Yazar Hakan Dinçay'dan 2 Eser Birden

Sanat 27.10.2023 - 19:56, Güncelleme: 27.10.2023 - 19:56 3927+ kez okundu.
 

Yazar Hakan Dinçay'dan 2 Eser Birden

Yazarlık hayatına “Saklambaç ve Deprem” ile iki eserle birlikte adım atan Yazar Hakan Dinçay, kadınlar ve kadın cinayetlerini konu alan yazar okuyuculara farklı bir dünyanın kapılarını açmanın heyecanını yaşıyor.
Dinçay, bugüne kadar kaleme aldığı kitapları yayımlamanın heyecanını yaşıyor. Kendisi de iyi bir okur olan yazar, kitabının çıkış noktası olarak “Kadınların hayatta farklı bir konumda olması, kadınlara değer verilmesinin önemi ve günümüzdeki kadınların hepsinin olmasa da bir kısmının şiddete ve istismara uğradığının altını çizmek istedim. Kadına değer vermeyen toplumlar eninde sonunda bunun bir hata olduğunu eninde sonunda anlayacaktır. ” diyerek duygularını dile getirdi. Yazamaya devam eden Dinçay, “Elimden geldiğince kadınların yaşadıklarını dile getirmeye devam edeceğim. Ufak bir farkındalık bile yaratsam bunun önemi ve etkisinin büyük olacağına inanıyorum. Ataerkil bir toplum yapısında olduğumuz kanıksanamaz bir gerçek. Gelişmiş bir toplum olmak için öncelikle kadınlarımıza değer vermemiz gerekmektedir. Bunun için de üzerime düşeni yapmayı kendime görev edindim. Okurlarıma ulaşarak dikkatlerini çekmek istedim.” diye konuya dikkat çekmek istedi.   Dinçay, “Korku, polisiye, dram ve psikolojik-dram" türünde yazmış olduğu diğer kitabını da zamanı gelince yayımlayacağı ve en kısa sürede okuyucuyla buluşturmak istediğini ve bu konuda yoğun bir şekilde çalıştığını dile getirdi... Zamanı geldiğinde elbette ki onları da okuyucuyla buluşturmak istediğini dile getirdi.   Edebiyat dünyasında sağlam adımlarla ilerlemek isteyen yazar “Bu konuyla ilgili düşününce yazmaktan başka elimden gelen bir şey yok. Keşke her acı çeken, zulüm gören kadına ulaşabilsek. Bunları düşününce, atmam gereken çok sağlam adımlar var önümde." diyerek edebiyat dünyasında yer edinmek için kararlı ve iradeli olduğunu belirtmiş oldu. Yazar HAKAN DİNÇAY Hakan DİNÇAY, 1965 yılında Malatya’da doğdu. Aslen Isparta/ Uluborlu’ludur. İki yaşında geldiği Ankara’da ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladı. Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü'nü 1990 yılında bitirdi. Okulu bitirdikten sonra Türkiye İstatistik Kurumu'nda (TÜİK) 6 yıl çalıştı. Kuleli Askeri Lisesi’nde Bilgisayar alanında kısa dönem olarak askerlik yaptıktan sonra; bir kamu kurumunda bilgi işlemci olarak çalıştı. Aynı kurumda çalışırken ODTU Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde eğitim aldı. Gazi Üniversitesi İlkokul Öğretmenliği Bölümü’nde eğitim aldı. Kısa süreliğine Amerika Birleşik Devletleri’nde kaldı. Eşi Danimarka Kopenhag Üniversitesi’nde çalışmalar yaparken eşine yardım amacıyla Danimarka’da kaldı. Spor yapmayı ve satranç oynamayı seven DİNÇAY; halen bir kamu kurumunda bilgi işlemci olarak çalışmakta; Doç. Dr. Arzu ALTUNKAYA DİNÇAY ile evli ve çiftin Meryem Melisa adında bir kızı bulunmakta. Bir Kaçış Öyküsü SAKLAMBAÇ “Kadının toplumdaki yeri ve kadına karşı davranışları ortaya koyan Hakan DİNÇAY’A duyarlılığından dolayı teşekkür ederim. Romanı okurken gerçekte de aynı olayı yaşayanların olduğunu bildiğiniz için fazla garipsemiyorsunuz ama yine de içinize dokunacaktır. Dizi tadında bir roman ve sona geldikçe tahminlerinizde yanıldığınızı görüyorsunuz. Kadınların üzerinde ne kadar çok rol var ve belli kalıpların içine nasıl sığdırmaya çalışmışız onu da göreceksiniz. Erkeklerin ise ne kadar pervasız olduğunu yine bu romanla anlayacaksınız. Eşitliği bu kadar çok savunup da bir o kadar ayrı olan cinsiyet eşitsizliğinde yine örselenen tarafın kadın olması bilinen bir şey. Bir denklemin içinde yer alsa kadınlar sanırım etkisiz eleman olurlardı. Ne düşündüklerinin ne istediklerinin, hayallerinin bir önemi olmadığını görüyoruz. Romanda da açıkça dile getirilmiş tüm bunlar. Durum ne olursa olsun yine işin günahı, cezası kadına kalıyor. Ayşe bunlara sadece bir örnek. Kadının toplumdaki rolleri daha baskın ve önemli aslında. Kadına ne kadar değer veriliyorsa o kadar medeni oluyoruz aslında. Bunun farkına varmamız için ne ilk roman ne son yazı olacak. Toplum olarak ne zaman gereken önem ve değer verilirse biz o zaman biz olmuşuz demektir. Kadınlar birey olarak görmek ve insanca yaşamalarını sağlamak lütuf değil haktır.” Yazar ve Şair Betül FIRAT DEPREM "Kadınların örselenmesi bitmiyor. Hayata tutunmak için daha fazla güç sarf eden kadınlar aslında daha güçlü. Karşılaştıkları her zorluğa göğüs germekle yeterince yıpranıyorlar. Evet, hata da yapıyorlar hayatın hengâmesi karmaşası içinde. Yine de yılmayan kadınlarımıza selam olsun." Yazar ve Şair Betül FIRAT
Yazarlık hayatına “Saklambaç ve Deprem” ile iki eserle birlikte adım atan Yazar Hakan Dinçay, kadınlar ve kadın cinayetlerini konu alan yazar okuyuculara farklı bir dünyanın kapılarını açmanın heyecanını yaşıyor.

Dinçay, bugüne kadar kaleme aldığı kitapları yayımlamanın heyecanını yaşıyor. Kendisi de iyi bir okur olan yazar, kitabının çıkış noktası olarak “Kadınların hayatta farklı bir konumda olması, kadınlara değer verilmesinin önemi ve günümüzdeki kadınların hepsinin olmasa da bir kısmının şiddete ve istismara uğradığının altını çizmek istedim. Kadına değer vermeyen toplumlar eninde sonunda bunun bir hata olduğunu eninde sonunda anlayacaktır. ” diyerek duygularını dile getirdi.

Yazamaya devam eden Dinçay, “Elimden geldiğince kadınların yaşadıklarını dile getirmeye devam edeceğim. Ufak bir farkındalık bile yaratsam bunun önemi ve etkisinin büyük olacağına inanıyorum. Ataerkil bir toplum yapısında olduğumuz kanıksanamaz bir gerçek. Gelişmiş bir toplum olmak için öncelikle kadınlarımıza değer vermemiz gerekmektedir. Bunun için de üzerime düşeni yapmayı kendime görev edindim. Okurlarıma ulaşarak dikkatlerini çekmek istedim.” diye konuya dikkat çekmek istedi.

 

Dinçay, “Korku, polisiye, dram ve psikolojik-dram" türünde yazmış olduğu diğer kitabını da zamanı gelince yayımlayacağı ve en kısa sürede okuyucuyla buluşturmak istediğini ve bu konuda yoğun bir şekilde çalıştığını dile getirdi... Zamanı geldiğinde elbette ki onları da okuyucuyla buluşturmak istediğini dile getirdi.

 

Edebiyat dünyasında sağlam adımlarla ilerlemek isteyen yazar “Bu konuyla ilgili düşününce yazmaktan başka elimden gelen bir şey yok. Keşke her acı çeken, zulüm gören kadına ulaşabilsek. Bunları düşününce, atmam gereken çok sağlam adımlar var önümde." diyerek edebiyat dünyasında yer edinmek için kararlı ve iradeli olduğunu belirtmiş oldu.

Yazar HAKAN DİNÇAY

Hakan DİNÇAY, 1965 yılında Malatya’da doğdu. Aslen Isparta/ Uluborlu’ludur. İki yaşında geldiği Ankara’da ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladı. Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü'nü 1990 yılında bitirdi. Okulu bitirdikten sonra Türkiye İstatistik Kurumu'nda (TÜİK) 6 yıl çalıştı.

Kuleli Askeri Lisesi’nde Bilgisayar alanında kısa dönem olarak askerlik yaptıktan sonra; bir kamu kurumunda bilgi işlemci olarak çalıştı. Aynı kurumda çalışırken ODTU Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde eğitim aldı.

Gazi Üniversitesi İlkokul Öğretmenliği Bölümü’nde eğitim aldı. Kısa süreliğine Amerika Birleşik Devletleri’nde kaldı.

Eşi Danimarka Kopenhag Üniversitesi’nde çalışmalar yaparken eşine yardım amacıyla Danimarka’da kaldı.

Spor yapmayı ve satranç oynamayı seven DİNÇAY; halen bir kamu kurumunda bilgi işlemci olarak çalışmakta;

Doç. Dr. Arzu ALTUNKAYA DİNÇAY ile evli ve çiftin Meryem Melisa adında bir kızı bulunmakta.

Bir Kaçış Öyküsü SAKLAMBAÇ

“Kadının toplumdaki yeri ve kadına karşı davranışları ortaya koyan Hakan DİNÇAY’A duyarlılığından dolayı teşekkür ederim. Romanı okurken gerçekte de aynı olayı yaşayanların olduğunu bildiğiniz için fazla garipsemiyorsunuz ama yine de içinize dokunacaktır. Dizi tadında bir roman ve sona geldikçe tahminlerinizde yanıldığınızı görüyorsunuz. Kadınların üzerinde ne kadar çok rol var ve belli kalıpların içine nasıl sığdırmaya çalışmışız onu da göreceksiniz. Erkeklerin ise ne kadar pervasız olduğunu yine bu romanla anlayacaksınız. Eşitliği bu kadar çok savunup da bir o kadar ayrı olan cinsiyet eşitsizliğinde yine örselenen tarafın kadın olması bilinen bir şey. Bir denklemin içinde yer alsa kadınlar sanırım etkisiz eleman olurlardı. Ne düşündüklerinin ne istediklerinin, hayallerinin bir önemi olmadığını görüyoruz. Romanda da açıkça dile getirilmiş tüm bunlar. Durum ne olursa olsun yine işin günahı, cezası kadına kalıyor. Ayşe bunlara sadece bir örnek. Kadının toplumdaki rolleri daha baskın ve önemli aslında. Kadına ne kadar değer veriliyorsa o kadar medeni oluyoruz aslında. Bunun farkına varmamız için ne ilk roman ne son yazı olacak. Toplum olarak ne zaman gereken önem ve değer verilirse biz o zaman biz olmuşuz demektir. Kadınlar birey olarak görmek ve insanca yaşamalarını sağlamak lütuf değil haktır.”

Yazar ve Şair Betül FIRAT

DEPREM

"Kadınların örselenmesi bitmiyor. Hayata tutunmak için daha fazla güç sarf eden kadınlar aslında daha güçlü. Karşılaştıkları her zorluğa göğüs germekle yeterince yıpranıyorlar. Evet, hata da yapıyorlar hayatın hengâmesi karmaşası içinde. Yine de yılmayan kadınlarımıza selam olsun."

Yazar ve Şair Betül FIRAT

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi sınavı