek tutmadığı halde inatla yayımda tutuldu. Dizi ile toplum derin devletin hareketlerine ve şiddet eylemlerine alıştırıldı.
Sinan Kemal
Nihat Gençin Ezel Dizisi iddiaları Üzerine
Nihat Genç, geçenlerde 2009 Eylü-2011 Haziran’ı arasında yayımlanan televizyon dizisi Ezel ile ilgili bir şeyler yazdı. Diziden müthiş bir komplo senaryosu çıkardı.
Sosyal medya çalkalandı, pek çok kişi Nihat Genç’in olayı çok zorladığını, istense her diziden böyle senaryolar çıkacağını ve dolayısı ile saçmaladığını yazdı. Dizideki dayı (Önce Dev Sol, sonra da DHKP-C adlı örgütün ölmüş lideri Dursun Karataş’ın lakabı) ki meşhur Hayata Dönüş operasyonlarına atıf yapıldığı üzere açıkça solcu bir karakterdi, Fettullah Gülen; Kenan Birkan adlı karakterde, Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Ramiz dayının rakıya alışkınlığı, dizideki bol bol solculuk göndermeleri bir yana, o yıllarda Fetö-AKP’nin can ciğer kuzu sarması olmaları ve gel, bitsin bu hasret söylemlerinin bol olmasından dolayı Nihat Genç, sosyal medyada bolca alay konusu oldu. Ben de alay edecektim….
Konu Fetö olunca hiçbir komplo teorisinin komik olmayacağını hatırlamasaydım eğer. Ayrıca Nihat Genç, 2010-11 yıllarında, bu dön de bitsin bu hasret döneminde, Fetö-AKP ayrılığından ilk bahseden kişiydi de.
Mesela doksanlı yılların Yeni Yüzyıl, Radikal ve benzeri bazı gazetelerini hatırlayın.
Onlar Ateist, liberal ve türban dâhil her türlü özgürlükten yana masum yazarlardı. Kim derdi ki bu masum ateist özgürlükçüler, 17-25 Aralık sonrasında hoca efendinin gülleri çıkacak? Peki, anlı şanlı Ergenekon davasının tamamen kumpas olduğu, zerre doğruluğu olmadığının çıkacağına kim inanabilirdi? Oysa o günlerde nasıl da deliller yağdırıyordu o malum basın? Fetö, propagandanın gereğine, televizyon ve internetin gereğine çok erken varmıştı. İnternetin ilk yıllarında MIRC denen chat programlarında sohbet odalarına dalıp, lafa durup dururken; -Fettullah Gülen’i sevmem ama, diye başlayan cümleler kurar, siz Fetö aleyhine konuşunca da size küfrederlerdi. Diziye gelince, dizi ile ilgili bir komplo teorisi üretmek, Fetö ile ilgili olsa bile saçma olabilirdi. Kenan Birkan’ın vurulma sahnesine kadar öyle düşündüm. Kenan Birkan vurulmadan evvel Atatürk’ün papyonlu, soldan ışık verilip, sağdan gölgelenmiş resmine birazcık benziyor. Hatta ekşicilerin dediği gibi, daha çok Fatih Terim’in papyonlu haline benziyor.Ancak asıl ilgimi çeken Kenan Birkan’ın ölmeden evvel Ezel’i sorgularken Atatürk’e benzemesi.
Kenan, Ezel’e sürekli çocuk deyip diyor. (Atatürk’te etrafındakilere sürekli çocuk (daha doğrusu Rumeli aksanı ile çucuk) dermiş. Kenan Birkan rolündeki Haluk Bilginer daha önce hem Atatürk’ü (Bir reklam filminde), hem de Fethullah Gülen’i (New York’da beş minare) oynamıştır. Yani burada ne yaptığını biliyor. Diğer bir olay da Temmuz adlı karakterin, başında asker şapkası ile, yarı çıplak ve boğazda bir rıhtım üzerinde öldürülmesidir. (Rıhtımı, köprü yapın.) Sekiz karakteri zaten askerdi, Temmuz’u da askerler yetiştiriyor. Hikayenin asıl karmaşıklaştığı yer, Ramiz dayının erken ölümü (bunu yapımcılar Tuncel Kurtiz’in yaşlılığı ve yoğun iş temposuna dayanamayıp, erken ayrılmak istemesi ile açıklıyorlar) ile işi Kenan’ı Ezel’in öldürmesi; buna rağmen Ezel’in Eyşan’ına kavuşamaması ve oğlunun yıllar sonra babasını bulması gibi sahneler var. Sanki şu günlerde seksenlerinde olan Fethullah’ın, kendi ölümünü, dizi yayımdayken çok sıkı fıkı olduğu Erdoğan ile kavgasına, toplumu ve kitleyi hazırlamak istemesi gibi algılanabilir.Türkiye’de diziler, halkı yönlendirmek için çok kullanıldı.
Özellikle Ezel ile aynı yıllarda yayımlanan Kurtlar Vadisi, resmen öldürülecek ve tutuklanacak insanların listesi gibiydi. Ayrıca Kurtlar Vadisi yapımcısı Pana filmin, Kurtlar Vadisi Darbe’nin yayım haklarını darbeden aylar evvel satın alması, son bölümlerinden birinde Polar Alemdar’ın kocaman harflerle ERDOĞAN yazılı bir mezar taşı üzerinde durması gibi olgularda var. Fetö’nün siyasi kanadına henüz dokunulmadığı gibi (hem iktidar, hem muhalefette uzantıları vardı bence bu organizasyonun), diğer tarikatların içindeki uzantılarına da dokunulmamıştır. Organizasyon fazlası ile sabırlıdır. Son olarak ben bunun Deli Yürek dizisine kadar gitmesine taraftarım. O dizi bir yıla yakın bir süre pek tutmadığı halde inatla yayımda tutuldu. Dizi ile toplum derin devletin hareketlerine ve şiddet eylemlerine alıştırıldı. Sinan Kemal
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.