Meltem Karakoyun
Köşe Yazarı
Meltem Karakoyun
 

Çedes Projesi ile Amaçlanan Asıl Hedef

Ülkemizde eğitim sorunu kartopu gibi büyüdü, büyüyor. Darbe üstüne darbe alan eğitim sistemimizdeki kötü gidişin önü kesilmezse gelecekte çok daha büyük sorunlar bizleri ve yeni nesilleri bekliyor olacak. 2023 yılı genel seçimlerinin ardından “ÇEDES” projesi adını tüm medya organlarında duymaya başladık. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere "değerler eğitimi" vermeye başladı. (BBC Haber) Projenin kapsamı ve içeriği  hukukcular ve laik eğitimi savunanlarca pek anlaşılmış değil. Pilot şehir olarak başta İzmir’in seçilmesi ise ayrı bir endişe konusu. Aslında biraz geriye gidersek, bu projenin temellerinin 2021 yılında atıldığını, 2014 yılında ise “manevi danışmanlık” üzerinde çalışmaya başlandığını; 2016 yılında ise proje şekillenerek değerler eğitimi adını almaya başladığını güncel olmayan haberlerden öğreniyoruz. Eğitim Sistemi ve Müfredatlar Değişiyor 2017'de MEB ilkokul, ortaokul ve liseyi kapsayan 172 sınıf düzeyi için 53 dersin taslak öğretim programını askıya çıkardı. Yeni müfredat taslağını inceleyen uzmanlar, Atatürk’e ilişkin bilgilerin daraltıldığını; Evrim Teorisi'nin Biyoloji dersinden, İsmet İnönü'nün de 2. Dünya Savaşı konusundan çıkarıldığını tespit etti. Yine uzmanlar Felsefe’nin ünite sayısının azaltıldığını belirtti. Müfredata 15 Temmuz darbe girişimi, STEM ve kodlama, NOBEL Kimya Ödülü’nün sahibi Aziz Sancar başlıkları eklendi. Her yıl değişen eğitim sistemindeki en olumsuz durumlardan birisi ise; 2012-2013 yıllarında 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi oldu.Bu sistem 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimi 12 yıllık zorunlu kademeli eğitime çıkaran bir uygulama modeliydi. İmam hatiplerin orta kısımları yeniden açıldı ve 66 aylık çocuklar zorunlu olarak ilkokula başlatıldı. Nabi Avcı'nın bakan olduğu döneminin 2014 yılında, ortaöğretimlerde türban serbest bırakıldı. ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İş Birliği Protokolü’nün; ‘Manevi danışman’ adı altında din görevlerinin eğitim öğrenim hayatına dâhil edildi, ‘abi abla’ gibi tarikat cemaat ifadelerinin rol model olduğu, protokolün süre sınırlılığı olmaması, üzerinde değişiklikler ve ilaveler yapılabilir olması ve hukuki belirlilik ilkesine aykırı oluşu ile protokolde bahsi geçen din görevlilerine yetki-sorumluluk birliği ilkesi gereği öğretmen görevi ve sorumluluğu verilemeyeceği hususlarıyla, bilimsellik ilkesine  tamamen aykırı olması AKP iktidarının ideolijisi ile örtüşen bu uygulamalarla Eğitimin devletin elinden alınıp Diyanet İşleri Başkanlığına bırakılması amaçlanıyor. Bu yapılanma tıpkı FETÖ olaylarının cemaat yapılanmasına benzemekte ve tehlikenin büyüklüğü yurtseverlerce kolayca anlaşılacaktır. Laik ve Bilimsel Eğitim Hedef Alınıyor Anayasa’ya, Tevhidi Tedrisat Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Öğretmen Meslek Kanunu, Eğitim ve Öğretim Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ile Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye aykırılığı ile laik ve bilimsel eğitim hedefte. Okullarda  bir “değerler kulübünün” kurulması ve en az 30 öğrencinin buna zorunlu olarak dahil edilmesi ile çocukların kimlikleri ve inançları ile ötekileştirilmesi söz konusudur. Kamusal eğitim alanına giriş yapan  Diyanet İşleri Başkanlığı “tek din, tek mezhep” anlayışını yerleştirme çabasına girmiştir. Eğitim alanı ile inanç alanı iç içe girmiş olacaktır. Dinde farklılaşma ötelenip, tek tipleştirme amacı güdülmektedir. Anayasanın, laiklik ilkeleri gereğince kutsal din ve vicdan duyguları, devlet işlerine ve politikaya alet edilmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de ayrkırılık söz konusudur; devlet her türlü ayrımcılığa karşı çocukları korumak zorundadır. 18 yaşına kadar her birey çocuktur. Bu proje kapsamında din ve vicdan özgürlüğü, sosyal ve kültürel alanlarda tehdit altındadır. İlk okullara hatta okul öncesi okullara kadar yayılan proje ile çocuk hakları ihlal edilmek istenmektedir. Oysaki öte yandan yandaş basın projenin amacını şöyle açıklıyor: "Çocuklarımıza dini, ahlaki, millî, toplumsal ve geleneksel değerleri aktarılarak yaşam biçimine dönüştürülecektir” Görüldüğü gibi laiklik, sosyal devlet, bilimsel eğitim kavramları ÇEDES projesi kapsamında yok edilmektedir. Sonuç “Öğretim birliği” Türkiye’de “Tevhidi Tedrisat Kanunu” (Öğretim Birliği Yasası) ile sağlanmıştır. Yasa ile ülkedeki tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 56. Maddesi gereğince; eğitim ve öğretim hizmetlerinde devlet adına MEB’ğının sorumluluğudur. Atatürk; “dini öğrenmek için gerekli olan yer medrese değil, pozitif bilimlerle donatılmış eğitim kurumları olan okullardır” der. ÇEDES’e yapılan itirazların başında, pedagojik formasyonu bulunmayan din görevlilerinin çocuklara yetkinlikleri dışında “değerler eğitimi” vermesi geliyor. (Eğitim - Sen) Çocuklar ve gençler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar; erken yaşta verilen dini eğitimin çocukların hayal güçlerini baskıladığını; bağımsız ve eleştirel düşünebilme becerilerini engelleyici nitelikte olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca 7 yaş altındaki çocuklara verilecek eğitimin soyut kavramlar üzerinden değil, somut uygulamalar ve interaktif yöntemlerle işlenmesi gerektiği belirtiliyor. Din görevlilerinin ise bunu sağlayabilecek bir pedagojik formasyonu bulunmuyor. Üniversitelerde verilmeye başlanan Manevi Danışmanlık sertifikası ile Diyanet işlerinin imam, vaiz vb kadroları Milli Eğitim bünyesindeki kadrolara atanarak pedagojik formasyonlu eğitimciler, rehber öğretmenler kadro dışı bırakılarak, yerlerine imamlar doldurulmak isteniyor. Böylece bütün kaleler zapt edilecektir. ÇEDES projesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’na ve Milli Eğitim yönetmeliğine aykırı bir projedir. Meltem Karakoyun 21.07.2023        
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2023 - Cuma

Çedes Projesi ile Amaçlanan Asıl Hedef

Ülkemizde eğitim sorunu kartopu gibi büyüdü, büyüyor. Darbe üstüne darbe alan eğitim sistemimizdeki kötü gidişin önü kesilmezse gelecekte çok daha büyük sorunlar bizleri ve yeni nesilleri bekliyor olacak.

2023 yılı genel seçimlerinin ardından “ÇEDES” projesi adını tüm medya organlarında duymaya başladık. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere "değerler eğitimi" vermeye başladı. (BBC Haber)

Projenin kapsamı ve içeriği  hukukcular ve laik eğitimi savunanlarca pek anlaşılmış değil. Pilot şehir olarak başta İzmir’in seçilmesi ise ayrı bir endişe konusu. Aslında biraz geriye gidersek, bu projenin temellerinin 2021 yılında atıldığını, 2014 yılında ise “manevi danışmanlık” üzerinde çalışmaya başlandığını; 2016 yılında ise proje şekillenerek değerler eğitimi adını almaya başladığını güncel olmayan haberlerden öğreniyoruz.

Eğitim Sistemi ve Müfredatlar Değişiyor

2017'de MEB ilkokul, ortaokul ve liseyi kapsayan 172 sınıf düzeyi için 53 dersin taslak öğretim programını askıya çıkardı. Yeni müfredat taslağını inceleyen uzmanlar, Atatürk’e ilişkin bilgilerin daraltıldığını; Evrim Teorisi'nin Biyoloji dersinden, İsmet İnönü'nün de 2. Dünya Savaşı konusundan çıkarıldığını tespit etti. Yine uzmanlar Felsefe’nin ünite sayısının azaltıldığını belirtti. Müfredata 15 Temmuz darbe girişimi, STEM ve kodlama, NOBEL Kimya Ödülü’nün sahibi Aziz Sancar başlıkları eklendi.

Her yıl değişen eğitim sistemindeki en olumsuz durumlardan birisi ise; 2012-2013 yıllarında 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi oldu.Bu sistem 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimi 12 yıllık zorunlu kademeli eğitime çıkaran bir uygulama modeliydi. İmam hatiplerin orta kısımları yeniden açıldı ve 66 aylık çocuklar zorunlu olarak ilkokula başlatıldı. Nabi Avcı'nın bakan olduğu döneminin 2014 yılında, ortaöğretimlerde türban serbest bırakıldı.

‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İş Birliği Protokolü’nün; ‘Manevi danışman’ adı altında din görevlerinin eğitim öğrenim hayatına dâhil edildi, ‘abi abla’ gibi tarikat cemaat ifadelerinin rol model olduğu, protokolün süre sınırlılığı olmaması, üzerinde değişiklikler ve ilaveler yapılabilir olması ve hukuki belirlilik ilkesine aykırı oluşu ile protokolde bahsi geçen din görevlilerine yetki-sorumluluk birliği ilkesi gereği öğretmen görevi ve sorumluluğu verilemeyeceği hususlarıyla, bilimsellik ilkesine  tamamen aykırı olması AKP iktidarının ideolijisi ile örtüşen bu uygulamalarla Eğitimin devletin elinden alınıp Diyanet İşleri Başkanlığına bırakılması amaçlanıyor. Bu yapılanma tıpkı FETÖ olaylarının cemaat yapılanmasına benzemekte ve tehlikenin büyüklüğü yurtseverlerce kolayca anlaşılacaktır.

Çedes Projesi ile Amaçlanan Asıl Hedef

Laik ve Bilimsel Eğitim Hedef Alınıyor

Anayasa’ya, Tevhidi Tedrisat Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Öğretmen Meslek Kanunu, Eğitim ve Öğretim Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ile Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye aykırılığı ile laik ve bilimsel eğitim hedefte.

Okullarda  bir “değerler kulübünün” kurulması ve en az 30 öğrencinin buna zorunlu olarak dahil edilmesi ile çocukların kimlikleri ve inançları ile ötekileştirilmesi söz konusudur. Kamusal eğitim alanına giriş yapan  Diyanet İşleri Başkanlığı “tek din, tek mezhep” anlayışını yerleştirme çabasına girmiştir. Eğitim alanı ile inanç alanı iç içe girmiş olacaktır. Dinde farklılaşma ötelenip, tek tipleştirme amacı güdülmektedir.

Anayasanın, laiklik ilkeleri gereğince kutsal din ve vicdan duyguları, devlet işlerine ve politikaya alet edilmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de ayrkırılık söz konusudur; devlet her türlü ayrımcılığa karşı çocukları korumak zorundadır. 18 yaşına kadar her birey çocuktur. Bu proje kapsamında din ve vicdan özgürlüğü, sosyal ve kültürel alanlarda tehdit altındadır. İlk okullara hatta okul öncesi okullara kadar yayılan proje ile çocuk hakları ihlal edilmek istenmektedir.

Oysaki öte yandan yandaş basın projenin amacını şöyle açıklıyor: "Çocuklarımıza dini, ahlaki, millî, toplumsal ve geleneksel değerleri aktarılarak yaşam biçimine dönüştürülecektir”

Görüldüğü gibi laiklik, sosyal devlet, bilimsel eğitim kavramları ÇEDES projesi kapsamında yok edilmektedir.

Sonuç

“Öğretim birliği” Türkiye’de “Tevhidi Tedrisat Kanunu” (Öğretim Birliği Yasası) ile sağlanmıştır. Yasa ile ülkedeki tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 56. Maddesi gereğince; eğitim ve öğretim hizmetlerinde devlet adına MEB’ğının sorumluluğudur.

Atatürk; “dini öğrenmek için gerekli olan yer medrese değil, pozitif bilimlerle donatılmış eğitim kurumları olan okullardır” der.

ÇEDES’e yapılan itirazların başında, pedagojik formasyonu bulunmayan din görevlilerinin çocuklara yetkinlikleri dışında “değerler eğitimi” vermesi geliyor. (Eğitim - Sen)

Çocuklar ve gençler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar; erken yaşta verilen dini eğitimin çocukların hayal güçlerini baskıladığını; bağımsız ve eleştirel düşünebilme becerilerini engelleyici nitelikte olduğunu ortaya koyuyor.

Ayrıca 7 yaş altındaki çocuklara verilecek eğitimin soyut kavramlar üzerinden değil, somut uygulamalar ve interaktif yöntemlerle işlenmesi gerektiği belirtiliyor. Din görevlilerinin ise bunu sağlayabilecek bir pedagojik formasyonu bulunmuyor.

Üniversitelerde verilmeye başlanan Manevi Danışmanlık sertifikası ile Diyanet işlerinin imam, vaiz vb kadroları Milli Eğitim bünyesindeki kadrolara atanarak pedagojik formasyonlu eğitimciler, rehber öğretmenler kadro dışı bırakılarak, yerlerine imamlar doldurulmak isteniyor. Böylece bütün kaleler zapt edilecektir.

ÇEDES projesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’na ve Milli Eğitim yönetmeliğine aykırı bir projedir.

Meltem Karakoyun

21.07.2023

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, izmir spotçu, karşıyaka haber, ilaçlama, kasko teklifi, malatya araç kiralama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, ingiltere aile birleşimi sınavı