İbrahim Uysal
Köşe Yazarı
İbrahim Uysal
 

Seçerek Nereye Gidiyoruz?

Seçim denilince aklıma hep Sokrates'in Atina Şehir Devletinde, M.Ö.600'lerde ders verirken yaşadığı bir olay aklıma gelir.    Bilindiği üzere, yönetim ile ilgili kavramlar, şehirler ve şehir devletlerinin kurulmaya başlaması ile konuşulmaya, tartışılmaya başlar.    O yıllar Atina Şehir Devleti Tiranlık ile yönetilmektedir.    Tiranlık yönetiminde seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkı ise ancak soylular için geçerlidir.    Sokrates ise, yaşanılan yerdeki tüm seçme ve seçilme yeterliliğine sahip kişilerin bu haktan yararlanması gerektiğini savunuduğu için, Tiranlık yönetimini eleştirir.    Öğrenciler ise, belki de böyle bir okula ancak soylu ailelerin çocukları gelebildiği için, Sokrates'in hem seçimli demokrasiyi savunup, hem de seçim ile tiranlarını seçebildikleri yönetimi niçin eleştirdiğini sorarlar.    Seçtiklerinden memnun olanların, başka kişilerle ve sistemin sorunları ile ilgili bir kaygıları da yoktur. Yaşamlarından memnundurlar.     Bu durumu bilen Sokrates de, öğrencilerine, "Tiran ben isem, en iyi yönetim, Tiranlıktır" der.     14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinden sonra yaşananlar da, bana yaklaşık üç bin yıl öncesini anımsattı.    Demokrasiyi anlamış ve içine sindirmişlerin kaygılı olduğu; ancak sistemden yararlanan ve sistemi yönetenlerin memnun olduğu bir seçim süreci yaşıyoruz.     1980 öncesi şikayet edilen "Cepheleşme", 2020'li yıllara gelindiğinde memnuniyet sebebi olmuş.    O dönemin "Milliyetçi Cephesi", bu günün "Cumhur İttifakı" olmuş, muhalefet ise, "Millet İttifakı"adı altında bir araya gelmiş.    Poker oyunun "beş benzemezi" gibi, bir araya gelen Millet İttifakı, CHP'NİN ve Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürükleyiciliği ile TBMM sürecini rafa kaldırmışlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci aşaması için canla, başla çalışıyorlar.    Yaşanan bu süreç, belki de hem Türkiye Cumhuriyeti tarihi, hem de Dünya Siyasi tarihi açısından, not düşülecek bir süreç olacaktır.    Mustafa Kemal Atatürk'ün 1915'lerde ve 1919'larda başlattığı ve önce BMM'nin sonra da TBMM,'nin kurulması ile başlayıp CUMHURİYETİN ilanı ile taçlandırılan süreç, ne yazık ki Dünya Ekonomik sisteminin kırizleri, ülkemizide de 24 Ocak 1980 kararları ile karanlık bir dönemin kapılarını aralamıştır.    2017 yılından başlayarak sürdürülen "Başkanlık Sistemi" hevesi, herkesin aklını başına getirmiştir.    Hele 14 Mayıs seçimleri ile oluşan TBMM'nin ise, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile pek gündeme gelmese de, bu güne kadar yaşanmış en gerici, tutucu ve muhafazakar Parlamento olacağı konusunda kimsenin bir kaygısı yoktur.     Ne yazık ki bu karanlık tünelin girişinden önceki son çıkış da 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2"inci türü olarak görünmektedir.    İktidarın ve muhalefetin yönetiminde olan "Tirancılar", durumdan memnunlar ama Sokrates'in durumunda olan aydınlar, Laik ve Demokratik Cumhuriyet savunucularının ise kuşku ve kaygıları hat safhadadır.    Cumhuriyet, ülke kalkınsın, Yurttaşları aydınlansın, çağdaş ülkeler seviyesine ulaşsın diye kurulmuş ama üniversitesinde bile, ben en çok "cahili" severim diyen cahil bir nesil yetiştiren üniversitelerin ve eğitim kurumlarının olduğu bir ülke haline gelmiştir.     Seçe sece nelerden vazgeçtik.      Bu kez de sıra demokrasi, insan hakları ve güzel ülkenin birlik ve bütünlüğüne gelmesin de!..   20 May 2023 Cmt 05:26 tarihinde ibrahim uysal <ibrahimuysal.ant@gmail.com> şunu yazdı: SEÇEREK NEREYE GİDİYORUZ? Seçim, denilince aklıma hep Sokrates'in Atina Şehir Devletinde M.Ö.600'lerde ders verirken yaşadığı bir olay aklıma gelir.    Bilindiği üzere, yönetim ile ilgili kavramlar, şehirler ve şehir devletlerinin kurulmaya başlaması ile konuşulmaya, tartışılmaya başlar.    O yıllar Atina Şehir Devleti Tiranlık ile yönetilmektedir.    Tiranlık yönetiminde seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkı ise ancak soylular için geçerlidir.    Sokrates ise, yaşanılan yerde ki tüm seçme ve seçilme yeterliliğine sahip kişilerin bu haktan yararlanması gerektiğini savunuduğu için, Tiranlık yönetimini eleştirir.    Öğrenciler ise, belki de böyle. Bir okula ancak soylu ailelerin çocukları gelebildiği için, Sokrates'in hem seçimli demokrasiyi savunup, hem de seçim ile tiranlarını seçebildikleri yönetimi niçin eleştirdiğini sorarlar.    Seçtiklerinden memnun olanların, başka kişilerle ve sistemin sorunları ile ilgili bir kaygıları da yoktur. Yaşamlarından memnundurlar.     Bu durumu bilen Sokrates de, öğrencilerine, "Tiran ben isem, en iyi yönetim, Tiranlıktır" der.     12 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinden sonra yaşananlar da, bana yaklaşık üç bin yıl öncesini anımsattı.    Demokrasiyi anlamış ve içine sindirmişlerin kaygılı olduğu ancak sistemden yararlanan ve sistemi yönetenlerin memnun olduğu bir seçim süreci yaşıyoruz.     1980 öncesi şikayet edilen "Cepheleşme". 2020'li yıllara gelindiğinde memnuniyeti sebebi olmuş.    O dönemin "Milliyetçi Cephesi", bu günün "Cumhur İttifakı" olmuş ve muhalefet işe, "Millet İttifakı"adı altında bir aya gelmiş.    Poker oyunun "beş benzemezi" gibi, bir araya gelen Millet İttifakı, CHP'NİN ve Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürükleyiciliği ile TBMM sürecini rafa kaldırmışlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci aşaması için canla, başla çalışıyorlar.    Yaşanan bu süreç, belki de hem Türkiye Cumhuriyeti tarihi hem de Dünya Siyasi tarihi açısından, not düşülecek bir süreç olacaktır.    Mustafa Kemal Atatürk'ün 1915'lerde ve 1919'larda başlattığı ve önce BMM'nin sonra da TBMM,'nin kurulması ile başlayıp CUMHURİYETİN ilanı ile taçlandırılan süreç, ne yazık ki Dünya Ekonomik sisteminin kırizleri ülkemizi de 24 Ocak 1980 kararları ile karanlık bir dönemin kapılarını aralamıştır.    2017 yılından başlayarak sürdürülen "Başkanlık Sistemi" hevesi herkesin aklını başına aldırmıştır.    Hele 12 Mayıs seçimleri ile oluşan TBMM ise, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile pek gündeme gelmese de, bu güne kadar yaşanmış en gerici, tutucu ve muhafazakar Parlamento olacağı konusunda kimsenin bir kaygısı yoktur.     Ne yazık ki bu karanlık tünelin girişinden önceki son çıkış da 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2"inci türü olarak görünmektedir.    İktidarın ve muhalefetin yönetiminde olan "Tirancılar" durumdan memnunlar ama Sokrates'in durumunda olan aydınlar ve Laik ve Demokratik Cumhuriyet savunucularının ise kuşku ve kaygıları hat safhada    Cumhuriyet, ülkeyi kalkındırsın, Yurttaşları aydınlatsın çağdaş ülkeler seviyesine ulaşsın diye kurulmuş ama üniversitesinde bile, ben en çok "cahili" severim diye, cahil bir nesil yetiştiren üniversitelerin ve eğitim kurumlarının olduğu bir ülke haline geldik.     Seçme sece nelerden vazgeçtik.      Bu kez de sıra demokrasi, insan hakları ve güzel ülkenin birlik ve bütünlüğüne gelmesin de!..
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2023 - Cumartesi

Seçerek Nereye Gidiyoruz?

Seçim denilince aklıma hep Sokrates'in Atina Şehir Devletinde, M.Ö.600'lerde ders verirken yaşadığı bir olay aklıma gelir.

   Bilindiği üzere, yönetim ile ilgili kavramlar, şehirler ve şehir devletlerinin kurulmaya başlaması ile konuşulmaya, tartışılmaya başlar.

   O yıllar Atina Şehir Devleti Tiranlık ile yönetilmektedir.

   Tiranlık yönetiminde seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkı ise ancak soylular için geçerlidir.

   Sokrates ise, yaşanılan yerdeki tüm seçme ve seçilme yeterliliğine sahip kişilerin bu haktan yararlanması gerektiğini savunuduğu için, Tiranlık yönetimini eleştirir.

   Öğrenciler ise, belki de böyle bir okula ancak soylu ailelerin çocukları gelebildiği için, Sokrates'in hem seçimli demokrasiyi savunup, hem de seçim ile tiranlarını seçebildikleri yönetimi niçin eleştirdiğini sorarlar.

   Seçtiklerinden memnun olanların, başka kişilerle ve sistemin sorunları ile ilgili bir kaygıları da yoktur. Yaşamlarından memnundurlar.

    Bu durumu bilen Sokrates de, öğrencilerine, "Tiran ben isem, en iyi yönetim, Tiranlıktır" der.

    14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinden sonra yaşananlar da, bana yaklaşık üç bin yıl öncesini anımsattı.

   Demokrasiyi anlamış ve içine sindirmişlerin kaygılı olduğu; ancak sistemden yararlanan ve sistemi yönetenlerin memnun olduğu bir seçim süreci yaşıyoruz.

    1980 öncesi şikayet edilen "Cepheleşme", 2020'li yıllara gelindiğinde memnuniyet sebebi olmuş.

   O dönemin "Milliyetçi Cephesi", bu günün "Cumhur İttifakı" olmuş, muhalefet ise, "Millet İttifakı"adı altında bir araya gelmiş.

   Poker oyunun "beş benzemezi" gibi, bir araya gelen Millet İttifakı, CHP'NİN ve Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürükleyiciliği ile TBMM sürecini rafa kaldırmışlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci aşaması için canla, başla çalışıyorlar.

   Yaşanan bu süreç, belki de hem Türkiye Cumhuriyeti tarihi, hem de Dünya Siyasi tarihi açısından, not düşülecek bir süreç olacaktır.

   Mustafa Kemal Atatürk'ün 1915'lerde ve 1919'larda başlattığı ve önce BMM'nin sonra da TBMM,'nin kurulması ile başlayıp CUMHURİYETİN ilanı ile taçlandırılan süreç, ne yazık ki Dünya Ekonomik sisteminin kırizleri, ülkemizide de 24 Ocak 1980 kararları ile karanlık bir dönemin kapılarını aralamıştır.

   2017 yılından başlayarak sürdürülen "Başkanlık Sistemi" hevesi, herkesin aklını başına getirmiştir.

   Hele 14 Mayıs seçimleri ile oluşan TBMM'nin ise, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile pek gündeme gelmese de, bu güne kadar yaşanmış en gerici, tutucu ve muhafazakar Parlamento olacağı konusunda kimsenin bir kaygısı yoktur.

    Ne yazık ki bu karanlık tünelin girişinden önceki son çıkış da 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2"inci türü olarak görünmektedir.

   İktidarın ve muhalefetin yönetiminde olan "Tirancılar", durumdan memnunlar ama Sokrates'in durumunda olan aydınlar, Laik ve Demokratik Cumhuriyet savunucularının ise kuşku ve kaygıları hat safhadadır.

   Cumhuriyet, ülke kalkınsın, Yurttaşları aydınlansın, çağdaş ülkeler seviyesine ulaşsın diye kurulmuş ama üniversitesinde bile, ben en çok "cahili" severim diyen cahil bir nesil yetiştiren üniversitelerin ve eğitim kurumlarının olduğu bir ülke haline gelmiştir.

    Seçe sece nelerden vazgeçtik.

     Bu kez de sıra demokrasi, insan hakları ve güzel ülkenin birlik ve bütünlüğüne gelmesin de!..

 

20 May 2023 Cmt 05:26 tarihinde ibrahim uysal <ibrahimuysal.ant@gmail.com> şunu yazdı:

SEÇEREK NEREYE GİDİYORUZ?

Seçim, denilince aklıma hep Sokrates'in Atina Şehir Devletinde M.Ö.600'lerde ders verirken yaşadığı bir olay aklıma gelir.

   Bilindiği üzere, yönetim ile ilgili kavramlar, şehirler ve şehir devletlerinin kurulmaya başlaması ile konuşulmaya, tartışılmaya başlar.

   O yıllar Atina Şehir Devleti Tiranlık ile yönetilmektedir.

   Tiranlık yönetiminde seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkı ise ancak soylular için geçerlidir.

   Sokrates ise, yaşanılan yerde ki tüm seçme ve seçilme yeterliliğine sahip kişilerin bu haktan yararlanması gerektiğini savunuduğu için, Tiranlık yönetimini eleştirir.

   Öğrenciler ise, belki de böyle. Bir okula ancak soylu ailelerin çocukları gelebildiği için, Sokrates'in hem seçimli demokrasiyi savunup, hem de seçim ile tiranlarını seçebildikleri yönetimi niçin eleştirdiğini sorarlar.

   Seçtiklerinden memnun olanların, başka kişilerle ve sistemin sorunları ile ilgili bir kaygıları da yoktur. Yaşamlarından memnundurlar.

    Bu durumu bilen Sokrates de, öğrencilerine, "Tiran ben isem, en iyi yönetim, Tiranlıktır" der.

    12 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinden sonra yaşananlar da, bana yaklaşık üç bin yıl öncesini anımsattı.

   Demokrasiyi anlamış ve içine sindirmişlerin kaygılı olduğu ancak sistemden yararlanan ve sistemi yönetenlerin memnun olduğu bir seçim süreci yaşıyoruz.

    1980 öncesi şikayet edilen "Cepheleşme". 2020'li yıllara gelindiğinde memnuniyeti sebebi olmuş.

   O dönemin "Milliyetçi Cephesi", bu günün "Cumhur İttifakı" olmuş ve muhalefet işe, "Millet İttifakı"adı altında bir aya gelmiş.

   Poker oyunun "beş benzemezi" gibi, bir araya gelen Millet İttifakı, CHP'NİN ve Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürükleyiciliği ile TBMM sürecini rafa kaldırmışlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci aşaması için canla, başla çalışıyorlar.

   Yaşanan bu süreç, belki de hem Türkiye Cumhuriyeti tarihi hem de Dünya Siyasi tarihi açısından, not düşülecek bir süreç olacaktır.

   Mustafa Kemal Atatürk'ün 1915'lerde ve 1919'larda başlattığı ve önce BMM'nin sonra da TBMM,'nin kurulması ile başlayıp CUMHURİYETİN ilanı ile taçlandırılan süreç, ne yazık ki Dünya Ekonomik sisteminin kırizleri ülkemizi de 24 Ocak 1980 kararları ile karanlık bir dönemin kapılarını aralamıştır.

   2017 yılından başlayarak sürdürülen "Başkanlık Sistemi" hevesi herkesin aklını başına aldırmıştır.

   Hele 12 Mayıs seçimleri ile oluşan TBMM ise, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile pek gündeme gelmese de, bu güne kadar yaşanmış en gerici, tutucu ve muhafazakar Parlamento olacağı konusunda kimsenin bir kaygısı yoktur.

    Ne yazık ki bu karanlık tünelin girişinden önceki son çıkış da 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2"inci türü olarak görünmektedir.

   İktidarın ve muhalefetin yönetiminde olan "Tirancılar" durumdan memnunlar ama Sokrates'in durumunda olan aydınlar ve Laik ve Demokratik Cumhuriyet savunucularının ise kuşku ve kaygıları hat safhada

   Cumhuriyet, ülkeyi kalkındırsın, Yurttaşları aydınlatsın çağdaş ülkeler seviyesine ulaşsın diye kurulmuş ama üniversitesinde bile, ben en çok "cahili" severim diye, cahil bir nesil yetiştiren üniversitelerin ve eğitim kurumlarının olduğu bir ülke haline geldik.

    Seçme sece nelerden vazgeçtik.

     Bu kez de sıra demokrasi, insan hakları ve güzel ülkenin birlik ve bütünlüğüne gelmesin de!..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ali Berkmen
(22.05.2023 07:53 - #236)
Bir kat daha arttı karamsarlığa mücadele azmim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, ingiltere aile birleşimi sınavı