Umursamaz Kadınla Söyleşi
Umursamaz Kadınla Söyleşi
Birisi sizinle aynı fikirde değil diye, onu yok edemez ya da yok sayamazsınız.
Okumaya önem veren, bilginin gücüne inanan normal düşünen medeni ve erdem sahibi insanlar, karşısındaki kişiyi anlamaya çalışır.
Konuyu tam olarak anlayabilmek için sorular sorarak detay öğrenir..
Ve daha sonra düşüncesini söyler.
Bu konuşma yeri gelir tartışmaya, eleştiriye ve yüksek sesle fikir üstünlüğünü benimsetmeye kadar gidebilir ama; Kişinin onurunu ve gururunu zedeleyecek şekilde hakaret etme hakkına hiç kimse sahip değildir.
Tartışmanın fiziksel kavgaya dönüşmesi ne medenicedir ne de insani.
Normal şartlarda durum böyleyken; Ve bu şekilde yaşamaya gayret gösterip çoluk çocuğumuza da "edep ve terbiye" ölçüsünü bu şekilde aşılamaya özen gösterirken..
Akşam olup da evde en rahat ettiğimiz koltuklarda yerlerimizi alıp ailecek bir şey seyredelim dediğimizde gezindiğimiz Televizyon kanallarında hangi programı açarsak açalım Belgeseller hariç durum çok farklı.
Gündüz kuşak programları,
*Aile sorunlarının hararetli ve hakaretli tartışıldığı..
*Evlilik sorunlarının yol açtığı ızdıraplı yaşam öykülerinin ithamlarla ortaya serildiği.. Yada;
*Magazin dünyamızın renkli simalarının "şok" paparazzi görüntüleri üzerinden polemiklerle aşk kaçamaklarının, ne, nerede, nasıllarının en az on kere tekrarlanarak ekranlara yansımasıyla hergünden kaybolup, akıp giden saatler..
Diziler de farklı değil.
"Çok kaliteli dizi" dediklerim reyting çıkmazına nasıl giriyor anlamış değilim.
Kimlere göre, neye göre ve hangi kriterlere göredir bu reyting bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var ki O da;
Reyting saçmalığı ile gittikçe kalitesizleşen, belirli bir kitlenin alkış tuttuğu geçici fenomenlerin ekranları doldurmuş olduğu gerçeği.
Bunlar ya en popüler yarışmalara katılmış, ya gündüz kuşak programlarıyla adını duyurmuş, ya namı diğer evlilik anlaşmalarından geçerken nam salmış, ya usta bir ahçılığa soyunmuş, ya da bir tartışmada "kapak" esprilerle, kimi de sosyal medyadaki paylaşımlarıyla kendini, "ekranların en çok seyredileni" olarak öne çıkmış bulabilir..
İçimizdeki yeteneklerin keşfedilmesi elbette çok etkileyici ve gurur verici eğer gerçek anlamda topluma bir fayda sağlıyorsa..
*Murat Özdemir bu tarz reytingden doğmuş biri..
En son bu şahsın, Papağan işkencesine tanık olduk. Bundan önceki kahramanlıklarını!! dile getiremeyeceğim.
Acıyla, nefretle, dehşetle izledim. İzledik.
*Sahi söylesenize değerli yapımcılar, siz ortaya çıkarttığınız, ortaya koyduğunuz bu Televizyon yayınlarından, görüntülerden, işinizin kalitesinden memnun musunuz?
Aldığınız ücretleri hakettiğinizi düşünüyor musunuz?
Siz,Türk halkını ne zannediyorsunuz?
Sizce Türk milleti bu reytingler üzerinden ortaya çıkan programları hakediyor mu?
*DEĞERLİ GÖRSEL MEDYA YAPIMCILARI, BENCE ARTIK YETER. KENDİNİZE BİR ÇEKİ DÜZEN VERİN..
Okuyarak değil, dinleyerek ve seyrederek öğrenmeyi alışkanlık haline getirmiş TÜRK HALKINA, eğitim düzeyi yüksek, kaliteli ve düzgün programlar hazırlayarak onların karşısına çıkın.
BUNU YAPMAK ZORUNDASINIZ.. Bunu en azından O ülkenin çocukları için yapmak zorundasınız.
Her dizide intikam.. Her dizide dehşet.. Her dizide vahşet Her dizide adam öldürme.. Her dizide öfke...
Sokaklarımızın haline bir bakın.
Ve kendinize SORUN bu sokaklara KATKIMIZ NEDİR?
KATKIMIZ NE OLMALIDIR? sorun, tartıştın, birbirinizi eleştirin..
Ve ortaya adam gibi işler koyun.. Sokaktan bir farkınız olsun! Örnek olun!
*Hemen hemen bir çok gündüz, kuşağında kılık, kıyafet, dedikodu, aşk kaçamakları, makyaj, saç, ayakkabı.. Estetik, botoks...
Sahi onca botoks'dan sonra kendinizi doğal görüyor musunuz?
O kadar botoks'dan sonra mimiksiz ve boş konuşmayı nasıl beceriyorsunuz..?
*Ben şahsen HERHANGİ iki sunucu yanyana gelip havadan sudan konuşmaya başladığında, araya girip mikrofona uzanıp uyarasım geliyor..
"Lütfen konuyu değiştirin hanımlar.. Lütfen değiştirin yada çok rica ediyorum bi susun."
Beni ilgilendirmeyen konularınızı değiştirin.
Tıpkı daha dün kestaneyken, bugün Vişne çürüğü olmuş saçlarınızın boyası gibi...
Beni en çok O falanca'nın, birlikte olduğunuz adamı elinizden alan filancayla, girdiğiniz ağız dalaşı sırasındaki, üstünlük yarışınızda kadın olduğunuzu unutmanız midemi bulandırıyor..
Hatta çocuğunuz olduğunu unutmanız ve işin ucunda aynı çocuğun babasının kavganın içinde olduğunu umursamazlığınız..
Ne acıdır ki genç takipçilerinizde ders, çıkartarak seyretmekte!
Onların, gelecekteki kendi ilişkilerine yön verirken, sizi hatırlamaları ve adımlarınızı takip etmeleri çok doğal..
Belki sen farkında değilsin, kendi özel hayatınla takipçilerini anlamsızca meşgul ediyorsun ve magazin basını seninle şenlik yaparken gündeme düşen önemli konular hasır altı ediliyor yada kıyıda köşede yazılıyor..
Bu arada; O birbirinize laf olsun torba dolsun, açtığınız tazminat davalarıyla, meşgul ettiğiniz avukatlar, bakacakları daha önemli davalara bakamaz oldu.
Anlayacağınız hem magazin basını memnun hem avukatlar..
Öte yandan, Modern dünyamız parça parça dökülüyor sen şarkının nakaratındasın.
Tarih, Akıl ve mantık karardı. Sen gözüne sürdüğün sürmenin koyusunda aktı, akmadı derdindesin..
Sen zannediyorsun ki;
Doğa, aldığın yeşil Valentino elbise ile yeniden canlanacak ve hatta ülke genelinde yaşam standartları, yaptığın tek bir programda aldığın ücrete eş, GUCCİ Stiletto üzerinde yükseldiğin gibi yükselecek..
ARTIK YETER!
O YÜKSEK SOSYETE VARİ YAŞAMLARINIZDA KAVGAYI, KISKANÇLIĞI, ÇEKİŞMELERİ BİR KENARA BIRAKIP, EL ELE VERİP, AKLI BAŞINDA, KALİTELİ VE DÜZGÜN YAYINLAR YAPMAYA BAŞLAYIN..
EĞER, AYNI TON TEK ÇİZGİDE DEVAM EDERSENİZ..
Sana diyim, Bizi bu aymazlık bitirir.. .
Bekir Coşkun, "Gidişin kadınların elinden usta" demişti yıllar önce yazdığı bir makalesinde..
Eğer o kadınlar Umursamaz kadına bürünür ve büründürülürse.....
Sen tahmin ediver gülüm bu kafa ile kim gidici? İçTen