Kalemim Yazmıyor
Kalemim Yazmıyor
Kalemimle mücadele ediyorum dün geceden beri. İçimdeki öfkeyle nasıl kavradıysam kalemi, anladı yine kötü şeyler olduğunu.
İlk defa isyan etti; 'Yeter artık! Vahşeti, kötülüğü yazmaktan usandım!' diye haykırdı bana. Çok haklıydı. Benim de elim varmıyordu artık. Yazarken hissettiklerim, öfkem, uykusuz gecelerim.. Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyordu. Hepimiz kahrolduk ama bir şeyler yapmalıydık; 'Bunlar maalesef ki bizim gerçeğimiz.
Yazmak zorundayız, ses çıkarmalıyız, bilinçlendirmeliyiz. Bunun için sana ihtiyacımız var'. diye ikna ettim kalemimi ve bu satırları paylaşıyorum sizlerle. Yine benzer vahşetleri, eli kolu bağlı bekleyişleri yazacağım.
Bir değişiklik yok anlayacağınız. Aynı durumlar. (!) Ciğerlerimiz yandı. Yıllardır yanıyor. Kaç ciğer kaldı geriye bilemiyorum. Klişe bir söz gibi gelebilir ama gerçek anlamda ciğerim yanıyor. O ağaçlar benim nefesim. Oksijenim. Hayatta kalabilmem için o ağaçlara ihtiyacım var. Yıllar süren, bin bir emeklerle oluşturulmuş ormanımız günlerdir yanıyor. 7 gün oldu. Sanırım yanacak tek bir ağaç kalmayana dek devam edecek olan koca yangın! Alevlerin yaktığı insanlar, hayvanlar, evler ocaklar..
Canımın bu kadar yandığı hiç olmamıştı bu yaşıma dek! Atatürk zamanından itibaren milletçe öyle mucizeler yarattık ki.. Öyle bir ruh var ki içimizde engellere sığmıyor. Küçük bir şişeyle koskoca orman yangınına karşı koymaya çalışan güçlü bir millet. Kolay kolay vazgeçer mi toprağından?? Ne zaman vazgeçti ki zaten..
Canla başla çalışan itfaiye ekipleri, canı pahasına yardım eden insanlarımız, tehlike altında görevini yapan basın yayın organlarımız. Hepiniz var olun.. Doğanın yine eski güzelliğine kavuşmasına ömrümüz yeter mi bilemiyorum. Acımız çok büyük. Giden canlarımız oldu. Toparlanmamız çok zaman alacak. Günlerdir bu acıyla yaşarken, daha yasımızı bile tutamamışken, ülkemiz alevler içinde boğuşurken, yine yine yine vahşet, tecavüz, cinayet haberiyle karşılaştık! 21 yaşında güzel bir genç kız kurban gitti yine!
Vahşice öldürüldü! Önce tecavüze uğradı, sonra boğularak öldürüldü. Öldü ama daha bitmedi! Artık öldürmek de yetmiyor! İşkence devam etti. Vücudunu parçalara böldü ve poşetin içinde attı ormana!! ... Bir şey sormak istiyorum; Dehşetin bir sınırı var mıdır? Bölüp parçaladı, cinayet burada son buldu bu kez. Daha ileri gidildiğinde ne olabilir mesela? Sizin bir fikriniz var mı? Aklım durdu benim!
Ceren Büyükyarın
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.