Hepimiz Suçluyuz
Hepimiz Suçluyuz
Çocuk istismarları ve kadın cinayetleri her türlü eyleme, tepkiye rağmen bırakın azalmayı artarak devam ediyor.
Çocuk istismarlarının yaşandığı kurumlardan sonra, bu istismarların aklandığı, saklandığı kurumlar gündeme geldi. Yıllardır, ne kadar çok Suriyeli’ye sahip çıktığımızı, onlara barınma ve iş imkanı verdiğimizi övünerek anlatan, Avrupa’dan gelen bilmem ne kadar para yardımını her fırsatta dile getiren yöneticiler, içinde Suriye’li lerin de olduğu 115 çocuğun doğum yaptığı devlet kurumlarından bihaber olduklarını gösterdiler. Bu utancın yaşandığı kurumlar bu konuyu gizlemeye çalışırken, olayı ortaya çıkaran vicdanlı görevliler ise zor durumda bırakılmış, görev yerleri değiştirilmiştir. Basına yansıyan haberlerde, İstanbul Küçükçekmece’de ki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 ay içerisinde gelen, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu ortaya çıktı. Hastanede vicdanlı bir görevli, çocuklarla ilgili kayıtların polise bildirilmediğini saptayınca önce tutanak hazırladı sonra da durumu savcılığa bildirdi. Valilik ise, bu kurumda adli görevin ihmal edilmediğini, görevin kötüye kullanılmadığını ve dolayısıyla suç oluşmadığını kaydetmiştir. Valiliğin bu kararının iptali için İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz başvurusu yapılmıştır. Avukat Erkan Akça’nın 2 Ocak tarihli başvurusunda, ‘’çocuk istismarına yönelik vakaların mutlaka adli makamlara bildirilmesinin zorunlu olduğu kaydedildi. Başvuruda “Bu ihmalin varlığını araştırması gereken kurum cumhuriyet başsavcılıkları iken, valilik makamınca soruşturma izni verilmemesi hukuka aykırılık teşkil etmekte.
Asıl sorumluların araştırılmasına engel teşkil etmektedir” denilmiştir. Hepimiz Suçluyuz
2017 yılı içinde, resmi kayıtlara göre ( sadece haberlere yansıyan) 387 çocuk istismara uğramıştır. Bunun sonucu olarak bugün bu 115 çocuğun durumu ortaya çıkmıştır. Devletin kurumlarında örtbas edilmeye çalışılmış, hukuka, ahlaka aykırı bu durum, gizlenmiştir. Bugün basına yansıyan bu olayda, toplumun ve geleceğimiz olan çocukların nasıl ihmal edildiği, istismar edildiği ve geleceklerinin karartıldığı apaçık ortadadır. Bu yaşananlar çocuk istismarlığına göz yummaktır. Çocuk istismarlarının üstünü örtmektir. Cumhuriyet Başsavcılığınca; Bir Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve İki Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmiştir. Yapılan açıklamaya göre; "Çocuk yaşta gebelik ve doğum vakaları iddialarına ilişkin TCK Madde 103. uyarınca 'Çocuğun cinsel istismarı' suçu kapsamında ayrı bir soruşturma yürütülmektedir. Çocuğun cinsel istismarı suçunu işleyenlerin tespitine yönelik olarak yapılan çalışmalar çerçevesinde mağdurların tümü ifadeye çağrılmıştır. Gerek; kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçu, gerek ise çocuğun cinsel istismarı suçlarıyla ilgili soruşturmalar devam etmektedir. Bu soruşturmalarla ilgili bir cumhuriyet başsavcı vekili ve iki cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir". Sadece anneler, babalar değil, öğretmenler, doktorlar, polisler, dernekler, sendikalar, diyanet, okullar herkes kendini sorgulamalıdır. Basına yansıdıktan sonra soruşturma açılmış olması da hukuki bir ihmaldir. Sorumluların, en ağır şekilde cezalandırılması, emniyetin ve Devletin tüm kurumlarının bu olayı aydınlatması zorunludur. Çocuklar şiddete uğruyor, Çocuklar eğitim hakkından mahrum bırakılıyor, Özellikle kız çocukları eğitimden uzak tutuluyor. Çocuklar, çalışmak zorunda bırakılıyor, Çocuklar, geçmişinden koparılıp, kültüründen, geleneklerinden uzaklaştırılıyor, Çocuk istismarları her geçen gün hızla artıyor. Hepimiz suçluyuz, hepimiz sorumluyuz.
Ebru Oğuzhan Yeter
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.