Diyanet Laik Kalsın

Yazarlar 04.01.2018 - 22:03, Güncelleme: 06.10.2023 - 01:20 24138+ kez okundu.
 

Diyanet Laik Kalsın

Diyanet Laik Kalsın ‘’Diyanet İşleri Başkanlığı, Büyük Türk Milliyetçisi Ziya Gökalp’in önerisiyle, Atatürk’ün Maturidilik ve Hanefilik esaslarına göre oluşturduğu bir kurumdur.
 Diyanet, Atatürk laikliğinin en önemli bileşenlerinden biridir. “Gökalp’in dinde savunduğu laiklik fikrini Atatürk aynen kabullenmiştir. Gökalp’e göre, şeyhülislâmın vazifesi iman ve ibadet işleriyle uğraşmak olmalıdır. Medreseler de İlahiyat Fakültesi’ne katılmalı ve skolastik din öğretimine son verilmelidir. Atatürk’ün şeyhülislâmlık kurumu yerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurması ve medreseleri kapatması, Gökalp’in gösterdiği yolda gerçekleştirilmiş hareketlerdir.” (Doç.Dr. Selami Kılıç). Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurarken çevresindekilerle tartışmıştı. “Böyle bir kurum, laiklik uygulamasının beşiği olan Fransa’da ve diğer batılı ülkelerde yok” diyenlere “Peki, Sultanahmet Camii imamının maaşını kim verecek?” diye sormuş, cevabını da kendisi vermişti: “Biz vereceğiz çocuk, biz... Bizde onların kiliseleri gibi varlıklı kurumlar yok. Din adamlarını cemaatin eline baktıramayız.” Diyanet Laik Kalsın Osmanlı’da olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nde de devlet dini kontrol edecektir. Diyanetin özerk olması düşünülemez bile’’ (Kaynak Yeniçağ: Diyanet’i Atatürk kurdu, O’nun kurduğu gibi olmalı ve kalmal - Cazim GÜRBÜZ) Diyanet İşleri Başkanlığı, 4 Mart 1924 tarihinde, 429 sayılı kanunla, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı olarak kurulmuştur. İslam dininin inançları, ibadet, ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmekle görevlidir. Din konusunda toplumu aydınlatmak, ibadet yapılan yerleri denetleyip, yönetmekle görevlidir. Diyanet Başkanlığı, Laiklik ilkesine bağlı kalarak, hiç bir siyasi görüşün etkisinde kalmadan, milletçe birliği bütünlüğü amaç edinerek, üstlendiği görevi yerine getirmekle sorumludur. Diyanet, dini korurken, devletin kuruluşundaki temel değerlerin en başta da laikliğin koruyucusu olmak zorundadır. Cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlı olmalıdır. Evet, Türkiye Cumhuriyeti laiktir. Laik olan bir devlette din vardır ve devlet, dini kontrol altına almıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı olmasa, devleti tarikatlar ve Cemaatler kaplardı. Bugün cemaatlerin toplum üzerinde ki etkisine ve ülkeye verdiği zararlara bakıldığında bizi bekleyen tehlikeleri daha iyi görmek gerekiyor. Anlıyoruz ki, Mustafa Kemal ATATÜRK Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, ’Dinin devlet işlerine karıştırılmaması’ şeklinde ve laiklik anlayışının temeline göre kurmuştur. Bugün gündeme yansıyan, Diyanet’in toplumu geren açıklamaları üzerine sosyal medyada paylaşılan ‘’DİYANET KAPATILSIN’’ söylemlerini, tehlikeli buluyorum. Diyanet İşleri bazı kesimler için gereksiz görülebilir, ancak toplumun hassasiyetlerine saygı duyulmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, siyasi partiler gibi belli kesimlere hitap edemez, birleştirici, yapıcı açıklamalarda bulunmalıdır. Özellikle kadınlar ve çocuklarla ilgili açıklamalarında toplumun hassasiyetlerine özen göstermelidir. Diyanet bağımsız olmalıdır. Diyanet, kucaklayıcı, ılımlı, hoşgörülü ve laik olmalıdır. Diyanet, Türk toplumu için önemli bir kurumdur. Bu kurumun, işleyişi ile ilgili eleştiriler yapılabilir ancak, bu önemli kurumun kapatılmasını istemek doğru değildir. Diyanet’in kapanmasını istemek, toplumun hassasiyetleriyle oynamaktır. Kapatılması gereken Diyanet değil, tüm cemaat, tarikat ve bunlara bağlı olan yurtlardır. Ebru Oğuzhan Yeter 
Diyanet Laik Kalsın ‘’Diyanet İşleri Başkanlığı, Büyük Türk Milliyetçisi Ziya Gökalp’in önerisiyle, Atatürk’ün Maturidilik ve Hanefilik esaslarına göre oluşturduğu bir kurumdur.

 Diyanet, Atatürk laikliğinin en önemli bileşenlerinden biridir. “Gökalp’in dinde savunduğu laiklik fikrini Atatürk aynen kabullenmiştir. Gökalp’e göre, şeyhülislâmın vazifesi iman ve ibadet işleriyle uğraşmak olmalıdır. Medreseler de İlahiyat Fakültesi’ne katılmalı ve skolastik din öğretimine son verilmelidir. Atatürk’ün şeyhülislâmlık kurumu yerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurması ve medreseleri kapatması, Gökalp’in gösterdiği yolda gerçekleştirilmiş hareketlerdir.” (Doç.Dr. Selami Kılıç). Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurarken çevresindekilerle tartışmıştı. “Böyle bir kurum, laiklik uygulamasının beşiği olan Fransa’da ve diğer batılı ülkelerde yok” diyenlere “Peki, Sultanahmet Camii imamının maaşını kim verecek?” diye sormuş, cevabını da kendisi vermişti: “Biz vereceğiz çocuk, biz... Bizde onların kiliseleri gibi varlıklı kurumlar yok.

Din adamlarını cemaatin eline baktıramayız.” Diyanet Laik Kalsın

Osmanlı’da olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nde de devlet dini kontrol edecektir. Diyanetin özerk olması düşünülemez bile’’ (Kaynak Yeniçağ: Diyanet’i Atatürk kurdu, O’nun kurduğu gibi olmalı ve kalmal - Cazim GÜRBÜZ) Diyanet İşleri Başkanlığı, 4 Mart 1924 tarihinde, 429 sayılı kanunla, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı olarak kurulmuştur. İslam dininin inançları, ibadet, ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmekle görevlidir. Din konusunda toplumu aydınlatmak, ibadet yapılan yerleri denetleyip, yönetmekle görevlidir.

Diyanet Başkanlığı, Laiklik ilkesine bağlı kalarak, hiç bir siyasi görüşün etkisinde kalmadan, milletçe birliği bütünlüğü amaç edinerek, üstlendiği görevi yerine getirmekle sorumludur. Diyanet, dini korurken, devletin kuruluşundaki temel değerlerin en başta da laikliğin koruyucusu olmak zorundadır. Cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlı olmalıdır. Evet, Türkiye Cumhuriyeti laiktir.

Laik olan bir devlette din vardır ve devlet, dini kontrol altına almıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı olmasa, devleti tarikatlar ve Cemaatler kaplardı. Bugün cemaatlerin toplum üzerinde ki etkisine ve ülkeye verdiği zararlara bakıldığında bizi bekleyen tehlikeleri daha iyi görmek gerekiyor. Anlıyoruz ki, Mustafa Kemal ATATÜRK Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, ’Dinin devlet işlerine karıştırılmaması’ şeklinde ve laiklik anlayışının temeline göre kurmuştur.

Bugün gündeme yansıyan, Diyanet’in toplumu geren açıklamaları üzerine sosyal medyada paylaşılan ‘’DİYANET KAPATILSIN’’ söylemlerini, tehlikeli buluyorum. Diyanet İşleri bazı kesimler için gereksiz görülebilir, ancak toplumun hassasiyetlerine saygı duyulmalıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, siyasi partiler gibi belli kesimlere hitap edemez, birleştirici, yapıcı açıklamalarda bulunmalıdır. Özellikle kadınlar ve çocuklarla ilgili açıklamalarında toplumun hassasiyetlerine özen göstermelidir. Diyanet bağımsız olmalıdır.

Diyanet, kucaklayıcı, ılımlı, hoşgörülü ve laik olmalıdır. Diyanet, Türk toplumu için önemli bir kurumdur. Bu kurumun, işleyişi ile ilgili eleştiriler yapılabilir ancak, bu önemli kurumun kapatılmasını istemek doğru değildir. Diyanet’in kapanmasını istemek, toplumun hassasiyetleriyle oynamaktır. Kapatılması gereken Diyanet değil, tüm cemaat, tarikat ve bunlara bağlı olan yurtlardır.

Ebru Oğuzhan Yeter 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat