Pabucumun Milliyetçileri

Pabucumun Milliyetçileri! Bugüne kadar onlarca askerimiz şehit oldu. Onlarca eve ateş düştü. Onlarca çocuk babasız, onlarca ana-baba evlatsız, onlarca kadın eşsiz kaldı. Mehmetçiklerimiz neden ve kim için Afrin‘de savaşıyor? Terör örgütleri ülkemizin toprak bütünlüğünü ve vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak için değil mi? Peki, bu arada, Türkiye’yi yönetenler ne yapıyor? Afrin harekâtı üzerinden, daha doğrusu askerlerimizin kanı üzerinden, oy devşirmeye çalışıp milliyetçilik naraları atıyorlar. Hani, bir zamanlar teröristleri çiçeklerle karşılayanlar, onlarla şarkı söyleyenler, milliyetçiliği ayaklar altına alanlar, Andımızı yasaklayanlar, T.C. ibaresini tabelalardan kaldıranlar şimdi milliyetçi kesildi başımıza! En acısı da, yıllarca bu milletten milliyetçilik söylemleri ile oy alan bazı sözde milliyetçiler de, milliyetçiliği ayaklar altına alanları destekliyor!

Neymiş, hükümet terörle mücadele ediyormuş.

Neymiş, bunu sadece AKP hükümeti yapabilirmiş. Neymiş, ülkemizin beka sorunu varmış da, AKP’yi desteklemek gerekiyormuş. Neymiş, tüm dünya gücümüzü görecekmiş. Neymiş, ABD’ye Osmanlı tokadı atacakmışız! Ama bir yandan da, hükümet tarafından, Cumhuriyet döneminde kurulan on dört şeker fabrikasının satılmasına karar verildi.

Bu fabrikaların satılmasıyla ne mi olacak? Neler olmayacak ki! Fabrikaların satılmasıyla, hepsi ya da birçoğu satılacak; bu da binlerce işçinin işsiz kalmasına neden olacak. Fabrikaların kapanmasıyla, şeker pancarı üretimi büyük oranda düşeceği için binlerce çiftçi mağdur olacak. Şeker pancarı üretimi düşeceği için, hayvan yemi üretimi de oldukça düşecek ve böylece hayvancılık da çok büyük zarar görecek.

Bu yüzden et ithalatı daha da artacak. Şeker pancarından üretilen sağlıklı şeker neredeyse biteceğinden, ABD’den son derece sağlıksız olan nişasta bazlı şeker ithal edilecek. Vatandaş, nişasta bazlı şeker tüketmeye mahkûm edildiği için kanser vakaları hızla artacak. Yani, Osmanlı tokadı ABD’ye değil, vatandaşa atılacak. Herhalde bir terör örgütü bile bir ülkeye bu kadar zarar veremez! Ha bu fabrikaları satılmış, ha bir şehrin ortasına bomba atılmış, ne farkı var? O zaman, Mehmetçiklerimiz Afrin’de neden savaşıyor?

Yalnızca şeker fabrikalarına mı kıyılıyor?

Hayır, bugüne kadar bu ülkeye değer katan ne varsa hepsine kıyıldı. Pek çoğu da yabancılara satıldı. On altı yıldır uygulanan politikalarla tarıma, hayvancılığa, turizme ve sanayiye büyük darbeler vuruldu. Neredeyse her şeyi ithal eder olduk. Ormanlarımız, ırmaklarımız, derelerimiz HES’lere, AVM’lere, rezidanslara kurban edildi. Eğitim sistemi bilimden uzaklaştırılarak, ülkeyi geleceğe taşıyacak değerlerin yetişmesine büyük sekte vuruldu.

Bu mudur milliyetçilik? Bir millet kendi malını kendi üretmiyorsa; çocuklarını, gençlerini, kadınlarını koruyamıyorsa, mutlu edemiyorsa; dünyaca ünlü-başarılı sanatçılar, sporcular, bilim insanları, yazarlar, şairler yetiştiremiyorsa; ormanlarını, su kaynaklarını, doğal güzelliklerini koruyamıyorsa nasıl gelişir, nasıl bağımsız olur ve nasıl onuruyla yaşar?

Milliyetçilik, yalnızca, terör örgütleriyle mücadele etmek değildir; Gençlerin terör örgütlerine katılmasını engelleyecek önlemleri almaktır. Her adım başı AVM yapmak değildir; o AVM’lerde satılan her ürünün, kendi ülkesinde, kendi vatandaşı tarafından üretilmesini sağlamaktır. Vatandaşı Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni, Ateist diye ayırmak değildir; ayırım gözetmeksizin, ülkedeki her vatandaşın eşit, özgür, varlıklı, huzurlu ve mutlu bir biçimde yaşamasını istemektir ve sağlamaktır.

Binlerce-milyonlarca Mimar Sinan’lar, İbn-i Sina’lar, Aziz Sancar’lar, Türkan Saylan’lar, Suna Kan’lar, Fazıl Say’lar yetişmesi için çabalamaktır. Uluslararası yarışmalarda ve karşılaşmalarda Ay Yıldızlı bayrağımızı göndere çektirecek sporcular yetişmesini sağlamaktır. Okulsuz-kitapsız-öğretmensiz tek bir öğrenci, atanamayan tek bir öğretmen bırakmamaktır. Tecavüze uğrayan, şiddet gören, sokaklarda mendil satan, gözü yaşlı tek bir kadın-çocuk-genç bırakmaktır.

Ülkenin tarlalarını, fabrikalarını, meralarını, ormanlarını, su kaynaklarını, doğal güzelliklerini gözü gibi korumaktır. Eh, bu ülkenin fabrikalarını satandan, ormanlarını talan edenden… Çocuklarını koruyamayandan, işçisini-çiftçisini-öğretmenini sürekli mağdur edenden…

Bir yandan dış düşmanlara “eyyy”leyip, bir yandan da onların yararına ne varsa onu yapandan… Türk milletini adeta yok olmaktan kurtaran, ona özgürce ve uygarca yaşaması için her türlü olanağı yaratan Mustafa Kemal Atatürk’e her gün küfredenlerden ve küfredenlerin kuyruğuna takılanlardan milliyetçi olur mu, olmaz mı? Siz karar verin.  

BERİL ŞEKER 02.03.2018 ''Mademki Artık Atatürkçüsünüz'' isimli yazımı okumak için TIKLAYIN