Lou Salome
Yazarlar
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
23.07.2018 - 20:32, Güncelleme:
23.07.2018 - 20:32 4000+ kez okundu.
Lou Salome
Lou Salome
Sn. Kılıçdaroğlu rejimin değiştiği seçim sonuçlarını zafer diye yutturmaya kalkınca, anladım ki koltukta oturanlar için demokrasi sadece söylemde kalıyormuş…
İstifa etmek şöyle dursun, tabanla zıtlaşmaya girdi… Başarı diye bir ölçüt yok demek ki! Sonuç tam bir hayal kırıklığı…
Ben de bu sıkıcı ortamdan biraz sıyrılmak istedim ve belki de tarihin gördüğü en karizmatik, narsist ama bir o kadar da güçlü bir kişiliğe sahip olan, karşısına çıkan her erkeği kendisine âşık eden, yaşadığı dönemin en gizemli kadınlarından birini, Lou Salome’yi yazmak istedim…
***
Lou Salome 1861 yılında doğdu.
Babası bir Rus generali olmasına rağmen, disiplin altına girmeyi reddetti ve deli dolu bir yaşama yelken açtı…
Zürih’te sanat ve felsefe okudu… Annesi, Roma’da yaşayan bir arkadaşının yanına gönderdi…
Roma’da tanıştığı Paul Ree, Lou’ya âşık oldu ve evlenme teklif etti… Lou reddetti…
1882 yılında tanıştığı Nietzsche, sadece üç saatlik bir piknik sonrasında Lou’ya deli gibi âşık oldu…
Bu tek taraflı aşk Nietzsche’yi çılgına çevirdi…
Bu aşkın, Nietzsche’nin kadınlardan nefret etmesine sebep olduğu yazılmaktadır.
(Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüş” adlı kitabında “Kadının yanına gidiyorsan kamçını unutma” ifadesini anımsayalım).
Ayrıca, Irwin Yalom’un “Nietzsche Ağladığında” adlı romanında Nietzsche’nin şu sözleri yer almaktadır:
“Hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz. Bu kadar düz bir cümlenin bu kadar karmaşık olmasına neden olan kadın…”
***
Evliliğe “sevginin katili” olarak bakan Lou, Paul Ree ve Nietzsche’nin evlilik tekliflerini reddetmesine karşılık, yine kendisine âşık olan Frederich Andreas’ın intihar edeceğini söylemesi üzerine evlenmeye karar verdi…
Ancak 34 yaşına kadar kocası ile cinsel ilişkiye girmedi…
Bir yandan erkekleri kendisine âşık etmeye, onlarla flört etmeye devam ediyordu…
Bu flörtlerden biri kimdi dersiniz?
Psikanalizin babası Sigmund Freud ! Tam 25 yıl mektuplaştılar…
Bu mektuplarda sadece flört ifadeleri değil, başta narsizm olmak üzere birçok psikanalitik konular da yer alıyordu…
25 yıl boyunca aşkını açıklamayan Freud, Lou’nun ölümünden sonra “Ona duyduğum aşkı ve hayranlığı söylemiş olmayı isterdim” demiştir…
Sanat dünyasında tanıştığı herkesi kısa sürede etkisi altına alan Lou’nun Alman şair Rainer Maria Rilke’yi es geçmesi beklenemezdi…
Kendisinden dokuz yaş küçük olan Rilke’nin yazdığı şiirlerde Lou’nun izlerini bulmak mümkündür…
Rilke öyle derin bir aşka düşmüştür ki, Rene adını Rainer olarak değiştirmesini isteyen Lou’nun bu isteğini anında kabul etmiştir…
Lou Andreas Salome 1937 yılında öldüğünde, arkasında 15 roman ve birçok psikolojik ve felsefe notları bırakmıştır…
Kendisini “feminist” olarak tanımlamak pek mümkün değilse de, sonraki kuşak feministler için bir “rol model” olduğunu söylemek mümkündür…
***
Konu şiire gelince, her şiirini okuduğumda içimde duygu fırtınaları estiren Kilikyalı Tamer kardeşimin bir şiirini paylaşarak bitirelim…
Fiziktir aşk.
Onun gözlerinden çıkan ışığın birçok kişiyi teğet geçip senin göz bebeklerine dikine gelmesidir.
Ve sende yarattığı elektriği parmak uçlarına kadar hissetmektir.
Kimyadır aşk.
Vücudundaki birçok hormonun birden bire yükselip seni baştan başa değiştirmesidir.
Biyolojiktir aşk.
Geceler boyu uykusuz kalıp yemeden içmeden kesilmektir.
Ama kapitalisttir aşk.
Daha çok istemektir.
Ve bu isteğin önüne geçecek her şeyi kırıp dökmektir.
Ve harcayabildiğin kadardır aşk. Ya da harcandığın kadar..
Aşkta emeğin artı değeri yoktur çünkü…
Peki, Sevda öyle mi?
Gelmeyeceğini bile bile beklemektir.
Kendi ürettiğin sevgiyi karşılıksız olarak ona göndermektir Zindanlarda yatmaktır aysız gecelerde dört duvar.
Sehpalarda asılır gibi boğazın düğüm düğüm onun adını zikretmektir.
Hiç bir maddesel objeyle açıklayamamaktır en materyalist halinle bile.
Emektir sevda hep sevmektir.
Yani, diyeceğim şu ki;
"SEVDALINIZ KOMÜNİSTTİR"
Sanatla kalın dostlar…
Filizay
Twitter: @yaziIif_
Lou Salome
Sn. Kılıçdaroğlu rejimin değiştiği seçim sonuçlarını zafer diye yutturmaya kalkınca, anladım ki koltukta oturanlar için demokrasi sadece söylemde kalıyormuş…
İstifa etmek şöyle dursun, tabanla zıtlaşmaya girdi… Başarı diye bir ölçüt yok demek ki! Sonuç tam bir hayal kırıklığı…
Ben de bu sıkıcı ortamdan biraz sıyrılmak istedim ve belki de tarihin gördüğü en karizmatik, narsist ama bir o kadar da güçlü bir kişiliğe sahip olan, karşısına çıkan her erkeği kendisine âşık eden, yaşadığı dönemin en gizemli kadınlarından birini, Lou Salome’yi yazmak istedim…
***
Lou Salome 1861 yılında doğdu.
Babası bir Rus generali olmasına rağmen, disiplin altına girmeyi reddetti ve deli dolu bir yaşama yelken açtı… Zürih’te sanat ve felsefe okudu… Annesi, Roma’da yaşayan bir arkadaşının yanına gönderdi… Roma’da tanıştığı Paul Ree, Lou’ya âşık oldu ve evlenme teklif etti… Lou reddetti… 1882 yılında tanıştığı Nietzsche, sadece üç saatlik bir piknik sonrasında Lou’ya deli gibi âşık oldu… Bu tek taraflı aşk Nietzsche’yi çılgına çevirdi… Bu aşkın, Nietzsche’nin kadınlardan nefret etmesine sebep olduğu yazılmaktadır. (Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüş” adlı kitabında “Kadının yanına gidiyorsan kamçını unutma” ifadesini anımsayalım). Ayrıca, Irwin Yalom’un “Nietzsche Ağladığında” adlı romanında Nietzsche’nin şu sözleri yer almaktadır: “Hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz. Bu kadar düz bir cümlenin bu kadar karmaşık olmasına neden olan kadın…” *** Evliliğe “sevginin katili” olarak bakan Lou, Paul Ree ve Nietzsche’nin evlilik tekliflerini reddetmesine karşılık, yine kendisine âşık olan Frederich Andreas’ın intihar edeceğini söylemesi üzerine evlenmeye karar verdi… Ancak 34 yaşına kadar kocası ile cinsel ilişkiye girmedi… Bir yandan erkekleri kendisine âşık etmeye, onlarla flört etmeye devam ediyordu…Bu flörtlerden biri kimdi dersiniz?
Psikanalizin babası Sigmund Freud ! Tam 25 yıl mektuplaştılar… Bu mektuplarda sadece flört ifadeleri değil, başta narsizm olmak üzere birçok psikanalitik konular da yer alıyordu… 25 yıl boyunca aşkını açıklamayan Freud, Lou’nun ölümünden sonra “Ona duyduğum aşkı ve hayranlığı söylemiş olmayı isterdim” demiştir… Sanat dünyasında tanıştığı herkesi kısa sürede etkisi altına alan Lou’nun Alman şair Rainer Maria Rilke’yi es geçmesi beklenemezdi… Kendisinden dokuz yaş küçük olan Rilke’nin yazdığı şiirlerde Lou’nun izlerini bulmak mümkündür… Rilke öyle derin bir aşka düşmüştür ki, Rene adını Rainer olarak değiştirmesini isteyen Lou’nun bu isteğini anında kabul etmiştir… Lou Andreas Salome 1937 yılında öldüğünde, arkasında 15 roman ve birçok psikolojik ve felsefe notları bırakmıştır… Kendisini “feminist” olarak tanımlamak pek mümkün değilse de, sonraki kuşak feministler için bir “rol model” olduğunu söylemek mümkündür… *** Konu şiire gelince, her şiirini okuduğumda içimde duygu fırtınaları estiren Kilikyalı Tamer kardeşimin bir şiirini paylaşarak bitirelim…Fiziktir aşk.
Onun gözlerinden çıkan ışığın birçok kişiyi teğet geçip senin göz bebeklerine dikine gelmesidir. Ve sende yarattığı elektriği parmak uçlarına kadar hissetmektir. Kimyadır aşk. Vücudundaki birçok hormonun birden bire yükselip seni baştan başa değiştirmesidir. Biyolojiktir aşk. Geceler boyu uykusuz kalıp yemeden içmeden kesilmektir. Ama kapitalisttir aşk. Daha çok istemektir. Ve bu isteğin önüne geçecek her şeyi kırıp dökmektir. Ve harcayabildiğin kadardır aşk. Ya da harcandığın kadar.. Aşkta emeğin artı değeri yoktur çünkü… Peki, Sevda öyle mi? Gelmeyeceğini bile bile beklemektir. Kendi ürettiğin sevgiyi karşılıksız olarak ona göndermektir Zindanlarda yatmaktır aysız gecelerde dört duvar. Sehpalarda asılır gibi boğazın düğüm düğüm onun adını zikretmektir. Hiç bir maddesel objeyle açıklayamamaktır en materyalist halinle bile. Emektir sevda hep sevmektir.Yani, diyeceğim şu ki;
"SEVDALINIZ KOMÜNİSTTİR" Sanatla kalın dostlar… Filizay Twitter: @yaziIif_
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.