Köylerde Köy Enstitüleri

Genel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.04.2018 - 22:52, Güncelleme: 14.04.2018 - 22:52 3090+ kez okundu.
 

Köylerde Köy Enstitüleri

Köylerde Köy Enstitüleri Onlar, Köy çocuklarıydı. Kurumuş çalılar gibiydiler bozkırda. Kavrulmuş ekinler gibiydiler. Geldiler, Yalın ayakları Ve Yırtık mintanlarıyla geldiler, Gönen’e, Aksu’ya, Kepirtepe’ye. Ezilmiş, sömürülmüş, horlanmış Ve Unutulmuştular bin yıldır. Ferhat oldular, Yardılar İdris Dağını. Gürül gürül akıttılar suyunu, Hasanoğlan’a. Evet onlar, Köy Enstitülü, öğrenciler, onlar Anadolu’nun bağrından kopan toprağın çocuklarıydı, onlar köy çocuklarıydı, onların her biri Anadolu’nun bir parçasıydı... Tarıma, üretime en çok da bağımsızlıklarına düşkündüler.. Şöyle diyorlardı, hep bir ağızdan; Sürer, eker, biçeriz güvenip ötesine, Milletin her kazancı, milletin kesesine, Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine, Toprakla savaş için ziraat cephesine. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz. 17 Nisan 1940 yılında kurulan, Köy Enstitüleri’nin 78. kuruluş yıl dönümündeyiz. Fethiye’de bu yıl yapılan etkinliğin adı ve anlamı ‘’KADIN’’ Ne yazık ki Kadın dendiğinde, son zamanlarda aklımıza şiddet, taciz, ölüm, yoksulluk, geliyor. Oysa, KADIN hayatın ta kendisidir. Türk kadını, insan olma değerini Cumhuriyet’le birlikte kazandı. Ve kadın vatandaş oldu, seçmen oldu, söz sahibi oldu, birey oldu. Kadın; anadır, bacıdır, yardır. Kadın; topraktır, emektir, çiledir. Kadın; Vatan’a evlat veren, düşmana göğüs geren, haksızlığa baş kaldırandır.. Köy Enstitülerinde, cinsiyet ayrımcılığı yoktu. Hep birlikte, omuz omuza mücadele ederken, tek ses oluyorlardı; İnsanı insan eden, ilkin bu soy, bu toprak En yeni aletlerle, en içten çalışarak Türk için, yine yakın dünyaya örnek olmak, Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alın ak Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz. Köy Enstitülerinde görüyoruz ki, kadının güçlü olmasının, özgür olmasının, kadının kimliğine saygı göstermenin tek yolu Laik eğitim ve Cumhuriyet devrimleridir. Kadınlarımıza, Emperyal güçlerin destekleriyle değil, Köy enstitüleri kültürüyle, geleneklerimizle, öğrendiğimiz değeri ve eğitimi vermek zorundayız. Türk kadını egemenliğini, bağımsızlığını Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e borçludur. Köy Enstitüleri, Milli kalkınmanın ve eğitimin yanında, Cumhuriyet Devrimleri’nin, Atatürk ilkelerinin, Anadolu’nun en ücra köylerine kadar yayılmasında büyük rol oynamıştır. Toplumda, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında da çok önemli görev üstlenmiştir. Köy Enstitüleri uyguladığı eğitimle, daha çok kadınlar aracılığıyla, toplumu eğitirken, kadını toplumsal yaşamın bir parçası haline getirmenin önünü açmıştır. Köylerde, ilkokulu bitiren yoksul çocukların beş yıllık yatılı okullarda okumalarının imkanı yaratılmış, okulda uygulamalı eğitim almalarına öncülük edilmiştir. Köy Enstitüleri, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi, bağımsızlığına düşkün, sorgulayan toplum olmayı, akla ve bilime dayanmayı öğretmiştir. Şöyle haykırıyorlardı; Kuracağız öz yurtta dirliği, düzenliği, Yıkıyor engelleri ulus egemenliği, Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği, Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk benliği. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz. “Cumhuriyetimizin ilk ve en önemli eğitim modeli olan, Köy Enstitüleri’ni İlkokul öğretmeni yetiştirmek için hayata geçiren, dönemin Milli Eğitim Bakanı; Hasan Ali Yücel, İlk öğretim Müdürü; İsmail Hakkı Tonguç ve tüm Köy Enstitülü eğitimcilerimizi saygıyla anıyoruz. kaynak// 'ZİRAAT MARŞI' (köy enstitülerinin ortak marşı) A.Adnan Saygun Şiir //Özbek İncebayraktar Ebru Oğuzhan Yeter Anadolu Medeniyet Dolu isimli yazım için TIKLAYIN
Köylerde Köy Enstitüleri Onlar, Köy çocuklarıydı. Kurumuş çalılar gibiydiler bozkırda. Kavrulmuş ekinler gibiydiler. Geldiler, Yalın ayakları Ve Yırtık mintanlarıyla geldiler, Gönen’e, Aksu’ya, Kepirtepe’ye. Ezilmiş, sömürülmüş, horlanmış Ve Unutulmuştular bin yıldır. Ferhat oldular, Yardılar İdris Dağını. Gürül gürül akıttılar suyunu, Hasanoğlan’a. Evet onlar, Köy Enstitülü, öğrenciler, onlar Anadolu’nun bağrından kopan toprağın çocuklarıydı, onlar köy çocuklarıydı, onların her biri Anadolu’nun bir parçasıydı...

Tarıma, üretime en çok da bağımsızlıklarına düşkündüler..

Şöyle diyorlardı, hep bir ağızdan; Sürer, eker, biçeriz güvenip ötesine, Milletin her kazancı, milletin kesesine, Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine, Toprakla savaş için ziraat cephesine. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz. 17 Nisan 1940 yılında kurulan, Köy Enstitüleri’nin 78. kuruluş yıl dönümündeyiz. Fethiye’de bu yıl yapılan etkinliğin adı ve anlamı ‘’KADIN’’ Ne yazık ki Kadın dendiğinde, son zamanlarda aklımıza şiddet, taciz, ölüm, yoksulluk, geliyor. Oysa, KADIN hayatın ta kendisidir. Türk kadını, insan olma değerini Cumhuriyet’le birlikte kazandı. Ve kadın vatandaş oldu, seçmen oldu, söz sahibi oldu, birey oldu. Kadın; anadır, bacıdır, yardır. Kadın; topraktır, emektir, çiledir. Kadın; Vatan’a evlat veren, düşmana göğüs geren, haksızlığa baş kaldırandır.. Köy Enstitülerinde, cinsiyet ayrımcılığı yoktu. Hep birlikte, omuz omuza mücadele ederken, tek ses oluyorlardı; İnsanı insan eden, ilkin bu soy, bu toprak En yeni aletlerle, en içten çalışarak Türk için, yine yakın dünyaya örnek olmak, Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alın ak Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz.

Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz.

Köy Enstitülerinde görüyoruz ki, kadının güçlü olmasının, özgür olmasının, kadının kimliğine saygı göstermenin tek yolu Laik eğitim ve Cumhuriyet devrimleridir. Kadınlarımıza, Emperyal güçlerin destekleriyle değil, Köy enstitüleri kültürüyle, geleneklerimizle, öğrendiğimiz değeri ve eğitimi vermek zorundayız. Türk kadını egemenliğini, bağımsızlığını Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e borçludur. Köy Enstitüleri, Milli kalkınmanın ve eğitimin yanında, Cumhuriyet Devrimleri’nin, Atatürk ilkelerinin, Anadolu’nun en ücra köylerine kadar yayılmasında büyük rol oynamıştır. Toplumda, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında da çok önemli görev üstlenmiştir. Köy Enstitüleri uyguladığı eğitimle, daha çok kadınlar aracılığıyla, toplumu eğitirken, kadını toplumsal yaşamın bir parçası haline getirmenin önünü açmıştır. Köylerde, ilkokulu bitiren yoksul çocukların beş yıllık yatılı okullarda okumalarının imkanı yaratılmış, okulda uygulamalı eğitim almalarına öncülük edilmiştir. Köy Enstitüleri, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi, bağımsızlığına düşkün, sorgulayan toplum olmayı, akla ve bilime dayanmayı öğretmiştir. Şöyle haykırıyorlardı; Kuracağız öz yurtta dirliği, düzenliği, Yıkıyor engelleri ulus egemenliği, Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği, Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk benliği. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz. “Cumhuriyetimizin ilk ve en önemli eğitim modeli olan, Köy Enstitüleri’ni İlkokul öğretmeni yetiştirmek için hayata geçiren, dönemin Milli Eğitim Bakanı; Hasan Ali Yücel, İlk öğretim Müdürü; İsmail Hakkı Tonguç ve tüm Köy Enstitülü eğitimcilerimizi saygıyla anıyoruz. kaynak// 'ZİRAAT MARŞI' (köy enstitülerinin ortak marşı) A.Adnan Saygun Şiir //Özbek İncebayraktar Ebru Oğuzhan Yeter Anadolu Medeniyet Dolu isimli yazım için TIKLAYIN
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, istanbul kaynak makinesi, boşanma avukatı, istanbul evden eve nakliyat, https://www.metkimbocekilaclama.com/, kasko teklifi, malatya araç kiralama, en iyi evden eve nakliyat, evden eve nakliyat, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat