Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi

Sanat 31.05.2024 - 22:35, Güncelleme: 31.05.2024 - 22:35 30889+ kez okundu.
 

Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi

“Kültürel Mirasımızı Korumakla Yükümlüyüz”
Hepimiz, kültürel mirasımızı korumakla yükümlüyüz! Doğal etkenlerin yanı sıra ne yazık ki en çok da insanlar tarafından tahrip edilen kültürel mirasımızı korumak için öncelikle yeni yetişen kuşaklarda bir farkındalık oluşturulması gerekiyor. Müzeler, bu farkındalığı oluşturmak için kullanabileceğimiz en etkili ortamlardan biri. Müzeler aracılığıyla yeni yetişen kuşaklara, yaşadığımız coğrafyadaki kültürel çeşitliliğin insanlığın ortak mirası olduğunu ve toplumumuzun en önemli varlıklarından biri olan kültürel mirasımızı korumanın bir yurttaşlık görevi olduğunu anlatabilmek mümkün. “Korumanın Yolu Tanımaktan Geçer” MÜZ e.d.e. (Eğitim Drama Etkinlik) Oluşumu’nun kurucusu olan Arkeolog, Müze Bilimci ve Yaratıcı Drama Eğitmeni Gül Bulut bu amaçla Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi ile toplumun öncelikle çocuk ve genç kesimini yani ‘yarının büyükleri ve karar vericilerini’ ‘kültürel miras’ ve ‘müze’ ile buluşturuyor. “Tanırsak anlarız, anlarsak benimseriz, benimsersek severiz, seversek koruruz!” anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Bulut, bu proje ile müze kurumunu ve kültür varlıklarını tanıtmayı, müze kültürü aşılamayı, kültürel değerler konusunda farkındalık yaratarak koruma bilinci oluşturmayı, kültürel mirası sürdürme bilincini kazandırmayı ve kültürel mirasın gelecek kuşaklara güvenle aktarılmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Neden Temel Eğitimin Ayrılmaz Bir Parçası Olmalı? Alışkanlıklar en iyi küçük yaşta başlarsa kök salar ve hepimiz biliyoruz ki ‘Ağaç Yaşken Eğilir!’. Bu yüzden müze kültürünün, kültürel miras ve müze bilincinin erken yaşlardan itibaren aşılanması ve temel eğitimin ayrılmaz bir parçası haline getirilmesi gerekiyor. Çocuklar, gelişimlerinin her basamağında öğrenmeye açık, keşfetme arzusuyla, hayal gücü ve merak duygusuyla doludurlar. Müzeler de bu bağlamda çocuklara fiziksel, duyuşsal, zihinsel, görsel ve sosyal etkileşimli bir müze deneyimi yaşatma ve birinci elden deneyim yaşayarak öğrenme ortamı sağlama potansiyeline sahiptirler. Onlarca uygarlık ve binlerce yıllık bir geçmişi barındıran zengin bir kültürel mirasa sahip ülkemizin geleceği ve umudu olan çocukları ve gençleri bu zenginlik ile tanıştırmak ve buluşturmak hepimizin görevi olmalı. Bu da formal eğitim kapsamında müzelerin öğrenim süreçlerine dahil edilerek sınıf dışı bir öğrenme ortamı olarak kullanılması ve informal eğitim kapsamında da bireylerin ve ailelerin gündelik yaşamlarına müzeleri dahil etmeleri ile mümkün. Neden Müze?               Müzeler, toplum hayatımızda bir kültür ve eğitim kurumu olarak önemli bir ağırlığa sahip olması gereken kurumlardır. Toplumla bulundukları kültürel etkileşim aracılığıyla topluma kültürel mirası tanıtma ve toplumdaki kültürel alt yapıyı oluşturmada kilit bir konumda bulunmaktadırlar. Buna rağmen ne yazık ki ülkemizde müzeler pek önemsenmemektedir ve müze ziyaretleri de pek tercih edilen bir aktivite değildir. Müzeler toplumun büyük kesimi tarafından ‘eski eşya deposu’ olarak algılanmaktadır. Okul etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen çoğu müze ziyareti ise ‘bir kapıdan girip diğerinden çıkma’ veya ‘dokunma, elleme!’, ‘sırayı bozma!’ gibi çeşitli uyarılarla geçen yorucu bir etkinlik olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde artık ‘duvarsız sınıf’ ve ‘okula alternatif mekan’ olarak tanımlanan müzeler, geleneksel sınıf ortamından farklı bir öğrenme ortamı sunarak okulda öğrenilen bilgilerin ete kemiğe büründüğü ve içselleştirildiği; keşif yapma, merak, deneme, araştırma ve yaratıcılık becerilerinin uyarıldığı en etkin ve verimli öğrenme ortamlarından birine dönüşmüşlerdir. Neden Yaratıcı Drama? Yaratıcı Drama, öğrenmede sağladığı kalıcılık ve geliştirdiği yaratıcılığın yanı sıra oyunun gücünü de kullanan bir yöntemdir. Yaratıcı drama kapsamında çocuk gelişiminde tartışılmaz bir rolü olan ve çocukların iç dünyasının bir aynası niteliğindeki ‘oyun’un ve ‘oyunsu süreçlerin’ etkin olarak kullanılması, çocukların eğlenerek ve keyifle öğrenmelerine olanak sağladığı gibi öğrenmenin kalıcı olmasını da sağlamaktadır. En iyi öğrenme, bireyin öğrenme sürecine katılmasıyla gerçekleşir ve yaratıcı drama yöntemi tam anlamıyla bireylere aktif bir şekilde ‘yaparak-yaşayarak-deneyimleyerek-eğlenerek öğrenme’ fırsatını sunmaktadır. Neden Müzede Drama ve ‘Müze Deneyimi’? Müzede Drama, müzelerde sergilenen farklı kültür ve uygarlıklara ait koleksiyonların yaratıcı drama yöntemiyle yorumlanmasına ve bireylerin sergilenen objeler ile etkileşime geçerek eğlenceli bir ‘müze deneyimi’ yaşamalarına imkan sağlamaktadır. Müzede Drama yöntemi ile müzelerde bulunan koleksiyonlar ve objeler aracılığıyla yeni yetişen kuşaklara arkeoloji bilimi, kültürel miras, müze, kültür varlıkları, Anadolu ve Anadolu Uygarlıkları, Mezopotamya ve Mezopotamya Uygarlıkları, kültür, sanat, tarih, mitoloji, sanat tarihi gibi pek çok konuda farkındalık kazandırılması da mümkün olmaktadır. Müzede Drama bu şekilde müzeleri ilgi çekici ve eğlenerek öğrenilebilen, daha özgür ve yaratıcılığı harekete geçiren en etkin sınıf dışı öğrenme ortamlarından birine dönüştürmektedir. Aynı şekilde sanal müzelerin de Müzede Drama yöntemi ile eğitimde etkin ve eğlenceli bir şekilde kullanılabileceğini vurgulamak için Sanal Troya Müzesi’ne özel olarak ‘Sanal Troya Müzesi: Kaşifler ve Muhafızlar’ isimli çevrim içi bir atölye tasarlanmıştır. Neden ‘Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi’? Müzelere dair olumsuz algıları ve ön yargıları yıkmayı ve özellikle yeni yetişen kuşakları müzelerin eğlenceli yüzüyle tanıştırmayı hedefleyen bu projeyi mevcut müze eğitim programlarından farklı kılan en önemli özelliği ise, projenin temelinde ve her aşamasında ağırlıklı olarak Yaratıcı Drama yöntem ve tekniklerinin kullanılıyor olmasıdır. Yaratıcı drama yöntem ve tekniklerinin yanı sıra, eğitim-öğretim yöntem ve tekniklerini ve müze eğitimi yöntem ve tekniklerini de barındıran bu proje disiplinler arası, bütünsel ve sistematik bir yaklaşımla yeni yetişen kuşaklara aktif bir şekilde ‘Müzede Öğrenme’ fırsatını sunmaktadır. Toplumun müzelere olan ilgisini erken yaşlardan itibaren aşılamayı da hedefleyen bu proje; müze deneyimi öncesi, müze deneyimi ve müze deneyimi sonrası olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilmektedir. Müze deneyimi öncesi aşaması, ziyaret edilecek müzenin içeriğine özel olarak tasarlanan ve belli temalar doğrultusunda oluşturulan birkaç Yaratıcı Drama atölyesinden oluşmaktadır. Müze deneyimi aşaması da yine müzeye özel olarak tasarlanan bir Müzede Drama Atölyesi ve bir ‘Müze Etkinlik Kitapçığı’ ile gerçekleştirilmektedir. Müze deneyimi sonrası aşaması ise özellikle yaratıcılığı harekete geçirmeye çalışan ve bireylerin müze deneyimlerini yansıtmalarını sağlayacak etkinliklerden oluşmaktadır. Neden Öğrenci, Öğretmen ve Veliler? Öncelikli hedef kitle olan öğrenciler (çocuklar ve gençler) geleceğin müze izleyicileri olarak önemli bir hedef kitle. Öğretmenler ise zaman içinde binlerce öğrenciyi müzelere götürme olanağına sahip olduklarından dolayı büyük önem taşıyor. Öğretmenler ayrıca müze-eğitim ilişkisi ve müze-okul iş birliği için de kilit bir konuma sahip. ‘Eğitim ailede başlar’ sözünden hareketle de, erken yaşlarda kültürel miras bilincinin oluşturulmasında velilere de büyük bir sorumluluk düşmektedir. ‘Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi’ sadece çocuklar ve gençler için değil toplumun her kesimine özel olarak tasarlanmış atölyeleri de bünyesinde barındırıyor. Her yaş grubu ve her kesimden öğrenen ve yaşam boyu öğrenme felsefesine inanan herkes için uygun bir atölye bulunmakta: Müzede Drama Çocuk, Müzede Drama Genç, Müzede Drama Aile, Müzede Drama Yetişkin, Müzede Drama Öğretmen, Müzede Drama Okul Programı, Müzede Drama Uygulayıcı Eğitimi, Müzede Drama Kurumsal. Özellikle çocukların ve gençlerin bu projeyle elde ettikleri kazanım, bilgi ve deneyimler ile; içinde yaşadığı kültürü tanıyan, anlayan, seven, koruyan ve gelecek kuşaklara taşıma sorumluluğunu üstlenen, kültür ve sanat duyarlılığı olan, estetik beğeni ve hayal gücü düzeyi yüksek, düşünen ve sorgulayan, yaratıcı ve yapıcı, hoşgörülü, kültürel mirasa saygılı bireyler olarak toplumsal gelişime katkıda bulunmaları ve kültürel mirasımızın geleceğe taşınmasında öncü olmaları hedeflenmektedir. Gül Bulut
“Kültürel Mirasımızı Korumakla Yükümlüyüz”

Hepimiz, kültürel mirasımızı korumakla yükümlüyüz! Doğal etkenlerin yanı sıra ne yazık ki en çok da insanlar tarafından tahrip edilen kültürel mirasımızı korumak için öncelikle yeni yetişen kuşaklarda bir farkındalık oluşturulması gerekiyor. Müzeler, bu farkındalığı oluşturmak için kullanabileceğimiz en etkili ortamlardan biri. Müzeler aracılığıyla yeni yetişen kuşaklara, yaşadığımız coğrafyadaki kültürel çeşitliliğin insanlığın ortak mirası olduğunu ve toplumumuzun en önemli varlıklarından biri olan kültürel mirasımızı korumanın bir yurttaşlık görevi olduğunu anlatabilmek mümkün.

“Korumanın Yolu Tanımaktan Geçer”

MÜZ e.d.e. (Eğitim Drama Etkinlik) Oluşumu’nun kurucusu olan Arkeolog, Müze Bilimci ve Yaratıcı Drama Eğitmeni Gül Bulut bu amaçla Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi ile toplumun öncelikle çocuk ve genç kesimini yani ‘yarının büyükleri ve karar vericilerini’ ‘kültürel miras’ ve ‘müze’ ile buluşturuyor.

“Tanırsak anlarız, anlarsak benimseriz, benimsersek severiz, seversek koruruz!” anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Bulut, bu proje ile müze kurumunu ve kültür varlıklarını tanıtmayı, müze kültürü aşılamayı, kültürel değerler konusunda farkındalık yaratarak koruma bilinci oluşturmayı, kültürel mirası sürdürme bilincini kazandırmayı ve kültürel mirasın gelecek kuşaklara güvenle aktarılmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi

Neden Temel Eğitimin Ayrılmaz Bir Parçası Olmalı?

Alışkanlıklar en iyi küçük yaşta başlarsa kök salar ve hepimiz biliyoruz ki ‘Ağaç Yaşken Eğilir!’. Bu yüzden müze kültürünün, kültürel miras ve müze bilincinin erken yaşlardan itibaren aşılanması ve temel eğitimin ayrılmaz bir parçası haline getirilmesi gerekiyor. Çocuklar, gelişimlerinin her basamağında öğrenmeye açık, keşfetme arzusuyla, hayal gücü ve merak duygusuyla doludurlar. Müzeler de bu bağlamda çocuklara fiziksel, duyuşsal, zihinsel, görsel ve sosyal etkileşimli bir müze deneyimi yaşatma ve birinci elden deneyim yaşayarak öğrenme ortamı sağlama potansiyeline sahiptirler.

Onlarca uygarlık ve binlerce yıllık bir geçmişi barındıran zengin bir kültürel mirasa sahip ülkemizin geleceği ve umudu olan çocukları ve gençleri bu zenginlik ile tanıştırmak ve buluşturmak hepimizin görevi olmalı. Bu da formal eğitim kapsamında müzelerin öğrenim süreçlerine dahil edilerek sınıf dışı bir öğrenme ortamı olarak kullanılması ve informal eğitim kapsamında da bireylerin ve ailelerin gündelik yaşamlarına müzeleri dahil etmeleri ile mümkün.

Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi

Neden Müze?              

Müzeler, toplum hayatımızda bir kültür ve eğitim kurumu olarak önemli bir ağırlığa sahip olması gereken kurumlardır. Toplumla bulundukları kültürel etkileşim aracılığıyla topluma kültürel mirası tanıtma ve toplumdaki kültürel alt yapıyı oluşturmada kilit bir konumda bulunmaktadırlar. Buna rağmen ne yazık ki ülkemizde müzeler pek önemsenmemektedir ve müze ziyaretleri de pek tercih edilen bir aktivite değildir. Müzeler toplumun büyük kesimi tarafından ‘eski eşya deposu’ olarak algılanmaktadır. Okul etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen çoğu müze ziyareti ise ‘bir kapıdan girip diğerinden çıkma’ veya ‘dokunma, elleme!’, ‘sırayı bozma!’ gibi çeşitli uyarılarla geçen yorucu bir etkinlik olarak değerlendirilmektedir.

Günümüzde artık ‘duvarsız sınıf’ ve ‘okula alternatif mekan’ olarak tanımlanan müzeler, geleneksel sınıf ortamından farklı bir öğrenme ortamı sunarak okulda öğrenilen bilgilerin ete kemiğe büründüğü ve içselleştirildiği; keşif yapma, merak, deneme, araştırma ve yaratıcılık becerilerinin uyarıldığı en etkin ve verimli öğrenme ortamlarından birine dönüşmüşlerdir.

Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi

Neden Yaratıcı Drama?

Yaratıcı Drama, öğrenmede sağladığı kalıcılık ve geliştirdiği yaratıcılığın yanı sıra oyunun gücünü de kullanan bir yöntemdir. Yaratıcı drama kapsamında çocuk gelişiminde tartışılmaz bir rolü olan ve çocukların iç dünyasının bir aynası niteliğindeki ‘oyun’un ve ‘oyunsu süreçlerin’ etkin olarak kullanılması, çocukların eğlenerek ve keyifle öğrenmelerine olanak sağladığı gibi öğrenmenin kalıcı olmasını da sağlamaktadır. En iyi öğrenme, bireyin öğrenme sürecine katılmasıyla gerçekleşir ve yaratıcı drama yöntemi tam anlamıyla bireylere aktif bir şekilde ‘yaparak-yaşayarak-deneyimleyerek-eğlenerek öğrenme’ fırsatını sunmaktadır.

Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi

Neden Müzede Drama ve ‘Müze Deneyimi’?

Müzede Drama, müzelerde sergilenen farklı kültür ve uygarlıklara ait koleksiyonların yaratıcı drama yöntemiyle yorumlanmasına ve bireylerin sergilenen objeler ile etkileşime geçerek eğlenceli bir ‘müze deneyimi’ yaşamalarına imkan sağlamaktadır. Müzede Drama yöntemi ile müzelerde bulunan koleksiyonlar ve objeler aracılığıyla yeni yetişen kuşaklara arkeoloji bilimi, kültürel miras, müze, kültür varlıkları, Anadolu ve Anadolu Uygarlıkları, Mezopotamya ve Mezopotamya Uygarlıkları, kültür, sanat, tarih, mitoloji, sanat tarihi gibi pek çok konuda farkındalık kazandırılması da mümkün olmaktadır.

Müzede Drama bu şekilde müzeleri ilgi çekici ve eğlenerek öğrenilebilen, daha özgür ve yaratıcılığı harekete geçiren en etkin sınıf dışı öğrenme ortamlarından birine dönüştürmektedir. Aynı şekilde sanal müzelerin de Müzede Drama yöntemi ile eğitimde etkin ve eğlenceli bir şekilde kullanılabileceğini vurgulamak için Sanal Troya Müzesi’ne özel olarak ‘Sanal Troya Müzesi: Kaşifler ve Muhafızlar’ isimli çevrim içi bir atölye tasarlanmıştır.

Neden ‘Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi’?

Müzelere dair olumsuz algıları ve ön yargıları yıkmayı ve özellikle yeni yetişen kuşakları müzelerin eğlenceli yüzüyle tanıştırmayı hedefleyen bu projeyi mevcut müze eğitim programlarından farklı kılan en önemli özelliği ise, projenin temelinde ve her aşamasında ağırlıklı olarak Yaratıcı Drama yöntem ve tekniklerinin kullanılıyor olmasıdır. Yaratıcı drama yöntem ve tekniklerinin yanı sıra, eğitim-öğretim yöntem ve tekniklerini ve müze eğitimi yöntem ve tekniklerini de barındıran bu proje disiplinler arası, bütünsel ve sistematik bir yaklaşımla yeni yetişen kuşaklara aktif bir şekilde ‘Müzede Öğrenme’ fırsatını sunmaktadır.

Toplumun müzelere olan ilgisini erken yaşlardan itibaren aşılamayı da hedefleyen bu proje; müze deneyimi öncesi, müze deneyimi ve müze deneyimi sonrası olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilmektedir. Müze deneyimi öncesi aşaması, ziyaret edilecek müzenin içeriğine özel olarak tasarlanan ve belli temalar doğrultusunda oluşturulan birkaç Yaratıcı Drama atölyesinden oluşmaktadır. Müze deneyimi aşaması da yine müzeye özel olarak tasarlanan bir Müzede Drama Atölyesi ve bir ‘Müze Etkinlik Kitapçığı’ ile gerçekleştirilmektedir. Müze deneyimi sonrası aşaması ise özellikle yaratıcılığı harekete geçirmeye çalışan ve bireylerin müze deneyimlerini yansıtmalarını sağlayacak etkinliklerden oluşmaktadır.

Neden Öğrenci, Öğretmen ve Veliler?

Öncelikli hedef kitle olan öğrenciler (çocuklar ve gençler) geleceğin müze izleyicileri olarak önemli bir hedef kitle. Öğretmenler ise zaman içinde binlerce öğrenciyi müzelere götürme olanağına sahip olduklarından dolayı büyük önem taşıyor. Öğretmenler ayrıca müze-eğitim ilişkisi ve müze-okul iş birliği için de kilit bir konuma sahip. ‘Eğitim ailede başlar’ sözünden hareketle de, erken yaşlarda kültürel miras bilincinin oluşturulmasında velilere de büyük bir sorumluluk düşmektedir.

‘Müzede Yaratıcı Öğrenme: Müzede Drama Projesi’ sadece çocuklar ve gençler için değil toplumun her kesimine özel olarak tasarlanmış atölyeleri de bünyesinde barındırıyor. Her yaş grubu ve her kesimden öğrenen ve yaşam boyu öğrenme felsefesine inanan herkes için uygun bir atölye bulunmakta: Müzede Drama Çocuk, Müzede Drama Genç, Müzede Drama Aile, Müzede Drama Yetişkin, Müzede Drama Öğretmen, Müzede Drama Okul Programı, Müzede Drama Uygulayıcı Eğitimi, Müzede Drama Kurumsal.

Özellikle çocukların ve gençlerin bu projeyle elde ettikleri kazanım, bilgi ve deneyimler ile; içinde yaşadığı kültürü tanıyan, anlayan, seven, koruyan ve gelecek kuşaklara taşıma sorumluluğunu üstlenen, kültür ve sanat duyarlılığı olan, estetik beğeni ve hayal gücü düzeyi yüksek, düşünen ve sorgulayan, yaratıcı ve yapıcı, hoşgörülü, kültürel mirasa saygılı bireyler olarak toplumsal gelişime katkıda bulunmaları ve kültürel mirasımızın geleceğe taşınmasında öncü olmaları hedeflenmektedir.

Gül Bulut

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, ingiltere aile birleşimi sınavı