Cumhuriyet

Yazarlar 29.10.2017 - 02:26, Güncelleme: 20.06.2023 - 21:13 20462+ kez okundu.
 

Cumhuriyet

Cumhuriyet; en basit tanımıyla ‘halkın kendi kendini yönetmesidir’, tanımı basit diye içeriği de basit midir?
Demokrasi, hak, hukuk, özgürlük, laiklik, eşitlik…uzun bir destan Cumhuriyet… Mustafa Kemal ATATÜRK, devleti kurmadan önce yönetim şeklini seçmişti. Tek kişinin değil halkın sözü geçsin istemişti. İstese şah, padişah, halife, vezir, sadrazam, tek adam olacakken illa da Cumhuriyet demişti. Neden diye hiç düşündünüz mü? Ömrünü vatan ve milleti için harcamış bir adam. Adam dediysek adam gibi adam. Kadına seçme-seçilme hakkını Avrupa’dan önce vermiş, çağdaş, müreffeh, mutlu bir ülke istemiş; kula kulluğu değil Allah’a kulluğu, bireye vatandaşlığı hedeflemiş fabrikalar kurmuş, tarım reformu yapmış eğitime hak ettiği değeri vermiş; köylü, öğretmen, sanatçıyı baş tacı yapmış 15 yıllık bir sürede 150 yıllık devrimler gerçekleştirmiş; dedik ya adam gibi adam… 29 Ekim 2017 Cumhuriyet’in 94. yılı bütün bunlar göz önüne alınarak düşünülmeli… Yani yolculuk daha bitmedi. 80 milyon bu duygularla bayramı değerlendirmeli… Cumhuriyet Bayramı sadece takvimde yazan ‘önemli gün ve hafta’ değil; özgürlük, bağımsızlık, gelecek, demokrasiyle taçlanacak kocaman bir ömür hepimiz için… Hangi parti, hangi siyasi görüş, din, dil, ırk, cinsiyetten olduğumuz fark etmez. Cumhuriyet, dört elle sarılacağımız bir sevgi bizim için. İçinde yaşadığımız topraklar malum. Dört bir yanımız kan, savaş, gözyaşı, zulüm… Laiklikle yönetilen Türkiye Cumhuriyeti hariç huzur yok bu rejimlerde. Hiç düşündünüz mü neden? Müslüman coğrafyası barışın, özgürlüğün, kardeşliğin, umudun iklimi olması gerekirken neden hep kan akıyor gözyaşlarında? Atatürk ve şehitlerimizin kurduğu bu güzel ülkeyi -başta kendimiz için- yaşanır, mutlu, çağdaş, herkesin eşit olduğu bir ülke yapmak zorundayız. İstersek başarabiliriz. İstersek önümüzde kimse duramaz. İstersek dağ olsa dayanamaz. Suudi Arabistan bile ılımlı, demokratik bir rejime geçme kararı aldı. Bizse elimizdekilerin kıymetini bilmeden, kaybetmek derdindeyiz. Evinde huzurun yoksa mutsuz, yorgun, çaresiz hissedersin, kızgın olursun çoğu zaman. Nedensiz öfkelenir çatacak yer ararsın ve hatta kavga edersin. Vatan da senin evin..! Başka vatan, başka Türkiye yok! Evini terk edip gidemiyorsun; evladından-eşinden, anandan-babandan kopamıyorsun, sorunları çözmek için çabalıyorsun… Evet, bazen tökezleyip düşüyorsun ama sonunda ayağa kalkıp mücadeleye devam ediyorsun..! Ülken için ayağa kalkmayacak mısın, elini bile kıpırdatmayacak mısın? Ne bekliyorsun; geleceğine, evine, yuvana, özgürlüğüne, sevdana, aşkına sahip çıkmayacak mısın? Cumhuriyet ’i-her daim-kutlamayacakmısın? Bilgin Apaydın
Cumhuriyet; en basit tanımıyla ‘halkın kendi kendini yönetmesidir’, tanımı basit diye içeriği de basit midir?

Demokrasi, hak, hukuk, özgürlük, laiklik, eşitlik…uzun bir destan Cumhuriyet… Mustafa Kemal ATATÜRK, devleti kurmadan önce yönetim şeklini seçmişti. Tek kişinin değil halkın sözü geçsin istemişti. İstese şah, padişah, halife, vezir, sadrazam, tek adam olacakken illa da Cumhuriyet demişti.

Neden diye hiç düşündünüz mü?

Ömrünü vatan ve milleti için harcamış bir adam. Adam dediysek adam gibi adam. Kadına seçme-seçilme hakkını Avrupa’dan önce vermiş, çağdaş, müreffeh, mutlu bir ülke istemiş; kula kulluğu değil Allah’a kulluğu, bireye vatandaşlığı hedeflemiş fabrikalar kurmuş, tarım reformu yapmış eğitime hak ettiği değeri vermiş; köylü, öğretmen, sanatçıyı baş tacı yapmış 15 yıllık bir sürede 150 yıllık devrimler gerçekleştirmiş; dedik ya adam gibi adam… 29 Ekim 2017 Cumhuriyet’in 94. yılı bütün bunlar göz önüne alınarak düşünülmeli… Yani yolculuk daha bitmedi. 80 milyon bu duygularla bayramı değerlendirmeli… Cumhuriyet Bayramı sadece takvimde yazan ‘önemli gün ve hafta’ değil; özgürlük, bağımsızlık, gelecek, demokrasiyle taçlanacak kocaman bir ömür hepimiz için… Hangi parti, hangi siyasi görüş, din, dil, ırk, cinsiyetten olduğumuz fark etmez.

Cumhuriyet, dört elle sarılacağımız bir sevgi bizim için.

İçinde yaşadığımız topraklar malum. Dört bir yanımız kan, savaş, gözyaşı, zulüm… Laiklikle yönetilen Türkiye Cumhuriyeti hariç huzur yok bu rejimlerde. Hiç düşündünüz mü neden? Müslüman coğrafyası barışın, özgürlüğün, kardeşliğin, umudun iklimi olması gerekirken neden hep kan akıyor gözyaşlarında? Atatürk ve şehitlerimizin kurduğu bu güzel ülkeyi -başta kendimiz için- yaşanır, mutlu, çağdaş, herkesin eşit olduğu bir ülke yapmak zorundayız. İstersek başarabiliriz. İstersek önümüzde kimse duramaz. İstersek dağ olsa dayanamaz. Suudi Arabistan bile ılımlı, demokratik bir rejime geçme kararı aldı. Bizse elimizdekilerin kıymetini bilmeden, kaybetmek derdindeyiz. Evinde huzurun yoksa mutsuz, yorgun, çaresiz hissedersin, kızgın olursun çoğu zaman. Nedensiz öfkelenir çatacak yer ararsın ve hatta kavga edersin. Vatan da senin evin..! Başka vatan, başka Türkiye yok! Evini terk edip gidemiyorsun; evladından-eşinden, anandan-babandan kopamıyorsun, sorunları çözmek için çabalıyorsun… Evet, bazen tökezleyip düşüyorsun ama sonunda ayağa kalkıp mücadeleye devam ediyorsun..! Ülken için ayağa kalkmayacak mısın, elini bile kıpırdatmayacak mısın? Ne bekliyorsun; geleceğine, evine, yuvana, özgürlüğüne, sevdana, aşkına sahip çıkmayacak mısın? Cumhuriyet ’i-her daim-kutlamayacakmısın?

Bilgin Apaydın

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, ingiltere aile birleşimi sınavı