İbrahim Uysal
Köşe Yazarı
İbrahim Uysal
 

Soyluluk Kaldı mı?

Doğadaki diğer canlılar ile insanın arasındaki en büyük fark, insanın düşünüyor, üretiyor ve konuşuyor olmasıdır.     Elbette ki diğer bir çok canlı varlığın da düşündüğü, ürettiği, hatta kendi aralarında da konuşup anlaştıkları bilinir.      Hatta bu özellikleri de genetik olarak nesilden nesile geçer.     İşte burada bir ayrım, insanı bütün canlılardan ayırıyor.     İnsan, bireysel değil toplumsal bir varlık olarak da, kendi kültürünü yaratıyor.      Kültür deyince, Bozkurt Güvenç Hocam'ın ilk derste sorduğu ve herkesin hemen hemen ortak bir yanıt verdiği ve daha sonra da, Hocam'ın açıklamasından sonra affallanan durum aklıma gelir ve gülerim.     Soru basitti.     "Az kültürlü, çok kültürlü olunur mu?"     Toplumda sıkı sık duyarız, "çok kültürlü, kültürsüz" sözcüklerini.    Hocam demez mi, "az kültürlü, çok kültürlü diye bir şey olmaz; kültür, bir toplumun/ topluluğun zaman içinde yarattığı bir değerdir".      Burada, "kültür" sözcüğü kadar, "değer" sözcüğünün de çok özel bir anlamı vardı.     Değer de, zamanla yaratılan bir şeydi.      İşte bu anımsamalardan sonra, kendimize, kendi toplumumuza, milletimize bir göz atmak gerekecek.      Ben geleneksel bir ailede büyüdüm ve nelerin, nasıl öğretildiğinin farkına, bazen arkadaşlar ile konuşurken, ninelerimin, aile büyüklerinin sözlerini (atasözü, özlü söz, vb) söylediğimde, bir çok arkadaşımın bunlardan haberleri olmadıklarını, hatta ilk kez duyduklarını gördüm.     Bu özel bir durum. İnsan, bazen öğrendiğini de unutabilir. O yüzden bazı şeyleri genellememek gerekir.     Eğitimin, okullarda, sosyal alanlarda olduğu, yapıldığı bir gerçektir ama bazı eğitimler ise, terbiye, gelenek, görenek gibi sadece ailede verilir.      Hatta okullarda bir dönemler "adab-ı muaşeret (görgü) kuralları" dersi bile vardı. Uygulaması ise sadece aile gibi kapalı toplum yapıları içinde yapılır, toplumda, açık alanlarda ise yaşanır.     Geleneksel aile yapısı, kırsaldan şehirlere göç, televizyon gibi açık kanalların artması ile bozulmuş ve gittikçe de yok olmaktadır.     Özellikle de son yıllarda, bu geleneksel yapının yerine çok üzgünüm ki, "din ve inanç" kisvesi altında başka kültür yozlastırılması yaşatılmaktadır.     İşin en tuhaf tarafı ise, bunun gelenekçi bir görünüm altında yapılmasıdır.    İşte burada konu geliyor ve "soy" ve "soyluluğa" dayanıyor.       Oysa güzel Türkçemizde "soy" gibi bir sözcük varken, Arapça kökenli "asil, asalet" sözcükleri de kullanılmaktadır.      Binlerce yıllık bir kültür ve tarih geçmişi olan bir toplum, milletin günümüz çocukları, yirmiden fazla"beyliğin" kurulduğu bu toprakları uzun süre yöneten bir ailenin çocukları olarak görmek, göstermek ister ki.      21'inci yüzyılın en önemli hastalıklarından birisi de "kültür emperyalizmi/ yozlaşması" dır.     Titreyip de, kendinize dönsek mi? İbrahim Uysal
Ekleme Tarihi: 05 Ekim 2023 - Perşembe

Soyluluk Kaldı mı?

Doğadaki diğer canlılar ile insanın arasındaki en büyük fark, insanın düşünüyor, üretiyor ve konuşuyor olmasıdır.

    Elbette ki diğer bir çok canlı varlığın da düşündüğü, ürettiği, hatta kendi aralarında da konuşup anlaştıkları bilinir.

     Hatta bu özellikleri de genetik olarak nesilden nesile geçer.

    İşte burada bir ayrım, insanı bütün canlılardan ayırıyor.

    İnsan, bireysel değil toplumsal bir varlık olarak da, kendi kültürünü yaratıyor.

     Kültür deyince, Bozkurt Güvenç Hocam'ın ilk derste sorduğu ve herkesin hemen hemen ortak bir yanıt verdiği ve daha sonra da, Hocam'ın açıklamasından sonra affallanan durum aklıma gelir ve gülerim.

    Soru basitti.

    "Az kültürlü, çok kültürlü olunur mu?"

    Toplumda sıkı sık duyarız, "çok kültürlü, kültürsüz" sözcüklerini.

   Hocam demez mi, "az kültürlü, çok kültürlü diye bir şey olmaz; kültür, bir toplumun/ topluluğun zaman içinde yarattığı bir değerdir".

     Burada, "kültür" sözcüğü kadar, "değer" sözcüğünün de çok özel bir anlamı vardı.

    Değer de, zamanla yaratılan bir şeydi.

     İşte bu anımsamalardan sonra, kendimize, kendi toplumumuza, milletimize bir göz atmak gerekecek.

     Ben geleneksel bir ailede büyüdüm ve nelerin, nasıl öğretildiğinin farkına, bazen arkadaşlar ile konuşurken, ninelerimin, aile büyüklerinin sözlerini (atasözü, özlü söz, vb) söylediğimde, bir çok arkadaşımın bunlardan haberleri olmadıklarını, hatta ilk kez duyduklarını gördüm.

    Bu özel bir durum. İnsan, bazen öğrendiğini de unutabilir. O yüzden bazı şeyleri genellememek gerekir.

    Eğitimin, okullarda, sosyal alanlarda olduğu, yapıldığı bir gerçektir ama bazı eğitimler ise, terbiye, gelenek, görenek gibi sadece ailede verilir.

     Hatta okullarda bir dönemler "adab-ı muaşeret (görgü) kuralları" dersi bile vardı. Uygulaması ise sadece aile gibi kapalı toplum yapıları içinde yapılır, toplumda, açık alanlarda ise yaşanır.

    Geleneksel aile yapısı, kırsaldan şehirlere göç, televizyon gibi açık kanalların artması ile bozulmuş ve gittikçe de yok olmaktadır.

    Özellikle de son yıllarda, bu geleneksel yapının yerine çok üzgünüm ki, "din ve inanç" kisvesi altında başka kültür yozlastırılması yaşatılmaktadır.

    İşin en tuhaf tarafı ise, bunun gelenekçi bir görünüm altında yapılmasıdır.

   İşte burada konu geliyor ve "soy" ve "soyluluğa" dayanıyor.

      Oysa güzel Türkçemizde "soy" gibi bir sözcük varken, Arapça kökenli "asil, asalet" sözcükleri de kullanılmaktadır.

     Binlerce yıllık bir kültür ve tarih geçmişi olan bir toplum, milletin günümüz çocukları, yirmiden fazla"beyliğin" kurulduğu bu toprakları uzun süre yöneten bir ailenin çocukları olarak görmek, göstermek ister ki.

     21'inci yüzyılın en önemli hastalıklarından birisi de "kültür emperyalizmi/ yozlaşması" dır.

    Titreyip de, kendinize dönsek mi?

İbrahim Uysal

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, ingiltere aile birleşimi sınavı