Bildiklerimiz

Genel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 30.12.2018 - 19:27, Güncelleme: 30.12.2018 - 19:27 2982+ kez okundu.
 

Bildiklerimiz

Bildiklerimiz Yıllar aylar birbirini kovalarken bir yılı daha deviriyoruz. Yeni bir yıla 2019 yılına sadece iki gün kala bu yılın bizler için ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu düşünüyorum. 19 Mayıs 1919 yılının yüzüncü yılını kutlayacağımız, bir milletin kaderinin değiştiği dönemin yüzüncü yılına doğru adım adım ilerliyoruz. Bu yılın herşeyden daha çok kutlu ve mutlu bir yıl olması gerekirken. Birde bakmışız ki etrafımız tam yüzyıl öncesinin ateş çemberine dönüvermiş... Bizi yüzyıl öncesine götüren sonun başlangıcı neydi? Bir çoğumuz karşı devrimin 11 Kasım 1938’de başladığı konusunda hem fikiriz. Atatürk’ün vefatının ardından; TBMM oyları ile  İsmet inönü Cumhurbaşkanı seçildi. Seçilen İnönü hükümeti önce İngiltere ile, daha sonra Fransa ile ittifak antlaşmaları imzaladı. Türkiye 12 Mayıs 1939’da İngiltere, 23 Haziran’da da Fransa ile iki ayrı deklarasyona imza attı. Sovyetler Birliği’nde büyük rahatsızlık yaratan bu deklarasyonlar, 19 Ekim 1939 tarihinde İngiltere, Fransa ve Türkiye arasındaki Üçlü İttifak Anlaşması durumuna getirildi. 1 Nisan 1939 ve 1 Şubat 1945’te ise, ABD ile imtiyaz antlaşmaları imzalandı. Bu Antlaşmaların ardından, Sovyetler Birliği ile ilişkiler bozulmuş, Almanya’nın tepkisi çekilmiş ve hemen hiçbir şey kazanılmamıştı. Buna karşılık çok önemli bir şey yitirilmişti. Onbeş yıl boyunca uygulanan, sınır komşuları dahil dünyanın tüm ülkelerine güven veren, bağımsız ve bağlantısız. Kemalist dış politikadan vazgeçilmiş ve yeniden “Batıya bağlanma” sürecine girilmişti; Atatürk’ün yaptığı uyarılar ve bıraktığı vasiyet yerine getirilmemişti. Üçlü ittifak anlaşmasıyla yapılan şey; açık ve anlaşılır biçimde: -tam bağımsızlıkta ödünsüzlük ile -kendi gücüne dayanma ve Batı’yla eşit ilişkiler temeline dayanan Atatürkçü dış politikadan uzaklaşmaktı. Diyerek, tane tane anlatıyor Prof. Dr. Cihan Dura hocamız. Bizleri aydınlatırken asıl bilmemiz gereken en temel bilgilere dikkat çekiyor... Milletin varlığı ve korunması, Millî Egemenlik İlkesi ile birlikte Tam Bağımsızlık İlkesine bağlıdır. Bu iki ilkenin gerekleri ne derecede yerine getirilirse, devlet ve milletin varlığının dokunulmazlığı, devamlılığı ve gelişip sağlamlaşması da o derecede garanti altına alınmış olur. Prof. Dr. Cihan Dura, bizlere ‘’ Koca Çınar ‘’ adını verdiği bir şema öğretti ve bende bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. ‘’Koca Çınar’’ın başını Milliyetçilik çekiyor.. Atatürk Türk Milliyetçiliğini şöyle tanımlıyor: ‘’ Türk milliyetçiliği Türk toplumunun kendine özgü karakterini ve bağımsız kimliğini korumak demektir. Ancak aynı zamanda ilerleme ve gelişme yolunda, bütün çağdaş uluslarla uyum içinde yürümek demektir.’’ Çağdaşlaşma yolunda ilerleyen Türk ulusu kendi benliğini ve varlığını tarihsel köklerine sahip çıkarak elde edecektir. Ulus devlet yapısını karşı direniş olarak kullanmayı öğrenmeliyiz. Türk milliyetçiliği kendine özgün yapısı içinde ikiye ayrılır. 1- Kültür milliyetçiliği; Bin yıldır bu topraklarda birarada yaşayanlar bir kültür ortaklığı inşa ederek biz olmayı başarmışlardır. Atatürk milliyetçiliği aşiret düzenini aşar. Etnik, yöresel, inançsal ayırımların ötesine geçer. Irkçılıktan uzaklaşır ve birleştirici olur. Türk’lük tanımı için Anayasamıza kulak verelim: Anayasa'nın 66. maddesine göre, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." Atatürk'ün Türklük tanımı : "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir." 2- Türk Milliyetçiliği Anti-Emperyalisttir: Türk milliyetçiliği bir mazlum milletler  milliyetçiliği olduğundan dolayıdır ki sömürgeciliğe karşı ve anti-emperyalisttir. Atatürk milliyetçiliği ayrıca bilimseldir, insancıl ve barışçıdır. Çağdaştır, taklitçi ve bencil değildir, içe kapanmaz. Bilmiş olduğumuz bilgileri tekrar etmekte hiçbir sakınca görmediğim bilakis çok tekrarla bu bilgilerin zihnimize ve hayat tarzımıza yerleşmesini istediğim için sizlerle paylaştım ve paylaşmaya devam edeceğim... Daha çok bilgi edinmek isteyen herkes Prof. Dr Cihan Dura hocamızın hazırladığı Birinci Görev Okulu Atatürkçü Öğreti Dersleri kitabına internet üzerinden pdf olarak ulaşabilir. 2019 yılı hepimiz için bir dönüm noktası olması en büyük dileğimdir. Milli egemenliğine sahip, tam bağımsız bir Türkiye için hepinize iyi yıllar dilerim. Meltem Karakoyun 30 Aralık 2018

Bildiklerimiz

Yıllar aylar birbirini kovalarken bir yılı daha deviriyoruz. Yeni bir yıla 2019 yılına sadece iki gün kala bu yılın bizler için ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu düşünüyorum.

19 Mayıs 1919 yılının yüzüncü yılını kutlayacağımız, bir milletin kaderinin değiştiği dönemin yüzüncü yılına doğru adım adım ilerliyoruz.

Bu yılın herşeyden daha çok kutlu ve mutlu bir yıl olması gerekirken. Birde bakmışız ki etrafımız tam yüzyıl öncesinin ateş çemberine dönüvermiş...

Bizi yüzyıl öncesine götüren sonun başlangıcı neydi?

Bir çoğumuz karşı devrimin 11 Kasım 1938’de başladığı konusunda hem fikiriz.

Atatürk’ün vefatının ardından; TBMM oyları ile  İsmet inönü Cumhurbaşkanı seçildi. Seçilen İnönü hükümeti önce İngiltere ile, daha sonra Fransa ile ittifak antlaşmaları imzaladı.

Türkiye 12 Mayıs 1939’da İngiltere, 23 Haziran’da da Fransa ile iki ayrı deklarasyona imza attı.

Sovyetler Birliği’nde büyük rahatsızlık yaratan bu deklarasyonlar, 19 Ekim 1939 tarihinde İngiltere, Fransa ve Türkiye arasındaki Üçlü İttifak Anlaşması durumuna getirildi.

1 Nisan 1939 ve 1 Şubat 1945’te ise, ABD ile imtiyaz antlaşmaları imzalandı.

Bu Antlaşmaların ardından, Sovyetler Birliği ile ilişkiler bozulmuş, Almanya’nın tepkisi çekilmiş ve hemen hiçbir şey kazanılmamıştı.

Buna karşılık çok önemli bir şey yitirilmişti. Onbeş yıl boyunca uygulanan, sınır komşuları dahil dünyanın tüm ülkelerine güven veren, bağımsız ve bağlantısız.

Kemalist dış politikadan vazgeçilmiş ve yeniden “Batıya bağlanma” sürecine girilmişti; Atatürk’ün yaptığı uyarılar ve bıraktığı vasiyet yerine getirilmemişti.

Üçlü ittifak anlaşmasıyla yapılan şey; açık ve anlaşılır biçimde:

-tam bağımsızlıkta ödünsüzlük ile

-kendi gücüne dayanma ve Batı’yla eşit ilişkiler temeline dayanan Atatürkçü dış politikadan uzaklaşmaktı.

Diyerek, tane tane anlatıyor Prof. Dr. Cihan Dura hocamız. Bizleri aydınlatırken asıl bilmemiz gereken en temel bilgilere dikkat çekiyor...

Milletin varlığı ve korunması, Millî Egemenlik İlkesi ile birlikte Tam Bağımsızlık İlkesine bağlıdır. Bu iki ilkenin gerekleri ne derecede yerine getirilirse, devlet ve milletin varlığının dokunulmazlığı, devamlılığı ve gelişip sağlamlaşması da o derecede garanti altına alınmış olur.

Prof. Dr. Cihan Dura, bizlere ‘’ Koca Çınar ‘’ adını verdiği bir şema öğretti ve bende bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘’Koca Çınar’’ın başını Milliyetçilik çekiyor..

Atatürk Türk Milliyetçiliğini şöyle tanımlıyor: ‘’ Türk milliyetçiliği Türk toplumunun kendine özgü karakterini ve bağımsız kimliğini korumak demektir. Ancak aynı zamanda ilerleme ve gelişme yolunda, bütün çağdaş uluslarla uyum içinde yürümek demektir.’’

Çağdaşlaşma yolunda ilerleyen Türk ulusu kendi benliğini ve varlığını tarihsel köklerine sahip çıkarak elde edecektir. Ulus devlet yapısını karşı direniş olarak kullanmayı öğrenmeliyiz.

Türk milliyetçiliği kendine özgün yapısı içinde ikiye ayrılır.

1- Kültür milliyetçiliği; Bin yıldır bu topraklarda birarada yaşayanlar bir kültür ortaklığı inşa ederek biz olmayı başarmışlardır. Atatürk milliyetçiliği aşiret düzenini aşar. Etnik, yöresel, inançsal ayırımların ötesine geçer. Irkçılıktan uzaklaşır ve birleştirici olur.

Türk’lük tanımı için Anayasamıza kulak verelim: Anayasa'nın 66. maddesine göre, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür."

Atatürk'ün Türklük tanımı : "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir."

2- Türk Milliyetçiliği Anti-Emperyalisttir: Türk milliyetçiliği bir mazlum milletler  milliyetçiliği olduğundan dolayıdır ki sömürgeciliğe karşı ve anti-emperyalisttir.

Atatürk milliyetçiliği ayrıca bilimseldir, insancıl ve barışçıdır.

Çağdaştır, taklitçi ve bencil değildir, içe kapanmaz.

Bilmiş olduğumuz bilgileri tekrar etmekte hiçbir sakınca görmediğim bilakis çok tekrarla bu bilgilerin zihnimize ve hayat tarzımıza yerleşmesini istediğim için sizlerle paylaştım ve paylaşmaya devam edeceğim...

Daha çok bilgi edinmek isteyen herkes Prof. Dr Cihan Dura hocamızın hazırladığı Birinci Görev Okulu Atatürkçü Öğreti Dersleri kitabına internet üzerinden pdf olarak ulaşabilir.

2019 yılı hepimiz için bir dönüm noktası olması en büyük dileğimdir. Milli egemenliğine sahip, tam bağımsız bir Türkiye için hepinize iyi yıllar dilerim.

Meltem Karakoyun

30 Aralık 2018

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, evden eve nakliyat, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck