İnsan Sevgisi Eksikliği ve Mizantropi

Sağlık 17.08.2024 - 15:23, Güncelleme: 17.08.2024 - 15:23 92071 kez okundu.
 

İnsan Sevgisi Eksikliği ve Mizantropi

Mizantropi, çocuklukta sevgi eksikliğiyle gelişen, insanlardan kaçınma ve yalnızlıkla kendini gösteren bir durumdur.
Mizantropi, insan sevgisi eksikliğiyle ortaya çıkan, yalnızlık ve güven sorunlarıyla belirginleşen bir durumdur. İnsan sevgisi eksikliğiyle ortaya çıkan psikolojik bir durum olan mizantropi, Eskişehir’de 18 yaşında bir gencin sokakta rastgele 7 kişiyi yaralaması sonrasında gündeme geldi. Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, mizantropinin insanlardan nefret etme, insanları sevmeme ve onlara güvenmeme anlamına geldiğini belirtti. Yıldırım, bu tür bireylerin genellikle çevrelerinden uzak durma ve yalnız kalma eğiliminde olduklarını, insanlarla iletişimi sınırlamak için çeşitli yollar deneyebildiklerini ifade etti. Ayrıca, çocukluk döneminin mizantropinin gelişiminde önemli bir rol oynadığını vurgulayan Yıldırım, özellikle 0-6 yaş grubunda ebeveyn sevgisi yetersiz olan ve sağlıklı bir bağlanma geliştiremeyen bireylerde bu kişilik bozukluklarının daha sık görülebileceğini belirtti. Yıldırım, mizantropinin olumsuz deneyimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkabileceğini ifade ederek, Eskişehir’deki bıçaklı saldırı sonrasında bu kavramın dikkat çektiğini söyledi. Bu tür durumlarla karşılaşan bireylerde, çevrelerindeki insanlara karşı negatif duygular ve davranışlar gözlemlenebileceğini belirten Yıldırım, bu kişilerin çevrelerindekilerden uzak durma ve yalnız kalma eğiliminde olduklarını, insanlarla iletişimi sınırlamak için çeşitli yöntemlere başvurduklarını dile getirdi. Ayrıca, bu bireylerin kaçma ve kaçınma davranışlarıyla kendilerini sosyal ortamlardan izole ettiklerini ifade etti. Mizantropik eğilimler gösteren bireylerin genellikle asosyal bir yaşam tarzını tercih ettiklerini belirten Yıldırım, bu kişilerin farkında oldukları negatif duygu ve düşüncelerle hareket ettiklerini söyledi. Bu bireylerin çoğunlukla kalabalık ortamlardan kaçındıklarını, sosyal olmayan işlerde çalışmayı veya insanlarla minimum düzeyde iletişim kurmayı gerektiren meslekleri seçtiklerini ifade etti. Yıldırım, mizantropinin tek başına bir hastalık olmadığını, ancak bu özellikleri taşıyan bireylerde işlevsellik bozuluyorsa bir sorun olabileceğini belirtti. Çocukluk döneminin mizantropinin gelişiminde kritik bir rol oynadığını vurgulayan Yıldırım, 0-6 yaş döneminde yeterli sevgi ve sağlıklı bağlanma geliştiremeyen bireylerde bu tür kişilik bozukluklarının daha sık görüldüğünü söyledi. Ayrıca, depresyon, kaygı, yalnızlık gibi durumların da mizantropiyi etkileyebileceğini ekledi. Bu tür bireylerin, "insanları sevmiyorum, hayvanları seviyorum" gibi söylemlerde bulunabileceğini ve bu kişilerin en büyük sorunlarından birinin güven eksikliği olduğunu belirtti. Yıldırım, çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimlerin ve duyguların ifade edilememesinin yetişkinlikte güven problemlerine yol açabileceğini ifade ederek, çocuklukta yaşanan travmaların yetişkinlik dönemini ve bireyin hayatındaki seçimleri şekillendirdiğini söyledi. Terapiye gitmek için büyük bir sorun olmasının gerekmediğini belirten Yıldırım, terapinin bireyin kendini tanıması, daha iyi ifade edebilmesi ve farklı açılardan kendine bakabilmesi için değerli olduğunu vurguladı.
Mizantropi, çocuklukta sevgi eksikliğiyle gelişen, insanlardan kaçınma ve yalnızlıkla kendini gösteren bir durumdur.

Mizantropi, insan sevgisi eksikliğiyle ortaya çıkan, yalnızlık ve güven sorunlarıyla belirginleşen bir durumdur. İnsan sevgisi eksikliğiyle ortaya çıkan psikolojik bir durum olan mizantropi, Eskişehir’de 18 yaşında bir gencin sokakta rastgele 7 kişiyi yaralaması sonrasında gündeme geldi. Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, mizantropinin insanlardan nefret etme, insanları sevmeme ve onlara güvenmeme anlamına geldiğini belirtti. Yıldırım, bu tür bireylerin genellikle çevrelerinden uzak durma ve yalnız kalma eğiliminde olduklarını, insanlarla iletişimi sınırlamak için çeşitli yollar deneyebildiklerini ifade etti. Ayrıca, çocukluk döneminin mizantropinin gelişiminde önemli bir rol oynadığını vurgulayan Yıldırım, özellikle 0-6 yaş grubunda ebeveyn sevgisi yetersiz olan ve sağlıklı bir bağlanma geliştiremeyen bireylerde bu kişilik bozukluklarının daha sık görülebileceğini belirtti.

Yıldırım, mizantropinin olumsuz deneyimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkabileceğini ifade ederek, Eskişehir’deki bıçaklı saldırı sonrasında bu kavramın dikkat çektiğini söyledi. Bu tür durumlarla karşılaşan bireylerde, çevrelerindeki insanlara karşı negatif duygular ve davranışlar gözlemlenebileceğini belirten Yıldırım, bu kişilerin çevrelerindekilerden uzak durma ve yalnız kalma eğiliminde olduklarını, insanlarla iletişimi sınırlamak için çeşitli yöntemlere başvurduklarını dile getirdi. Ayrıca, bu bireylerin kaçma ve kaçınma davranışlarıyla kendilerini sosyal ortamlardan izole ettiklerini ifade etti.

Mizantropik eğilimler gösteren bireylerin genellikle asosyal bir yaşam tarzını tercih ettiklerini belirten Yıldırım, bu kişilerin farkında oldukları negatif duygu ve düşüncelerle hareket ettiklerini söyledi. Bu bireylerin çoğunlukla kalabalık ortamlardan kaçındıklarını, sosyal olmayan işlerde çalışmayı veya insanlarla minimum düzeyde iletişim kurmayı gerektiren meslekleri seçtiklerini ifade etti. Yıldırım, mizantropinin tek başına bir hastalık olmadığını, ancak bu özellikleri taşıyan bireylerde işlevsellik bozuluyorsa bir sorun olabileceğini belirtti.

Çocukluk döneminin mizantropinin gelişiminde kritik bir rol oynadığını vurgulayan Yıldırım, 0-6 yaş döneminde yeterli sevgi ve sağlıklı bağlanma geliştiremeyen bireylerde bu tür kişilik bozukluklarının daha sık görüldüğünü söyledi. Ayrıca, depresyon, kaygı, yalnızlık gibi durumların da mizantropiyi etkileyebileceğini ekledi. Bu tür bireylerin, "insanları sevmiyorum, hayvanları seviyorum" gibi söylemlerde bulunabileceğini ve bu kişilerin en büyük sorunlarından birinin güven eksikliği olduğunu belirtti.

Yıldırım, çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimlerin ve duyguların ifade edilememesinin yetişkinlikte güven problemlerine yol açabileceğini ifade ederek, çocuklukta yaşanan travmaların yetişkinlik dönemini ve bireyin hayatındaki seçimleri şekillendirdiğini söyledi. Terapiye gitmek için büyük bir sorun olmasının gerekmediğini belirten Yıldırım, terapinin bireyin kendini tanıması, daha iyi ifade edebilmesi ve farklı açılardan kendine bakabilmesi için değerli olduğunu vurguladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, evden eve nakliyat, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi, raf sistemleri, ahşap kompozit deck