Cumhuriyetimizin Zübeyde Anası
Cumhuriyetimizin Zübeyde Anası
Zübeyde Hanım’ın ailesi, Konya-Karaman’dan gelerek Selanik ile Manastır arasındaki Vodina Sancağı’na bağlı Sarıgöl de denilen Kayalar Mahiyesine yerleşmişlerdir.
Aile daha sonra Langaza’ya yerleşmiş ve Zübeyde Hanım 1857’de Langaza’da doğmuştur. Fatih Sultan Mehmet döneminde 1466 yılında Karamanoğulları’nın etkisiz hale getirilmesi ile Konya-Karaman’dan göç ettirilen ve Rumeliye iskan ettirilen Yörüklere Konyarlar denir.
İşte Zübeyde Hanım da Sofuzade Yörük, Feyzullah Efendi’nin kızıdır.
Henüz 14 yaşındayken 1871 yılında Selanik’te gümrük muhafaza teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evlenmiştir. Bu evlilikten Fatma, Ömer, Ahmet, Mustafa, Makbule ve Naciye isimli 6 çocuğu olmuş, bunlardan sadece Mustafa ve Makbule yaşamıştır. Yeni bir dünya tarihinin yazılmasını sağlayan, sadece Türk milletine değil, tüm mazlum devletlere ilham olan, Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzü dünyaya getiren Zübeyde ana, anneliğinin yanında zekâsı ve fazileti ile de oğluna ve kuracağı Cumhuriyete, devrimlerine yürekten inanmış ve hep oğlunun yanında olmuştur. Birbirlerine büyük bir aşkla bağlı olan ana oğulun ilişkileri, çok ince detaylar içerirdi. Örneğin, Mustafa Kemal her sabah uyandığında temizliğini yapar, giyinir, ziyaret için annesine haber gönderir ve izin isterdi. Zübeyde Hanım da aynı şekilde hazırlığını yapar hasta yatağında dahi olsa, saçlarını tarar, giyinir ve oğlunu kabul ederdi.
Cumhuriyetimizin Zübeyde Anası
Mustafa Kemal annesinin elini öper, hayır duasını alır ve bir müddet sohbet ederdi. Zübeyde Hanım; oğluna Mustafa, Mustafam, Paşam bazen de sarı paşam diye hitap ederdi. Oğluna daha küçücük çocukken vatan, millet sevgisini aşılayarak büyüttü Zübeyde Hanım. Bir gün annesinde görüşme izni alan Mustafa Kemal, annesinin elini öper, Zübeyde Hanım da oğlunun eline uzanınca Mustafa Kemal, ‘Anne ne yapıyorsun.’ der. İşte Büyük Türk kadının cevabı: “Ben senin annenim, sen benim elimi öpmekle bana karşı olan vazifeni yapıyorsun.
Fakat sen vatanı ve milleti kurtaran bir devlet adamısın.
Ben de bu aziz milletin bir ferdiyim ve senin elini öpebilirim.” demiştir. Dünyaya ve Türk milletine büyük bir devlet adamı kazandıran, Türk milletinin ve Cumhuriyetimizin anası Zübeyde Hanım, İzmir-Karşıyaka’da 14 Ocak 1923 günü vefat ettiğinde ATATÜRK yurt gezilerine çıkıyordu. Haberi Eskişehir’de aldığında yurt gezisini kesmemiş ve İzmir’de sade bir törenle gömülmesini istemiştir. ATATÜRK’ümüzün isteği ve vasiyeti, annesinin mezarı için; “Dağdan iki büyük taş getirilsin. Birini olduğu gibi temel üzerine tespit ettirir, diğerini baş tarafına diktirirsiniz. Taşın bir yerini biraz düzelttirip, ‘ATATÜRK’ün annesi Zübeyde burada yatmaktadır.’ diye yazdırır altına da ölüm tarihini yazdırırsanız bu yeterlidir.” demiştir. İzmir Belediyesi Karşıyaka’da Ferik Osmanpaşa Camii avlusu içinde daha sonra etrafı park yapılmak üzere bu vasiyeti 1940 yılında yerine getirmiştir. ATATÜRK, ‘’Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacatır’’ derken, Türkiye Cumhuriyetinin nasıl sağlam temeller üzerine kurulduğuna, Türk milletinin birleştirici gücüne, zekasına, vatan sevgisine güvenmişti. Türk kadınına son derece değer veren Mustafa Kemal ATATÜRK şu sözleriyle, Türk analarına olan güvenini ne güzel dile getiriyor. ‘’İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben Mustafa Kemal, öteki milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal. Ben onu temsil ediyorum. Her hangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa, beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk analar daha Mustafa Kemal’ler doğurmayacak mı? Feyiz milletindir, benim değildir’’ Bu sözlerin, bu yaşamın, bu değerli ananın bütün Türk kadınlarına örnek olmasını diliyoruz. Tüm dünyanın hayranlık duyduğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve Cumhuriyetimizin anası büyük Türk kadını Zübeyde hanım’ı saygıyla, rahmet ve özlemle anıyoruz.
Ebru Oğzuhan Yeter
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.