Nezaketin Tılsımı
Yaşam
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
29.09.2020 - 21:54, Güncelleme:
29.09.2020 - 21:54 2981+ kez okundu.
Nezaketin Tılsımı
Nezaketin Tılsımı
Geçmişimizi ve bu günümüzü kıyasladığımızda, gitgide kabalaşan bir toplum haline geldiğimizi görüyoruz. Görgü kurallarına uyum zamanla azalıyor, saygı sınırını aşan, kendinde bunu hak gören insan topluluğu, maalesef ki, her geçen gün artıyor.
Karakterimizi yansıtan görgü kuralları ilk olarak ailede öğretilir. Aile içerisinde, görgü kurallarını yaşam şekli haline getiren ebeveynler, çocuklarına karşı doğru örnek teşkil eder. Yani, içselleştirilen öğreti ile etkili ve doğru biçimde topluma insan kazandırılabilir.
Örneğin; çocuğuna, sokağa tükürülmemesi ya da çöp atılmaması gerektiği söylenirken, öncelikle ebeveynin bu kurallara dikkat etmesi gerekir. Fakat gördüğümüz tablo doğru yönlendirme yapan insanların sınırlı sayıda olduğunu gösteriyor. Maalesef ki doğaya, hayvana, insana olan saygı, büyük ölçüde yitirilmiş durumda.
Rahatlamak, keyif yapmak için kendimizi dışarı attığımızda, bir süre sonra eve dönmek için acele ediyoruz. Çünkü etrafına rahatsızlık veren o kadar fazla insan var ki..
Toplu taşıtta yüksek sesle telefonda ya da yanındakiyle konuşanlar,
Sinemada tek başınaymış gibi oturanlar, mısır, cips ya da çekirdek yiyerek etrafını rahatsız edenler,
Trafikte sürekli kornaya basanlar, bangır bangır müzik sesiyle araç kullananlar,
Yolda insanların üstüne üstüne yürüyenler, rahatsız edici şekilde göz hapsine alanlar,
Sokakta bağıra bağıra argo konuşanlar..
Tüm bu durumlara şahit olmak beni gerçekten üzüyor. Çünkü bizi hayvanlardan ayıran, en önemli özellik olan, düşünce gücüyle bu tarz davranışların yanlış olduğunu düşünmek, etrafına rahatsızlık verdiğini anlamak çok zor olmasa gerek. Biraz empati kurarak kendimizi bu anlamda da geliştirebileceğimize inanıyorum.
Görgü kurallarını başka bir boyuttan ele alacak olursak; hassas bir konuda fikri sorulmadan, haddini aşarak sorulan sorular, yapılan yorumlar da çok rencide edici olabiliyor.
Bekarlara evlilik ne zaman sorusunun sorulması gerçekten sinir bozucu.
Evli çiftlere çocuk var mı? Düşünmüyor musunuz? denmesi gerçekten rencide edici. Belki bu durum onların kanayan yarasıdır bunu bilemezsiniz. Bırakın, kendileri anlatmak ya da danışmak isterse zaten bunu yaparlar. Her konuda söz sahibi olmayın. İnsanların hayatına çekinmeden müdahale edip, sorular sormayın. Daha yeni tanıştığınız bir insanın ilk olarak medeni halini merak etmeyin. Çok samimi ve içtenseniz karşınızdaki kişiye 'Nasılsın?' sorusunu sormanız yeterlidir. Daha elegan yaklaşım şekliyle, sohbetin seyrine göre konuşmalar yapmanız daha doğru ve şık olacaktır.
Hassas konularda daha dikkatli konuşalım, etrafımızı rahatsız edecek davranışlardan kaçınalım. Şunu da unutmayalım ki; sergilediğimiz tüm tavır ve davranışlar aynı şekilde kendimize dönecektir.
Ceren Büyükyarın
Nezaketin Tılsımı
Geçmişimizi ve bu günümüzü kıyasladığımızda, gitgide kabalaşan bir toplum haline geldiğimizi görüyoruz. Görgü kurallarına uyum zamanla azalıyor, saygı sınırını aşan, kendinde bunu hak gören insan topluluğu, maalesef ki, her geçen gün artıyor.
Karakterimizi yansıtan görgü kuralları ilk olarak ailede öğretilir. Aile içerisinde, görgü kurallarını yaşam şekli haline getiren ebeveynler, çocuklarına karşı doğru örnek teşkil eder. Yani, içselleştirilen öğreti ile etkili ve doğru biçimde topluma insan kazandırılabilir.
Örneğin; çocuğuna, sokağa tükürülmemesi ya da çöp atılmaması gerektiği söylenirken, öncelikle ebeveynin bu kurallara dikkat etmesi gerekir. Fakat gördüğümüz tablo doğru yönlendirme yapan insanların sınırlı sayıda olduğunu gösteriyor. Maalesef ki doğaya, hayvana, insana olan saygı, büyük ölçüde yitirilmiş durumda.
Rahatlamak, keyif yapmak için kendimizi dışarı attığımızda, bir süre sonra eve dönmek için acele ediyoruz. Çünkü etrafına rahatsızlık veren o kadar fazla insan var ki..
Toplu taşıtta yüksek sesle telefonda ya da yanındakiyle konuşanlar,
Sinemada tek başınaymış gibi oturanlar, mısır, cips ya da çekirdek yiyerek etrafını rahatsız edenler,
Trafikte sürekli kornaya basanlar, bangır bangır müzik sesiyle araç kullananlar,
Yolda insanların üstüne üstüne yürüyenler, rahatsız edici şekilde göz hapsine alanlar,
Sokakta bağıra bağıra argo konuşanlar..
Tüm bu durumlara şahit olmak beni gerçekten üzüyor. Çünkü bizi hayvanlardan ayıran, en önemli özellik olan, düşünce gücüyle bu tarz davranışların yanlış olduğunu düşünmek, etrafına rahatsızlık verdiğini anlamak çok zor olmasa gerek. Biraz empati kurarak kendimizi bu anlamda da geliştirebileceğimize inanıyorum.
Görgü kurallarını başka bir boyuttan ele alacak olursak; hassas bir konuda fikri sorulmadan, haddini aşarak sorulan sorular, yapılan yorumlar da çok rencide edici olabiliyor.
Bekarlara evlilik ne zaman sorusunun sorulması gerçekten sinir bozucu.
Evli çiftlere çocuk var mı? Düşünmüyor musunuz? denmesi gerçekten rencide edici. Belki bu durum onların kanayan yarasıdır bunu bilemezsiniz. Bırakın, kendileri anlatmak ya da danışmak isterse zaten bunu yaparlar. Her konuda söz sahibi olmayın. İnsanların hayatına çekinmeden müdahale edip, sorular sormayın. Daha yeni tanıştığınız bir insanın ilk olarak medeni halini merak etmeyin. Çok samimi ve içtenseniz karşınızdaki kişiye 'Nasılsın?' sorusunu sormanız yeterlidir. Daha elegan yaklaşım şekliyle, sohbetin seyrine göre konuşmalar yapmanız daha doğru ve şık olacaktır.
Hassas konularda daha dikkatli konuşalım, etrafımızı rahatsız edecek davranışlardan kaçınalım. Şunu da unutmayalım ki; sergilediğimiz tüm tavır ve davranışlar aynı şekilde kendimize dönecektir.
Ceren Büyükyarın
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.