Atatürksüz Bir Dünya
Gündem
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
22.04.2018 - 19:54, Güncelleme:
22.04.2018 - 19:54 4092+ kez okundu.
Atatürksüz Bir Dünya
Atatürksüz Bir Dünya
Düşünüyorum…
Hayal etmeye çalışıyorum…
Bu dünyaya Mustafa Kemal Atatürk diye biri gelmeseydi ne olurdu diye…
Geçilmeyen Çanakkale çok rahat bir şekilde geçilecekti.
Çanakkale geçildiği için, İstanbul çok daha erken işgal edilecekti.
İstanbul’u işgal edenler, geldikleri gibi gitmeyeceklerdi.
Birinci Dünya Savaşı daha erken bitecek, Osmanlı Devleti çok daha ağır bir yenilgiye uğrayacak ve Sevr Anlaşması’na bile gerek kalmadan elindeki tüm toprakları kaybedecekti.
Samsun’a çıkıp yorgun-bitkin Türk halkını ayağa kaldıran, bitmiş orduyu yeniden toparlayan bir önder olmadığı için Kurtuluş Savaşı hiç başlamayacaktı.
Tüm Anadolu ve Trakya Yunanlar, İngilizler, Fransızlar, İtalyanların eline geçecekti.
İsrail Devleti’nin kurulması çok daha önce mümkün olabilecek, zamanla bütün Ortadoğu ve Doğu Anadolu İsrail’in egemenliği altına girecekti.
Anadolu’da tek bir cami bile kalmayacak, ezan sesi duyulamayacaktı.
Belki İslam dini yok olma noktasına gelecekti.
Anadolu’da Türk varlığı biteceği için, Kafkaslar ve Balkanlardaki Türklerin güvenliği kalmayacak, Türklük de çok büyük bir darbe alacaktı.
Ay-yıldızlı al bayrağımız olmayacaktı.
Türkçe konuşulamayacaktı.
Türk halkı Cumhuriyeti, demokrasiyi, özgürlüğü, uygarlığı yaşayamayacaktı.
Türk kadını özüne dönemeyecek, ezilmeye, sömürülmeye ve yok sayılmaya devam edecekti.
Bir erkeğin dördüncü eşi olacaktı. Seçme-seçilme, mirastan pay alma, eğitim görme ve çalışma haklarına sahip olamayacaktı.
Harf devrimi yapılamayacak, okuma-yazma öğrenme kolaylaşmayacak, çağdaş bir eğitim sistemi kurulamayacaktı.
Bu yüzden de Aziz Sancar’lar, Türkan Saylan’lar, Mehmet Öz’ler yetişmeyecekti.
Bu topraklar, bilimin ve sanatın ışığıyla aydınlanlamayacaktı.
Büyük Millet Meclisi açılmadığı için Bülent Arınç, İsmail Kahraman Meclis Başkanı olamayacaktı.
Cumhuriyet kurulmadığı için Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamayacak; Binali Yıldırım Başbakan olamayacaktı.
Dolayısıyla sarayları, gemicikleri, yeşil paracıkları da olmayacaktı.
Fatma Betül Sayan Kaya, Sema Ramazanoğlu, Tülay Babuşçu, Gökçen Özdoğan Enç ne bakan olabilecekti, ne de milletvekili.
Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmadığı için Ali Erbaş, Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanı olamayacak, dolayısıyla Mercedes’leri de olmayacaktı.
Suudiler, HZ. Muhammed’in mezarını yıkmaya kalktığında, onlara "Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim" diyen biri olmadığı için, bugün HZ. Muhammed’in mezarı bile olmayacaktı.
Ajda Pekkan, ancak Yunan pavyonlarında şarkı söyleyebilirdi.
Sibel Can, ancak Yahudi pavyonlarında dans edebilirdi.
Hülya Koçyiğit, Yahudi bir ailenin hizmetçisi olabilirdi.
İbrahim Tatlıses, Yavuz Bingöl, Orhan Gencebay şarkılarını ancak inşaatlarda söyleyebilirlerdi.
Dünya, bir ağacı yaşatmak için koca köşkü yerinden kaydıracak kadar doğasever bir insanı tanımayacaktı.
Dünya, gerçek bir halk devrimi nasıl yapılır, bir millet kapkaranlık bir dünyadan aydınlığa ve uygarlığa nasıl ulaşır öğrenemeyecekti.
Tüm dünya çocuklarının bir bayramı bile olmayacaktı.
Demek ki neymiş? Mustafa Kemal Atatürk bir dünyaya bedelmiş.
Demek ki neymiş? Mustafa Kemal Atatürk insanlığa dersmiş.
Demek ki neymiş? Mustafa Kemal Atatürk İslam’ın sigortasıymış.
Demek ki neymiş? Atatürk’e küfretmek, ihanet etmek aslında kendini inkâr etmek ve bindiği dalı kesmekmiş.
Mustafa Kemal Atatürk:
İnsanlığın, aydınlığın, çağdaşlığın, özgürlüğün, iyiliğin, huzurun, barışın ve sevginin ta kendisidir...
BERİL ŞEKER
22.04.2018
Mademki Artık Atatürkçüsünüz isimli yazım için TIKLAYIN
Atatürksüz Bir Dünya
Düşünüyorum…
Hayal etmeye çalışıyorum…
Bu dünyaya Mustafa Kemal Atatürk diye biri gelmeseydi ne olurdu diye…
Geçilmeyen Çanakkale çok rahat bir şekilde geçilecekti.
Çanakkale geçildiği için, İstanbul çok daha erken işgal edilecekti.
İstanbul’u işgal edenler, geldikleri gibi gitmeyeceklerdi.
Birinci Dünya Savaşı daha erken bitecek, Osmanlı Devleti çok daha ağır bir yenilgiye uğrayacak ve Sevr Anlaşması’na bile gerek kalmadan elindeki tüm toprakları kaybedecekti.
Samsun’a çıkıp yorgun-bitkin Türk halkını ayağa kaldıran, bitmiş orduyu yeniden toparlayan bir önder olmadığı için Kurtuluş Savaşı hiç başlamayacaktı.
Tüm Anadolu ve Trakya Yunanlar, İngilizler, Fransızlar, İtalyanların eline geçecekti.
İsrail Devleti’nin kurulması çok daha önce mümkün olabilecek, zamanla bütün Ortadoğu ve Doğu Anadolu İsrail’in egemenliği altına girecekti.
Anadolu’da tek bir cami bile kalmayacak, ezan sesi duyulamayacaktı.
Belki İslam dini yok olma noktasına gelecekti.
Anadolu’da Türk varlığı biteceği için, Kafkaslar ve Balkanlardaki Türklerin güvenliği kalmayacak, Türklük de çok büyük bir darbe alacaktı. Ay-yıldızlı al bayrağımız olmayacaktı. Türkçe konuşulamayacaktı. Türk halkı Cumhuriyeti, demokrasiyi, özgürlüğü, uygarlığı yaşayamayacaktı. Türk kadını özüne dönemeyecek, ezilmeye, sömürülmeye ve yok sayılmaya devam edecekti. Bir erkeğin dördüncü eşi olacaktı. Seçme-seçilme, mirastan pay alma, eğitim görme ve çalışma haklarına sahip olamayacaktı. Harf devrimi yapılamayacak, okuma-yazma öğrenme kolaylaşmayacak, çağdaş bir eğitim sistemi kurulamayacaktı. Bu yüzden de Aziz Sancar’lar, Türkan Saylan’lar, Mehmet Öz’ler yetişmeyecekti. Bu topraklar, bilimin ve sanatın ışığıyla aydınlanlamayacaktı. Büyük Millet Meclisi açılmadığı için Bülent Arınç, İsmail Kahraman Meclis Başkanı olamayacaktı. Cumhuriyet kurulmadığı için Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamayacak; Binali Yıldırım Başbakan olamayacaktı. Dolayısıyla sarayları, gemicikleri, yeşil paracıkları da olmayacaktı. Fatma Betül Sayan Kaya, Sema Ramazanoğlu, Tülay Babuşçu, Gökçen Özdoğan Enç ne bakan olabilecekti, ne de milletvekili. Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmadığı için Ali Erbaş, Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanı olamayacak, dolayısıyla Mercedes’leri de olmayacaktı. Suudiler, HZ. Muhammed’in mezarını yıkmaya kalktığında, onlara "Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim" diyen biri olmadığı için, bugün HZ. Muhammed’in mezarı bile olmayacaktı. Ajda Pekkan, ancak Yunan pavyonlarında şarkı söyleyebilirdi. Sibel Can, ancak Yahudi pavyonlarında dans edebilirdi. Hülya Koçyiğit, Yahudi bir ailenin hizmetçisi olabilirdi. İbrahim Tatlıses, Yavuz Bingöl, Orhan Gencebay şarkılarını ancak inşaatlarda söyleyebilirlerdi. Dünya, bir ağacı yaşatmak için koca köşkü yerinden kaydıracak kadar doğasever bir insanı tanımayacaktı. Dünya, gerçek bir halk devrimi nasıl yapılır, bir millet kapkaranlık bir dünyadan aydınlığa ve uygarlığa nasıl ulaşır öğrenemeyecekti. Tüm dünya çocuklarının bir bayramı bile olmayacaktı. Demek ki neymiş? Mustafa Kemal Atatürk bir dünyaya bedelmiş. Demek ki neymiş? Mustafa Kemal Atatürk insanlığa dersmiş. Demek ki neymiş? Mustafa Kemal Atatürk İslam’ın sigortasıymış. Demek ki neymiş? Atatürk’e küfretmek, ihanet etmek aslında kendini inkâr etmek ve bindiği dalı kesmekmiş. Mustafa Kemal Atatürk: İnsanlığın, aydınlığın, çağdaşlığın, özgürlüğün, iyiliğin, huzurun, barışın ve sevginin ta kendisidir... BERİL ŞEKER 22.04.2018 Mademki Artık Atatürkçüsünüz isimli yazım için TIKLAYIN
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.