Hayvana Şiddet insana Şiddetin Habercisidir

Yazarlar 02.04.2018 - 20:57, Güncelleme: 06.02.2024 - 14:11 23825+ kez okundu.
 

Hayvana Şiddet insana Şiddetin Habercisidir

Neredeyse, hayvanlara uygulanan şiddet ve tecavüz haberlerini duymadığımız bir gün yok gibi…
Sosyal medyada sürekli tanık olduğumuz insanlık dışı bu vahşet görüntüleri bize bu olayların hızla arttığını gösteriyor... ****** Hayatta başımıza gelen iyi/kötü her olayın gerçekleşmesi için uygun ortam ve şartların oluşması gerekir. Mesela; meyve veren bir ağacımız olsun istiyorsak, toprağa ve fidana ihtiyacımız var. Fidanı ekip, sulayıp, gerektiği gibi ilgi gösterir ve onu büyütebilirsek, o da bize ileride meyvelerini verir. Çünkü olması gereken bütün şartlar oluşmuştur… İşte bugün; ‘’Neden şiddet olaylarını daha fazla görüyoruz?’’ sorusunun cevabı budur… UYGUN ORTAM! ****** Çocukluğunda şiddete uğramış, ihmal edilmiş, aile içinde ki ya da etrafında ki toplumsal şiddete şahit olmuş çocukların, gelecekte hayvanlara şiddet uygulama olasılıkları diğer çocuklara oranla 8 kat fazladır. Evde babanın anneye; annenin çocuğa şiddet uyguladığı bir ortamda büyüyen çocuk, öfke ve hayal kırıklığını hayvanlara şiddet uygulayarak gösterir. Aileler haklı olarak bir savunma mekanizması içine girer ve çocuğunun korktuğu için bunu yaptığını düşünür. Oysa durum çok ciddidir ve psikolojik destek alınmalıdır. Büyüdüğünde ise ezikliği, özgüven eksikliği, erkeklikle ilgili olan sorunları yüzünden, kendinden daha zayıf ve savunmasız gördüğü insanlara ya da hayvanlara şiddet uygular. Bu kimi zaman geçmişin intikamı, kimi zaman ise kendince geleceğe meydan okumasıdır, güç gösterisi için bir fırsattır… Psikoloji ve Kriminoloji adına yapılan çalışmalar; hayvana kötü muamele yapan çocukların ileri yaşlarda insanlara da şiddet uyguladığını gösteriyor. ABD de FBI tarafından yapılan açıklama ise ‘’Tecavüzcülerin ve katillerin en büyük ortak özellikleri düzenli olarak hayvanlara şiddet uygulamalarıdır.’’ diyor. ****** Peki, güçlünün güçsüzü ezdiği, erkeğin kadını dövdüğü ve en önemlisi çocuğun tüm bunlara şahit olduğu bir ortamda nasıl sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz? Tabi ki eğitimle… Çocuklar aile içerisinde ne görürse onu öğrenir ve hayatı boyunca öğrendikleri ne ise onun üzerine katarak büyür. Onları şiddetten uzak sevgi ortamında yetiştirmeli ve bilimsel bir eğitim almalarını sağlamalıyız. Çözüm; sorun büyüyüp hayvana şiddet uygulamaya, tecavüz etmeye gelene kadar bekleyip çareler aramak yerine, onlara daha küçük yaştayken hayvan sevgisini kazandırmak, tıpkı kendisi gibi hayvanların da yaşama hakkı olduğunu ve başkalarının hayatlarına saygı duymayı öğretmektir… ****** 2018 yılı ‘’Hayvanları Koruma Kanunu’’ nda yapılan düzenlemeye göre, 1-Sahipli sahipsiz hayvana eziyet eden ve haklı bir neden olmaksızın öldürene 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. 2-Sahipli hayvana karşı işlenen suçlar sahibinin şikâyetine; sahipsiz hayvana karşı işlenen suçlar ise Orman ve Köy İşleri Bakanlığının Başsavcılığa yazılı başvurusu şartına bağlandı. 3-Hayvanları birbirine zarar verecek şekilde dövüştürenler 2 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılacaklar. Oysa bu cezaların hiç birisi caydırıcı değil. 3 Maddeyi de ele alırsak; 1.Madde: Daha en başta, onların da birer canlı olduğunu göz ardı edip ‘’sahipli sahipsiz’’ diye nitelendirmek hayvana mal muamelesi yapmaktır. * Şiddet uygulayana da öldürene de aynı cezayı ve en alt sınırdan vermek ‘’Nasıl olsa suçu işledin cezası aynı öldürebilirsin’’ demektir. * Ağırlaştırılmış ceza, birden fazla hayvana kötü muamele yapıldığında uygulanabilecek. Fakat orada da cezalar ertelemeli olduğu için yine pek bir caydırıcılığı olmayacak. * ‘’Haklı bir neden olmaksızın öldüren’’ ibaresi ise tamamen keyfi bir uygulamaya neden olacak. Köpeğin dili yok ki konuşsun, adam ‘’köpek bana saldırdı o yüzden öldürdüm’’ diyebilecek. 2.Madde: * Kişi kendi hayvanına zarar verirse kim şikâyet edecek? * Sahipsiz hayvanlar için açılan davaları Bakanlığın başka işi yokmuş gibi ne kadar takip edebilecek? * Ayrıca amaç; hayvanların yaşama hakkını güvence altına almak için düzenleniyorsa o zaman neden şikâyetçi olma şartı aranıyor? 3.Madde: *Hayvanları dövüştürmeyi yasaklamak yerine, ‘’hayvanları birbirine zarar verecek şekilde dövüştürmek’’ ibaresi de; bu işin ticaretini yapan kişilere ‘’hayvanlar birbirine zarar verene kadar dövüştürebilirsin’’ demek değil midir? *Yasada; Hayvan tecavüzüne, belediyelerin toplu hayvan itlaflarına yer verilmemesi de ayrıca bir muammadır… Yani ne kadar ‘’Yasalar düzenlendi hapis cezası geliyor’’ denilse de, hayvanlara şiddet uygulayanların hastalıklı ruha sahip oldukları ve bir adım sonrasında sıranın insana geleceği gerçeği unutulup ‘’Hayvan Hakları Kanunu’’ gerektiği kadar dikkate alınmıyor. İşte tam da bu yüzden, sağlıksız bireylerin yetiştiği, caydırıcı cezaların uygulanmadığı bir ortamın sonucunda, biz bugün hayvanlara uygulanan şiddeti daha çok görür olduk. Birçok sorunun temelinde eğitimsizlik yatıyorken sorunun kaynağını kurutmak yerine tüm bunları görmezden gelip neden sadece cezalara sarılıyoruz? Prof. Dr. Sevil Atasoy ‘’Özgecan Aslan’ı ve Münevver Karabulut’u katledenlerin mazisinde, bir hayvanın cansız bedeni olmadığını mı zannediyorsunuz?” Sözü, tüyler ürperten bir gerçeğin itirafı değil mi? HAYVANA ŞİDDET İNSANA ŞİDDETTİR! SAĞLIKLI VE ÖZGÜR BİR TOPLUM EĞİTİMLE OLUR!  Sevgiyle kalın. İlkay Atila ''Kimyasal Hadım'' isimli yazım için TIKLAYIN
Neredeyse, hayvanlara uygulanan şiddet ve tecavüz haberlerini duymadığımız bir gün yok gibi…

Sosyal medyada sürekli tanık olduğumuz insanlık dışı bu vahşet görüntüleri bize bu olayların hızla arttığını gösteriyor...

****** Hayatta başımıza gelen iyi/kötü her olayın gerçekleşmesi için uygun ortam ve şartların oluşması gerekir. Mesela; meyve veren bir ağacımız olsun istiyorsak, toprağa ve fidana ihtiyacımız var. Fidanı ekip, sulayıp, gerektiği gibi ilgi gösterir ve onu büyütebilirsek, o da bize ileride meyvelerini verir.

Çünkü olması gereken bütün şartlar oluşmuştur…

İşte bugün; ‘’Neden şiddet olaylarını daha fazla görüyoruz?’’ sorusunun cevabı budur… UYGUN ORTAM!

****** Çocukluğunda şiddete uğramış, ihmal edilmiş, aile içinde ki ya da etrafında ki toplumsal şiddete şahit olmuş çocukların, gelecekte hayvanlara şiddet uygulama olasılıkları diğer çocuklara oranla 8 kat fazladır. Evde babanın anneye; annenin çocuğa şiddet uyguladığı bir ortamda büyüyen çocuk, öfke ve hayal kırıklığını hayvanlara şiddet uygulayarak gösterir. Aileler haklı olarak bir savunma mekanizması içine girer ve çocuğunun korktuğu için bunu yaptığını düşünür. Oysa durum çok ciddidir ve psikolojik destek alınmalıdır. Büyüdüğünde ise ezikliği, özgüven eksikliği, erkeklikle ilgili olan sorunları yüzünden, kendinden daha zayıf ve savunmasız gördüğü insanlara ya da hayvanlara şiddet uygular. Bu kimi zaman geçmişin intikamı, kimi zaman ise kendince geleceğe meydan okumasıdır, güç gösterisi için bir fırsattır… Psikoloji ve Kriminoloji adına yapılan çalışmalar; hayvana kötü muamele yapan çocukların ileri yaşlarda insanlara da şiddet uyguladığını gösteriyor. ABD de FBI tarafından yapılan açıklama ise ‘’Tecavüzcülerin ve katillerin en büyük ortak özellikleri düzenli olarak hayvanlara şiddet uygulamalarıdır.’’ diyor.

****** Peki, güçlünün güçsüzü ezdiği, erkeğin kadını dövdüğü ve en önemlisi çocuğun tüm bunlara şahit olduğu bir ortamda nasıl sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz?

Tabi ki eğitimle…

Çocuklar aile içerisinde ne görürse onu öğrenir ve hayatı boyunca öğrendikleri ne ise onun üzerine katarak büyür. Onları şiddetten uzak sevgi ortamında yetiştirmeli ve bilimsel bir eğitim almalarını sağlamalıyız. Çözüm; sorun büyüyüp hayvana şiddet uygulamaya, tecavüz etmeye gelene kadar bekleyip çareler aramak yerine, onlara daha küçük yaştayken hayvan sevgisini kazandırmak, tıpkı kendisi gibi hayvanların da yaşama hakkı olduğunu ve başkalarının hayatlarına saygı duymayı öğretmektir…

****** 2018 yılı ‘’Hayvanları Koruma Kanunu’’ nda yapılan düzenlemeye göre,

1-Sahipli sahipsiz hayvana eziyet eden ve haklı bir neden olmaksızın öldürene 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.

2-Sahipli hayvana karşı işlenen suçlar sahibinin şikâyetine; sahipsiz hayvana karşı işlenen suçlar ise Orman ve Köy İşleri Bakanlığının Başsavcılığa yazılı başvurusu şartına bağlandı.

3-Hayvanları birbirine zarar verecek şekilde dövüştürenler 2 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılacaklar. Oysa bu cezaların hiç birisi caydırıcı değil. 3 Maddeyi de ele alırsak;

1.Madde:

Daha en başta, onların da birer canlı olduğunu göz ardı edip ‘’sahipli sahipsiz’’ diye nitelendirmek hayvana mal muamelesi yapmaktır. * Şiddet uygulayana da öldürene de aynı cezayı ve en alt sınırdan vermek ‘’Nasıl olsa suçu işledin cezası aynı öldürebilirsin’’ demektir. * Ağırlaştırılmış ceza, birden fazla hayvana kötü muamele yapıldığında uygulanabilecek. Fakat orada da cezalar ertelemeli olduğu için yine pek bir caydırıcılığı olmayacak. * ‘’Haklı bir neden olmaksızın öldüren’’ ibaresi ise tamamen keyfi bir uygulamaya neden olacak. Köpeğin dili yok ki konuşsun, adam ‘’köpek bana saldırdı o yüzden öldürdüm’’ diyebilecek.

2.Madde:

* Kişi kendi hayvanına zarar verirse kim şikâyet edecek? * Sahipsiz hayvanlar için açılan davaları Bakanlığın başka işi yokmuş gibi ne kadar takip edebilecek? * Ayrıca amaç; hayvanların yaşama hakkını güvence altına almak için düzenleniyorsa o zaman neden şikâyetçi olma şartı aranıyor? 3.Madde: *Hayvanları dövüştürmeyi yasaklamak yerine, ‘’hayvanları birbirine zarar verecek şekilde dövüştürmek’’ ibaresi de; bu işin ticaretini yapan kişilere ‘’hayvanlar birbirine zarar verene kadar dövüştürebilirsin’’ demek değil midir? *Yasada; Hayvan tecavüzüne, belediyelerin toplu hayvan itlaflarına yer verilmemesi de ayrıca bir muammadır… Yani ne kadar ‘’Yasalar düzenlendi hapis cezası geliyor’’ denilse de, hayvanlara şiddet uygulayanların hastalıklı ruha sahip oldukları ve bir adım sonrasında sıranın insana geleceği gerçeği unutulup ‘’Hayvan Hakları Kanunu’’ gerektiği kadar dikkate alınmıyor. İşte tam da bu yüzden, sağlıksız bireylerin yetiştiği, caydırıcı cezaların uygulanmadığı bir ortamın sonucunda, biz bugün hayvanlara uygulanan şiddeti daha çok görür olduk. Birçok sorunun temelinde eğitimsizlik yatıyorken sorunun kaynağını kurutmak yerine tüm bunları görmezden gelip neden sadece cezalara sarılıyoruz? Prof. Dr. Sevil Atasoy ‘’Özgecan Aslan’ı ve Münevver Karabulut’u katledenlerin mazisinde, bir hayvanın cansız bedeni olmadığını mı zannediyorsunuz?” Sözü, tüyler ürperten bir gerçeğin itirafı değil mi?

HAYVANA ŞİDDET İNSANA ŞİDDETTİR! SAĞLIKLI VE ÖZGÜR BİR TOPLUM EĞİTİMLE OLUR!  Sevgiyle kalın.

İlkay Atila ''Kimyasal Hadım'' isimli yazım için TIKLAYIN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, ilaçlama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, https://www.tahanci.av.tr/arac-deger-kaybi-hesaplama/