Nezahat

Genel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.04.2018 - 17:36, Güncelleme: 10.04.2018 - 17:36 3400+ kez okundu.
 

Nezahat

Nezahat Nezahat 1909 yılında doğdu… Annesi 24 yaşında veremden ölünce, 70. Alay komutanı olan babası Halit Bey, bırakacak kimsesi olmadığından Nezahat’i mecburen cepheye götürdü… Nezahat cepheye gittiğinde henüz 8 yaşındaydı… Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında Nezahat 10 yaşına gelmişti… Tam bir yurtsever olan babası 70. Alay ile birlikte Milli Mücadele’ye katıldığında Nezahat ata binmeyi ve silah kullanmayı çoktan öğrenmişti… Evcilik oyunu için ilk kıyafeti daha 11 yaşındayken giydiği askeri elbise, oyuncakları da silahı ve mermileriydi… 70. Alay’ın maskotu gibiydi… Gediz cephesinde Yunan güçlerine karşı alınan ilk yenilgi sırasında cepheden kaçan askerlerin karşısına dikilerek “Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz” diye bağırarak daha o yaşta vatan için ölümü göze aldığını gösterdi… Bunun duyulması üzerine kendisine onbaşı rütbesi verildi… Artık o oniki yaşından itibaren “Onbaşı Nezahat” diye anılacaktı… *** Kurtuluş Savaşı boyunca babasıyla birçok cephede savaşmış olan Onbaşı Nezahat yüzden fazla düşman öldürdü… Kahramanlıkları dilden dile dolaşan Onbaşı Nezahat’a İstiklal Madalyası verilmesi teklif edildi… 1921 yılında TBMM tarafından kabul edilen bu önerge, sıcak savaşın sürmesi nedeniyle bir türlü verilemedi… *** Savaştan sonra babası ile birlikte İstanbul’a yerleşti… Aklı fikri eğitim almaktaydı… Bursa Amerikan Kız Koleji’nde bir süre eğitim gördükten sonra İstanbul’da Fransız kökenli Jan Dark Enstitüsüne devam etti… Babasının ikinci evliliği nedeniyle ortaokuldan sonra eğitime ara vermek zorunda kaldı… 1931 yılında Kurtuluş Savaşındaki kahramanlıklarından dolayı İstiklal Madalyası sahibi olan Yüzbaşı Mehmet Rıfat ile evlendi… İki kızları oldu… Anadolu’nun değişik yerlerinde görev yapan eşinin Atatürk’ün yaverliklerinden birine atanması üzerine Ankara’ya yerleşti… Onbaşı Nezahat bu, durur mu? Hemen İsmet İnönü Kız Enstitüsüne kaydoldu ve 1936 yılında mezun oldu… Eşinin yeni görevi gereği sıkça Atatürk’ün verdiği yemeklere, resmi törenlere katıldı… Atatürk’ü yakından tanıma fırsatını buldu… 1974 yılında eşini kaybetti… Dolmabahçe Sarayında, 1986 yılında düzenlenen bir törenle dönemin TBMM Başkanı Necmettin Karaduman kendisine “Takdir Berat”ı sundu… Bu bir bakıma daha çocukken hak etmiş olduğu İstiklal Madalyası’nın yıllar sonra kendisine takdim edilmesiydi… Türkiye Cumhuriyeti devleti bu kahraman Türk kadınını unutmamıştı… Nezahat Onbaşı 24 Eylül 1994 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde yaşama veda etti… *** Nezahat Onbaşı, Halide Onbaşı, Erzurum’lu Kara Fatma, Gördes’li Makbule ve daha niceleri… Aldığımız her nefesi bu kahraman kadınlarımıza borçlu değil miyiz? Cumhuriyetimizi erleriyle birlikte bu kadınlar kurmadı mı? Nezahat Onbaşı daha oniki yaşındayken at üzerinde düşman kovalamıyor muydu? *** Mustafa Kemal Atatürk, bu topraklarda yaşayan insanları kadın/erkek, yaşlı/genç, alevi/sünni, laz/kürt… diye ayırmadı… Hiçbir kadını, çocuğu, köylüyü hor görmedi… O, yıkmadı, satmadı… O yaptı… Kurduğu devletin tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarını sahiplenebilecek, isterse satabilecek güce sahipti… Hayır, o kaynaklar Türk Milletinin malıydı… Kılına bile dokunmadı… Yetmedi, tüm mal varlığını Türk milletine bağışladı… O, emperyalistleri askeri ve diplomatik zekâsıyla dize getirmenin yanında Türk Milletini TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE ülküsünde birleştirdi… Mustafa Kemal Atatürk’ü gerçek bir dünya lideri yapan özelliklerinden biri de, Nezahat Onbaşı gibi vatanı için ölümü göze alan kahramanlarda yarattığı bağımsızlık aşkıdır…   Filizay Twitter: @yaziIif_ Bir önceki yazım için TIKLAYIN
Nezahat Nezahat 1909 yılında doğdu… Annesi 24 yaşında veremden ölünce, 70. Alay komutanı olan babası Halit Bey, bırakacak kimsesi olmadığından Nezahat’i mecburen cepheye götürdü… Nezahat cepheye gittiğinde henüz 8 yaşındaydı… Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında Nezahat 10 yaşına gelmişti… Tam bir yurtsever olan babası 70. Alay ile birlikte Milli Mücadele’ye katıldığında Nezahat ata binmeyi ve silah kullanmayı çoktan öğrenmişti… Evcilik oyunu için ilk kıyafeti daha 11 yaşındayken giydiği askeri elbise, oyuncakları da silahı ve mermileriydi…

70. Alay’ın maskotu gibiydi…

Gediz cephesinde Yunan güçlerine karşı alınan ilk yenilgi sırasında cepheden kaçan askerlerin karşısına dikilerek “Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz” diye bağırarak daha o yaşta vatan için ölümü göze aldığını gösterdi… Bunun duyulması üzerine kendisine onbaşı rütbesi verildi… Artık o oniki yaşından itibaren “Onbaşı Nezahat” diye anılacaktı… *** Kurtuluş Savaşı boyunca babasıyla birçok cephede savaşmış olan Onbaşı Nezahat yüzden fazla düşman öldürdü… Kahramanlıkları dilden dile dolaşan Onbaşı Nezahat’a İstiklal Madalyası verilmesi teklif edildi… 1921 yılında TBMM tarafından kabul edilen bu önerge, sıcak savaşın sürmesi nedeniyle bir türlü verilemedi… *** Savaştan sonra babası ile birlikte İstanbul’a yerleşti… Aklı fikri eğitim almaktaydı… Bursa Amerikan Kız Koleji’nde bir süre eğitim gördükten sonra İstanbul’da Fransız kökenli Jan Dark Enstitüsüne devam etti… Babasının ikinci evliliği nedeniyle ortaokuldan sonra eğitime ara vermek zorunda kaldı… 1931 yılında Kurtuluş Savaşındaki kahramanlıklarından dolayı İstiklal Madalyası sahibi olan Yüzbaşı Mehmet Rıfat ile evlendi…

İki kızları oldu…

Anadolu’nun değişik yerlerinde görev yapan eşinin Atatürk’ün yaverliklerinden birine atanması üzerine Ankara’ya yerleşti… Onbaşı Nezahat bu, durur mu? Hemen İsmet İnönü Kız Enstitüsüne kaydoldu ve 1936 yılında mezun oldu… Eşinin yeni görevi gereği sıkça Atatürk’ün verdiği yemeklere, resmi törenlere katıldı… Atatürk’ü yakından tanıma fırsatını buldu… 1974 yılında eşini kaybetti… Dolmabahçe Sarayında, 1986 yılında düzenlenen bir törenle dönemin TBMM Başkanı Necmettin Karaduman kendisine “Takdir Berat”ı sundu… Bu bir bakıma daha çocukken hak etmiş olduğu İstiklal Madalyası’nın yıllar sonra kendisine takdim edilmesiydi… Türkiye Cumhuriyeti devleti bu kahraman Türk kadınını unutmamıştı… Nezahat Onbaşı 24 Eylül 1994 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde yaşama veda etti… *** Nezahat Onbaşı, Halide Onbaşı, Erzurum’lu Kara Fatma, Gördes’li Makbule ve daha niceleri… Aldığımız her nefesi bu kahraman kadınlarımıza borçlu değil miyiz?

Cumhuriyetimizi erleriyle birlikte bu kadınlar kurmadı mı?

Nezahat Onbaşı daha oniki yaşındayken at üzerinde düşman kovalamıyor muydu? *** Mustafa Kemal Atatürk, bu topraklarda yaşayan insanları kadın/erkek, yaşlı/genç, alevi/sünni, laz/kürt… diye ayırmadı… Hiçbir kadını, çocuğu, köylüyü hor görmedi… O, yıkmadı, satmadı… O yaptı… Kurduğu devletin tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarını sahiplenebilecek, isterse satabilecek güce sahipti… Hayır, o kaynaklar Türk Milletinin malıydı… Kılına bile dokunmadı… Yetmedi, tüm mal varlığını Türk milletine bağışladı… O, emperyalistleri askeri ve diplomatik zekâsıyla dize getirmenin yanında Türk Milletini TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE ülküsünde birleştirdi… Mustafa Kemal Atatürk’ü gerçek bir dünya lideri yapan özelliklerinden biri de, Nezahat Onbaşı gibi vatanı için ölümü göze alan kahramanlarda yarattığı bağımsızlık aşkıdır…   Filizay Twitter: @yaziIif_ Bir önceki yazım için TIKLAYIN
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, ilaçlama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat, sunucu