Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi
Yaşam
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
30.07.2018 - 19:36, Güncelleme:
30.07.2018 - 19:36 3907+ kez okundu.
Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi
Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi
Gaziantep Zeugma Müzesinden ayrılırken, geçmişten günümüze kadar ulaşan sanat eserlerinin ihtişamını zihnimize kazıdık...
Gaziantepe gelipte meşhur kebaplarından ve tatlılarından yemeden gidilirmi?
Bu konuda fazla detaya girmek istemiyorum çünkü aklım gidiyor.
Allahın Surinam’ında hadi çıkıp kebapçıya gidelim desen, öyle bir şansımız yok!
O yüzden yemek bahsini kapatıyorum. Yolunuz düştüğü zaman kendi damak tadınıza uygun ne varsa yiyin derim.
Kebaplardaki sırrı vermeliyim, kebap haline gelen etler kıyma makinesinde çekilmiyor ustalar eti zırh adı verilen bıçaklarla ustaca kıyıyorlar ve böylece eşsiz tatları bizlere sunuyorlar.
Meşhur Tahmis Kahvesinede gittik elbette. Bana fazla turistik geldiği için öyle uzun uzadıya oturmadık.
Menengiç ve dibek kahvelerimizi içtikten sonra artık biraz dinlenme vakti ve ertesi gün için dinç ve erken kalkarak kaldığımız yerden Gaziantep’i keşfetmeye devam edeceğiz.
Gerçek bir Türk kahvaltı sofrasının, dayanmılmaz etkisi ile başbaşayız.
Dalından koparılmış meyvelerden yapılmış receller, peynir çeşitleri, hamur işleri ve ince belli bardaklarda Türk çayı.
Nasıl sevilmez böylesine görsel bir sofra...
Gaziantep sokaklarında kimseye yol sormanıza gerek yok heryerde oldukça fazla yön tabelaları mevcut.
Bakırcılar çarşısına giriyoruz; dan dan dan diye sesler yükseliyor el emeği ile işlenen koca koca bakır tencere ve tepsiler, kadınlı erkekli atölyelerde işlemeler işliyor ustalar.
Keyifle izliyoruz Anadolu’nun yok olmaya yüz tutan geleneksel el sanatı bakır işlemeciliğini.
Tüm emekçilerin hal ve hatırını sorarak birazda bilgi alıyoruz.
Tarihi çok eskilere dayanan bakır işlemesinin özelliği ise, Gaziantep’te bakır yekpare olarak imal ediliyormuş.
Lehim veya başka bir yöntemle birleştirme işlemi yapılmıyormuş.
Bakır kalaylanarak mutfak eşyası, süs eşyası olarak kullanılıyor.
Çocukluğumdan hatırladığım eskiyen bakır kap kaçaklar kalaycıya götürülürdü.
Şimdi kimse bu kıymetli madende yemek bile pişirmiyor.
Dupond firması tarafından üretilen tehlikeli madde Tefal tencere tava artık mutfaklarımızda, maalesef baş köşede.
Bakır mamullerinin işlenmesinde çakma ve çizme diye bilinen basit işleme yöntemi kullanılıyormuş ayrıca Gaziantep’e özgü olarak, Gaziantep’te yapılan çekiç ve bir çelik kalemle yapılan işlemeler söz konusu.
Bu işleme yönteminde bir tek parçanın işlenmesi bazen haftalarca hatta aylarca sürermiş.
Çok bilmiş sevgili dostum Ebru, biber ve patlıcan dolmasını çok sevdiğimi bildiği için bakır tencere almadan gidemeyiz dedi tabi.
Bakır eşyalara bakarken, bizimki bana güzel bir bakır tencere almış, o arada .
Eee dedim öyle tencere almakla kurtulamazsın dolmayı da yapacaksın.
Ne diyeyim herkese Ebru gibi can bir dost dilerim.
Şimdi ben bunları yazıyorum o okurken bana kim bilir neler söyleyecek.
Kızmak yok ufaklık biz bizeyiz. (Söylemeden edemeyeceğim İzmir’e dönünce Ebru dolmada yaptı bana bakır tenceremde. Harikaydı! )
Bakırcılar çarşısını alt üst ettikten sonra karşımıza Şahin Bey Savaş Müzesi çıktı.
Aramadan bulmuştuk tarihe adını altın harflerle yazdıran, insanların destanını anlatan müzeyi.
Müzeyi eksiksiz anlatmam imkansız o yüzden Gaziantep belediyesinin müzeleri tanıtan bölümüne başvurarak anlatmaya çalışacağım.
Sizleri Milli Mücadele yıllarına götüreceğim.
Asrın en adaletsiz işgaline karşı, şehir halkının verdiği mücadeleyi, Antep Harbinin nasıl kazanıldığını anlatan kronolojik panolar bizi acımasız yıllara götürüyor.
İngiliz ve Fransızlara ait silah parçaları, şehir halkının kullandığı tabanca, av tüfeği, kılıç, kama, et satırı, kazma, kürek ve nacaklarla (Odun baltası) şehitlere ait birçok eşya sergilenmekte.
Müzedeki panolar, bir tüfek için kızını evlatlık veren babanın, şehir aç kalınca ölmüş hayvan etini kapışan anaların, düşman tanklarına karşı:
"Demirle adam dövüşür mü? Erkekseniz piyadenizi gönderin" diye haykıran yiğitleri anlatmaktadır.
Müze duvarlarındaki panolarda kahramanlık olayları, işgalin tüm detayları, Karatarla Mitingi'ne dair belgeler sergilenmekte; yansıttığı gerçeklerle, yalnız başına kalan Antep'in, Fransız ve Ermeni alayına karşı koyuşunun sırrını açıklamaktadır.
Müze binasının altında bulunan ve buradan şehrin farklı yönlerine açılan geçitlerin bulunduğu mağara sergi alanı olup; Antep savunması görsel bir şekilde anlatmakta, savaş günlerinin zor şartlarını adeta yeniden yaşatmaktadır.
Müze’de Şehit ve Gazilerin; kazmayla, kürekle en önemlisi de yürekleri ile yazdıkları destanı anlatmaktadır.
Müzenin bulunduğu alan tamamen kamulaştırılarak bir meydan haline getirilmiştir.
Gaziantepliler ailelerinden kalan savaş hatıralarını müzede sergilenmek amacıyla bağışta bulunmuşlar.
Antep Savunmasının simgelerinden olan “Ramazan Topu” yeniden yapılmış ve müzenin avlusunda sergilenmektedir.
Fransız askerlerini korkutmak amacıyla kullanılan makineli tüfek sesi çıkaran “Tak Takı” ile halkın bakır yemek kaplarıyla yaptığı ve Ermeni siperlerine atılan “Sahan bombası”, Savaş Müzesi’nde dikkat çeken eserler arasında.
Gaziantep Savaş Müzesi, vatan, namus denildiğinde nasıl mücadele edileceğini, nasıl ölüneceğini dünyaya örnek bir şekilde göstermektedir.
Utanmadan televizyon ekranlarında boy gösterenler Atatürk’e ve şehitlerimize dil uzatanlar, hatta Lozan Zaferinin 95. Yıl dönümünde yani bugün 24 Temmuz.
Lozan Zaferini hezimet diye göstererek, halkı kandırarak anlatmaya çalışanlar bence bu müzeyi gezmeli ve iliklerine kadar o günleri yaşamalı ki Cumhuriyeti ve kazanımlarını belki özümserler.
Gazi şehrimiz Gaziantep, sokakları caddeleri ve müzeleri ile her Türk vatandaşını buraya davet ediyor.
Değerli sanatçımız Sunay Akın’ın kurmuş olduğu Oyuncak müzesi sadece İstanbul’da değil.
Gaziantep’tede bir oyuncak müzesi var ve sizleri bekliyor.
Gaziantep’in en ilginç müzelerinden biri ise Emine Göğüş Mutfak Müzesi.
Gaziantep mutfak kültürünü tanıtmayı amaçlayan,Gaziantep mutfağında kullanılan araç ve gereçlerin teşhir edildiği ve unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemeklerin görsellerinin sergilendiği bir müze.
Türkiye’nin ilk mutfak müzesi. Gaziantep yemekleri dünyada şehir adıyla anılan tek mutfak.
Müzede, Antep mutfağında bulunan yemek malzemelerinden mutfak araç gereçlerine, yöresel yemeklerden içeceklere, pişirme yöntemlerinden hazırlanışına ve erzakların saklanmasına kadar mutfak kültürü ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır..
Gaziantep neredeyse müze cenneti, vaktimiz yettiğince diğerlerini de gezdik.
Biz Gaziantep’i gezmeye doyamadık birgün elbet tekrar yolumuz düşer bu güzel şehrimize...
Gaziantep’ten şanlı şehrimiz Şanlıurfa’ya gideceğiz!
Meltem Karakoyun
30 Temmuz 2018
Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi
Gaziantep Zeugma Müzesinden ayrılırken, geçmişten günümüze kadar ulaşan sanat eserlerinin ihtişamını zihnimize kazıdık...
Gaziantepe gelipte meşhur kebaplarından ve tatlılarından yemeden gidilirmi?
Bu konuda fazla detaya girmek istemiyorum çünkü aklım gidiyor.
Allahın Surinam’ında hadi çıkıp kebapçıya gidelim desen, öyle bir şansımız yok!
O yüzden yemek bahsini kapatıyorum. Yolunuz düştüğü zaman kendi damak tadınıza uygun ne varsa yiyin derim.
Kebaplardaki sırrı vermeliyim, kebap haline gelen etler kıyma makinesinde çekilmiyor ustalar eti zırh adı verilen bıçaklarla ustaca kıyıyorlar ve böylece eşsiz tatları bizlere sunuyorlar.
Meşhur Tahmis Kahvesinede gittik elbette. Bana fazla turistik geldiği için öyle uzun uzadıya oturmadık.
Menengiç ve dibek kahvelerimizi içtikten sonra artık biraz dinlenme vakti ve ertesi gün için dinç ve erken kalkarak kaldığımız yerden Gaziantep’i keşfetmeye devam edeceğiz.
Gerçek bir Türk kahvaltı sofrasının, dayanmılmaz etkisi ile başbaşayız.
Dalından koparılmış meyvelerden yapılmış receller, peynir çeşitleri, hamur işleri ve ince belli bardaklarda Türk çayı.
Bakır mamullerinin işlenmesinde çakma ve çizme diye bilinen basit işleme yöntemi kullanılıyormuş ayrıca Gaziantep’e özgü olarak, Gaziantep’te yapılan çekiç ve bir çelik kalemle yapılan işlemeler söz konusu.
Bu işleme yönteminde bir tek parçanın işlenmesi bazen haftalarca hatta aylarca sürermiş.
Çok bilmiş sevgili dostum Ebru, biber ve patlıcan dolmasını çok sevdiğimi bildiği için bakır tencere almadan gidemeyiz dedi tabi.
Bakır eşyalara bakarken, bizimki bana güzel bir bakır tencere almış, o arada .
Eee dedim öyle tencere almakla kurtulamazsın dolmayı da yapacaksın.
Asrın en adaletsiz işgaline karşı, şehir halkının verdiği mücadeleyi, Antep Harbinin nasıl kazanıldığını anlatan kronolojik panolar bizi acımasız yıllara götürüyor.
İngiliz ve Fransızlara ait silah parçaları, şehir halkının kullandığı tabanca, av tüfeği, kılıç, kama, et satırı, kazma, kürek ve nacaklarla (Odun baltası) şehitlere ait birçok eşya sergilenmekte.
Müzedeki panolar, bir tüfek için kızını evlatlık veren babanın, şehir aç kalınca ölmüş hayvan etini kapışan anaların, düşman tanklarına karşı:
"Demirle adam dövüşür mü? Erkekseniz piyadenizi gönderin" diye haykıran yiğitleri anlatmaktadır.
Müze duvarlarındaki panolarda kahramanlık olayları, işgalin tüm detayları, Karatarla Mitingi'ne dair belgeler sergilenmekte; yansıttığı gerçeklerle, yalnız başına kalan Antep'in, Fransız ve Ermeni alayına karşı koyuşunun sırrını açıklamaktadır.
Müze binasının altında bulunan ve buradan şehrin farklı yönlerine açılan geçitlerin bulunduğu mağara sergi alanı olup; Antep savunması görsel bir şekilde anlatmakta, savaş günlerinin zor şartlarını adeta yeniden yaşatmaktadır.
Müze’de Şehit ve Gazilerin; kazmayla, kürekle en önemlisi de yürekleri ile yazdıkları destanı anlatmaktadır.
Nasıl sevilmez böylesine görsel bir sofra...
Gaziantep sokaklarında kimseye yol sormanıza gerek yok heryerde oldukça fazla yön tabelaları mevcut. Bakırcılar çarşısına giriyoruz; dan dan dan diye sesler yükseliyor el emeği ile işlenen koca koca bakır tencere ve tepsiler, kadınlı erkekli atölyelerde işlemeler işliyor ustalar. Keyifle izliyoruz Anadolu’nun yok olmaya yüz tutan geleneksel el sanatı bakır işlemeciliğini. Tüm emekçilerin hal ve hatırını sorarak birazda bilgi alıyoruz. Tarihi çok eskilere dayanan bakır işlemesinin özelliği ise, Gaziantep’te bakır yekpare olarak imal ediliyormuş. Lehim veya başka bir yöntemle birleştirme işlemi yapılmıyormuş. Bakır kalaylanarak mutfak eşyası, süs eşyası olarak kullanılıyor. Çocukluğumdan hatırladığım eskiyen bakır kap kaçaklar kalaycıya götürülürdü. Şimdi kimse bu kıymetli madende yemek bile pişirmiyor. Dupond firması tarafından üretilen tehlikeli madde Tefal tencere tava artık mutfaklarımızda, maalesef baş köşede.
Ne diyeyim herkese Ebru gibi can bir dost dilerim.
Şimdi ben bunları yazıyorum o okurken bana kim bilir neler söyleyecek. Kızmak yok ufaklık biz bizeyiz. (Söylemeden edemeyeceğim İzmir’e dönünce Ebru dolmada yaptı bana bakır tenceremde. Harikaydı! ) Bakırcılar çarşısını alt üst ettikten sonra karşımıza Şahin Bey Savaş Müzesi çıktı. Aramadan bulmuştuk tarihe adını altın harflerle yazdıran, insanların destanını anlatan müzeyi. Müzeyi eksiksiz anlatmam imkansız o yüzden Gaziantep belediyesinin müzeleri tanıtan bölümüne başvurarak anlatmaya çalışacağım. Sizleri Milli Mücadele yıllarına götüreceğim.
Müzenin bulunduğu alan tamamen kamulaştırılarak bir meydan haline getirilmiştir.
Gaziantepliler ailelerinden kalan savaş hatıralarını müzede sergilenmek amacıyla bağışta bulunmuşlar. Antep Savunmasının simgelerinden olan “Ramazan Topu” yeniden yapılmış ve müzenin avlusunda sergilenmektedir. Fransız askerlerini korkutmak amacıyla kullanılan makineli tüfek sesi çıkaran “Tak Takı” ile halkın bakır yemek kaplarıyla yaptığı ve Ermeni siperlerine atılan “Sahan bombası”, Savaş Müzesi’nde dikkat çeken eserler arasında. Gaziantep Savaş Müzesi, vatan, namus denildiğinde nasıl mücadele edileceğini, nasıl ölüneceğini dünyaya örnek bir şekilde göstermektedir. Utanmadan televizyon ekranlarında boy gösterenler Atatürk’e ve şehitlerimize dil uzatanlar, hatta Lozan Zaferinin 95. Yıl dönümünde yani bugün 24 Temmuz. Lozan Zaferini hezimet diye göstererek, halkı kandırarak anlatmaya çalışanlar bence bu müzeyi gezmeli ve iliklerine kadar o günleri yaşamalı ki Cumhuriyeti ve kazanımlarını belki özümserler. Gazi şehrimiz Gaziantep, sokakları caddeleri ve müzeleri ile her Türk vatandaşını buraya davet ediyor. Değerli sanatçımız Sunay Akın’ın kurmuş olduğu Oyuncak müzesi sadece İstanbul’da değil. Gaziantep’tede bir oyuncak müzesi var ve sizleri bekliyor. Gaziantep’in en ilginç müzelerinden biri ise Emine Göğüş Mutfak Müzesi. Gaziantep mutfak kültürünü tanıtmayı amaçlayan,Gaziantep mutfağında kullanılan araç ve gereçlerin teşhir edildiği ve unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemeklerin görsellerinin sergilendiği bir müze. Türkiye’nin ilk mutfak müzesi. Gaziantep yemekleri dünyada şehir adıyla anılan tek mutfak. Müzede, Antep mutfağında bulunan yemek malzemelerinden mutfak araç gereçlerine, yöresel yemeklerden içeceklere, pişirme yöntemlerinden hazırlanışına ve erzakların saklanmasına kadar mutfak kültürü ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.. Gaziantep neredeyse müze cenneti, vaktimiz yettiğince diğerlerini de gezdik. Biz Gaziantep’i gezmeye doyamadık birgün elbet tekrar yolumuz düşer bu güzel şehrimize... Gaziantep’ten şanlı şehrimiz Şanlıurfa’ya gideceğiz! Meltem Karakoyun 30 Temmuz 2018
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.