Başkanlar Kent Konseylerini anlattı
Balıkesir Haberleri
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
18.11.2021 - 16:10, Güncelleme:
18.11.2021 - 16:10 1883+ kez okundu.
Başkanlar Kent Konseylerini anlattı
Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin düzenlediği 3. Kent Konseyleri Sempozyumu Balıkesir’de başladı. “Geleceğin Kentlerinde İş Birliği ve Dayanışma” temasıyla düzenlenen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu 21 Kasım tarihine kadar devam edecek.Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nun açılışında Belediye Başkanları Özel Oturumu düzenlendi. Yalova İl Genel Meclis Başkanı Hasan Soygüzel moderatörlüğünde düzenlenen Belediye Başkanları Oturumunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Balıkesir Büşükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir konuşmacı olarak katıldı.Dolu dolu 3 günSalgı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nda daha sonra Türkiye Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanı Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı’nın selamlama konuşmasıyla devam etti. Belediye Başkanları Özel Oturumunun düzenlenmesinin ardından sempozyum program dahilinde devam etti. 21 Kasım’a kadar sürecek sempozyumda 25 akademik, 100 sözlü bildirim sunumunun yanı sıra konferans, panel ve sosyal etkinlikler içerecek. Türkiye genelinden 350 Kent Konseyi Başkanı ile 200’e yakın akademisyenin yer alacağı sempozyumda katılımcılıktan sürdürülebilir kalkınmaya, çevre ve iklim değişikliğinden göç olgusuna, kent kimliğinden kentler arasındaki dayanışmaya kadar tüm yönleriyle kent konseyleri ele alınacak.Başkanlar Özel Oturumu ilgi gördüTürkiye Kent Konseyleri Birliği’nin Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nun açılışında Belediye Başkanları Özel Oturumu büyük ilgi gördü. Oturumda Ankara, Kocaeli ve Balıkesir Büyükşehir belediye Başkanları ile Ardahan Belediye Başkanı Kent Konseyleri hakkında görüşlerini açıkladı.Mansur Yavaş: “Kent konseyinin önemi nedir?”Sempozyumdaki Belediye Başkanları Özel Oturumunda ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş söz aldı. Yavaş konuşmasında ortak aklın öneminden kent konseylerinin statüsünün daha güçlendirilmesi gerektiği ile katılım kültürünün yerel yönetimlerde teşvik edilmesi konularından bahsetti. Mansur Yavaş, “Kent Konseyinin önemi nedir? Her şeyden önce buna bir bakmak lazım. Çünkü ünlü bir söz var “bir kentin yönetimini bir kişiye verirseniz o kişi o kenti abad da edebilir, harap da edebilir.” İl belirtmeden söyleyeceğim; bir belediye başkanımız bundan 7-8 yıl öncesinin parasıyla Anadolu’da bir yerde tam 22 milyon liraya düğün salonu yapmış. O kentin aciliyeti gerçekten düğün salonu muydu? Eğer aciliyet düğün salonuysa 22 milyonluk bir düğün salonu mu gerekiyordu? Buna benzer maalesef belediye başkanlarımızın proje olarak ortaya sundukları, aslında halkın parasını harcıyorlar. Bazen gerçekten iyi sonuç verebilen ama bazen de batık projeler mutlaka oluyor. Bunun önüne geçmenin bir tek çaresi var. Seçimden önce çok beğendiğim bir söz vardı; “ödeyen karar verir.” Çünkü bu harcadığımız paralar bizim kişisel paralarımız değil. Eğer biz başkasının parasını harcıyorsak o zaman çok daha dikkatli olmamız lazım. Kendi paramızı harcamayacağımız bir yere vatandaşın parasını hiç harcamamamız lazım. Dolayısıyla bütün dünyada geçerli olan bir sistem var. Ortak akılla kenti yönetmek, şeffaf olmak, hesap vermektir. Eğer kenti ortak akılla yönetecekseniz çoğunluğun verdiği yanlış karar bir kişinin verdiği doğru karardan daha önemli ve daha doğrudur. Çünkü ortak bir karardır, ortak kararın sonucuna hep beraber katlanılır. Ama bir kişinin verdiği karar sonucu o kentte büyük harabet meydana geliyorsa o zaman bir kişi bütün şimşekleri üzerine çekiyor. Bu dönemde ben hep şunu söylüyordum; öyle bir Kent Konseyi kuralım ki o kent konseyi benim bütün suçumu, günahımı üstüne alsın. Yani daha doğrusu onlar bize önersin, ortak bir karar çıksın, bunu biz hayata geçirelim. Bu bence iyi bir yönetici için çok önemli bir şey. Yani iyi bir yönetici modeli düşünün sizin adınıza binlerce insan toplanıyor, kentin önemli bir sorunu hakkında tartışıyor. Çünkü o sorunla ilgili çok peşin hükümle yaklaşanlar olur, baştan ret diyen insanlar olur. Dolayısıyla bu konu uzun uzun tartışıldığı takdirde ulaşılan sonuç da en azından iyi bir yönetim modeli olarak hayata geçirilir.“Bin 200 STÖ ve 5 bin gönüllü”Ankara’da yapılan bin 200 kadar sivil toplum kuruluşu ve 5 bini aşkın gönüllü yer alıyor. Bazen ben evden çıkmadan sosyal medyayı açtığımda o soğuk havada her renkten insanın bir araya gelip kış gününde kentin sorunlarına çare aradığını gördüm. Tabi burada sorunlar da yaşanıyor. Kent Konseyi bir karar aldığı zaman belediye başkanının da bunu uygulaması lazım. Maalesef şu an başkana bağlı bir hadise. Çünkü Kent Konseylerinin kurulması kanununda değişiklik yapılırken önce tasarı şöyle başladı; meslek odaları, sivil toplum kuruluşlarından ve belediye meclisinin ilgili kuruluşlarından görüş alınır diye kapandı. Ama aslında bunların bir şekilde belediye meclisinde aktif hale getirilip orada dava açma hakkının tanınması ve oy hakkının da olması bence çok daha doğru olacaktır. Çünkü bu günkü belediye meclisleri yapılarımız maalesef bir kent konseyinin işlevine sahip değil. Biz Ankara’da adeta bir özgüven patlaması yaşadık. Her kesimden herkesi çağırdık. Bunu yaparken de şununla karşılaştık; bizim bir danışma kurulumuz var. Burada Murat Karayalçın’da var, Murat Tuna da var. Mutlaka sizler de bulunduğunuz kentlerde herhalde karşılaşıyorsunuzdur “bu var, bu niye var.” Peki, niye olmasın? “O bizden değil.” Maalesef Türkiye bundan çok çekti. Aliya İzzetbegoviç’in meşhur bir sözü var; “Düşmanınıza benzediğiniz zaman yenilirsiniz” diyor. Tabi bu düşman olarak kimseyi gördüğümüzden değil ama yıllarca eleştirip, ötekileştirilmekten şikayet edip sizde bir başkasını ötekileştiriyorsanız o zaman kimsenin şikayet etme hakkı yoktur. Dolayısıyla böyle pozitif bir ortamda şunu da fark ettik ki her görüşten insanlar saatlerce oturuyor, konuşuyor, tartışıyor ve önünüze bunları sunuyorlar. Bunun sonucunda biz iki tane ödül aldık" diye konuştu.Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın: “Siyaseten miyobuz”Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise konuşmasında geleceğin kentlerinin ne tür risklerin beklediğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Büyükakın ayrıca kent konseylerinin küresel sorunların yereldeki etkilerin azaltılmasına yönelik neler yapılmasına ilişkin yeni bir odaklanma içerisine girmesinin yararlı olacağını ifade etti. Konuşmasında belediye bütçelerinin bir kısmının sivil toplum kuruluşlarının kullanımı için ayrılması teklifinde bulunan Tahir Büyükakın, buna yönelik bir düzenlemenin yapılması gerektiğini kaydetti. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Bende siyaset yapıyorum bizim yaptığımız işin doğasına ilişkin meseleler var. Bizler 5 yıllık dönemler için seçiliyoruz. Bir siyasetçiden bunları duymak size garip gelebilir. Biz miyobuz. önümüzdeki 5 yıllık süreyi görürüz. Ama şehirlerin meseleleri bazen uzun vadeli işler gerektirir. Örneğin kentsel dönüşüm. Bugün çalışmaya başlasanız üzerindeki yapıların arsa sahiplerine ait olmadığını araştırmak, göründüğü katların gerçekten tapulu olup olmadığı konusunda çalışma yapmaya başladığınızda hele hele varisler marisler gibi konular gündeme geldiğinde orası için bir kentsel dönüşüm yapmak istediğinizde zaten 5 yıl gerektiğini görürsünüz. Fakat bu süre zarfı içinde bir başkanın dönemi bitiyor. Ancak hazır projeleri başkanlar hayata sokabilirler. Bir tarafta kentsel dönüşüm gibi bir gerçek. Mesela Kocaeli, İstanbul gibi deprem riski altındaki şehirlerde bir taraftan bunu yapmanız gerekirken diğer taraftan 5 yıllık bu dönemle ilgili hesapları yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla Politikacıların, miyopluğu, görme bozukluğu, çaresizliği neyle çözümlenecek, büyük meseleler ile küçük meseleler arasındaki bağ nasıl kurulacak işte bunun tam adresi kent konseyidir" ifadelerini kullandı.Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz: “Kent konseyleri demokratik olmalı”Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise yaptığı değerlendirmelerde kent konseylerinin hep şehrin ortak aklını temsil ettiğini ifade etti. Yücel Yılmaz bununla birlikte kent konseylerinin aynı zamanda şehrin onurunu, asaletini de temsil ettiğini kaydetti. Yılmaz şehrin yöneticilerine sahip çıkma anlamında kent konseylerinin önemli olduğuna vurgu yaptı. Yücel Yılmaz, “Bir belediye başkanı bence demokratik seçiliyor. Halka manifestosunu açıklayarak seçiliyor. En çok oyu alan seçiliyor. Nüfusu oranlı meclis üyeleriyle başa geliyor. Belediye başkanlarının yetki ve sorunluluklarını herkesin farklı algıladığı bir süreç yaşadım ben. Hele hele Balıkesir gibi ir şehrin ikiye bölünmesi ve tüm şehir olarak bütünşehir olması. Belediye Başkanlarının liyakati, özgeçmişi sorgulanmıyor. Sanki o işler için özel yetişmiş her şeyi ile dört dörtlük alt yapısı hazır sanılıyor. Bir Belediye Başkanı en büyük görevi şehri temsil etmektir. Bunu bıçağı elinde her şeye o karar veriyor ve kesiyor konumlandırıyor şekline sokarsa o şehir Mansur Başkanın söylediği gibi tek bir akıl çokta iyi yapabilir çokta kötüye götürebilir. Bunun sigortaları ve planlanmış yol haritası olması lazım. Belediye Başkanı bütünü bir arada korumalı. Bütün kaynağı da tek tarafa değil grupların beklentileri aralığında karşılayabilir olmalı.“Şehirler sürdürülebilir hedeflere hep beraber karar vermeli”Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin şehrin hep beraber karar vermesi lazım. 17 tane sürdürülebilir kalkınma hedefi var. stratejik planı doğru yapması lazım. Bu kavramların altı dolumu evet dolu. Belediye Başkanın yapması gerekenler doğru. Bütçe yapıyorsun, performans programı geliştiriyorsun, strateji geliştiriyorsun. Bunu millet biliyor mu? Bunlar yapılırken planlanarak mı yapılıyor yoksa uydurularak mı yapılıyor. Bu süreçlerde şehirli ve siyasetçi hemhal olup mantıklı birlikte karar veriyor mu? O zaman X partisi de gelse "Bu projeler bizim projemiz değildi. Buradaki kalsın biz yeni bir şeyler yapalım halk bizden yeni bir şeyler itiyor." Buna devam edersek onun yapmış olduğu ile anılır korkusu olmaz. Şehir karar verecek biz uygulayıcısı olacağız” ifadelerini kullandı.Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir: “Planlama önemli”Başkanlar Özel Oturumunda en son olarak konuşan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir de Ardahan özelinde dayanışma ve iş birliği anlamında deneyim ve tecrübelerini paylaştı. Demir, “Dünyanın bütün insanları bir ay sadece kırmızı et yese herhalde 1-2 derece ya da 3 derece Dünya’nın ısısı artıyor. Bu kadar ciddi planlamaya ihtiyaç var onun için Cumhuriyet kurulurken daha sonra ki gelen hükümetler Türkiye’de bir Devlet Planlama Teşkilatı kurmuşlardı. Plansız hiçbir şey olmaz, aylık maaşınızı bile planlamak zorundasınız” diye konuştu.Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin düzenlediği 3. Kent Konseyleri Sempozyumunun açılışında gerçekleştirilen Belediye Başkanları Özel Oturumu’nun ardından plaket ve hediye takdimi gerçekleştirildi.
Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin düzenlediği 3. Kent Konseyleri Sempozyumu Balıkesir’de başladı. “Geleceğin Kentlerinde İş Birliği ve Dayanışma” temasıyla düzenlenen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu 21 Kasım tarihine kadar devam edecek.
Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nun açılışında Belediye Başkanları Özel Oturumu düzenlendi. Yalova İl Genel Meclis Başkanı Hasan Soygüzel moderatörlüğünde düzenlenen Belediye Başkanları Oturumunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Balıkesir Büşükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir konuşmacı olarak katıldı.
Dolu dolu 3 gün
Salgı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nda daha sonra Türkiye Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanı Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı’nın selamlama konuşmasıyla devam etti. Belediye Başkanları Özel Oturumunun düzenlenmesinin ardından sempozyum program dahilinde devam etti. 21 Kasım’a kadar sürecek sempozyumda 25 akademik, 100 sözlü bildirim sunumunun yanı sıra konferans, panel ve sosyal etkinlikler içerecek. Türkiye genelinden 350 Kent Konseyi Başkanı ile 200’e yakın akademisyenin yer alacağı sempozyumda katılımcılıktan sürdürülebilir kalkınmaya, çevre ve iklim değişikliğinden göç olgusuna, kent kimliğinden kentler arasındaki dayanışmaya kadar tüm yönleriyle kent konseyleri ele alınacak.
Başkanlar Özel Oturumu ilgi gördü
Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nun açılışında Belediye Başkanları Özel Oturumu büyük ilgi gördü. Oturumda Ankara, Kocaeli ve Balıkesir Büyükşehir belediye Başkanları ile Ardahan Belediye Başkanı Kent Konseyleri hakkında görüşlerini açıkladı.
Mansur Yavaş: “Kent konseyinin önemi nedir?”
Sempozyumdaki Belediye Başkanları Özel Oturumunda ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş söz aldı. Yavaş konuşmasında ortak aklın öneminden kent konseylerinin statüsünün daha güçlendirilmesi gerektiği ile katılım kültürünün yerel yönetimlerde teşvik edilmesi konularından bahsetti. Mansur Yavaş, “Kent Konseyinin önemi nedir? Her şeyden önce buna bir bakmak lazım. Çünkü ünlü bir söz var “bir kentin yönetimini bir kişiye verirseniz o kişi o kenti abad da edebilir, harap da edebilir.” İl belirtmeden söyleyeceğim; bir belediye başkanımız bundan 7-8 yıl öncesinin parasıyla Anadolu’da bir yerde tam 22 milyon liraya düğün salonu yapmış. O kentin aciliyeti gerçekten düğün salonu muydu? Eğer aciliyet düğün salonuysa 22 milyonluk bir düğün salonu mu gerekiyordu? Buna benzer maalesef belediye başkanlarımızın proje olarak ortaya sundukları, aslında halkın parasını harcıyorlar. Bazen gerçekten iyi sonuç verebilen ama bazen de batık projeler mutlaka oluyor. Bunun önüne geçmenin bir tek çaresi var. Seçimden önce çok beğendiğim bir söz vardı; “ödeyen karar verir.” Çünkü bu harcadığımız paralar bizim kişisel paralarımız değil. Eğer biz başkasının parasını harcıyorsak o zaman çok daha dikkatli olmamız lazım. Kendi paramızı harcamayacağımız bir yere vatandaşın parasını hiç harcamamamız lazım. Dolayısıyla bütün dünyada geçerli olan bir sistem var. Ortak akılla kenti yönetmek, şeffaf olmak, hesap vermektir. Eğer kenti ortak akılla yönetecekseniz çoğunluğun verdiği yanlış karar bir kişinin verdiği doğru karardan daha önemli ve daha doğrudur. Çünkü ortak bir karardır, ortak kararın sonucuna hep beraber katlanılır. Ama bir kişinin verdiği karar sonucu o kentte büyük harabet meydana geliyorsa o zaman bir kişi bütün şimşekleri üzerine çekiyor. Bu dönemde ben hep şunu söylüyordum; öyle bir Kent Konseyi kuralım ki o kent konseyi benim bütün suçumu, günahımı üstüne alsın. Yani daha doğrusu onlar bize önersin, ortak bir karar çıksın, bunu biz hayata geçirelim. Bu bence iyi bir yönetici için çok önemli bir şey. Yani iyi bir yönetici modeli düşünün sizin adınıza binlerce insan toplanıyor, kentin önemli bir sorunu hakkında tartışıyor. Çünkü o sorunla ilgili çok peşin hükümle yaklaşanlar olur, baştan ret diyen insanlar olur. Dolayısıyla bu konu uzun uzun tartışıldığı takdirde ulaşılan sonuç da en azından iyi bir yönetim modeli olarak hayata geçirilir.
“Bin 200 STÖ ve 5 bin gönüllü”
Ankara’da yapılan bin 200 kadar sivil toplum kuruluşu ve 5 bini aşkın gönüllü yer alıyor. Bazen ben evden çıkmadan sosyal medyayı açtığımda o soğuk havada her renkten insanın bir araya gelip kış gününde kentin sorunlarına çare aradığını gördüm. Tabi burada sorunlar da yaşanıyor. Kent Konseyi bir karar aldığı zaman belediye başkanının da bunu uygulaması lazım. Maalesef şu an başkana bağlı bir hadise. Çünkü Kent Konseylerinin kurulması kanununda değişiklik yapılırken önce tasarı şöyle başladı; meslek odaları, sivil toplum kuruluşlarından ve belediye meclisinin ilgili kuruluşlarından görüş alınır diye kapandı. Ama aslında bunların bir şekilde belediye meclisinde aktif hale getirilip orada dava açma hakkının tanınması ve oy hakkının da olması bence çok daha doğru olacaktır. Çünkü bu günkü belediye meclisleri yapılarımız maalesef bir kent konseyinin işlevine sahip değil. Biz Ankara’da adeta bir özgüven patlaması yaşadık. Her kesimden herkesi çağırdık. Bunu yaparken de şununla karşılaştık; bizim bir danışma kurulumuz var. Burada Murat Karayalçın’da var, Murat Tuna da var. Mutlaka sizler de bulunduğunuz kentlerde herhalde karşılaşıyorsunuzdur “bu var, bu niye var.” Peki, niye olmasın? “O bizden değil.” Maalesef Türkiye bundan çok çekti. Aliya İzzetbegoviç’in meşhur bir sözü var; “Düşmanınıza benzediğiniz zaman yenilirsiniz” diyor. Tabi bu düşman olarak kimseyi gördüğümüzden değil ama yıllarca eleştirip, ötekileştirilmekten şikayet edip sizde bir başkasını ötekileştiriyorsanız o zaman kimsenin şikayet etme hakkı yoktur. Dolayısıyla böyle pozitif bir ortamda şunu da fark ettik ki her görüşten insanlar saatlerce oturuyor, konuşuyor, tartışıyor ve önünüze bunları sunuyorlar. Bunun sonucunda biz iki tane ödül aldık" diye konuştu.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın: “Siyaseten miyobuz”
Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise konuşmasında geleceğin kentlerinin ne tür risklerin beklediğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Büyükakın ayrıca kent konseylerinin küresel sorunların yereldeki etkilerin azaltılmasına yönelik neler yapılmasına ilişkin yeni bir odaklanma içerisine girmesinin yararlı olacağını ifade etti. Konuşmasında belediye bütçelerinin bir kısmının sivil toplum kuruluşlarının kullanımı için ayrılması teklifinde bulunan Tahir Büyükakın, buna yönelik bir düzenlemenin yapılması gerektiğini kaydetti. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Bende siyaset yapıyorum bizim yaptığımız işin doğasına ilişkin meseleler var. Bizler 5 yıllık dönemler için seçiliyoruz. Bir siyasetçiden bunları duymak size garip gelebilir. Biz miyobuz. önümüzdeki 5 yıllık süreyi görürüz. Ama şehirlerin meseleleri bazen uzun vadeli işler gerektirir. Örneğin kentsel dönüşüm. Bugün çalışmaya başlasanız üzerindeki yapıların arsa sahiplerine ait olmadığını araştırmak, göründüğü katların gerçekten tapulu olup olmadığı konusunda çalışma yapmaya başladığınızda hele hele varisler marisler gibi konular gündeme geldiğinde orası için bir kentsel dönüşüm yapmak istediğinizde zaten 5 yıl gerektiğini görürsünüz. Fakat bu süre zarfı içinde bir başkanın dönemi bitiyor. Ancak hazır projeleri başkanlar hayata sokabilirler. Bir tarafta kentsel dönüşüm gibi bir gerçek. Mesela Kocaeli, İstanbul gibi deprem riski altındaki şehirlerde bir taraftan bunu yapmanız gerekirken diğer taraftan 5 yıllık bu dönemle ilgili hesapları yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla Politikacıların, miyopluğu, görme bozukluğu, çaresizliği neyle çözümlenecek, büyük meseleler ile küçük meseleler arasındaki bağ nasıl kurulacak işte bunun tam adresi kent konseyidir" ifadelerini kullandı.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz: “Kent konseyleri demokratik olmalı”
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise yaptığı değerlendirmelerde kent konseylerinin hep şehrin ortak aklını temsil ettiğini ifade etti. Yücel Yılmaz bununla birlikte kent konseylerinin aynı zamanda şehrin onurunu, asaletini de temsil ettiğini kaydetti. Yılmaz şehrin yöneticilerine sahip çıkma anlamında kent konseylerinin önemli olduğuna vurgu yaptı. Yücel Yılmaz, “Bir belediye başkanı bence demokratik seçiliyor. Halka manifestosunu açıklayarak seçiliyor. En çok oyu alan seçiliyor. Nüfusu oranlı meclis üyeleriyle başa geliyor. Belediye başkanlarının yetki ve sorunluluklarını herkesin farklı algıladığı bir süreç yaşadım ben. Hele hele Balıkesir gibi ir şehrin ikiye bölünmesi ve tüm şehir olarak bütünşehir olması. Belediye Başkanlarının liyakati, özgeçmişi sorgulanmıyor. Sanki o işler için özel yetişmiş her şeyi ile dört dörtlük alt yapısı hazır sanılıyor. Bir Belediye Başkanı en büyük görevi şehri temsil etmektir. Bunu bıçağı elinde her şeye o karar veriyor ve kesiyor konumlandırıyor şekline sokarsa o şehir Mansur Başkanın söylediği gibi tek bir akıl çokta iyi yapabilir çokta kötüye götürebilir. Bunun sigortaları ve planlanmış yol haritası olması lazım. Belediye Başkanı bütünü bir arada korumalı. Bütün kaynağı da tek tarafa değil grupların beklentileri aralığında karşılayabilir olmalı.
“Şehirler sürdürülebilir hedeflere hep beraber karar vermeli”
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin şehrin hep beraber karar vermesi lazım. 17 tane sürdürülebilir kalkınma hedefi var. stratejik planı doğru yapması lazım. Bu kavramların altı dolumu evet dolu. Belediye Başkanın yapması gerekenler doğru. Bütçe yapıyorsun, performans programı geliştiriyorsun, strateji geliştiriyorsun. Bunu millet biliyor mu? Bunlar yapılırken planlanarak mı yapılıyor yoksa uydurularak mı yapılıyor. Bu süreçlerde şehirli ve siyasetçi hemhal olup mantıklı birlikte karar veriyor mu? O zaman X partisi de gelse "Bu projeler bizim projemiz değildi. Buradaki kalsın biz yeni bir şeyler yapalım halk bizden yeni bir şeyler itiyor." Buna devam edersek onun yapmış olduğu ile anılır korkusu olmaz. Şehir karar verecek biz uygulayıcısı olacağız” ifadelerini kullandı.
Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir: “Planlama önemli”
Başkanlar Özel Oturumunda en son olarak konuşan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir de Ardahan özelinde dayanışma ve iş birliği anlamında deneyim ve tecrübelerini paylaştı. Demir, “Dünyanın bütün insanları bir ay sadece kırmızı et yese herhalde 1-2 derece ya da 3 derece Dünya’nın ısısı artıyor. Bu kadar ciddi planlamaya ihtiyaç var onun için Cumhuriyet kurulurken daha sonra ki gelen hükümetler Türkiye’de bir Devlet Planlama Teşkilatı kurmuşlardı. Plansız hiçbir şey olmaz, aylık maaşınızı bile planlamak zorundasınız” diye konuştu.
Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin düzenlediği 3. Kent Konseyleri Sempozyumunun açılışında gerçekleştirilen Belediye Başkanları Özel Oturumu’nun ardından plaket ve hediye takdimi gerçekleştirildi.
Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nun açılışında Belediye Başkanları Özel Oturumu düzenlendi. Yalova İl Genel Meclis Başkanı Hasan Soygüzel moderatörlüğünde düzenlenen Belediye Başkanları Oturumunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Balıkesir Büşükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir konuşmacı olarak katıldı.
Dolu dolu 3 gün
Salgı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nda daha sonra Türkiye Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanı Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı’nın selamlama konuşmasıyla devam etti. Belediye Başkanları Özel Oturumunun düzenlenmesinin ardından sempozyum program dahilinde devam etti. 21 Kasım’a kadar sürecek sempozyumda 25 akademik, 100 sözlü bildirim sunumunun yanı sıra konferans, panel ve sosyal etkinlikler içerecek. Türkiye genelinden 350 Kent Konseyi Başkanı ile 200’e yakın akademisyenin yer alacağı sempozyumda katılımcılıktan sürdürülebilir kalkınmaya, çevre ve iklim değişikliğinden göç olgusuna, kent kimliğinden kentler arasındaki dayanışmaya kadar tüm yönleriyle kent konseyleri ele alınacak.
Başkanlar Özel Oturumu ilgi gördü
Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu’nun açılışında Belediye Başkanları Özel Oturumu büyük ilgi gördü. Oturumda Ankara, Kocaeli ve Balıkesir Büyükşehir belediye Başkanları ile Ardahan Belediye Başkanı Kent Konseyleri hakkında görüşlerini açıkladı.
Mansur Yavaş: “Kent konseyinin önemi nedir?”
Sempozyumdaki Belediye Başkanları Özel Oturumunda ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş söz aldı. Yavaş konuşmasında ortak aklın öneminden kent konseylerinin statüsünün daha güçlendirilmesi gerektiği ile katılım kültürünün yerel yönetimlerde teşvik edilmesi konularından bahsetti. Mansur Yavaş, “Kent Konseyinin önemi nedir? Her şeyden önce buna bir bakmak lazım. Çünkü ünlü bir söz var “bir kentin yönetimini bir kişiye verirseniz o kişi o kenti abad da edebilir, harap da edebilir.” İl belirtmeden söyleyeceğim; bir belediye başkanımız bundan 7-8 yıl öncesinin parasıyla Anadolu’da bir yerde tam 22 milyon liraya düğün salonu yapmış. O kentin aciliyeti gerçekten düğün salonu muydu? Eğer aciliyet düğün salonuysa 22 milyonluk bir düğün salonu mu gerekiyordu? Buna benzer maalesef belediye başkanlarımızın proje olarak ortaya sundukları, aslında halkın parasını harcıyorlar. Bazen gerçekten iyi sonuç verebilen ama bazen de batık projeler mutlaka oluyor. Bunun önüne geçmenin bir tek çaresi var. Seçimden önce çok beğendiğim bir söz vardı; “ödeyen karar verir.” Çünkü bu harcadığımız paralar bizim kişisel paralarımız değil. Eğer biz başkasının parasını harcıyorsak o zaman çok daha dikkatli olmamız lazım. Kendi paramızı harcamayacağımız bir yere vatandaşın parasını hiç harcamamamız lazım. Dolayısıyla bütün dünyada geçerli olan bir sistem var. Ortak akılla kenti yönetmek, şeffaf olmak, hesap vermektir. Eğer kenti ortak akılla yönetecekseniz çoğunluğun verdiği yanlış karar bir kişinin verdiği doğru karardan daha önemli ve daha doğrudur. Çünkü ortak bir karardır, ortak kararın sonucuna hep beraber katlanılır. Ama bir kişinin verdiği karar sonucu o kentte büyük harabet meydana geliyorsa o zaman bir kişi bütün şimşekleri üzerine çekiyor. Bu dönemde ben hep şunu söylüyordum; öyle bir Kent Konseyi kuralım ki o kent konseyi benim bütün suçumu, günahımı üstüne alsın. Yani daha doğrusu onlar bize önersin, ortak bir karar çıksın, bunu biz hayata geçirelim. Bu bence iyi bir yönetici için çok önemli bir şey. Yani iyi bir yönetici modeli düşünün sizin adınıza binlerce insan toplanıyor, kentin önemli bir sorunu hakkında tartışıyor. Çünkü o sorunla ilgili çok peşin hükümle yaklaşanlar olur, baştan ret diyen insanlar olur. Dolayısıyla bu konu uzun uzun tartışıldığı takdirde ulaşılan sonuç da en azından iyi bir yönetim modeli olarak hayata geçirilir.
“Bin 200 STÖ ve 5 bin gönüllü”
Ankara’da yapılan bin 200 kadar sivil toplum kuruluşu ve 5 bini aşkın gönüllü yer alıyor. Bazen ben evden çıkmadan sosyal medyayı açtığımda o soğuk havada her renkten insanın bir araya gelip kış gününde kentin sorunlarına çare aradığını gördüm. Tabi burada sorunlar da yaşanıyor. Kent Konseyi bir karar aldığı zaman belediye başkanının da bunu uygulaması lazım. Maalesef şu an başkana bağlı bir hadise. Çünkü Kent Konseylerinin kurulması kanununda değişiklik yapılırken önce tasarı şöyle başladı; meslek odaları, sivil toplum kuruluşlarından ve belediye meclisinin ilgili kuruluşlarından görüş alınır diye kapandı. Ama aslında bunların bir şekilde belediye meclisinde aktif hale getirilip orada dava açma hakkının tanınması ve oy hakkının da olması bence çok daha doğru olacaktır. Çünkü bu günkü belediye meclisleri yapılarımız maalesef bir kent konseyinin işlevine sahip değil. Biz Ankara’da adeta bir özgüven patlaması yaşadık. Her kesimden herkesi çağırdık. Bunu yaparken de şununla karşılaştık; bizim bir danışma kurulumuz var. Burada Murat Karayalçın’da var, Murat Tuna da var. Mutlaka sizler de bulunduğunuz kentlerde herhalde karşılaşıyorsunuzdur “bu var, bu niye var.” Peki, niye olmasın? “O bizden değil.” Maalesef Türkiye bundan çok çekti. Aliya İzzetbegoviç’in meşhur bir sözü var; “Düşmanınıza benzediğiniz zaman yenilirsiniz” diyor. Tabi bu düşman olarak kimseyi gördüğümüzden değil ama yıllarca eleştirip, ötekileştirilmekten şikayet edip sizde bir başkasını ötekileştiriyorsanız o zaman kimsenin şikayet etme hakkı yoktur. Dolayısıyla böyle pozitif bir ortamda şunu da fark ettik ki her görüşten insanlar saatlerce oturuyor, konuşuyor, tartışıyor ve önünüze bunları sunuyorlar. Bunun sonucunda biz iki tane ödül aldık" diye konuştu.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın: “Siyaseten miyobuz”
Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise konuşmasında geleceğin kentlerinin ne tür risklerin beklediğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Büyükakın ayrıca kent konseylerinin küresel sorunların yereldeki etkilerin azaltılmasına yönelik neler yapılmasına ilişkin yeni bir odaklanma içerisine girmesinin yararlı olacağını ifade etti. Konuşmasında belediye bütçelerinin bir kısmının sivil toplum kuruluşlarının kullanımı için ayrılması teklifinde bulunan Tahir Büyükakın, buna yönelik bir düzenlemenin yapılması gerektiğini kaydetti. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Bende siyaset yapıyorum bizim yaptığımız işin doğasına ilişkin meseleler var. Bizler 5 yıllık dönemler için seçiliyoruz. Bir siyasetçiden bunları duymak size garip gelebilir. Biz miyobuz. önümüzdeki 5 yıllık süreyi görürüz. Ama şehirlerin meseleleri bazen uzun vadeli işler gerektirir. Örneğin kentsel dönüşüm. Bugün çalışmaya başlasanız üzerindeki yapıların arsa sahiplerine ait olmadığını araştırmak, göründüğü katların gerçekten tapulu olup olmadığı konusunda çalışma yapmaya başladığınızda hele hele varisler marisler gibi konular gündeme geldiğinde orası için bir kentsel dönüşüm yapmak istediğinizde zaten 5 yıl gerektiğini görürsünüz. Fakat bu süre zarfı içinde bir başkanın dönemi bitiyor. Ancak hazır projeleri başkanlar hayata sokabilirler. Bir tarafta kentsel dönüşüm gibi bir gerçek. Mesela Kocaeli, İstanbul gibi deprem riski altındaki şehirlerde bir taraftan bunu yapmanız gerekirken diğer taraftan 5 yıllık bu dönemle ilgili hesapları yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla Politikacıların, miyopluğu, görme bozukluğu, çaresizliği neyle çözümlenecek, büyük meseleler ile küçük meseleler arasındaki bağ nasıl kurulacak işte bunun tam adresi kent konseyidir" ifadelerini kullandı.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz: “Kent konseyleri demokratik olmalı”
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise yaptığı değerlendirmelerde kent konseylerinin hep şehrin ortak aklını temsil ettiğini ifade etti. Yücel Yılmaz bununla birlikte kent konseylerinin aynı zamanda şehrin onurunu, asaletini de temsil ettiğini kaydetti. Yılmaz şehrin yöneticilerine sahip çıkma anlamında kent konseylerinin önemli olduğuna vurgu yaptı. Yücel Yılmaz, “Bir belediye başkanı bence demokratik seçiliyor. Halka manifestosunu açıklayarak seçiliyor. En çok oyu alan seçiliyor. Nüfusu oranlı meclis üyeleriyle başa geliyor. Belediye başkanlarının yetki ve sorunluluklarını herkesin farklı algıladığı bir süreç yaşadım ben. Hele hele Balıkesir gibi ir şehrin ikiye bölünmesi ve tüm şehir olarak bütünşehir olması. Belediye Başkanlarının liyakati, özgeçmişi sorgulanmıyor. Sanki o işler için özel yetişmiş her şeyi ile dört dörtlük alt yapısı hazır sanılıyor. Bir Belediye Başkanı en büyük görevi şehri temsil etmektir. Bunu bıçağı elinde her şeye o karar veriyor ve kesiyor konumlandırıyor şekline sokarsa o şehir Mansur Başkanın söylediği gibi tek bir akıl çokta iyi yapabilir çokta kötüye götürebilir. Bunun sigortaları ve planlanmış yol haritası olması lazım. Belediye Başkanı bütünü bir arada korumalı. Bütün kaynağı da tek tarafa değil grupların beklentileri aralığında karşılayabilir olmalı.
“Şehirler sürdürülebilir hedeflere hep beraber karar vermeli”
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin şehrin hep beraber karar vermesi lazım. 17 tane sürdürülebilir kalkınma hedefi var. stratejik planı doğru yapması lazım. Bu kavramların altı dolumu evet dolu. Belediye Başkanın yapması gerekenler doğru. Bütçe yapıyorsun, performans programı geliştiriyorsun, strateji geliştiriyorsun. Bunu millet biliyor mu? Bunlar yapılırken planlanarak mı yapılıyor yoksa uydurularak mı yapılıyor. Bu süreçlerde şehirli ve siyasetçi hemhal olup mantıklı birlikte karar veriyor mu? O zaman X partisi de gelse "Bu projeler bizim projemiz değildi. Buradaki kalsın biz yeni bir şeyler yapalım halk bizden yeni bir şeyler itiyor." Buna devam edersek onun yapmış olduğu ile anılır korkusu olmaz. Şehir karar verecek biz uygulayıcısı olacağız” ifadelerini kullandı.
Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir: “Planlama önemli”
Başkanlar Özel Oturumunda en son olarak konuşan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir de Ardahan özelinde dayanışma ve iş birliği anlamında deneyim ve tecrübelerini paylaştı. Demir, “Dünyanın bütün insanları bir ay sadece kırmızı et yese herhalde 1-2 derece ya da 3 derece Dünya’nın ısısı artıyor. Bu kadar ciddi planlamaya ihtiyaç var onun için Cumhuriyet kurulurken daha sonra ki gelen hükümetler Türkiye’de bir Devlet Planlama Teşkilatı kurmuşlardı. Plansız hiçbir şey olmaz, aylık maaşınızı bile planlamak zorundasınız” diye konuştu.
Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin düzenlediği 3. Kent Konseyleri Sempozyumunun açılışında gerçekleştirilen Belediye Başkanları Özel Oturumu’nun ardından plaket ve hediye takdimi gerçekleştirildi.
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.